Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ramazanlaşma, tam, zamanı

Tam Ramazanlaşma Zamanı

Eski 07-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tam Ramazanlaşma Zamanı






Tam Ramazanlaşma Zamanı
Tam Ramazanlaşma Zamanı

Şimdilerde de tarihî tekerrürler devr-i dâiminin böyle uğursuz bir faslıyla karşı karşıya bulunuyoruz Öyle ki, olup bitenlere dönüp bakınca kendimizi âdeta bir karanlık tünelde yol almaya çalışıyor gibi görüyor ve ümit-recâ dengesini koruyamaz hâle geliyoruz -en azından bazılarımız için bu böyle- ve yeniden toparlanıp yola devam etme adına ne gayretler ne gayretler sarfediyoruz Bazen üst üste öyle zifirî karanlıklar yaşıyoruz ki, bu türlü durumlarda devrilip gidenlerin hadd ü hesabı yok; ayakta kalanlar ise meseleyi Rahmeti Sonsuz'a havale ederek "Kim bilir, belki de bu sis ve duman, bu ifritten hâdise ve müterâkim karanlıklar umumî bir uyanış ve aydınlanmanın vesilesidir" deyip teselli oluyorlar inşaallah böyleleri düşüncelerinde doğrudurlar! Herkesin kendi inanç ve karakterinin gereğini sergilemesi tabiîdir ve bu itibarla da, onların öyle, bunların da böyle olmasını normal görmek gerek
Olup biten şeylerin arka plânına kapalı olanlar değişik kâbuslarla inleye dursun; biz, bu üst üste zulmetler ve çözülmeler karşısında her gün biraz daha bilenen bir azm ü ikdamla: "Ey ümidini yitiren tali'zedelere "leyl-i mâtem"! "Karar kararabildiğin kadar, zira karanlığın en amansızlaştığı an, şafakların da sökün edeceği andır" deyip, ümitle dört bir yanın aydınlanacağı "Eyyâmullah"ı bekleyeceğiz Aslında bizler, dünden bugüne bu iman ve ümit sayesinde hiç mi hiç mütemâdî inkisar yaşamadık, kalkıp doğrulamayacak şekilde devrilmedik ve devrilmeyeceğimiz inancıyla Allah'a dayanarak hep ayakta kalmaya çalıştık evet, en fırtınalı durumların her şeyi yerle bir ettiği dönemlerde bile, bir gün mutlaka göklerin rahmetle üzerimize boşalabileceğiyle soluklandık ve Sûr sesi almış gibi hep bir "ba's ü ba'de'l-mevt" heyecanı yaşadık

Kan ve gözyaşlarının çağlayanlara dönüştüğü, mazlum âh u efgânı ve zâlim hayhuylarının gidip "arş-ı gayret"e dayandığı -bizler öyle görüyor olabiliriz- şu kasvetli günlerde de ilâhî rahmetin değişik tecelli dalga boyundaki farklı teveccühlerinin, her zaman olduğu gibi bir kere daha bizleri kendi yalnızlık ve gurbetlerimizle başbaşa bırakmayacağına dair inanç ve ümidimiz tamdır Aslında, bunun böyle olmasını gerektiren sâikler de yok değil; bugün pek çok kimsenin uzlaşma arayışı içinde olması, bazı kesimlerin bir sevgi dili oluşturma peşinde koşması, kitlelerin sürekli bir diyalog hummasıyla oturup kalkması yanında, Ramazan'ın o binbir rahmet esintisiyle gelip ufkumuzda tüllenmesi ve kendine has vâridâtı, rengi, deseni ve şivesiyle bir kez daha bizliğimizi hatırlatması bu sâiklerden sadece birkaçı

Değişik hâdiselerin "cebr-i lütfî" çerçevesinde bizi daha anlayışlı olmaya çağırdığı şu günlerde, Ramazan'ın da sürprizler yapıp kalblerimizi yumuşatacağını ve bize bir kere daha "ahsen-i takvîm"e mazhariyetimiz ufkundan sesleneceğini düşünüyor ve ümitleniyoruz zaten hep ümit edegeldik bu rahmet ayında fena duygu ve düşüncelerden sıyrılabilmeyi, arınıp kendimiz olmayı ve bir kez daha "birlik" ve "beraberlik" diyebilmeyi evet, bu ayda şimdiye kadar pek çok sivri yanlarımız törpülendi, sertliklerimiz kırıldı ve insanî taraflarımız öne çıktı Öyleyse bir kere daha neden olmasın ki! Her şeyden evvel Ramazan, insanların, insanî derinliklerini ortaya çıkaran, zamanın ötelere açık en bereketli, en sihirli bir buududur Öyle ki onu tam yaşayan ve duyan ruhlar, kendilerini gökler ötesi âlemlerin üveykleri gibi hisseder ve meleklerin hayhuyunu duyar gibi olurlar

