Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sağlamlaştırmaya, sözü, teşvik

Sözü Sağlamlaştırmaya Teşvik

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sözü Sağlamlaştırmaya Teşvik






Sözü Sağlamlaştırmaya Teşvik
SÖZÜ SAĞLAMLAŞTIRMAYA TEŞVİK
SÖYLEYECEĞİ VE NAKLEDECEĞİ SÖZÜ ARAŞTIRDIKTAN SONRA
SÖYLEMEYE TEŞVİK

Âyetler
1 "Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme"
İsrâ sûresi (17), 36

2 "İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın"
Kaf sûresi (50), 18

Daha önce de delil olarak zikredilmiş bulunan bu iki âyet gerçekten insanı, söyleyeceği sözü veya nakledeceği haberi araştırıp doğruluğunu tesbit etmeye, gerçek olduğunu belirlemeye çağırmaktadır "Bilmediğini, hakkında kesin bilgin olmayan şeyi söyleme" tavsiyesinin hemen ardından, "ağızdan çıkan her sözün mutlaka kaydedildiği" bildirilmek suretiyle müslümanlar bu konuda son derece hassas davranmaya çağırılmış oluyorlar
Hadisler
1551 Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Her duyduğunu nakletmesi kişiye yalan olarak yeter "
Müslim, Mukaddime 5

Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır
1552 Semüre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Yalan olduğunu zannettiği bir hadisi benden nakleden kimse yalancılardan biridir"
Müslim, Mukaddime, rakamsız (I,9); Ayrıca bk Tirmizî, ilim 9

Açıklamalar
Her iki hadis de aslında hadis rivayet ederken araştırma ve kesin kanaat edinmenin (taharri ve tesebbüt) gereğini bildirmektedir Nevevî merhum, delil olarak kullanıldıkları bu özel alana değil, anlamlarının genelliğine bakarak bu iki hadisi, anlatılacak veya hikâye edilecek sözlerin doğruluğunu tesbite teşvik konusunda zikretmiştir
Birinci hadis, duyduğu her sözü herhangi bir araştırma yapmadan nakleden insanın bu yaptığının yalan söylemek anlamına geldiğini çok kesin bir şekilde ortaya koymaktadır Bu sebeple insanı, duyduklarını nakletmeden önce, onların doğru olup olmadığını iyice araştırmaya teşvik etmektedir Zira yalan söylememiş olmanın yolu, duyulanları iyice tahkik etmekten geçer
"Ben duyduğumu söylüyorum" savunması sorumluluktan kurtulmak için yetmez Herkes her duyduğunu nakledecek olursa, ortalık yalan dolandan geçilmez hale gelir
Duyulan her haberin veya sözün araştırılması "yalancı durumuna düşmemek için" gerekli olunca, özellikle Hz Peygamber'den nakledilen hadisler konusunda mutlaka çok ince araştırmalar yapmak gerekecektir
Hadisin bu noktadaki çağrısını ve tehdidini farketmiş olan meşhur hadisçi Beğavî, onu Mesâbihü's-sünne adlı eserinde (I,155), i'tisam bölümünde zikretmiştir Böylece o, Hz Peygamber'den nakledilen hadislerin ince bir tetkikten geçirilmesi, bizzat Hz Peygamber'e ve sünnete bağlılığın gereği olduğunu göstermek istemiştir
İkinci hadiste Efendimiz, yalan olduğunu zannettiği bir sözü, tetkik etmeden kendisinden nakleden kimsenin, yalancılardan olduğunu bildirmektedir Hadisin bazı rivayetlerinde "iki yalancıdan biri olur" buyurulmaktadır Yalancılardan biri o sözü uyduran kişi, ötekisi de şüphelenmesine rağmen hiç bir araştırma yapmadan o sözü öylece nakleden kimsedir
Bile bile Hz Peygamber adına yalan söyleyen kişinin, cehennemdeki yerlerine hazırlanması gerektiği yine Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir Burada ise, yalan olmasından şüphelendiği sözü araştırmadan Peygamber namına nakleden kişinin, rivayet farklılığına göre, ya "iki yalancıdan biri" ya da "yalancılardan biri" olduğu açıklanmaktadır
İslâm âlimleri özellikle de hadisçiler, Hz Peygamber adına söylenen her sözü ince eleyip sık dokumuşlar, konuyla ilgili bir çok bilim dalı oluşturmuşlardır Hadis usulü ilmi içinde geliştirilmiş olan ince tetkik esasları gerçekten akıllara durgunluk verecek boyutlardadır
Hz Peygamber'den nakledilen sözleri araştırıp onun söylemiş olduğuna kanaat getirdikten sonra nakletme disiplin ve alışkanlığını kazanmış olan kimselerin, başkalarından duydukları sözleri de tahkik etmeleri ve doğru olduğu kanaatine vardıktan sonra nakletmeleri hiç de zor olmayacaktır
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Her duyduğunu nakletmek yalan günahına bulaşmış olmak demektir
2 Duyduklarımız konusunda kesin kanaat edinmeye çalışmalıyız
3 Yalan olmasından şüphelenilen hiçbir sözü Hz Peygamber'e asla isnad etmemek gerekir

