![]() |
Sözünde Durmak Ve Va'dini Yerine Getirmek |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sözünde Durmak Ve Va'dini Yerine GetirmekSözünde durmak ve va'dini yerine getirmek SÖZÜNDE DURMAK VE VA'DİNİ YERİNE GETİRMEK Âyetler 1 ![]() ![]() ![]() İsrâ sûresi (17), 34 Aşağıdaki âyet-i kerîmelerin benzeri olan bu âyet, bir önceki "Sır Saklama" bölümünde açıklanmıştır ![]() 2 ![]() ![]() Nahl sûresi (16), 91 ![]() Bir sonraki âyetle birlikte açıklanacaktır ![]() 3 ![]() ![]() Mâide sûresi (5), 1 Antlaşma ve akidleşme ifadeleri bize iki sözümüzü ve va'dimizi hatırlatmaktadır ![]() ![]() ![]() Allah ile yaptığımız antlaşma, O'nu ilâh olarak tanımak, O'na asla ortak koşmamak ve emirlerine uyup yasaklarından uzak durmak hususlarındadır ![]() "Ey âdemoğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır, demedim mi? Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur, demedim mi?" [Yâsîn sûresi (36), 60-61] âyetleri bize bu sözleşmeyi hatırlatmaktadır ![]() Allah ile yaptığımız antlaşmanın sonuçlarını bize hatırlatan âyet-i kerîmeler de vardır ![]() "Kim ahdini bozarsa, ancak kendi zararına bozmuş olur ![]() ![]() Bir başka âyette Allah Teâlâ bu ahdi ve sonucunu şöyle hatırlatmaktadır: "Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size vâ'dettiklerimi vereyim" [Bakara sûresi (2), 40] ![]() Allah ile kul arasındaki sözleşmeyi karşılıklı haklar ifadesiyle ele alan 427 numaralı hadîs-i şerîfi burada hatırlamak uygun olacaktır ![]() - "Ey Muâz! Allah'ın kullar üzerinde, kulların da Allah üzerinde ne hakkı vardır?" diye sormuş, Muâz'ın: - Allah ve Resûlü daha iyi bilir, demesi üzerine de şu cevabı vermişti: - "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı, onların sadece kendisine kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır ![]() ![]() Resûl-i Ekrem Efendimiz kulun Allah ile olan bu antlaşmasına, 1878 numaralı "seyyidü'l-istiğfâr" hadisinde görüleceği üzere, sık sık temasla şöyle buyururdu: - "Allahım! Gücüm yettiği kadar ahdine ve va'dine sadâkat gösteriyorum" (Buhârî, Daavât 16) ![]() İnsanlarla yaptığımız belgeye bağlanmış antlaşma ve akidleşmeler ise, bir arada yaşamanın gereği olarak yapılan alım, satım, borçlanma, kira, şirket, hibe gibi işlemlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() Saf sûresi (61), 2-3 İmanın gereği, doğruluk ve sözünde durmaktır ![]() ![]() ![]() Konuşma özelliği sadece insanda vardır ![]() ![]() ![]() Verdiği sözde durmamak, antlaşmalara uymamak da aynen böyledir ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisler 690 ![]() "Münâfığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler ![]() Söz verince sözünde durmaz ![]() Kendisine bir şey emanet edilince hiyanet eder ![]() Buhârî, Îmân 24, Şehâdât 28, Vesâyâ 8, Edeb 69; Müslim, Îmân 107-108 ![]() ![]() Müslim'in bir rivayetinde şu ilâve vardır: "Oruç tutsa, namaz kılsa, müslüman olduğunu söylese de" (Müslim, Îmân 109-110) 201 numarayla "emaneti yerine getirme" bahsinde geçen bu hadis, bir sonraki hadisle birlikte açıklanacaktır ![]() 691 ![]() "Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur ![]() ![]() Kendisine bir şey emanet edilince hiyânet eder ![]() Konuşunca yalan söyler ![]() Bir antlaşma yapınca sözünde durmaz ![]() Düşmanlık yapınca da aşırı gider ![]() Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Müslim, Îmân 106 ![]() ![]() Açıklamalar Münâfık, içinde gizlediği şeyin tam tersini açığa vuran kimse demektir ![]() ![]() "Münâfık, iki sürü arasında gidip gelen öğürsek koyun gibidir ki, kâh koşar bu sürüye gelir kâh koşar ötekine gider" (Müslim, Münâfıkîn 16) ![]() Demek oluyor ki münâfık, hangi sürüden döl alacağına karar veremeyen koyun gibi bir bakarsın müslümanların arasına karışmış onlardan gözüküyor; bir de bakarsın müslümanlardan uzaklaşıp kâfirlerin arasına karışmış, bu defa da onlardan olduğunu iddia ediyor ![]() ![]() Resûl-i Ekrem Efendimiz'in münâfığı anlatırken söylediği "oruç tutsa da, namaz kılsa da, müslüman olduğunu söylese de (o yine münâfıktır)" (Müslim, Îmân 110) hadisi, münâfığın, görünüşüne aldanmamak gerektiğini belirtmektedir ![]() Konumuzun başındaki iki hadiste münâfığın en belirgin dört özelliği sayılmıştır: Bunlar yalan söylemek, sözünde durmamak, diğer bir ifadeyle vâdettiği şeyi yapmamak, emanete hiyânet etmek ve birine düşman olduğu zaman çirkin sözler söyleyerek sınırı aşmak, yani haksızlık etmektir ![]() ![]() ![]() 201 numaralı hadisin açıklamasında da belirtildiği gibi, bir kimsenin dindarlığı üç özelliği ile, yani sözünün, davranışının ve niyetinin sağlamlığıyla ortaya çıkar ![]() ![]() ![]() Kendisinde bu kötü huylardan sadece biri bulunan kimse hemen münâfık sayılmaz ![]() ![]() ![]() Münâfığın konumuzla ilgisi, söz verdiği halde sözünde durmaması, bir şey va'd ettiği halde va'dini yerine getirmemesidir ![]() ![]() "Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve bu hususta Allah'tan korksun" [Bakara sûresi (2), 283] ![]() Hadisimiz "Yalan Yasağı" bahsinde 1545 numarayla, "Sözden Cayma, Ahdi Bozma Yasağı" bahsinde de 1588 numarayla tekrar gelecektir ![]() Hadislerden Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Riyazüs salihin |
![]() |
![]() |
|