Prof. Dr. Sinsi
|
Sünen-İ Nesai (Sehv)
22- İKİNCİ REKATTA UNUTARAK SELÂM VERİP KONUŞAN KİMSE NE YAPAR?
1209- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize ikindi veya öğle (hangisi olduğunu unuttum) namazını kıldırıyordu, iki rekat kıldırdıktan sonra selâm verdi ve mescidin yanı başında olan odunların yanına giderek kızgın bir durumda eliyle onları gösterdi Mescidin kapısından hızlıca çıkanlar namaz kısaldı dediler Ebu Bekir ve Ömer de o cemaat arasındaydı Peygamberle bu konuyu konuşmaktan çekindiler Cemaat içerisinde ellerinin uzunluğundan dolayı kendisine “zülyedeyn” denilen birisi vardı O: “Ey Allah’ın Rasûlü! Unuttun mu? Yoksa namaz mı kısaltıldı?” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Ne unuttum ne de namaz kısaltıldı” buyurduktan sonra cemaate dönerek: “Zülyedeyn’in dediği doğru mu?” diye sordu Cemaat: “Evet” diye cevap verince; Peygamber (s a v) gelip namazın geri kalan kısmınıda kıldırdı, selâm verdi sonra tekbir aldı, önceki yaptığı secde gibi veya daha uzunca secde etti sonra başını kaldırdı tekrar tekbir aldı, önceki secdesi gibi veya daha uzunca bir secde daha yaptı ikinci secdeden başını kaldırınca tekrar tekbir aldı (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Davud, Salat: 195)
1210- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s a v) ikinci rekattan sonra selâm vermişti Zülyedeyn: “Ey Allah’ın Rasûlü! namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” diye sordu Rasûlullah (s a v): “Zülyedeyn doğru mu söylüyor?” dedi Cemaat: “Evet” diye cevap verdiler Bunun üzerine Rasûlullah (s a v), kalkıp iki rekat daha kıldırdı sonra selâm verdi Sonra tekbir aldı, önceki secdeleri gibi veya daha uzun secde yaptı sonra başını secdeden kaldırdı tekrar tekbir aldı, önceki secdeleri gibi veya daha uzunca bir secde daha yaptı ve kalktı ” (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Davud, Salat: 195)
1211- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize ikindi namazını kıldırırken ikinci rekattan sonra selâm verdi Bunun üzerine Zülyedeyn kalkarak: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” dedi Rasûlullah (s a v): “İkisi de olmadı” buyurdu Zülyedeyn: “Ey Allah’ın Rasûlü! Mutlaka birisi oldu” deyince; Rasûlullah (s a v) cemaate dönerek: “Zülyedeyn doğru mu söylüyor” diye sordu Cemaat: “Evet” dediler Bunun üzerine Rasûlullah (s a v), Namazın geri kalan iki rekatını tamamladı, selâmdan sonra oturduğu yerde iki secde yaptı (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Davud, Salat: 195)
1212- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s a v) öğle namazını iki rekat kıldırdı ve selâm verdi Cemaat dediler ki: “Namaz kısaldı ” Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) kalkıp iki rekat daha kıldırdı, selâm verip iki secde daha yaptı ” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1213- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) bir gün bize namaz kıldırırken iki rekatta selâm verdi, namazdan ayrılınca Zü’ş Şimaleyn isimli biri yanına vararak: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” diye sordu Rasûlullah (s a v) de: “Ne unuttum ne de kısaldı” buyurunca; Zü’ş Şimaleyn: “Evet seni hak din üzere gönderen Allah’a yemin olsun ki namazı kısalttın” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v), “Züş Şimaleyn, doğru mu söylüyor” dedi Cemaat: “Evet” deyince; insanlarla birlikte iki rekat daha namaz kıldı (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1214- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) unutarak ikinci rekattan sonra selâm verdi Zü’ş Şimaleyn isimli birisi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı? Yoksa unuttun mu?” dedi Rasûlullah (s a v): “Zü’ş Şimaleyn doğru mu söylüyor” dedi Cemaat “Evet” deyince; Rasûlullah (s a v) kalkıp namazını tamamladı (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1215- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize öğle veya ikindi namazını kıldırmıştı İkinci rekatta selâm verip namazdan ayrılmıştı Zü’ş Şimaleyn b Amr isimli bir kimse: “Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” dedi Rasûlullah (s a v): “Zü’ş Şimaleyn ne diyor?” dedi Cemaat: “Ey Allah’ın Peygamberi doğru söylüyor” dediler Bunun üzerine Peygamber (s a v) eksik kıldığı rekatları tamamladı (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
23- SEHİV SECDELERİ SELÂMDAN ÖNCE Mİ YOKSA SONRA MI YAPILIR?
1216- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v) bu güne kadar ne selâmdan önce ne de selâmdan sonra secde yapmamıştır ” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1217- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s a v) Zülyedeyn olayının olduğu günü selâmdan sonra iki secde yapmıştı ” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1218- Yine Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, “Peygamber (s a v) namazda yanıldığını zannederek selâmdan sonra secde yaptı ” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1219- Imran b Husayn (r a)’dan rivâyete göre, “Peygamber (s a v) cemaate namaz kıldırırken yanıldı, iki secde yapıp sonra selâm verdi ” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1220- Imran b Husayn (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v), bir gün ikindi namazını üç rekat kıldırarak evine girdi Bunun üzerine Hırbak ismi verilen biri kendisine giderek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz noksan oldu” dedi Rasûlullah (s a v), öfkeli bir durumda elbisesini çekerek geldi ve: “Doğru mu söylüyor” dedi Cemaat: “Evet” deyince; kalkıp kalan rekatı da kıldırdı sonra selâm verdi sonra iki secde yaparak tekrar selâm verdi ” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
24- NAMAZ KILAN NAMAZINDA ŞÜPHEYE DÜŞERSE NAMAZINI TAMAMLAR
1221- Ebu Said (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Biriniz namaz kılarken şüpheye düşerse şüphesini gidersin Yakın bilgisi üzere amel etsin, namazının böylelikle tamam olduğu kanaatine sahib olursa oturduğu yerde iki secde yapsın Eğer şüphelendiği namazda rekat sayısı beş olmuşsa o iki secde onu çift hale getirmiş olur eğer kıldığı rekat sayısı dört ise o iki secde şeytana rağmen yapılmış olur ” (Ebû Davud, Salat: 196; Müslim, Salat: 16)
1222- Ebu Said el Hudrî (r a)’den rivâyete göre, Peygamber (s a v) şöyle buyurdu: “Biriniz namazı üç mü dört mü kıldığını bilemez ise bir rekat daha kılsın sonra oturduğu yerde iki secde yapsın, böylelikle kıldığı namaz beş rekat olmuş ise o iki secde o namazı çift hale getirmiş olur eğer dört kılmış ise o iki secde şeytana rağmen yapılmış olur ” (Ebû Davud, Salat: 196; Müslim, Salat: 16)
25- NAMAZINDA ŞAŞIRAN NE YAPMALI?
