Mü'minler İçin Hasat Mevsimi

Mü'minler İçin Hasat Mevsimi
Mü'minler İçin Hasat Mevsimi


Yüce Rabbimizin ilahi ihsan ve manevi hedi-yelerini, insanlara olan rahmetini ve nimetlerini bolca lûtfettiği belirli zaman dilimleri vardır Gün içinde seher vakitleri, haftanın günleri arasında cuma, kameri aylardan receb, şaban ve rama-zan bu feyiz, bereket ve ihsanı bol olan zaman dilimlerindendir Şu an halkımızın “üç aylar” di-ye adlandırdığı ve büyük önem verdiği mübarek ayların içinde bulunuyoruz Bu aylar mü'minler için âdeta bir hasat mevsimi özelliğini taşır Na-mazlar, oruçlar, hayır hasenatlar, hatimler, tes-bihlerle süslenir gönüller Toplum yaşantısında gözlenebilir bir değişim hissedilir Dünya insanlı-ğının “robotlaştığı” bir ortamda, Müslüman top-lumlar bu mübarek zaman dilimlerinin zindeliği-ni yaşarlar
Ecdadımız Osmanlı'nın zamanında ise bu zindelik, zirvede yaşanırmış Günümüz insanına ışık tutması için onlardan bazı kesitler sunalım: Bir zamanlar İslam dünyasının gözbebeği, san-caktarı ve payitahtı durumundaki Osmanlılar; sultanıyla, veziriyle, âlimiyle, seçkin zümresiyle, yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, erkeğiyle üç ay-ları, mübarek geceleri ve bayramları bambaşka dini duygular içinde, coşku ve sevinçle karşılı-yor, yaşıyor ve uğurluyorlardı Realiteyi göz ardı etmeden, ifrat ve tefritten, her türlü aşırılıktan uzak kalarak coşku dolu duygu, düşünce ve his karışımı içinde dünya ve ahiret saadetini elde et-meyi hedefliyorlardı Her şeyden önce, üç aylar-dan, mübarek gün ve gecelerden, bayramlar-dan nasibini alanlar, belli kişiler ya da belli züm-reler değil, toplumu oluşturan bütün kesimlerdi
Zaman zaman ikindi sonraları, kabristanlar topluca ziyaret edilir Kur'an okunarak rahmeti Rahman'a kavuşmuş olan mevtaların ruhlarına bağışlanır, Yasinler, Tebarekeler, tilavet edilerek bu mübarek günlerde onların da hissedar olma-ları, akan feyz ve rahmet pınarından onların da faydalanması sağlanırdı
Evler güzelce silinir, süpürülür, bu mübarek gün ve gecelerin hürmetine buhurlarla tütsüle-nir, girilen her evden adeta misk-ü amber koku-ları saçılırdı Zenginler, fakirleri her zaman oldu-ğundan daha fazla düşünür, onları hediyeleriy-le, yardımlarıyla, sofralarına olan katkılarıyla se-vindirirlerdi
Üç ayların girmesiyle beraber irşad, vaaz ve sohbetler çoğalır, medreselerden, tekkelerden şehirlere, köylere mahallelere irşad ekipleri çı-kar, bu feyizli günlerin boş geçirilmemesi için halkı irşad eder, aydınlatırlardı Bu aylarda Kur' an okumaya, hatim inmeye de ayrıca özen gös-terilir; üç ayların başlamasıyla beraber hatim için başlangıç yapılır, iyi bilenler üç ayda en az üç hatim inmeye çalışır, normal veya az bilenler de Ramazan sonuna kadar hatmi tamamlayıp, Kadir gecesine yetiştirmek gayretinde bulunur-lardı
Bu mübarek aylarda bolca nafile oruçlar da tutulurdu Oruçlu günlerin akş----- çok renkli sofralar hazırlanır, her aile zengin olmasa da kendine göre bir hazırlık yapar, gücü yetmeyen-ler bile, ihtiyacından kesip, iftar vermeye çalışır-lardı Çünkü bunun büyük sevabı olduğuna ina-nırlardı Bu bir gösteriş değildi Gaye dualarla ve ikramlarla bu mübarek günlerin feyz ve rah-metinden istifade etmekti Çünkü hadis-i şerif-lerde şöyle buyruluyordu: “Evinizde hep oruç-lular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melek-lerde duacınız olsun” (Ebu Davud, Et'ime 54) “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar se-vap kazanır Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez” (Tirmizi, Savm 82)
