Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
osmanlı, yaşamak

Osmanlı Gibi Yaşamak

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Gibi Yaşamak






Osmanlı Gibi Yaşamak
Osmanlı Gibi Yaşamak

Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce 700 yıl kadar yaşamış, dünya üzerinde hakimiyet kurmuş, geniş çaplı toprakları ve bu topraklarda barındırdığı yüzlerce değişik ırka mensup insanlarıyla bir efsanedir Osmanlı
Küçük yaşlardan itibaren tarihini okuduğumuz ecdadımızın, kültürel ve toplumsal yaşayışları hakkında ne kadar az şey biliyoruz Özellikle metropollerde ve modernizasyon süreci geçirmekte olan ülkemizin birçok yerinde yaşanan büyük ve insani sorunlara, farklı din, ırk ve milletlerden yüzlerce çeşit insanı kucaklamış olan Osmanlı'nın nasıl çözümler getirdiğini ya da bu sorunların çoğuna neden tarihimizde yok denecek kadar az rastlanmış olduğunu hemen hiçbirimiz bilmemekteyiz
Yapılan araştırmalarda Türk ve yabancı tarihçiler bize bu konuyla ilgili olarak, İslamiyet'i en güzel biçimde yaşamaya çalışan Osmanlı Müslümanlarının yalnızca kendi dinine mensup insanlara karşı değil, tüm insanlara, hayvanlara ve diğer canlılara verdikleri değerin ve “komşusu açken tok yatan kimse bizden değildir” hadis-i şerifinde buyurulduğu kadar insan arası ilişkilerde hassas, dürüst, iyi niyetli ve sevgi dolu olmalarının, Osmanlı'nın cihana ünü yayılacak derecede büyük bir imparatorluk mertebesine erişmesindeki en önemli unsurlar olduklarını vurgulamışlardır
Dilerseniz, Osmanlı devrinin Türkler için en parlak dönem olmasına vesile olmuş Müslüman Türkleri bu defa yabancı yazar, gezgin ve müelliflerinin kaleminden okuyalım
Fransız müellif Motray, 1700'lerdeki Osmanlı Müslümanlarının harama karşı duyarlılığını şöyle anlatıyor: "Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar arkamdan adam koşturmuşlar, hatta birkaç kere Beyoğlu'ndaki ikametgâhıma kadar gelmişlerdir"
Yine bir Fransız müellifi olan Dr Brayer bu konuyla alakalı olarak 1830'lu yılların İstanbul'unu anlatıyor bize: "Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı İstanbul'da her sene azami beş-altı hırsızlık vaka'sı görülür"
Ubicini, Dr Brayer'i şöyle doğruluyor: “Bu muazzam payitahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık vakası bile olmaz
Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, ecdadımızın doğru ve dürüstlüğüne ithafen şu hükmü veriyor: "Haksızlık, murabahacılık, inhisarcılık ve hırsızlık gibi suçlar, Türkler arasında meçhuldür Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır"
Bir zamanlar Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılı olduğu da rivayetler arasındadır: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın"
İtalyan gezgini Edmondo de Amicis, 1880'lerin "biz"ini anlatıyor: “"İstanbul Türk halkı Avrupa'nın en nazik ve en kibar insanlarıdır Sokakta kavga enderdir Kahkaha sesi nadiren işitilir O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını görürsünüz"
Atalarımızın hayırseverliği ile bağlantılı olarak Comte de Marsigli'nin şu sözlerine dikkat edelim: "Yazın İstanbul'dan Sofya'ya giderken dağlardan anayol üzerine inmiş köylülerin yolculara bedava ayran dağıttıklarına şahit oldum"
Aynı müellif, ceddimizin hayırseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir Şöyle diyor: "Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler İyiliklerini yalnız insan cinsine haşretmekle kalmayıp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teşmil ederler"
Bu tespiti, İslâm ve Türk düşmanı avukat Guer misallendiriyor: "Türk şefkatı hayvanlara bile şamildir" dedikten sonra şu örneği zikrediyor: "Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür" “kaçık”lığın sebebini de açıklıyor: "Birçokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar Bunu yapan bir Türk'e bir gün yaptığı işin neye yaradığını sordum Baktı ve şu cevabı verdi: Allah'ın rızasını tahsile yarar"
Görüldüğü üzere, 7 asır boyunca dünyanın en büyük imparatorluğu olmuş Osmanlı'nın bu büyük başarısı yalnızca aziz padişahlarının değil, İslamiyet'i layıkıyla yaşayan Müslüman milletinin de eseridir Bu millet yüzyıllar boyunca birlik ve beraberlik içerisinde yaşamış ve düşmanına dahi zulmetmemiş bir ümmettir Ve yine görüldüğü üzere suç oranı her geçen gün artmakta olan ve dünya ülkeleri arasındaki nüfuzunu yitirme eşiğindeki ülkemizin, dirliği ve birliği yeniden sağlaması için uzaklara değil, kanından geldiği o mübarek ecdadına bakması kafidir
Yahya Kemal'in bu konu hakkındaki tespiti yeni jenerasyon Türkiye için en güzel tavsiyeyi vermiştir:
"Eski Türklerin bir dini hayatları vardı, dini hayatları olduğu için de çok şeyleri vardı; yeni Türklerin de dini hayatları olduğunda çok şeyleri olacak


Nazlı GENÇCAN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.