1223- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurmuştur: “Biriniz namaz kılarken kaç rekat kıldım diye şüpheye düşerse; iyice düşünüp araştırsın, doğru olan hangisiyse ona dayanarak namazını tamamlasın sonra iki secde yapsın ” Rasûlullah (s a v)’in söylediklerini istediğim gibi anlayamadım (Ebû Davud, Salat: 197; Müslim, Salat: 16)
1224- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Biriniz namaz kılarken şüpheye düşerse iyice düşünüp araştırsın namazını bitirince de iki secde yapsın ” (Ebû Davud, Salat: 197; Müslim, Salat: 16)
1225- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v), bize namaz kıldırıyordu, eksik mi fazla mı kıldırmıştı hatırlamıyorum Selâm verdikten sonra: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namazda eksiklik fazlalık bir şey mi oldu?” diye sorduk Şöyle buyurdu: “Namazda bir şey olmuş olsaydı size haber verirdim fakat Ben de insanım, sizin gibi unutabilirim Namaz kılarken hanginiz bir şüpheye düşerse iyice araştırsın, doğruluğuna kanaat getirdiği fikre göre namazını tamamlasın, selâm verdikten sonra iki secde yapsın ” (Ebû Davud, Salat: 197; Muvatta', Salat: 16)
1226- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize bir namaz kıldırdı fazla mı yoksa eksik mi kıldırdı hatırlamıyorum Selâm verince; “Ey Allah’ın peygamberi, namazda bir yenilik bir değişim mi oldu?” dedik “Ne oldu?” buyurdu Olup biteni söyleyince; iki ayağını bitiştirerek kıbleye döndü, iki kere sehv secdesi yaptı sonra bize yüzünü dönerek: “Eğer namazda bir yenilik olmuş olsaydı onu size haber verirdim” dedi Sonra şöyle devam etti: “Bende sizin gibi insanım, unutabilirim Herhangi biriniz namazında şüpheye düşerse kendince en doğru olanı araştırsın, selâmını verip namazını bitirdikten sonra iki sehiv secdesi yapsın ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1227- Abdullah (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) öğle namazını kıldırdı sonra yüzünü cemaate karşı döndü Bunun üzerine cemaat: “Namazda bir yenilik mi oldu?” diye sordu Rasûlullah (s a v): “Ne oldu” dedi Yaptığı kendisine bildirilince; ayaklarını birleştirip kıbleye döndü iki secde yaptıktan sonra selâm verdi Sonra tekrar yüzünü cemaate döndü ve şöyle buyurdu: “Bende insanım, bende sizin gibi unutabilirim, unuttuğum zaman Bana hatırlatınız ” Sözünü şöyle sürdürdü: “Eğer namazda bir yenilik olmuş olsaydı onu size haber verirdim Namazda biriniz eksik veya fazla kıldığı vehmine kapılırsa kendince en doru olana göre hareket etsin ve namazını ona göre tamamlasın Sonra da iki secde yapıversin” buyurdu (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1228- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre; Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kim namazda eksik kıldığı vehmine kapılırsa, kendisine göre en doğru olanı araştırıp ona göre namazını tamamlasın sonra namazını bitirince oturduğu yerden iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1229- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle demiştir: “Kim şüpheye düşer veya vehme kapılırsa kendince doğru olanı araştırıp sonra da iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1230- İbrahim (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s a v)’in ashabı şöyle derlerdi: “Vehme kapıldığın zaman doğruyu araştır sonra iki secde yapıver ” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
1231- Abdullah b Cafer (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurmuştur: “Kim namazında şüpheye düşerse selâm verdikten sonra iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1232- Yine Abdullah b Cafer (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kim namazında şüphe ederse selâmdan sonra iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1233- Abdullah b Cafer (r a)’den rivâyete göre, Peygamber (s a v) şöyle buyurmuştur: “Kim namazında şüpheye düşerse selâmdan sonra iki secde yapsın ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1234- Abdullah b Cafer (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kim namazında şüpheye düşerse iki secde yapıversin ” Haccac: Bu secdelerin selâmdan sonra; Ravh ise: Oturarak yapılacağını nakletmişlerdir (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1235- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz namaz kılacağında şeytan ona gelir ve zihnine değişik düşünceler getirmek sûretiyle karıştırır, o da kaç rekat kıldığını bilemez Böyle bir durum birinizin başına gelirse oturduğu yerde iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 198; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1236- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurmuştur: “Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan yellenerek kaçar gider, kametten sonra tekrar gelir ve kişiyle kalbi arasına girer, kişi böylece kaç rekat kıldığını bilemez olur Birinizin başına böyle bir durum gelirse iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 198; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
26- BEŞ REKAT KILDIĞINI ZANNEDEN NE YAPAR?
