Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bakma, yasağı, şehvetle

Şehvetle Bakma Yasağı

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehvetle Bakma Yasağı






Şehvetle Bakma Yasağı
ŞEHVETLE BAKMA YASAĞI
MEŞRÛ BİR GEREK VE İHTİYAÇ OLMADIĞI HALDE YABANCI BİR
KADINA, GÜZEL BİR GENCE ŞEHVETLE BAKMANIN HARAM OLDUĞU

Âyetler
1 "Mü'min erkeklere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar!
Nûr sûresi (24), 30


2 "Kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur"
İsrâ sûresi (17), 36


3 "Allah, gözlerin hâin bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir"
Mü'min sûresi (40), 19

4 "Rabbin her an gözetlemektedir"
Fecr sûresi (89), 14

Bu dört âyet, müslümanların tam anlamıyla denetim altında sorumlu bir hayat yaşadıklarını ve bu sorumluluğun göze ait tarafını ortaya koymaktadır Konuyla ilgili yasak,"Mü'min erkeklere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar! diye belirlenmekte; sorumluluk çerçevesi ise, "Kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur" âyetiyle açık bir şekilde çizilmektedir
Gözlerin sinsi ve mânalı bakışlarını, kullar farketmeseler bile Allah Teâlâ'nın bildiği, hatta O'nun, kalplerin derinliklerinde gizlenen kötü niyetlerden de haberdâr olduğu bildirilmektedir Bu, hiç kimsenin hiçbir şekilde ilâhî denetimin dışında kalma şansının ve imkânının bulunmadığını kesin olarak ortaya koymaktadır Bunun böyle olduğunu ise, "Rabbin her an (herşeyi) gözetlemektedir" âyeti bildirmektedir
Bu âyet-i kerîmeler insana, gizli-açık ayırımı yapılmaksızın en küçük teferruâtına kadar bütün hareketlerinin daima göz önünde ve kayıt altında olduğu gerçeğini en küçük bir tereddüde yer bırakmayacak kesinlikte anlatmaktadır Sorumluluk bu çerçevede kavrandıktan sonra göze ait harama bakma yasağını anlamak insan için mesele olmaktan çıkar
Hadisler
1626 Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Âdemoğluna zinadan nasibi takdir olunmuştur O buna mutlaka erişir Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayakların zinası yürümektir Kalbe gelince o, arzu eder, ister Üreme organı ise, bunu ya gerçekleştirir, ya da boşa çıkarır"
Buhârî, İsti'zân 12, Kader 9; Müslim, Kader 20-21 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Nikâh 43
Açıklamalar
Zina, kadın ve erkeğin meşrû bir nikah olmaksızın cinsel ilişkide bulunmasıdır Büyük günahlardandır Özel cezâsı vardır Hadîs-i şerîf, bu anlamdaki gerçek zinanın dışında, öteki organlar için de birtakım meşrû olmayan suçların söz konusu olduğunu hatta bunlara da bir anlamda zina denildiğini ortaya koymaktadır Yani her organın aslî faaliyetini meşrû çerçeve dışında yürütmesi bir tür zina olmaktadır Nitekim İmam Buhârî bu hadisi, zinanın sadece üreme organıyla değil, göz, dil ve el gibi öteki organlarla da mümkün olduğuna dair açtığı bir başlık altında vermiştir (bk İsti'zân 12) Ancak bu, mecâzen bir isimlendirme olarak kabul edilmektedir Çünkü söz konusu organların bu suçları, haram olmakla birlikte, onlar için hâkimin uygun göreceği ta’zir cezası dışında ayrıca bir ceza tayin edilmiş değildir