Evet, Ramazan'ın o sihirli, canlı, pırıl pırıl gündüz ve gecelerinde insanların pek çoğu kendilerini âdeta bir uhrevîlik içinde hisseder, bir saadet rüyası görüyor gibi olurlar; olur ve her şeyin bir çocuk neş'e ve sevincine büründüğü o aydınlık zaman diliminde daha bir mûnisleşir, daha bir derinleşir ve birbirleriyle kucaklaşabilecek safvete ulaşırlar Öyle ki, o güne kadar çok defa tesirini sürdüre gelen nefsânî ve şeytânî dürtüler ve bunlardan kaynaklanan kinler, nefretler büyük ölçüde yatışır, sonra da onların yerlerini sımsıcak bir mülâyemet ve masmavi bir ruhânîlik alır

Her zaman olagelenlerin üstünde bilhassa bu ayda, imanın herkesi evirip çevirip kendine benzetmesi, ibadet ü taatin Ramazan'da daha netçe duyulan ışığı ve uhrevî albenisi; orucun insanı ruhânîleştiren o büyülü tadı, şivesi; minarelerden yükselip dört bir yanda yankılanan ezan, temcid ve salâların ruhlara işleyen o lâhûtî sesi ve bütün bunlarla metafizik gerilimlerini tamamlayan mü'min gönüllerin heyecanlarından süzülüp gelen ve her tarafta kendini hissettiren bir semâvîlikle umumî atmosfer öylesine yumuşar, öylesine büyülü bir hâl alır ki, inanan insanlar kendilerini âdeta cennetlerin koridorlarında seyahat ediyor sanırlar Aslında, hemen her zaman Ramazan'ın o uhrevî neş'esine, o ruhânî lezzetine ve o ilâhî enginliğine açık ruhlar, onun atmosferinde öylesine derinleşir, öylesine onunla bütünleşirler ki, günün her faslı böyleleri için âdeta bir Reyyân1 olur

Evet, her sene Ramazan hilâli o ince ve nazlı hâliyle ufukta belirince, inanan ruhlarda da bir yenilenme duygusu belirir ardından da bir değişim ve dönüşüm sürecine girilir; girilir de pek çok mü'min, gerçek insan olma farklılığını daha bir derince duymaya, daha bir disiplinli olmaya gayret eder ve elden geldiğince hep kalb ve ruh şehrahında yürümeye çalışır Derken, böylelerinin dünyasında hayat uhrevî bir renk alır dört bir yan masmavi kesilir hemen her bucak, o idrâk edilemez nefâsetiyle ötelerin o enfes desenine bürünür ve mü'min gönüllerde âdeta ebedî ferahlamanın çağlayanları duyulmaya başlar Bu sayede onların saat, dakika ve saniyeleri birer eşref saate dönüşür ve zamanın her parçasıyla öbür âlemden neler peylenir neler peylenir!

Ramazan, bir yandan ezanı, temcîdi, iftarı ve sahuruyla hep gürül gürül bir zaman dilimi olmasının yanında, aynı zamanda inanan ruhlarda hâsıl ettiği sükût ve temkîn hâli, murâkabe ve muhâsebe duygusuyla da, mü'minlerin tavır, davranış ve düşüncelerinin kontrol altına alındığı ve insanların kendilerini ifadede "kelâm-ı lafzî"den "kelâm-ı nefsî"ye geçtikleri çok derinlikli bir sessizlik mevsimidir Öyle ki, derecesine göre hemen her mü'min, onda elde ettiği ve edeceği mârifet vâridâtı ve aşk u iştiyak mevhibesiyle, muvakkaten dahi olsa fâniyât ü zâilâta bütün bütün kapanır kalbindeki, kafasındaki kiri-pası siler, atar; ufkunun derinliği ölçüsünde farklı bir mahiyet kazanıp, potansiyel olarak "ahsen-i takvîm" numara ve drobuna göre durduğu yerle durması gerekli olan yeri bir kere daha gözden geçirir ve o muhteşem mahiyetine yeni inkişaf alternatifleri aramaya durur; durur da daha çok ruh ayağıyla yürümeye başlar kalb diliyle konuşur varoluş gâyesi etrafında daha net, daha açık mülâhazalara ulaşır ve görüldüğünde hep Hakk'ın hatırlanacağı büyülü bir mahiyet alır derken, Ramazanlaşan bu insanları gören hemen herkes, "Allah" der, duygularını haykırır ve onlarla beraber bulunmayı Hakk'ın kendisine bir lütfu sayar, şükranla gerilir

