Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adına, dua, etmek, sadaka, vermek, ölü

Ölü Adına Sadaka Vermek Ve Ona Dua Etmek

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölü Adına Sadaka Vermek Ve Ona Dua Etmek






Ölü adına sadaka vermek ve ona dua etmek
ÖLÜ ADINA SADAKA VERMEK
VE ONA DUA ETMEK

Âyet
“Onların arkasından gelenler şöyle dua ederler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş mü’min kardeşlerimizi bağışla
Haşr sûresi (59), 10

İslâm uğrunda büyük fedakârlıklara katlanmış olan muhâcirler ile, onları barındırmak için bütün imkânlarını seferber eden Medineli müslümanların yani ensâr-ı kirâmın üstün vasıflarını anlatan âyetlerden sonra gelen bu âyet, müslümanların daha önce yaşamış kardeşlerine yönelik duygu ve düşüncelerini ortaya koyuyor Sadece duygularını değil, aynı zamanda onların yaptığı duayı da bize öğretiyor Böylece ümmet-i Muhammed’in her neslinin, önce ashâb–ı kirâm için sonra da kendisinden önce gelmiş geçmiş diğerleri için yapması gereken iş ortaya çıkmış oluyor Âyetin tam meâli şöyledir: “Onların arkasından gelenler şöyle dua ederler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş mü’min kardeşlerimizi bağışla; kalblerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin
Geçmiş nesilleri hayırla anmak ve özellikle ashâb-ı kirâma dil uzatmamak, onlara dua etmek müslümanların en belirgin vasıflarındandır Bunun dışında yapılacak bir hareket, ümmet yapısının bozulduğunun işaretidir
Bizden önce âhirete intikal eden herkes için yapılacak şey; dua edip onların bağışlanmasını dilemek, onlara karşı kin ve nefret duymamaktır
Bu âyet-i kerîme, konu başlığının ikinci yarısına yani “ölüye dua etmek” kısmına delildir
Hadisler
950 Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam:
- Annem ansızın öldü Öyle sanıyorum ki, şayet konuşabilseydi, sadaka verilmesini vasiyet ederdi Şimdi ben onun adına sadaka versem, sevabı ona ulaşır mı? diye sordu Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de:
- Evet” buyurdu
Buhârî, Cenâiz 95, Vasâyâ 19; Müslim, Zekât 51 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Vasâyâ 15; Nesâî, Vasâyâ 7; İbni Mâce, Vasâyâ 8
Açıklamalar
Hz Peygamber’e bu soruyu soran sahâbînin Sa’d İbni Ubâde olduğu kaydedilmektedir Bu sözlerde, vasiyet etmeden ansızın ölmenin sakıncalı olduğu kuşkusu sezilmektedir Hz Peygamber’e bu soruyu yönelten sahâbî, annesinin vasiyette bulunmamasına ansızın ölmesini sebep göstermekte, konuşmaya fırsat bulsaydı hayır hasenât yapılması için vasiyet edeceğinden büyük ölçüde emin olduğunu bildirmektedir HzPeygamber, vasiyet yapmadan ansızın ölmenin iyi olmadığını söylememiş ölü adına yapılacak iyiliğin sevabından ölen kimsenin istifade edeceğini bildirmiştir Binaenaleyh vasiyetsiz bir ölümün garipsenecek, ayıplanacak ve hayıflanacak bir yönünün bulunmadığını da göstermiştir
Şu bir gerçektir ki ansızın ölüm, tövbe, istiğfar ve vasiyyet gibi iyi işler yapmaya engel olduğu için pek arzu edilmez Hayra engel olma yönüyle hoş karşılanmaz Yoksa hayır hesenât yaparak yaşayan bir mü’min için bunun esef edilecek hiçbir yanı yoktur Hatta ansızın ölüm, “Mü’min için bir rahatlamadır
Ölmüşler adına yapılacak her türlü iyiliğin ve ibadetin sevabının onlara ulaştığı kabul edilmiştir Hatta Hz Peygamber’in, “Sizin hediyeye sevindiğiniz gibi ona sevinirler” buyurduğu nakledilmiştir
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Ölüler için dua etmek, onlar adına hayır hasenât yapmak sadaka vermek câizdir
2 Adlarına yapılan iyiliklerin sevabı ölülere ulaşır
3 Geçmişlerimizi hayırla anmak görevlerimizden biridir