Burada dikkat çeken husus, insanın sahip bulunduğu organların tabiî işlevlerini gayr-i meşrû bir zeminde yapması, onları, üreme organıyla "meşrûiyet dışına taşma" noktasında birleştirmesidir Söz konusu organların bu yaptıklarına zina denilmesi işte bu açıdan yapılmış bir değerlendirmedir Öte yandan bu organların bahis konusu fiilleri, asıl zinaya götürücü, öncü fiillerdir Bu bakımdan, o kötü sonuçtan müslümanlar sakındırılmış olmaktadır Hadiste de açıkca belirtildiği gibi üreme organı, öteki organların ve özellikle kalbin, Buhârî'nin tercih ettiği rivayete göre nefsin, bu konudaki istek ve arzusunu fiilen gerçekleştirmedikce zina suçu işlenmiş olmaz Allah korkusu, iktidarsızlık, tiksinme gibi çok çeşitli sebeplerle tenâsül uzvu, bütün bu istek ve hazırlıkları boşa çıkarabilir O zaman öteki organların yaptıkları, kendi çaplarında küçük birer günah olarak kalır Bu tür hatalara, "Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin affı bol olandır" [Necm sûresi (53), 32] âyetinde geçtiği gibi Kur'ân-ı Kerîm'in ifâdesiyle "lemem" denilmektedir Bir şeye bir anlık ilgi duyup üzerinde durmamak anlamından hareketle lemem, küçük kusurlar, küçük günahlar ve ufak-tefek hatalar olarak değerlendirilmiştir Ashâb-ı kirâm arasında "tercümânü'l-Kur‘ân" diye bilinen Abdullah İbni Abbas hazretleri, bu hadisi zikrederek, "Ebû Hüreyre'nin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den rivayet ettiği bu sözdeki fiillerden daha çok, küçük günahlara (lemem) benzeyen bir başka fiil bilmiyorum" demiştir (bk Buhârî, İsti'zân 12; Ebû Dâvûd, Nikâh 43) Doğrusu da budur
Hadîs-i şerîf'in bilhassa son cümlesi kalp ya da nefis ile üreme organı arasında bir duygu iletişimi olduğunu belirlemektedir Yani cinsel ilişki, aslında psikolojik yoğunlaşma olmadan gerçekleşmez İstek ve arzu ya da şehvet duygularının yoğunlaşması da her zaman sonuca ulaşmak için yetmez Üreme organının, bu duygulara eşlik etmesi gerekir Bu sebeple hadiste "Üreme organı ise, bunu ya gerçekleştirir, ya da boşa çıkarır" buyurulmuştur
Diğer taraftan hadisi rivayet eden İmam Buhârî ve Müslim, hadisin ilk cümlesini dikkate alarak, ona Sahîh'lerinin Kader bölümlerinde yer vermişlerdir İnsanoğlunun şehvet ve karşı cinse ilgi duyma gibi meyillere yaratılıştan sahip olduğuna ve bunun uzantısı olarak herkesin bu duygularını tatmin yolları arayacağına, yani bu konuda herkesin belli bir kaderi olduğuna ve bunu Allah Teâlâ'nın bildiğine dikkat çekmek istemişlerdir Takdirin değişmeyeceği ise, "O buna mutlaka erişir" diyebelirlenmiş bulunmaktadır Bu, bir zorlama değil, olacakların önceden bilinip kaydedilmesinden ibarettir Kader veya alın yazısı işte bu önceden yapılmış olan kaydın adıdır
Bütün bu açıklamalardan sonra hadisin mânası şöyle olur: "Ademoğulunun zinadan nasibi takdir edilmiştir Kiminin zinâsı hakiki, kimininki ise, bakılması haram olan kadına bakmak, zinaya dair konuşulanları dinlemek, yazılı veya görüntülü yayınları izlemek, yabancı bir kadına elle dokunmak veya öpmek, zina etmeye gitmek gibi mecâzî zinadır Mecâzî zinanın bütün türleri de haramdır Kalp veya nefis zinayı ister ancak hakiki zinanın gerçekleşmesi üreme organına bağlıdır O bazan uygular bazan da bu istekleri boşa çıkarır"
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Zina büyük günahlardandır
2 Fiiller, sebep oldukları sonuçlara göre hüküm alırlar Harama aracı olan her fiil haram, vâcibe vesile olan fiiller de vâciptir
3 Nâmahreme bakma, dokunma, tutma, öpme ve haram işlemek için bir yere gitme gibi gayr-i meşrû fiillerin hepsi yasaklanmıştır ve bunların her birine mecâzen zina denilebilir
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.