07-27-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Vaktiyle Bir Adam Bir Başkasından Bir Arsa Satın Aldı. Arsayı Alan Adam Orada Altınl
Vaktiyle bir adam bir başkasından bir arsa satın aldı Arsayı alan adam orada altınl
1830 Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Vaktiyle bir adam bir başkasından bir arsa satın aldı Arsayı alan adam orada altınla dolu bir çanak buldu Arsayı satan adama:
- Altınını al! Zira ben senden altın değil arazi satın aldım, dedi Arsanın ilk sahibi de:
- Ben sana o arsayı içindekilerle beraber sattım, dedi
Anlaşmazlıklarını halletmesi için bir adama başvurdular Hakem olan bu adam:
- Çocuklarınız var mı? diye sordu Biri:
- Benim bir oğlum var, dedi Diğeri de:
- Benim de bir kızım var, dedi Hakem:
- Oğlanla kızı evlendirin O altınların bir kısmını onlara verin, bir kısmını da siz harcayın, dedi”
Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Akdıye 21 Ayrıca bk İbni Mâce, Lukata 4
Açıklamalar
Belli bir konuya ait olmayan ilgi çekici hadislerin yer aldığı bu bölümde şimdi de geçmiş devirlerde, muhtemelen Hz Dâvud veya Zülkarneyn zamanında yaşanmış bir olayı görmekteyiz Bu olayın biri ahlâkî, diğeri hukukî olmak üzere başlıca iki cephesi vardır
Ahlâkî cephesi şudur: Bir zamanlar dünya malına değer vermeyen, hakkına razı olan, hak etmediği bir şeye el uzatmayan, kul hakkı yemekten şiddetle kaçınan faziletli insanlar yaşarmış Arsayı satan ve alan insanların “Bu define bana aittir” diye ona sahip çıkmaları halinde, ilk bakışta her ikisini de haklı gösterecek bir durum söz konusu iken, böyle bir şeyi kesinlikle düşünmemeleri, onların tok gözlü, dünya malına gönül vermeyen faziletli insanlar olduklarını göstermektedir
Meselenin bir de hukûkî cephesi vardır Bu konuda iki şey söylenebilir Biri, hem hukuku hem de ahlâkı ilgilendiren yönüdür İnsanlar bir konuda anlaşamayınca, aralarında çekişip kavga etmek yerine ya hâkime gitmeli veya ihtilâfı ortadan kaldıracak bilgili ve sözüne değer verilen bir kimseye başvurmalıdır Bu olayın, define açısından İslâm hukukunu ilgilendiren yönü ise şudur: Altın, gümüş cinsinden olan define eğer Câhiliye devrine ait ise,bunda devletin yani beytülmâlin de hakkı vardır Beytülmâlin hakkı beşte birdir Geri tarafı arsayı satan adama aittir Eğer define İslâm devrine aitse, yitik mal (lukata) sayılır ve onun hükmüne tâbi tutulur Diğer bir söyleyişle bir yıl bekletilir; sahibi çıkmazsa, o define arsa sahibinin olur Eğer definenin Câhiliye veya İslâm devrine ait olduğu bilinmiyorsa, zâyi mal sayılır ve beytülmâle verilir Orada beytülmâl yoksa fakirlerin, müslümanların çeşitli işlerine ve ihtiyaçlarına harcanır Hadisimizde anlatılan olayın geçtiği devirde yaşayan insanların hukukunda belki böyle bir tafsilat yoktu Zaten bu olayın bizi ilgilendiren yanı ahlâkî cephesidir
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 İnsan kul hakkı yemekten son derece sakınmalıdır
2 Şüpheli konularda kendiliğinden yalan yanlış karar vermemeli, onu bilene sorup doğrusunu öğrenmelidir
3 Eski devirlerde dünya malına önem vermeyen, hakkına razı olan pek faziletli insanlar yaşamıştır
4 İslâm hukukunda definelerin tâbi olduğu kanunlar vardır
Riyazüs Salihin
|
|
|