951 Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsan ölünce, üç ameli dışında bütün amellerinin sevabı kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlât
Müslim, Vasiyyet 14 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Vasâyâ 14; Tirmizî, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8
Açıklamalar
Ölüm, sadece hayatın ve sorumlulukların değil, aynı zamanda bütün amellerin de sonudur Ölümle birlikte insanın amel defteri kapanır ve artık oraya sevap yazılamaz Hadisimizde bu genel hükmün üç istisnası olduğu bildirilmektedir:
Sadaka-i câriye (devam eden iyilik)
Faydalanılan bir ilim veya ilmî bir eser
Dua eden hayırlı bir evlât
Bu üç amelden herhangi birini veya hepsini gerçekleştirmiş olan kimsenin amel defterine onlardan yararlanıldığı sürece sevap yazılır Bu demektir ki, bir çok şeyin sonu gibi gözüken ölüm, bu üç noktada son değildir O halde öldükten sonra da yaşamak isteyenler, bu üç yoldan birini elde etmeye çalışmalıdır
Bilindiği gibi sadaka-i câriye, herkesin faydalanacağı süreklilik arzeden hayırlar için kullanılan genel bir tâbirdir Buna “kurumlaşmış hayırlar” da demek mümkündür Mâbedler, mektepler, çeşmeler, köprüler, hanlar ve vakıflar gibi hizmet kurumları, kendileri devam ettiği sürece “sürekli hayır” anlamında birer “sadaka-i câriye”dir Dolayısıyla bunları yapanların, yapımına vesile olanların, yardım edenlerin amel defterine devamlı sevap yazılır
Faydalanılan ilim, insanın sağlığında öğrenip neşrettiği ilimdir Bu, kitap yazıp yayımlama veya modern imkânlarla filme çekip veya disketlere alıp istifadeye sunma, ilmî araştırma merkezleri kurma şeklinde olabileceği gibi, ilmi başkalarına öğretmek suretiyle insan yetiştirme tarzında da gerçekleştirilebilir
Dua eden sâlih evlât ifadesi mü’min evlât olarak değerlendirilmiştir Kendisini dünyaya getirip yetiştiren anne ve babasına dua eden, onları hayırla anan ve anılmalarına vesile olan, olumlu işler yapan çocuğun yaptıklarından onu yetiştirenler istifade ederler Aslında ölen kimselerin arkasından dua eden her müslümanın duası ölüye ulaşmaktadır Burada özellikle dua eden evlâttan söz edilmesi, bir yandan çocukları anne ve babaları için dua etmeye teşvik ederken diğer yandan anne ve babaları da mü’min çocuklar yetiştirmeye ve böylece ölümden sonra da sevap kazanmaya özendirmektedir
Zaten hadisimiz “dua eden evlât” ifadesi dolayısıyla bu başlık altında zikredilmiştir
Şu hususa da işaret edelim ki, hadisimiz, sürekli sevap kazanma yollarından üçünü “bir” saymamış, onları ayrı ayrı değerlendirmiştir Bu üç hayır ve sevap vesilesine birden sahip olmak elbette çok daha büyük bir mazhariyet ve mutluluktur
Hadis 1386 numara ile de gelecektir
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Hayatı âhirete taşımanın yolu, hadisimizde belirtilen üç hayırdan (sadaka-i câriye, faydalanılan ilim ve dua eden evlât) en azından birine sahip olmaktır
2 Hayrı ve sevabı sürekli olan davranışlara mü’minleri teşvik etmek gerekir
3 Sadece ilme sahip olmak değil, onu başkalarına öğretmek ve yaymak, kalıcı kılmak daha faziletlidir
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.