1237- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s a v) öğle namazını beş rekat kıldırmıştı da kendisine: “Namaza ilave mi yapıldı?” diye soruldu O da: “Ne oldu” dedi “Beş rekat kıldınız” dedik Hemen ayaklarını birleştirip iki secde daha yaptı (Ebû Davud, Salat: 196)
1238- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre: “Peygamber (s a v), öğle namazını beş rekat olarak kıldırmıştı, cemaat: “Beş rekat kıldırdın” deyince selâmdan sonra oturduğu yerden iki secde yapıverdi ” (Ebû Davud, Salat: 196)
1239- İbrahim b Süveyd (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Alkame, bir namazı beş rekat olarak kıldırmıştı Namazdan sonra durum kendisine bildirilince “Hayır beş rekat kılmadım” dedi Ben de hayır beş kıldın diye başımla işaret ettim Bunun üzerine “Sen de mi? Öyle diyorsun ey A’ver” dedi “Evet” dedim Hemen iki secde yaptı sonra da Abdullah’tan gelen bir hadisi nakletti “Bir seferinde Rasûlullah (s a v), namazı beş rekat kıldırdı Bunun üzerine cemaat hemen birbirini dürterek mırıldanmaya başladılar ve dediler ki: “Namaza ilave mi yapıldı?” Rasûlullah (s a v)’de: “Hayır” dedi Durumu kendilerine haber verip beş kılındığını söylediler, hemen ayaklarını birleştirip iki secde yaptı ve şöyle buyurdu: “Ben de sizin gibi bir insanım, sizin gibi unutabilirim ” (Ebû Davud, Salat: 196)
1240- Malik b Mığvel (r a) şöyle demiştir: Şa’bî’den işittim şöyle diyordu: Alkame b Kays namazında yanılmıştı Namazı bitirince, araya konuşmalar girdikten sonra durumu kendisine haber verdiler “Sende mi böyle oldu diyorsun ey A’ver” dedi O da “Evet” cevabını verince; hemen elbiselerini düzelterek iki sefer sehiv secdesi yaptı ve şöyle dedi: “Rasûlullah (s a v)’de aynı şekilde yapmıştı ” Hakem’in de, Alkame’nin; namazı beş rekat kıldığını rivâyet ettiğini duydum (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1241- İbrahim (r a)’den rivâyete göre, Alkame namazı beş rekat kılmıştı, selâm verince; -İbrahim b Süveyd diyor ki- “Ey Ebu Şibl, beş rekat kıldın” dedi O da: “Öyle mi ey A’ver” dedi ve hemen iki sehiv secdesi yaptı Sonra şöyle dedi: “Rasûlullah (s a v)’de böyle yapmıştı” dedi (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1242- Abdullah (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v), yatsı namazlarından birini beş rekat olarak kıldırmıştı kendisine: “Namaza ilave mi yapıldı?” denildi “Ne oldu” dedi cemaat: “Beş rekat kıldın” dediler O da şöyle buyurdu: “Ben de ancak bir insanım, sizin gibi Ben de unutabilirim sizin gibi Ben de hatırlayabilirim ” İki secde yaptıktan sonra namazını bitirdi (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
27- NAMAZ DA UNUTAN NE YAPMALI?
1243- Osman’ın azadlı kölesi Muhammed (r a), babası Yusuf’tan aktarıyor; Muaviye cemaate imam olmuştu, oturması gerekirken kalkıverdi Bunun üzerine cemaat: “Sübhanallah” dediler Ama o ayağı kalktığı için namazını o şekilde bitirdi sonra da oturduğu yerden iki secde yaptı ve namazını tamamlamış oldu Sonra minbere oturdu ve şöyle dedi: Rasûlullah (s a v)’den işittim şöyle diyordu: “Kim namazında bir şey unutursa böylece iki secde yapıversin ” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
28- SEHV SECDELERİNDE TEKBİR ALINIR MI?
1244- Abdullah b Buheyne (r a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s a v) öğle namazını kıldırırken ikinci rekatta oturması gerekirken ayağa kalktı, namazını bitirince iki secde yaptı Her iki secdede tekbir aldı; secdeleri oturduğu yerden ve selâm vermeden önce yaptı Cemaat de peygamberle birlikte unutulan oturumun yerine secde yaptılar ” (Müsned: 1638)
29- NAMAZDA OTURUŞ ŞEKLİ NASILDIR?
1245- Ebu Humeyd es Saidî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v) namazın son oturuşunda sol ayağını sağ tarafa kıvırıp üzerine oturur, yarım kalçası üzerine müteverrik denilen şekilde oturur sonra selâm verirdi ” (Ebû Davud, Salat: 180; Buhârî, Sıfatü’s Salat: 75)
1246- Vail b Hucr (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v) namaza başlarken, rükû’a giderken, rükû’dan başını kaldırırken tekbir aldığını, oturacağında da sol ayağını altına kıvırıp sağ ayağını dik tuttuğunu, sağ elini sağ uyluğuna sol elini de sol uyluğuna koyduğunu, şehadet parmağını kaldırıp orta parmağı ile baş parmağını halka gibi yaptığını ve şehadet parmağı ile işaret ettiğini gördüm ” (Ebû Davud, Salat: 179; Müslim, Mesacid: 21)
30- NAMAZ DA KOLLAR, OTURUŞTA NEREYE KONULUR?
1247- Vail b Hucr (r a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi Rasûlullah (s a v)’i namaz kılarken görmüştür Namazda tahiyyata oturunca sol ayağını altına yaydığını, dirseklerini uylukları üzerine koyduğunu ve şehadet parmağı ile işaret ederek dua ettiğini görmüştür (Ebû Davud, Salat: 179; Müslim, Mesacid: 21)
31- NAMAZ DA ORGANLARIN YERİ
1248- Vail b Hucr (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’in nasıl namaz kıldığını mutlaka göreceğim dedim ve bakmaya başladım “Kalktı, Kâbe’ye döndü, kulakları hizasına kadar ellerini kaldırdı sonra sağ elini sol elinin üzerine getirerek tuttu, rükû’ edeceğinde yine ellerini kulakları hizasına kadar kaldırdı, rükû’da ellerini dizleri üzerine koydu, rükû’dan başını kaldırırken iki elini yine kulak hizasına kadar kaldırdı Secde edeceğinde başını iki eli arasına koydu sonra oturdu, sol ayağını altına aldı, sol elini sol uyluğu üzerine koydu, sağ dirseğini de sağ uyluğuna koyarak parmaklarından ikisini bir araya getirerek halka yaptı ” (Ebû Davud, Salat: 180; Müslim, Mesacid: 21)
32- NAMAZDA AVUÇ İÇLERİNİN YERİ NERESİDİR?
1249- Yahya b Said (r a)’ten nakledildiğine göre, şöyle demiştir: Medineli Müslim b ebi Meryem -ki ihtiyar birisidir- ile karşılaştım, Ali b Abdurrahman’dan şunları duyduğunu söyledi: İbn Ömer’in yanında namaz kılarken secde yerindeki çakılları düzeltiyordum İbn Ömer bana dedi ki: Taşlarla oynama, taşlarla oynaman şeytandandır Benim Rasûlullah (s a v)’den gördüğüm gibi yap Ben de: “Rasûlullah (s a v)’den nasıl yaptığını gördün” dedim Şöyle yapardı diyerek; Sağ ayağını dikti sol ayağını altına yatırdı, sağ elini sağ uyluğu üzerine sol elini de sol uyluğu üzerine koydu, şehadet parmağı ile de işaret ediyordu (Ebû Davud, Salat: 186; Müslim, Mesacid: 21)
33- ŞEHADET PARMAĞI DIŞINDAKİ PARMAKLARI YUMMAK
1250- Ali b Abdurrahman (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer beni namazda taşlarla oynarken gördü Namazı bitirince beni taşlarla oynamaktan sakındırdı ve Rasûlullah (s a v)’in yaptığı gibi yap dedi Ben de; “Rasûlullah (s a v) nasıl yapardı” dedim O da şöyle dedi: “Namazda oturduğunda sağ elini sağ dizine koyar tüm parmaklarını yumar ve şehadet parmağı ile işaret ederdi, sol elini de sol dizi üzerine koyardı ” (Ebû Davud, Salat: 186; Müslim, Mesacid: 21)
34- SAĞ ELİN PARMAKLARI OTURUŞTA NASIL YAPILIR?
