Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akıtmanın, cenneti, dünyaya, formülü, huyluluk, yumuşak

Cenneti Dünyaya Akıtmanın Formülü - Yumuşak Huyluluk

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cenneti Dünyaya Akıtmanın Formülü - Yumuşak Huyluluk






Cenneti dünyaya akıtmanın formülü - Yumuşak Huyluluk
Cenneti dünyaya akıtmanın formülü - Yumuşak Huyluluk



O zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kimsenin yakın bir dost gibi olduğunu görürsün"(41/34)

Enes b Malik radıyallahu anh, bu ayetin tefsirinde : "O, öyle bir adamdır ki, başkası kendisine kötü sözler söylediğinde, ‘Doğru söylüyorsan Allah beni, yalan söylüyorsan seni af etsin’der”

Hilm–Yumuşak Huyluluk

Güzel insanlar her zaman aranmıştır Kötülerin sesi sel gibi çok çıksa ve zayiat verse de iyiler pınar gibi ve sessiz diriltici soluklarını hep insanlığa hediye etmişler ve kazançlı çıkmışlardır Hayatı kucaklayan hilm sahibi, yumuşak huylu insanlar olmuştur

Çevrenizi gözlemleyin; kaba insanların sert ve kırıcı, kaba davranışlarının yarattığı duyguyu ölçün; bir de kibar, nazik, yumuşak huylu insanların etraflarındaki sevgi halesini düşünün Birisi ne kadar itici ve iğrenç, diğeri de ne kadar hoş ve çekicidir Bütün varlık hoş ve çekici olanın arkasından gider Kabalık hastalıktır, Aslolan nezakettir, iyi, yumuşak huylu olmaktır

Adamın biri, diğerine: "Sana öyle kötü söz söyleyeceğim ki, mezara da seninle gelecek" deyince, diğeri: "Hayır, o benim mezarıma değil, senin mezarına gelecek; çünkü her kötülük, sonunda onu yapanın yakasını bırakmaz" diye cevap verir

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor:

"Beş şey peygamberler ahlakındandır : Haya, hilm (yumuşak huyluluk), kan almak, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek" (Tirmizi)

Bir başka Hadis–i şerifte de şöyle buyuruyor:

"Müslüman, yumuşaklığı ile gündüz oruç tutan ve gece ibadet edenler seviyesine yükselir " (Taberani)

Adamın birisi şöyle dua eder:

"Ya Rab! Benim kimseye verecek bir şeyim yok, yani hayır yapacak halde değilim Kim benim aleyhime bir şey konuşursa, ben ona hakkımı bağışladım, ona bir sadakam olsun"


* * *

Her zaman diliminin kendisine has olumlu ve olumsuz yönleri vardır; çünkü hayat zıtlardan meydana gelmektedir Yaşadığımız zamanın belki de en belirgin özelliği, saygının ve sevginin azalmasıdır Değer yargısı olarak maddenin (paranın) öne çıkması, her davranışı çıkara göre eğip bükmüştür ve insanları kaba ve hırçın yapmıştır Bir yerde kabalık saltanat kurmuşsa, orada yaşamak eziyettir Bu hayat, uzun zamanda insanı kendine yabancılaştırır

Özellikle büyük şehirlerin yaşam yoğunluğu, bunun doğurduğu stres, insanları sabırsız hale getirmiş ve dokunsan patlayacak bombalar konumuna düşürmüştür Maalesef, bombanın arkasına düşen güvenlik güçleri var da, insanın sonsuzluğunu alıp götüren bu görünmez bombayı zararsız hale getirecek bir el yok! Trafikteki basit bir münakaşa cinayetle sonuçlanabiliyor, cebindeki küçük bir para için cana kıyılabiliyor! Ve bütün bu durumlar kanıksanıyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor!

Ailede, okulda, iş yerinde, sokakta, toplumun başka birimlerinde insanı insan yapan yumuşak huyluluk, nezaket, iffet, rikkat, nesafet, letafet, uhuvvet… (Maalesef bunların da anlamlarını bilmiyoruz) gibi güzel ahlak gitmiş, yerine kabalık, saygısızlık, vefasızlık, sevgisizlik, bencillik… gibi kötü ahlâklar gelmiştir (Hayatı çekemiyorum, diyenler; içinizdeki kötü ahlâkları çekip atın, hayat nasıl cennete dönüşecektir, hayretle göreceksiniz)

Efendimiz buyuruyor:

