Prof. Dr. Sinsi
|
Hastanın Halini Anlatması
Hastanın halini anlatması
HASTANIN HÂLİNİ ANLATMASI
HASTANIN, “HASTAYIM, AĞRIM ŞİDDETLİ, YANIYORUM, VAY BAŞIM” GİBİ SÖZLER SÖYLEMESİNİN CÂİZ OLDUĞU, ŞİKÂYET ETMEDİĞİ SÜRECE BÖYLE DERTLENMESİNDE KERAHET BULUNMADIĞI
Hadisler
916 İbni Mes‘ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Bir keresinde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim, kendisi sıtmaya yakalanmıştı, elimi vücuduna dokundurdum ve:
- Gerçekten şiddetli bir sıtma nöbetine tutulmuşsunuz, dedim
-“Evet, sizden iki kişinin çekebileceği kadar ıstırap çekiyorum” buyurdu
Buhârî, Merdâ 3, 13, 16; Müslim, Birr 45
918 numaralı hadisle birlikte açıklanacaktır
917 Sa’d ibni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Yakalandığım şiddetli bir hastalık dolayısıyla Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ziyaretime geldi Ona:
- “Gördüğün gibi çok rahatsızım Ben zengin bir adamım Bir tek kızımdan başka mirasçım da yok  ” dedim
[Râvi, hadisin tamamını nakletmiştir ]
Buhârî, Cenâiz 36, Vasâyâ 2, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasâyâ 5 Ayr bk Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vasâyâ 1; Nesâî, Vasâyâ 3; İbni Mâce, Vasâyâ 5
Aşağıdaki hadisle birlikte açıklanacaktır
918 Kâsım İbni Muhammed’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Âişe radıyallahu anhâ, bir keresinde şiddetli baş ağrısına tutulduğundan dolayı, “vay başım, ölüyorum” dedi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
–“Asıl ben, ‘vay başım’ demeliyim” buyurdu
(Râvi hadisin tamamını nakletti)
Buhârî, Merdâ 16
Kâsım İbni Muhammed
Hz Âişe’nin yeğeni olan Kâsım, hadisi kelimesi kelimesine aynen rivayet etmeye çalışan tâbiîn nesline mensup dikkatli bir hadis râvisi idi Güvenilir, bilgili, verâ ve takvâ sahibi bir kimse idi Çok ihtiyatlı biri olduğu, hiç bir konuda kesin konuşmamasından anlaşılmaktadır Bir konuda kanaatini bildirirken “öyle sanıyorum, kesin bu öyledir demiyorum” gibi sözler söylerdi “Allah’ın kendisine neyi farz kıldığını öğrendikten sonra kişinin câhil olarak yaşaması, bilmediği konularda görüş beyan etmesinden çok daha hayırlıdır” derdi Sahâbîlerin ihtilâfını müslümanlar için rahmet sayardı Ömer İbni Abdülaziz onu halifeliğe layık görürdü
Sabah erkenden mescide gelir, insanlar etrafını çevirir, uzunca bir süre onların sorularına cevap verirdi Yüzüğünün kaşında ismi yazılıydı
Kasım İbni Muhammed, çağdaşları tarafından son derece dikkatle izlenen bir kişiliğe sahipti Hakkında bilgi veren kaynaklar, onun kılık kıyafeti konusunda çok detaylı müşahedeleri nakletmektedir
Vefatından önce: “Beni, içinde namaz kıldığım üzerimdeki elbiselerimle, gömleğim, izarım ve ridamla kefenleyin” dedi Oğlu: İki kat kefen istemiyor musun? diye sorunca:
-“Oğlum, (dedem) Hz Ebû Bekr de bu üç parça elbise ile kefenlendi Yaşayanlar, yeni elbiseye ölülerden daha fazla muhtaç ve lâyıktır” dedi Son yıllarında gözleri görmez olmuştu