1251- Vail b Hucr (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s a v)’in nasıl namaz kıldığına mutlaka dikkatlice bakacağım dedim Baktım ve şöylece tarif ediyorum: “Oturdu, sol ayağını altına yatırdı, sol elini sol uyluğuna ve sol dizi üzerine koydu Sağ dirseğini sağ uyluğundan ayırarak son iki parmağını bitiştirip diğer ikisini de halka gibi yaptı Şehadet parmağını da yaptığı dua anında hareket ettiriyordu ” (Ebû Davud, Salat: 180; Müslim, Mesacid: 21)
35- OTURUŞTA SAĞ EL VE SOL EL NASIL KONULUR?
1252- İbn Ömer (r a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s a v) namazda tahiyyat için oturunca ellerini dizi üzerine koyar şehadet parmağını kaldırır ve onu hareket ettirerek dua ederdi Sol elini ve parmaklarını ise sol dizi üzerinde serbest bırakırdı ” (Müslim, Mesacid: 21; Dârimi, Salat: 83)
1253- Abdullah b Zübeyr (r a)’den rivâyete göre, Peygamber (s a v) tahiyyatta dua ederken şehadet parmağını kaldırır fakat hareket ettirmezdi İbn Cüreyc diyor ki: Amr’ın şöyle bir ilavesi vardır Amir b Abdullah b Zübeyr’in babasından aktardığı bir hadiste şöyle denilmektedir Bizzat kendisi Rasûlullah (s a v)’i bu şekilde dua ederken görmüş, sol elini sol uyluğu üzerine koyarak parmaklarını da serbest bırakmıştır (Müslim, Mesacid: 21; Dârimi, Salat: 83)
36- TEŞEHHÜDDE ŞEHADET PARMAĞI İLE İŞARET EDİLİR Mİ?
1254- Malik b Numeyr el Huzai (r a) babasından aktararak şöyle diyor: Rasûlullah (s a v)’i namazda oturuş halindeyken sağ elini sağ uyluğu üzerine koyarak şehadet parmağı ile işaret ettiğini gördüm (Müslim, Mesacid: 21; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 27)
37- TAHİYYATTA İKİ PARMAKLA İŞARET EDİLMEZ
1255- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, bir adam namazın oturuşunda iki parmağını birden kaldırarak dua ediyordu Rasûlullah (s a v): “Birini, birini” buyurdu (Müslim, Mesacid: 21; Müsned: 9070)
1256- Sa’d (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben namazda iki parmağımı birden kaldırıp dua ederken Rasûlullah (s a v) bana uğradı ve şehadet parmağını göstererek “birini, birini,” buyurdu (Ebû Davud, Salat: 358)
38- ŞEHADET PARMAĞINI HAFİFÇE EĞMEK
1257- Basralı Malik b Numeyr el Huzaî (r a), babasından aktarıyor: “Rasûlullah (s a v)’i namazda otururken gördüm, sağ elini sağ uyluğu üzerine koymuş, şehadet parmağını biraz eğerek kaldırmış ve dua ediyordu ” (Tirmizî, Salat: 220; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 27)
39- TAHİYYATTA DUA EDERKEN GÖZLER NEREYE BAKMALI?
1258- Abdullah b Zübeyr (r a), babasından aktararak şöyle diyor: “Rasûlullah (s a v) teşehhüde otururken sol elini sol uyluğu üzerine koyar, sağ elinin şehadet parmağını kaldırarak gözünü ondan ayırmazdı ” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 27; Müslim, Mesacid: 21)
40- TAHİYYATTA GÖZLER SEMAYA DİKİLMEMELİ
1259- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Onlar tahiyyatta dua okurken ya gözlerini semaya kaldırmaya son verirler veya gözlerinden olurlar ” (Müslim, Salat: 26; Ebû Davud, Salat: 167)
41- TEŞEHHÜDDE OKUNACAK DUA
1260- İbn Mes’ud (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Teşehhüdde okunacak dua farz olmadan önce bizler: “Esselâmü alallah, esselâmü ala Cibrîl ve Mikail” derdik Rasûlullah (s a v): “Böyle söylemeyin çünkü Allah, kendisi selâmdır Fakat şöyle söyleyin (Tahiyyat duası) Dilimizle vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz Ey son Peygamber olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine olsun Yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi işler işleyen kullarına olsun Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed Allah’ın kulu ve Peygamberidir ” (Ebû Davud, Salat: 182; Müslim, Salat: 16)
42- KUR’AN ÖĞRETİR GİBİ NE ÖĞRETİLMİŞTİ?
1261- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi teşehhüdde okuyacağımız duayı öğretirdi (Ebû Davud, Salat: 182; Müslim, Salat: 16)
43- TEŞEHHÜDDE NE OKUNUR?