1553 Esmâ radıyallahu anhâ şöyle dedi: Bir kadın:
- Ey Allah'ın Resûlü! Benim bir kumam var Kocamın bana vermediği bir şeyi, verdi diye kumama karşı gösteriş yapsam, bunun bana bir günahı olur mu? diye sordu Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Kendisine verilmemiş bir şey ile doymuş görünen kişi, iki sahte elbise giyerek gösteriş yapan kimse gibidir" buyurdu
Buhârî, Nikah 106; Müslim, Libâs 127 Ayrıca bk Tirmizî, Birr 87

Açıklamalar
Hadisimiz, söylenecek sözün kesinlikle doğru olması gereğini vurgulamak üzere seçilmiş bir örnektir Bir erkeğin birden fazla hanımı varsa, Anadolumuzda bu hanımlar birbirlerine kuma derler Biz de hadisi buna göre tercüme ettik Kumalar genellikle birbirlerini çekemezler Bu sebeple de birbirlerine karşı şu veya bu oranda gösteriş yapmadan duramazlar Beyinin kendisine almadığı bir şeyi almış, yapmadığı bir iltifatı yapmış gibi göstererek ortaklarını üzmek isterler İşte hadisimizde bir sahâbî hanımın (ki muhtemelen Esmâ'nın kendisidir) gelip Hz Peygamber'e, bu durumu sorduğunu görmekteyiz Efendimiz'in cevabı tüm sahtecilikleri ve sahtecileri kapsayacak bir mâna enginliğine sahiptir: Kendisine verilmemiş bir şey ile doymuş görünen kişi, iki sahte elbise giyerek gösteriş yapan kimse gibidir Halkımızın "açın kabadayısı" dediği türden, karnını doyuracak azık bulamazken, zenginmiş gibi davranan, caka satan, ya da hiç bir bilgi ve becerisi olmadığı halde âlim veya filozof kılığına bürünen, beş paralık ameli yokken âbid ve takvâ sahibi gibi davranan, hasılı toplumda itibar gören hangi meslek varsa ona mensupmuş gibi hava atan, gösteriş yapan sahtecilerin tamamı hadisimizde, kendisinin olmayan iki sahte elbise ile dolaşan kimselere benzetilmişlerdir Bu yalancıların hadisimizdeki ortak adı "müteşebbi''dir Kendisini yalancıktan tok gösteren demektir Bu müteşebbi'ler iki kez yalan söylemektedirler: Biri, var dedikleri şeyin olmaması; ikincisi, olmayanı varmış gibi göstermeye kalkışmaları
Hadisimiz, elinde olmayan bir şeyi varmış gibi gösteren kimsenin halini, aslı olmayan bir sözü söyleyen yalancının haline benzetmektedir Kumasına karşı, kocasının kendisine vermediği bir şeyi vermiş gibi göstermeye kalkan kadınlar da iki kez yalan söylemiş olurlar İki kat sahte elbise giyenlere benzerler Bu sebeple böyle aslı olmayan sahteciliklere değil, söyleyeceği veya nakledeceği sözün doğru olmasına son derece dikkat etmeye, gerçekçi olmaya bakmak gerekmektedir
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Sahteciliğin her türlüsü yasaktır
2 Kendisinde olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek adam aldatmaya kalkmak, iki kez yalan söylemek demektir
3 Aile içinde kumaların birbirlerine karşı, aslı olmayan şeylerle beyleri adına gösterişe kalkışmaları çifte yalancılık hükmündedir
4 Gerek sözde gerekse davranışlarda müslümana gerçekçi olmak yakışır
5 Hadisimiz, nüfuz, servet, ilim, fazilet, mevki ve şöhret sahtekârları hakkında edebî değeri yüksek bir darb-ı meseldir
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.