"Üç şey vardır ki, bunlardan biri kendisinde bulunmayan adamın hiçbir şeyine itibar etmeyiniz Bunlar: kendisini isyandan koruyacak takva, adi kimselerden kendisini koruyacak hilm ve insanlarla geçinecek güzel ahlak" (Ebu Nuaym'dan )

Bütün mesele, Müslümanın dinini iyi bilmesi ve onu yaşamasıdır Cehaletten daha büyük düşman yoktur Ne yazık ki, günümüz insanı cehaleti bir madalya gibi hep boynunda taşımaktadır

Cehalet nedir? Allah'ı bilmemektir Peygamberi tanımamaktır Ahirete inanmamaktır Hal böyle olunca, Allah'ın yarattığı ve en büyük sanat eseri olan insan da tanınmamaktadır Bundan daha büyük bir zulüm mü olur? Bu sayılanlar yalnız bireysel planda değil, toplumsal alanda, ülkeler arasında da cereyan etmekte, güçlü, zayıfı yok etmeye çalışmaktadır ve bütün bunlara da "Çağdaş demokrasi" denilmektedir

Yine bir Hadis–i şerif de Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"Bilmiş olunuz ki insanlar çeşitli tabakalarda yaratılmıştır Kimi geç kızar, çabuk barışır; kimi çabuk kızar, çabuk barışır Bunlar birbirine yakındır Kimi çabuk kızar, geç barışır Bilmiş olunuz ki bunların en hayırlısı, geç kızıp çabuk barışan; en kötüsü de çabuk kızıp geç barışandır"

Bir başka sözünde de:

"Karşılıklı kötü söz söyleyenler, birbirinin şerefini zedeleyen iki şeytandırlar "

İmam–ı Şafii rahmetullahı aleyh' in de güzel bir sözü vardır:

"Kızdırıldığı zaman kızmayan eşektir; kızgınlığı geçtikten sonra barışmayan da şeytandır"


* * *

Modern zamanlarda her şeyimizi dünya menfaatine ve nefse göre ölçtüğümüz için, değer yargılarımızı kaybettik Fakat her şeye rağmen sabırla ve güzel ahlâkla çağın hayat algısına direnmek, müslümanın en önemli görevi olmalı ve bunu ahlâk yapısı haline getirmelidir Kendimize yapılan kabalıklara karşı aynı kabalıkla cevap vermek gibi bir davranışımız asla olmamalıdır Mevlâna'nın sözünü hatırlayalım:

"Köpek beni ısırdı Ben insandım, onu ısıramazdım; dudağımı ısırdım"

Siz siz olunuz, iki dudağı arasında köpek tüyü ile dolaşandan köpekten kaçar gibi kaçın; dudağı kanamalı insan arayın

Yine Sevgililer Sevgilisi buyursun:

"Allah–u Teâla bir ev halkını sevdiği zaman onların arasına yumuşaklık (uysallık) sokar da tatlı geçinirler"

Adam gibi adam odur ki kendisine kötülük edene o dua ve istiğfar etmiştir ve böylece yükselmiştir Allah aşkıyla taşan gönül katilini bile af eder Olur, mu demeyin, olur olur!

Âlemlerin Efendisi buyurdu:

"İlim, müminin samimi dostu, hilm veziri, akıl delili, amel fayda ve koruyucusu, rıfk (tatlılık) annesi, mülayemet (uysallık) kardeşi, sabır ise ordu kumandanıdır" (Ebu'ş Şeyb'den)


* * *

Peygamberlerden biri ümmetine:

"Kızmamak üzere bana söz veren, derece bakımından benimle olduğu gibi, sonunda da benim halifem olur" dedi Gencin biri, "Ben varım, bunu en iyi olarak ben yerine getiririm, kimseye kızmam" dedi ve sözünü yerine getirdi, nihayet onun yerine geçti Bu genç Zü'l– Kifl adındaki peygamberdir Buna Zü'l – Kifl denmesi, kızmamaya söz verdiği, yani bu kefalet altına girdiği ve sonra da sözünde durduğu içindir

Kızan insan aynaya baksa kendinden utanır: Kükrer, rengi değişir, şuursuzca sağa sola saldırır, ağzından salyalar akar, gözleri kızarır, burun delikleri açılıp kapanır, suratı insan suratı olmaktan çıkar… O anlar, insanlıktan istifa edildiği anlardır Ölüm gelip çatsa, müflis diye gidecek

Gerçekten insan olmak, insanca yaşamak en büyük sanattır Bu sanatı bize bağışlayan San'i olan Allah–u Teala'ya sonsuz şükürler olsun

D ALİ TAŞÇI

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.