1262- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Aziz ve Celil olan Allah kendisi selâmdır Namazda oturduğunuzda şöyle deyin (Tahiyyat duası) Dilimizle, vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur, tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz Ey son Peygamber olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti senin üzerine olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi işler işleyen kullarına olsun Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur, yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed Allah’ın kulu ve peygamberidir ” Sonra dilediğini okuyabilir ” (Ebû Davud, Salat: 182; Müslim, Salat: 16)
44- TEŞEHHÜDDE OKUNACAK DEĞİŞİK BİR DUA
1263- Hıttan b Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, Eş’arî şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize bir hutbe yaptı, nasıl hareket edeceğimizi öğretti ve nasıl namaz kılacağımızı da bildirerek şöyle dedi: “Namaza kalktığınızda saflarınızı sık ve düzgün tutunuz Biriniz size imam olsun, o tekbir aldığında siz de tekbir alın, o “Veladdallîn” deyince sizlerde “Âmin” deyin ki Allah dualarınızı kabul etsin İmam tekbir alıp rükû’a varınca siz de tekbir alıp rükû’ yapınız, imam sizden önce rükû’ yapar ve sizden önce rükû’dan başını kaldırır ” Rasûlullah (s a v) şöyle devam etti: “Diğer rekatlarda da durum aynıdır İmam “Semiallahü limen hamideh” dediği zaman sizler “Allahümme Rabbena lakel hamd” deyin çünkü Aziz ve Celil olan Allah, Peygamberinin diliyle “Semiallahü limen hamideh” demiştir İmam tekbir alıp secde ettiğinde sizde tekbir alıp secdeye varın İmam sizden önce secdeye varır sizden önce secdeden kalkar ” Peygamber (s a v): “Diğer rekatlardaki yapılacak işler aynen böylecedir Tahiyyata oturduğunuzda söyleyeceğiniz söz şöyle olmalı: (Tahiyyat duası) “Dilimizle, vücüdumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur, tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz Ey son Peygamber olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi işler işleyen kullarına olsun Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed Allah’ın kulu ve peygamberidir ” (Müslim, Salat: 16; Ebû Davud, Salat: 182)
45- DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI
1264- Câbir b Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) bize tahiyyatta okuyacağımız duaları Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi öğretirdi: “Allah’ın adıyla, Allah için diyerek; (Tahiyyat duası) “Dilimizle, vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur, tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz Ey son Peygamber olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi işler işleyen kullarına olsun Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed Allah’ın kulu ve Peygamberidir ”
Allah’tan Cenneti isterim, ateşinden, Cehenneminden de Allah’a sığınırım (Müslim, Salat: 16; Ebû Davud, Salat: 182)
46- RASÛLULLAH (S A V)’E SALEVAT GETİRMEK
1265- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Allah’ın yeryüzünde dolaşan melekleri vardır, ümmetimin gönderdikleri salevatları bana ulaştırırlar ” (Dârimi, Rıkak: 58; Müsned: 4093)
47- PEYGAMBERE SALEVAT GETİRMENİN DEĞER VE KIYMETİ
1266- Abdullah b ebi Talha (r a) babasından naklediyor Rasûlullah (s a v) bir gün geldi, yüzünde sevinç alametleri vardı Biz de: “Yüzünde sevinç alametleri görüyoruz” dedik Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bana bir melek gelerek; Ey Muhammed! Rabbin şöyle buyurur: “Sana bir salevat getirene benim on rahmet etmemi, bir selâm gönderene benim on defa lütuf ve yardımda bulunmam seni memnun eder mi?” (Dârimi, Rıkak: 58; Müsned: 15769)
48- NAMAZDA ALLAH’I YÜCELTMEK VE PEYGAMBERE SALEVAT GETİRMEK
1267- Fedale b Ubeyd (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v) namazda bir adamın dua ettiğini duydu Ne Allah’ı yüceltiyor ne de peygambere salevat getiriyordu Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Acele ettin Ey namaz kılan!” Sonra namazda neler okunacağını cemaate öğretti Yine bir defasında Peygamber birinin namazda Allah’ı yücelten dualar okuduğunu, Allah’a hamdettiğini ve Peygambere salevat getirdiğini işitti Bunun üzerine o adama: “Dua et kabul edilir, iste verilir” buyurdu (Müslim, Salat: 7; Ebû Davud, Salat: 358)
49- NAMAZDA RASÛLULLAH (S A V)’E SALEVAT GETİRMENİN EMREDİLMESİ
1268- Ebu Mes’ud el Ensarî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bizler Sa’d b Ubâde’nin sohbetinde iken Peygamber (s a v) çıkageldi Beşir b Sa’d Peygamber (s a v)’e: Ey Allah’ın Rasûlü, Aziz ve Celil olan Allah bizim sana salevat getirmemizi emretti Bu sebeple Sana nasıl salevat getirelim Rasûlullah (s a v) önce sustu Bizlerde keşke Rasûlullah (s a v)’e böyle bir soru sormasaydı dedik Sonra şöyle salevat getirin buyurdu: (Salli Barik duaları) “Ey Allah’ım! Muhammed (s a v)’e, O’nun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (a s) ve O’nun soy sopuna yeryüzünde rahmet edip hoş muamele et Ey Allah’ım, Muhammed (s a v)’e, O’nun soy sop ve inanan yakınlarına İbrahim (a s)’ın soy sop ve inanan yakınlarını mübarek kılıp yeryüzünde bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl, Sen övülmeye layık ve şanı şerefi yüce olansın Selâm da bildiğiniz gibidir ” (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 25)
50- PEYGAMBERE SALEVAT NASIL GETİRİLİR?
1269- Ebu Mes’ud el Ensarî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s a v)’e şöyle denildi: “Sana Salat-ü selâm getirmekle emrolunduk, selâmı biliyoruz, salavatı nasıl getireceğiz?” Rasûlullah (s a v) şöyle deyiniz buyurdu: “Allah’ım, Muhammed’e ve İbrahim’e rahmet ettiğin gibi hoş muamele eyle Allah’ım Muhammed’e, İbrahim’i mübarek kılıp bereketli hayatlar nasip ettiğin gibi mübarek kıl ve bereketli hayatlar nasib et ” (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 25)
51- DEĞİŞİK BİR SALEVAT ÖRNEĞİ
1270- Ka’b b Ucre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’e: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana selâm vermeyi biliyoruz fakat Sana nasıl salevat getireceğiz?” dedik Şöyle deyiniz buyurdular: “Ey Allah’ım! Muhammed (s a v)’e, onun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (a s) ve O’nun soy sopuna ve inanan yakınlarına rahmet edip hoş muamele ettiğin gibi rahmet ederek, hoş muamele et Allah’ım Muhammed’e (s a v), O’nun soy sop ve inanan yakınlarına İbrahim (a s)’ın soy sop ve inanan yakınlarına mübarek kılıp bereketli hayatlar nasip ettiğin gibi mübarek kıl ve bereketli hayatlar nasip et, sen övülmeye layık olan ve şanı, şerefi yüce olansın ” (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 25)