Aslında, Ramazanlaşan bu mü'minlerin her hâlleri, en katı kalbleri dahi yumuşatıp rikkate getirecek kadar anlamlı, derin ve tesirlidir Onlar, atmosferlerini paylaşanlara hâl diliyle neler fısıldar neler fısıldarlar; fısıldar da ne yapıp yapıp onların ruhlarına mutlaka bir şeyler aşılayıp hemdemlerini şöyle-böyle kendilerine benzetirler

Bizler ne zaman bu pırıl pırıl simalara baksak, aydınlık dünlere ait ruh ve mânânın asâlet ve nefâsetini görmenin yanında, nûrefşân geleceğimizin de yanıltmayan emâreleriyle karşılaştığımız kanaatine varır ve âdeta kendimizden geçeriz Bu hâlleriyle çok defa onlar alır götürürler bizi olağan olandan, olağanüstü güzelliklere; aradığımız huzur ve güvene; gönülden birlik, beraberlik ve kardeşliğe sükût ve incelikleri sözlerinden daha parlak ve tesirli bu hâl insanları, istesek de istemesek de ruhlarımızın derinliklerine öyle nüfûz ederler ki, önyargısız olanlarımız için onlara hayran kalmamak mümkün değildir Aslında Ramazanlaşan insanlar o kadar nurânîdirler ki, bazı densizler onları görmezlikten gelseler veya onları karalamaya çalışsalar da onların çehrelerindeki aydınlığı karartamayacak ve onların yürüdüğü yolun ışıklarını asla söndüremeyeceklerdir

Her şeyden evvel, Ramazanlaşan bu mü'minler, hep Hak'la irtibat içindedirler; sürekli ziya avlama peşindedirler ve peygamberlerin de yedeğindedirler; bu itibarla da yolları aydın, ufukları nurlu ve iradeleri de ilâhî meşîet vesâyetindedir Bu açıdan onlar, başkalarının maruz kaldığı boşluklara maruz kalmaz, endâzesizliğe düşmez ve mütemâdî karanlık derbederliği de yaşamazlar Bazen sendelese veya ise-pasa bulaşsalar da, arkadan hemen bir imsak ve iftarla, bir namaz ve niyazla yeniden toparlanır ve kendi derinliklerine yönelirler

İfadelerin, düşüncelerin tamamen şirâzeden çıktığı, toplumun hemen her kesimiyle gerilimlerin gel-gitlerine çekildiği, her yanda garazların, nefretlerin avaz avaz yükseldiği şu alacakaranlık günlerde, Ramazan'ın hepimize kendi şivesiyle seslenerek, milletçe bizi kendi ruh asâletimiz ufkunda bir araya getirip kaynaştıracağını ümit ediyoruz Hak rahmetinin ondaki engin tecellisini hiç yanıltmayan bir referans ve insanımızın yanlışlıklarda inat etmeyeceğini de bir esas kabul ederek şu nurlu Ramazan atmosferinin gölgesinde insanımıza son bir kez daha sesleniyoruz: Gelin, en azından şu rahmet ayında kendimiz gibi olalım ve bizi bizlikten çıkaran kinlerden, nefretlerden sıyrılarak millî karakterimizin gereklerini dost-düşman herkese bir kere daha haykıralım

Dipnot

1 Lügat itibarıyla "susuzluğunu gidermiş, suya kanmış" demek olan "Reyyân", orucun hakkını verenler için tahsis edilen Cennet kapısının ismidir


Fethullah Gülen
Sızıntı, Eylül 2008, Cilt 30, Sayı 356

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.