71 veya 72 yaşında iken Kudeyd denilen yerde, hicri 108 senesinde vefat etti
Allah ondan razı olsun
Açıklamalar
Hastanın, çektiği ıstırabı dile getirmek için söylemesinde sakınca olmayan sözleri ihtiva eden üç hadisi bir arada görmüş bulunmaktayız Kabul etmek gerekir ki, her çeşidiyle hastalık bir sıkıntıdır Bu sıkıntıyı dile getirip söylemek ise, çoğu hastaya, acaba şikâyet olur mu diye ikinci bir sıkıntı verir İşte bu hadislerde konuyu aydınlatacak deliller bulunmaktadır Daha önce 39 numarayla sabır konusunda geçmiş olan birinci hadis, doğrudan doğruya bizzat Hz Peygamber’in, “Sizden iki kişinin çekebileceği kadar ıstırap çekiyorum,” ifadesini ihtivâ etmektedir Bu demektir ki hasta, çektiği ıstırabı şikâyet kasdı ve niyeti olmaksızın gayet açık bir şekilde söyleyebilir Hz Peygamber’in sözlü sünnetiyle sâbit olduğu üzere bunun bir sakıncası yoktur Konu hakkında bilgi almak için 39 numaralı hadisin açıklamasına bakılmalıdır
7 numarada bütünüyle, 906 numarada ise kısmen geçmiş olan ikinci hadis, Sa’d İbni Ebû Vakkâs hazretlerinin, Hz Peygamber’in ziyaretini fırsat bilerek kendisine, “Gördüğün gibi çok hastayım” diye başlayan cümlelerle hâlini arzettiğini göstermektedir Hz Peygamber, “öyle deme” diye Hz Sa’d’ı ikaz etmediğine göre, bir hastanın “çok hastayım” demesi yasak değildir Bu da takrîrî sünnetten anlaşılmaktadır
Hadisin devamında Hz Peygamber, Sa’d’a malının ancak üçte birini vasiyet edebileceğini bildirmiş ve mübarek elini Sa’d’ın alnına koyup vücudunu sıvazlamış ve “Allahım Sad’a şifâ ver ve hicretini tamamla!” diye dua etmiştir Konunun bu yönleri de 7 ve 906 nolu hadislerde açıklanmıştır
Üçüncü hadiste Hz Âişe vâlidemizin tutulduğu şiddetli baş ağrısı sebebiyle, Hz Peygamber’in yanında “Vay başım, ölüyorum” dediğini görmekteyiz Hz Peygamber, Âişe validemize, böyle söylememesi gerektiği konusunda herhangi bir ikazda bulunmamış, hatta hadisin buraya alınmayan devamında:
- “Eğer sen ölür de ben yaşarsam, senin için tevbe ve istiğfar ederim” buyurmuştur Ancak Hz Âişe, Peygamber Efendimiz’in bu sözlerine:
- Sen benim ölmemi istiyorsun” diye tepki gösterince Hz Peygamber:
- Asıl ben “vay başım” demeliyim, buyurmuş ve yerine halife olarak Hz Ebû Bekir’i tavsiye etmek istediğini belirtmek suretiyle vefâtının çok yaklaştığını îmâ etmiştir Bizi burada, gerek Hz Âişe’nin gerekse bizzat Hz Peygamber’in “vay başım” demeleri ilgilendirmektedir Konunun hilâfetle ilgili yanını merak edenler, hadisin geçtiği kaynaklara bakmalıdır Ancak burada gerek kendisinin Hz Âişe’den önce vefat edeceğini haber vermesi, gerekse hilâfet konusunda Hz Ebû Bekir’i düşündüğünü belirtmesi, Hz Peygamber’in bu konularda bilgilendirilmiş olduğunu göstermektedir
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Bir hastanın “hastayım, vay başım, yanıyorum” gibi sözler söylemesinde herhangi bir sakınca yoktur
2 Hz Peygamber, her konuda olduğu gibi bu konuda da ümmetine örnektir
Riyazüs Salihin
|