1271- Ka’b b Ucre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl selâm vereceğimizi biliyoruz fakat Sana nasıl salavat getireceğiz dedik Şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım Muhammed (s a v )’e onun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (a s) ve onun soyuna sopuna ve inanan yakınlarına rahmet edip hoş muamele ettiğin gibi rahmet ederek hoş muamele et Allah’ım Muhammed (s a v)’e, O’nun soy sop ve inanan yakınlarına, İbrahim (a s)’ın soy sop ve inanan yakınlarına mübarek kılıp bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl ve bereketli hayatlar nasip et Sen övülmeye layık olan ve şanı, şerefi yüce olansın ” (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 25)
1272- İbn ebi Leyla (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ka’b b Ucre bana dedi ki: “Sana bir hediye ikram edelim mi?; biz, Rasûlullah (s a v)’e Sana selâm getirmeyi biliyoruz fakat nasıl salevat getireceğiz diye sorduk ta, şöyle deyiniz demişti: “Ey Allah’ım! Muhammed (s a v )’e O’nun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (a s) ve O’nun soy sopuna ve inanan yakınlarına rahmet edip hoş muamele ettiğin gibi rahmet ederek hoş muamele et Allah’ım! Muhammed’e (s a v), O’nun soy sop ve inanan yakınlarına İbrahim (a s)’ın soy sop ve inanan yakınlarına mübarek kılıp bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl ve bereketli hayatlar nasip et Sen övülmeye layık olan ve şanı, şerefi yüce olansın ” (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 25)
1273- Musa b Talha (r a), babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl salavat getireceğiz diye sorduk O da şöyle deyiniz dedi: “Ey Allah’ım! Muhammed (s a v )’e O’nun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (a s) ve O’nun soy sopuna ve inanan yakınlarına rahmet edip hoş muamele ettiğin gibi rahmet ederek; hoş muamele et Allah’ım! Muhammed (s a v)’e O’nun soy sop ve inanan yakınlarına, İbrahim (a s)’ın soy sop ve inanan yakınlarına mübarek kılıp bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl ve bereketli hayatlar nasip et Sen övülmeye layık olan ve şanı, şerefi yüce olansın ” (Müsned: 1323)
1274- Musa b Talha (r a)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Bir adam Peygamber (s a v)’e gelerek; ey Allah’ın Peygamberi! Sana nasıl salevat getireceğiz diye sormuştu da; Rasûlullah (s a v) şöyle deyiniz buyurdu: ”Ey Allah’ım! Muhammed (s a v )’e onun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (a s) ve onun soy sopuna ve inanan yakınlarına rahmet edip, hoş muamele ettiğin gibi rahmet ederek hoş muamele et Allah’ım! Muhammed (s a v)’e O’nun soy sop ve inanan yakınlarına, İbrahim (a s)’ın soy sop ve inanan yakınlarına mübarek kılıp bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl ve bereketli hayatlar nasip et Sen övülmeye layık olan ve şanı, şerefi yüce olansın ” (Müsned: 1323)
1275- Musa b Talha (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Zeyd b Harice’ye, Rasûlullah (s a v)’e nasıl salevat getireceğini sordum O da şöyle dedi: Ben de bunu Rasûlullah (s a v)’e sormuştum O da şöyle cevap vermişti: “Bana salevat getirin, dua yapmaya gayret edin ve Allah’ım! Muhammed (s a v)’e ve O’nun soy ve sopuna ve inanan yakınlarına rahmet edip hoş muamele et ” (Müsned: 1621)
52- DEĞİŞİK SALEVAT ÖRNEKLERİ
1276- Ebu Said el Hudri (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl selâm edeceğimizi biliyoruz fakat nasıl salevat getireceğiz” diye sorduk ta şöyle deyiniz buyurdu: (Yukardakilerden az farklı bir şekilde) (Müslim, Salat: 18)
53- DEĞİŞİK SALEVAT ÖRNEKLERİ
1277- Ebu Humeyd es Saidi (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ashab, Peygamber (s a v)’e: “Sana nasıl salavat getireceğiz?” diye sordular Rasûlullah (s a v)’de şöyle deyiniz buyurdu: (yukarıdakilerden farklı olarak hanımları ve kendisinden sonra gelecek nesli de ilave etmiş oluyor ) (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 125)
54- RASÛLULLAH (S A V)’E SALEVAT GETİRMENİN DEĞERİ VE KIYMETİ
1278-Abdullah b ebi Talha (r a), babasından naklediyor Bir gün Rasûlullah (s a v)’in yüzünde sevinç alametleri vardı ve şöyle buyurdu: “Cibril (r a), Bana geldi ve şöyle dedi: “Ey Muhammed! Ümmetinden birinin sana bir salevat getirmesiyle benim ona, on rahmet etmem, ve onun sana bir selâm vermesiyle benim ona, on selâm etmem Seni memnun etmez mi? dedi ” (Müslim, Salat: 17; Dârimi, Rikak: 58)
1279- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, Peygamber (s a v) şöyle buyurdu: “Kim Bana bir salevat getirirse, Allah ta o kimseye on defa rahmet eder ” (Dârimi, Rıkak: 58; Müslim, Salat: 18)
1280- Enes b Malik (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kim bana bir salevat getirirse, Allah o kimseye on defa rahmet eder, on tane hatasını siler ve derecesini de on kat artırır ” (Dârimi, Rıkak: 58; Müslim, Salat: 18)
55- SALEVAT DUALARINDAN SONRA HERHANGİ BİR DUA OKUNABİLİR
1281- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’e uyarak namaz kılıp teşehhüde oturduğumuzda şöyle dua ederdik: “Kulların selâmı Allah’a olsun falana ve filana da selâm olsun derdik Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Allah’a selâm olsun demeyin çünkü, Allah kendisi selâmdır Sizden biriniz namazda oturduğunuzda şöyle deyiniz: (Tahiyyat duası) Dilimizle ve vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz Ey son Peygamber olan Muhammed (s a v)! Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine olsun, yine Allah’ın selâm ve selâmeti senin üzerine olsun, yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi işler işleyen kullarına olsun Ben kabul eder ve şahitlik ederim ki Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed (s a v), Onun kulu ve Peygamberidir Daha sonra da isteyen istediği duayı seçip okusun ” (Tirmizî, Salat: 216; Ebû Davud, Salat: 182)
56- TEŞEHHÜDDEN SONRA HANGİ TESBİHAT YAPILIR?
1282- Enes b Malik (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Süleym Peygamber (s a v)’e geldi ve Ey Allah’ın Rasûlü! namazdan sonra yapacağım duayı öğret dedi Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “On defa “Sübhanallah” de On defa “Elhamdülillah” de On defa da “Allahüekber” de daha sonra da ihtiyacın olan şeyleri iste daha sonra da istediğin verilir manasına “evet, evet” buyurdu ” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 32; Tirmizî, Salat: 302)
57- NAMAZDAN SONRA NASIL DUA EDİLİR?
