|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
allah, kainatı, yapıyordu, yaratmadan, önce |
![]() |
Allah, Kainatı Yaratmadan Önce Ne Yapıyordu? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah, Kainatı Yaratmadan Önce Ne Yapıyordu?Allah, kainatı yaratmadan önce ne yapıyordu? Allah, kainatı yaratmadan önce ne yapıyordu? Bu sorunun temelinde "zaman" ve "ezel" kavramlarının yanlış değerlendirilmesi yatmaktadır ![]() ![]() ![]() "Zaman", mahlûkatın yaratılması ile başlayan ve içerisinde "olaylar zincirinin birbirini takip etmesi", "mahlûkatın birbiri ardınca akıp gitmesi" gibi hadiselerin cereyan ettiği mücerred bir kavramdır ![]() ![]() ![]() "Geçmiş, şu an ve gelecek" olmak üzere üçe ayrılan zaman, nisbî yani göreceli bir ifadedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezel'e gelince, ezel zaman itibariyle bir sonsuzluk demek değildir ![]() Ezelde "geçmiş, şu an, gelecek, mekân ve mahlûk" yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezel, mutlak varlığın ancak mekân ve zamandan münezzeh olan Allah’a mahsus olmasından ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() O halde Cenâb-ı Hakk'ın ezelî olması demek, O'nun kıdemi demektir ![]() ![]() Cenab-ı Hakk’ın ezeliyeti, devam ve bekası hâdiselerin zaman içerisinde akışı şeklinde düşünülemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi; Cenâb-ı Hak Kadîm'dir, ezelîdir; zaman ise mevcudatın yaratılması ile başlamıştır ![]() ![]() Bu soru ancak şöyle sorulabilir: "Ezelde Allah vardı ![]() ![]() Bu soruya cevap vermeden önce şunu ifade edelim ki, ezelde bir şey yapmak Cenâb-ı Hakk'a -hâşâ- vâcib olmadığı gibi, birşey yapmamak da O'nun için bir noksanlık değildir ![]() ![]() ![]() Bu kısa açıklamadan sonra, söz konusu soruyu iki maddede cevaplandıralım: 1) Cenâb-ı Hak ezelde, kendi Zâtını, ulûhiyyetine mahsus izzet ve azametini, cemâl ve kemâlini bizzat müşahede ediyordu ![]() ![]() Allah’ın zâtını kemâli ile bilmek ancak O'na mahsus olduğu gibi, kendisini kemâliyle takdis ve tahmid etmek de yine O'na mahsustur ![]() Marifetullah'ta en ileri mertebede olan Peygamber Efendimiz (asm ![]() "Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim ![]() ![]() ![]() Diğer bir hâdis-i şeriflerinde ise "Sen kendini sena ettiğin gibisin ![]() ![]() 2) Cenâb-ı Hak mukaddes varlığına, kudsî sıfatlarına ve esmâ-i İlâhiyesine tecelligâh olacak eşyanın hakikatlarını, mahiyetlerini, plân ve programlarını, manevî miktar ve suretlerini ezelde dâire-i ilminde takdir ve müşahade etmekteydi ![]() O Zât-ı Zülcelâl, lütuf ve keremi ile dâire-i ilmindeki bu mahiyetlere harici vücud giydirmeyi irâde buyurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Şu hususu önemle belirtelim ki, Cenâb-ı Allah'ın gerek kendi zâtını müşahede etmesi, gerekse ilmindeki eşyanın mahiyetlerini takdir ve tanzim etmesi zaman içinde değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dipnotlar: --------------------------------------- (1) Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946 ![]() (2) Elmalılı Hamdi Yazır, H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (3) Ebu Davud, Salat 340, (1427); Tirmizi, Da'avat 123, (3561); Nesai, Kıyamu'l-Leyl 51, (3, 248-249) (*) Merhum Elmalılı Hamdi Efendi'nin ifadesiyle, Allahü Azîmüşşân ezelde "inayet-i ezeliyesini, yani âlem-i takdir, halk ve icad fiillerini isdar ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|