Şehirlerin büyük camilerinde, hırka-i şerif ve sakalı şerif ziyarete açılır ve ziyaret edilirdi Bül-bül sesli hafızlar, mimarisi şaheser olan kubbele-ri çınçın öttüren sesleriyle Kur'an tilavet eder, ilahi söylerlerdi Kandillerle camilerin minarele-ri donatılır, içleri aydınlatılır, buhurlarla tütsüle-nir, en değerli hocalar ve müderrisler kürsüler-den vaazlar yaparlar, bütün mü'minler de aşk ve vecd içinde dinlerlerdi Herkes huşû içinde ru-hunu yüceliklere yükseltmenin gayreti içinde bir nevi yaratılış sırrındaki espriyi yakalamaya çalı-şırdı Okunduğu zaman bile insanın gönlüne sü-rûr veren bu Kur'an sesi nedir? Seslerdeki ma-nanın kaynağı neresidir, yıllardır insanlar bu se-se niçin doymuyor, okudukça okuyasıları geli-yor? Bütün bu soruların cevaplarını aramakla meşgul, yanık gönüller huzur ve sükûn içinde namazlarını kılarlardı Namazdan sonra kucak-laşırlar, tebrikleşirler, hâl-hatır sorup birbirlerini memnun ederlerdi Artık bundan sonraki gece-nin ihyası evlerde devam ederdi Kur'an oku-nur, kaza namazları kılınır, dualar edilirdi Kız çocuklarına işlemeli namaz başörtüleri, erkek çocuklarına da en cici takkeler, alımlı ve sevimli tesbihler, süslü seccadeler hediye edilip, bu mübarek gecelerin önemi anlatılırdı Bu hal böylece devam eder, giderdi
İşte üç aylar, mübarek gün ve gecelerde bu manzaralar hep yaşanırdı Mü'minler şarja bağ-lanmış bir akü misali, bu mübarek gün ve gece-lerde enerji ile yüklenirlerdi Bu enerji manevi bir güçtür Onun küçük zerresi bile, idraki olanı sonsuza uçurur, Rabbiyle buluşturur Böylesine ilahi feyzin, bereketin, rahmetin çağladığı gün-ler, geceler kaçırılır mı hiç?
İnsanların alışkanlıkları, toplumların da âdet ve gelenekleri vardır İnsanların şahsiyetini alış-kanlıkları yansıttığı gibi, toplumların kimliğini de gelenek ve âdetleri belirler Öyleyse ecdadı-mızın mirasına sahip çıkmamız gerekir Yani özümüze dönmeliyiz İslam'a, Kur'an'a ve sün-net-i Rasûlüllah'a ters düşmeyen âdet ve gele-neklerimize sahip çıkmalıyız Madde ve mana arasındaki dengenin, madde lehine bozul-duğu; insanlar, toplumlar ve devletler arası an-laşmazlıkların bütün dünyayı olumsuz yönde etkilediği; aklıselimin kullanılması yerine silah-ların konuşulduğu bir zaman diliminde bütün bunlara olan ihtiyacımız daha fazladır İnsanın ruhunu derin kırılmalardan ve acılardan koru-yabilmesi için nefis muhasebesine ve özümüze dönüşümüze her zamankinden daha fazla ihti-yacımız vardır
Öyleyse; bu mübarek üç aylar, gün ve gece-ler, bizim için bir fırsat olmalı Nefis muhasebe-leri yapılmalı, hatalarımız varsa tespit edilerek derhal dönülmeli, kötü duygu ve düşünceler-den kalpler arındırılmalıdır Artık Allah ve Ra-sûlünü bize unutturacak olan her şeyi bir tarafa bırakalım Gönül sarayımızı kirleten, bulandı-ran haset, kin, düşmanlık, haksızlık ve zulüm bataklığına batmaktan sakınalım Müslüman-lar olarak birbirlerimize, anne ve babamıza, ya-kınlarımıza, hısım ve akrabalarımıza sevgi ve muhabbetle yaklaşalım Dünyamızı saran düş-manlıklara, kin ve zulümlere karşı birlik ve be-raberlik içinde olalım Gönüllerimizde fazilet ve ilim ışığını yakalım Kalplerimiz bu güzelliklerle dolsun ki Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun Üç aylarımız mübarek olsun
Selam ve dua ile…

YASİR ÜNLÜ