1283- Enes b Malik (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) ile beraber oturuyordum Adamın biri de namaz kılıyordu Adam rükû’ ve secdelerini yapıp teşehhüdde tahiyyatı okuduktan sonra şöyle dua etti: “Allah’ım sadece Senden isterim, hamd Sana mahsustur Senden başka gerçek ilâh yoktur Başa kakmadan her şeyi çok çok veren Sensin, gökleri ve yeri eşsiz biçimde yaratan Sensin Ey büyüklük ve ikram sahibi olan Allah’ım, devamlı diri olan Sensin, bizzat kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettiren Sensin, sadece Senden istiyorum Adamın bu duası üzerine Rasûlullah (s a v), ashabına: “Nasıl dua ettiğini biliyor musunuz?” dedi Onlar da: “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler Peygamber (s a v) şöyle buyurdu: “O, canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki o Allah’a ismi azam duasıyla dua etti Allah böyle yapılan duayı kabul eder ve bu dua ile istendiğinde de mutlaka verir” buyurdu (Ebû Davud, Salat: 358)
1284- Mihcen b Edra’ (r a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) mescide girdi adamın biri de namazını bitirmiş teşehhüdde oturuyor ve şöyle dua ediyordu: “Ey Allah’ım! Ya Allah sadece senden isterim çünkü sen her bakımdan tek ve bir olansın Herkesin ve her şeyin ihtiyacını karşılayansın, doğmadın ve doğurmadın, hiçbir şey Sana denk olamaz Günahlarımı bağışlamanı senden istiyorum Sen çok affedici ve merhametlisin ” Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Üç defa günahları bağışlandı” buyurdu (Ebû Davud, Salat: 358; İbn Mâce, Dua: 9)
58- TAHİYYATTA OKUNACAK DEĞİŞİK BİR DUA
1285- Ebu Bekir es Sıddık ve Abdullah b Amr (r anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Ebu Bekir, Peygamber (s a v)’e bana bir dua öğretde namazlarımda onu okuyayım demişti Rasûlullah (s a v)’de şöyle dua et dedi: “Allah’ım! Kendime pek çok zulmettim, Senden başka günahları kimse affedemez O yüzden lütfunla benim günahlarımı affet, bana acı çünkü Sen çok affedici ve merhamet edensin ” (Buhârî, Deavat: 16; Müslim, Zikir ve Dua: 13)
59- TAHİYYATTA OKUNACAK DEGİŞİK BİR DUA
1286- Muaz b Cebel (r a), anlatıyor: Rasûlullah (s a v), elimden tutarak; “Ey Muaz seni seviyorum” dedi “Ben de seni seviyorum Ey Allah’ın Rasûlü” dedim Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Öyleyse her namazda şu duayı yapmayı ihmal etme: “Rabbim! Seni zikretmek Sana şükretmek ve Sana daha güzel ibadetler yapmak için bana yardım et ” (Ebû Davud, Salat: 361)
60- TAHİYYATTA OKUNACAK DEĞİŞİK BİR DUA
1287- Şeddat b Evs (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) namazlarında şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Her türlü hayırlı işlerimde Senden sebat ve azimet istiyorum Ve Senden verdiğin nimetlerine şükür ve Sana güzel ibadet etme gücü vermeni isterim Ve Senden dürüst bir kalb ve doğruları söyleyen bir dil isterim Senden bildiğin hayırları isterim, bildiğin şerlerden Sana sığınırım, bildiğin hatalarımdan dolayı Senden af dilerim…” (Tirmizî, Deavat: 17)
61- TAHİYYATTA OKUNACAK DEGİŞİK BİR DUA
1288- Ata b Saib (r a), babasından naklederek diyor ki: Ammar b Yasir bize bir namaz kıldırdı, namazı biraz kısa tutunca bazıları namazı çok hafif kıldırdın ve hafif tuttun dediler Bunun üzerine Ammar: “Acele kıldırdım fakat namazda Peygamber (s a v)’den duyduğum duaları okudum” diye cevap verdi Ammar kalkıp giderken cemaatten biri onun peşine takıldı ve Peygamber (s a v)’den duyduğu duaların neler olduğunu sordu Sonra gelip o cemaate duaları haber verdi: “Allah’ım! İlminle gaybları bilirsin, gücünle tüm yaratıklarına hâkimsin, yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat, ölüm benim için hayırlı ise beni vefat ettir Allah’ım açık ve gizli her yerde Senin korkunu isterim, öfkeli ve sakin halimde bile doğru ve hakkı söylemeyi Senden isterim Zenginlikte ve fakirlikte orta yolu tutmayı isterim, tükenmeyen nimetlerinden isterim, kesintisiz göz aydınlığı isterim, hükmünden sonra rızanı isterim; ölümümden sonra iyi bir hayat sürdürmeyi isterim Sana şevkle kavuşmayı, cemaline bakma lezzetini, sıkıcı felaketlere uğramaksızın, sapıcı fitnelere düşmeksizin yaşamayı isterim Allah’ım bizi, iman ziynetiyle süsle, doğru yola kavuşanlara sebep olucu kıl ” (Müsned: 17604)
1289- Kays b Ubâde (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ammar b Yasir cemaate biraz acele namaz kıldırmıştı Cemaat bunu hoş karşılamamıştı Bunun üzerine Ammar: “Rükû’ ve secdeleri tam yapmadım mı?” dedi Cemaat: “Evet” dediler Ammar: “Kısa kıldırdım ama namazda Rasûlullah (s a v)’in yaptığı duayı yaptım” dedi ve şu duayı okudu: “Gaybı bilen ve gücünle her şeyi yaratan sensin Yaşamamın hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni yaşat ölümüm benim için hayırlı ise beni vefat ettir, gizli ve açık her anımda senden korkmamı isterim Sakin halimde ve kızgın halimde kelime-i tevhid üzere olmayı isterim Senden bitmeyen nimet, kesintisiz göz aydınlığı, senin hükmüne razı olmayı isterim, öldükten sonra rahat bir yaşayış isterim Cemaline bakma lezzeti ve Sana kavuşma arzusu isterim, sıkıntı veren felaketlerden Sana sığınırım Saptırıcı fitnelere düşmekten de yine Sana sığınırım Allah’ım! Bizi iman nimetiyle süsle ve doğru yola kavuşanlara rehber kıl ” (Müsned: 17604)
62- NAMAZDA ALLAH’A SIĞINMAK
