Prof. Dr. Sinsi
|
Bozgunculuk, Koğuculuk, Su-İ Zan Ve İftira
Bozgunculuk, Koğuculuk, Su-i Zan ve İftira
Bozgunculuk, Koğuculuk, Su-i Zan ve İftira
Bozgunculuk; Yeryüzünde fitne, fesad ve karışıklık çıkarmak; zulüm ve taşkınlık yaparak haddi aşmaktır
"Allah bozgunculuk yapanları sevmez" (el Mâide, 5/64) Çünkü bozgunculuğun ancak kâfir, münâfık ve müşriklerin özelliklerinden olduğu ayetlerden anlaşılmaktadır Bu hususta Peygamber Efendimiz (s a v ) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar arasına bozgunculuk ve kötülük sokmaktan sakının! Çünkü böyle hareket dini yok eder " (Ebu Davud, Edeb, 50)
Koğuculuk; Bir kimseye, o kimse hakkında bir başkasının söylemiş bulunduğu bir sözü ya da o kimseye yönelik yapmış bulunduğu bir işi -gördüğünü veya duyduğunu öne sürerek- ulaştırma, aktarma, götürme işi  Söz taşıyıcılık
İbn Ömer (r a ): "Resulullah'ın (s a v ) şöyle buyurduğunu işittim" dedi "Koğuculuk, küfürbazlık, kızgınlık cehennemdedir " (Tergib ve Terhib, c 5/386) Ganm oğlu Abdurrahman, Resulullah'ın (s a v ) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın iyi kulları öyle kimselerdir ki, onları görenler Allah'ı hatırlarlar En kötüleri de, söz taşıyarak dostların arasını açıp, onları birbirinden ayıran ve iyi kimseleri suçlayanlardır " (a g e , 5/390)
Su-i Zan; kötü zan, fena tahmin demektir Sû-i zann'ın zıddı (karşıtı), "Hüsnüzan (hüsn-i zan)"dır Hüsn-i zan'da, "iyi-güzel zan; bir kimse veyâ bir olayın iyiliği hakkında vicdânî kanâat" demektir Görüldüğü gibi, iki türlü "zan" vardır Zan, "tahmin" ve "ihtimâl''e dayandığına göre, bu konuda alınacak tavır ne olmalıdır Kur'ân ve Hadis, bu hususla ilgili davranışın nasıl olması gerektiğine açıklık getirmektedir: Kur'ân-ı Kerim'de: "Ey inanan (mü'min)ler! Zannın bir çoğundan kaçının Çünkü bazı zan (vardır ki) günahtır  " buyurulmuştur (el-Hucurât, 49/12)
Ebû Hüreyre (r a ) bu hususla ilgili Resulullah'ın (a s m ) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Başkalarına su-i zan etmekten sakınınız Çünkü su-i zan yalan sözdür Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız Birbirinizin hususi ve mahrem hayatını da araştırmayınız Dünya menfaati için hırs göstererek yarışmayın Birbirinizi çekiştirmeyin Birbirinizden nefret etmeyin Birbirinize sırt çevirmeyin Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz " (Ebû Davud, Edeb, 37)
İftira; Olmayan birşeyi olmuş gibi anlatmak veya nakletmek demektir Birçok ayet-i kerime ve pek çok hadis-i şerif ile yasaklanan çok çirkin, Müslümana hiç yakışmayan bir huy, bir davranıştır
İftirada bulunmak çirkin olduğu gibi, Müslümana atılan iftirayı araştırıp soruşturmadan hemen benimsemekte aynı şekilde çok kötü bir davranıştır Bu mevzu ile ilgili ayet-i kerimelere mealen bakalım:
"O uydurma haberi getirip iftira (ifk) atanlar, içinizden bir topluluktur Onu kendiniz için bir şer sanmayın, bilakis o, sizin için hayırdır İftirada bulunanlardan her birinin kazandığı günaha göre cezası vardır Onlardan günahın en büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır "
"İftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?"
"Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların ta kendileridir"
"Eğer Allah'ın lütuf ve merhameti, dünyada ve ahirette üzerinizde olmasaydı, yaydığınız fitne yüzünden, size mutlaka büyük bir azap dokunurdu "
"Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz Halbuki bu, Allah nezdinde büyük bir günahtır "
"O asılsız sözü duyduğunuz zaman: "Bunu konuşmak bize yakışmaz Haşa! Bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?" (en-Nûr, 24/11-16)
Bu ayet-i kerimeler, bir grup münafığın, Hz Aişe (r a ) validemiz hakkında yaydıkları iftira ile ilgili olarak nazil olmuştur Bununla beraber, ayet-i kerimeler, mü'minler hakkında asılsız iddialar ortaya atmak, bunları araştırmaksızın benimsemek gibi içtimai hayatı fesada veren hareketlerle ilgili olarak umumi hükümler, ibretli dersler ve pek şiddetli tehditler ihtiva etmektedir
İftira eden kimse, bununla amacına ulaşamaz ve sonunda dünyevî ve uhrevî bakımdan kendisi zararlı çıkar Nebî (s a s) "İftira eden kimse zarara uğramıştır" (Ahmed b Hanbel, I, 91) buyurur
-alıntı-
|