1290- Ferve b Nevfel (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’ye, Rasûlullah (s a v)’in namazda yaptığı duayı söylemesini istedim O da şöyle buyurdu: “Evet, Rasûlullah (s a v) namazda şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım, yapmadıklarımın şerrinden de Sana sığınırım ” (Müsned: 17604)
63- KABİR AZABINDAN ALLAH’A SIĞINMA
1291- Aişe (r anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’e kabir azabından sordum “Evet kabir azabı haktır” buyurdu Aişe diyor ki: “Benim bu sorumdan sonra O’nun, kabir azabından Allah’ sığınmadan namaz kıldığını görmedim ” (Buhârî, Cenaiz: 86; Müslim, Mesacid: 24)
1292- Aişe (r anha)’nın haber verdiğine göre, Rasûlullah (s a v) namazda şöyle dua ediyordu: “Allah’ım! Kabir azabından Sana sığınırım, Mesih deccalin fitnesinden Sana sığınırım Hayatın ve ölümün fitnelerinden Sana sığınırım Allah’ım, günah işlemekten ve borçtan Sana sığınırım ” Birisi: “Borçtan ne kadar çok Allah’a sığınıyorsun” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kişi borçlanınca yalan söylemek mecburiyetinde kalır, söz verir sözünde duramaz ” (Müslim, Zikir ve Dua: 15; Ebû Davud, Salat: 367)
1293- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Sizden biri teşehhüd için oturduğunda dört şeyden Allah’a sığınsın; Cehennem azabından, kabir azabından, ölüm ve hayatın fitnelerinden ve Mesih deccalin şerrinden sonra kalbine doğan dualardan istediğini yapsın ” (Buhârî, Cenaiz: 86; Müslim, Mesacid: 24)
64- TEŞEHHÜDDE OKUNACAK DEĞİŞİK BİR DUA
1294- Câbir (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) namazında teşehhüdden sonra şöyle dua ederdi: “Sözlerin en güzeli Allah’ın kelamıdır yolların en güzeli Muhammed (s a v)’in yoludur ” (Müsned: 14445)
65- NAMAZIN HIZLICA KILINMASI
1295- Huzeyfe (r a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi acele namaz kılan birini gördü ve: “Ne zamandan beri böyle namaz kılıyorsun” dedi O da: “Kırk yıldır böyle kılıyorum” deyince, Huzeyfe: “Öyleyse kırk yıldır namaz kılmıyorsun demektir Eğer bu şekilde namaz kılarken ölürsen, Muhammed (s a v)’in namazı gibi namaz kılmamış olursun” dedi Ve şöyle devam etti: “Kişi acele olarak namaz kılabilir ama tüm erkanına uyarak, güzel bir şekilde kılmalıdır ” (Buhârî, Salat: 17; Müsned: 22271)
66- NAMAZDA UYULMASI GEREKEN TA’DİLİ ERKAN ÖLÇÜLERİ
1296- Ali b Yahya (r a), babasından, O da Bedir harbinde bulunan amcasından aktardığına göre, adamın biri mescide gelip namaz kıldı Rasûlüllah onu göz ucuyla denetliyordu, biz farkında değildik Adam namazını bitirince döndü ve Rasûlullah (s a v)’e selâm verdi Rasûlullah (s a v) de şöyle buyurdu: “Dön, tekrar namaz kıl çünkü sen namaz kılmış olmadın ” Adam döndü namaz kıldı tekrar dönüp Peygambere geldi ve selâm verdi Rasûlullah (s a v), tekrar: “Dön namaz kıl sen namaz kılmış olmadın” buyurdu Bu iş iki veya üç kere tekrarlandı Bu sefer o adam: “Sana ikramda bulunan Allah’a yemin ederim ki elimden geldiği kadar eksiksiz kılmaya gayret ettim fakat kılabileceğim budur Bana nasıl kılacağımı öğretir misin?” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Namaz için kalktığında güzel bir şekilde abdest al sonra kıbleye yönel ve tekbir al, gerekenleri oku sonra rükû’a git, rükû’da başınla belin aynı hizada olacak şekilde dur sonra kalk, dimdik oluncaya kadar sonra secdeye git, erkanına uyarak secdeyi yap Secdeden kalktığında yine belini iyice doğrult sonra tekrar secdeye var, erkanına uyarak tekrar secdeyi yap Sonra kıyama kalk ve ikinci rekata başla namazını bitirinceye kadar tüm rekatları böylece kıl ” (Buhârî, Sıfatü’s Salat: 42; Ebû Davud, Salat: 148)
1297- Ali b Yahya b Hallad b Rafi’ b Malik el Ensârî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam, Bedir savaşında bulunan amcamdan naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s a v) ile birlikte mescidde oturuyorduk Bir adam gelip iki rekat namaz kıldı sonra gelip Rasûlullah (s a v)’e selâmını verdi Rasûlullah (s a v), onun namaz kılışını gözetliyordu, selâm aldıktan sonra adama: “Dön, tekrar namaz kıl çünkü sen namaz kılmış olmadın” dedi Adam, döndü namaz kıldı, tekrar dönüp geldi ve Rasûlullah (s a v)’e selâm verdi Rasûlullah (s a v) selâmını aldı ve tekrar: “Dön ve namaz kıl, sen namaz kılmış olmadın” buyurdu Üçüncüde veya dördüncü de adam: Sana, Kitabı indiren Allah’a yemin ederim ki çok gayret ediyorum, hırslanıyorum fakat kılabildiğim bu kadar dedi Bana nasıl kılınacağını öğret dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Namaz kılmak istediğinde güzelce abdestini al sonra kıbleye dön, tekbir al sonra okunması gerekenleri oku sonra rükû’ yap, rükû’da başın ile belin aynı hizada olsun sonra dosdoğru doğrul, ayakta dur Sonra secdeye git, secdede bir süre dur Sonra doğrularak otur, sonra tekrar secdeye var, secdede bir miktar dur sonra secdeden kıyama kalk namazının tüm rekatlarını bu şekilde tamamlarsan tam kılmış olursun Böyle kılmaz isen namazında noksanlık olmuş olur ” (Buhârî, Sıfatü’s Salat: 42; Ebû Davud, Salat: 148)
1298- Sa’d b Hişam (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ey Mü’minlerin annesi! Bana, Rasûlullah (s a v)’in nasıl vitir kıldığını anlat dedim, şöyle dedi: “Misvak ve abdest suyunu hazırladık, Allah O’nu ne zaman dilerse uyandırırdı O da hemen dişlerini misvaklar, abdest alır ve sekiz rekat namaz kılardı ancak sekizinci rekatte oturur; Aziz ve Celil olan Allah’ı zikreder, dua eder sonra bize işittirecek şekilde selâm verirdi ” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
|