Onlar Zaten Bizimdi...

Onlar zaten bizimdi
Çocuk eğitimi konularından birinde yaptığım bir yorumum vardı;
“Batılılaşmak mı? İslam’ı hayata geçirmek mi?”
Bu cümle bende beyin fırtınasına sebep oldu ve neredeyse tüm gün düşündüm durdum…

Bizde olanlar! Bizden alınanlar! Bize satılanlar!
Neydi bunlar?

Önceleri zaten bizlerde var olan şeyler yobazlık olarak nitelendirildi ve bu örflerimiz, adetlerimiz hatta yaşam tarzımızdan uzaklaştırıldık
Sonrasında sanki kendi hayat tarzlarıymış gibi sahiplendiler
Daha sonra imrendirildik!
Neye imrendirildik? Post modern hayata Batılılaşmaya…
Sanki hiç bilmiyormuşçasına hayretler içerisinde karşıladık bunları ve kabullendik, batılılaştık!
Sadece güzel şeyler miydi bunlar? Hayır elbette
Modernleşmek adına hayata dair, ahlaka dair, en önemlisi İSLAMa dair birçok taviz verdik, hiç umursamadan…

Bir gün geldi idrak eder olduk; gerçeklerden ne denli uzaklaştığımızı, ne denli yabancılaştığımızı…
Sonra dedik ki birbirimize; gelin batılılaşmayalım, onlara uymayalım, kendimizden taviz vermeyelim!

Peki soruyorum neyden taviz vermeyecez?
Zaten bizden alınmamış mıydı modernizm adı altında bize dayatılanlar?

Gelin bazılarını kısa kısa gözden geçirelim…

Yurtdışında yaşayan akrabalarım Türkiye’ye geldiklerinde şunu derler hep;
Burada çocuklar çok geç uyuyorlar, yurtdışında 2030 bilemedin 2100’dır çocukların uyku saati…
Haklı değiller mi? Zaten öyle olması gerekmiyor mu?
Ama gel gelelim bizim yurdum insanları çocukları ile beraber neydi o dizinin adı… “Kurtlar Vadisi” ni izliyor! Dikkat! Ben isminden bile ürkerken henüz karakteri oturmamış minicik yavrucakların izlediği diziye bakın Bunun adı kurt olmaz, vadi olmaz da başka bir şey de olabilir Uygun mudur?

Peki, Dinimiz tarafından bizlere uygun görülen uyku vakti hangisidir?
Bu modernleşmek midir? Yoksa İslam’ı yaşamaya çalışmak mıdır?

Başka bir örnek;
Yurtdışında şahit olduğum ve aklımdan çıkmayan bir olayda şu;
Sabah saat 0530 – 0600 ev halkı bila istisna ayaktadır…
Anne, o gün yapılması gereken işini yapar, yemeğini pişirir, evini toplar…
Baba, günlük işlerini toparlar, çocukla ilgilenir, ev işinde yapılması gereken hususlarda eşine yardım eder…
Çocuk, evet çocukta ayaktadır kimi arabasıyla oynar, kimi bebeğiyle ama uyanıktır…

Sabah yarım saatte olsa spordan sonra anne-baba işine çocuk okuluna gider gün böylece devam eder…

Peki DİNimiz tarafından bize uygun görülen uyanma vakti hangisidir?
Uyanacak kişiler belirli midir?
Bu modernleşmek midir? Yoksa İslam’ı yaşamaya çalışmak mıdır?

Başka bir örnek daha;
Ünlü araştırmacılar tarafından çok güzel bir sağlıklı yaşam tarzı bulunmuş Bunu haberlerde sayfa sayfa okuduk hatta forumumuzda da paylaşıldı…
Her gün spor yapmak ve günde 10 dk Yoga ve benzerleri…

Güzel DİNimiz zaten her gün, günde 5 vakit namazı emretmiyor mu?
10 dakika yoga yerine 10 dakika Hz Allah’ı zikretsek, O’nu düşünsek, O’ndan yardım ile yalvarsak hem maddi, hem manevi açıdan kazancımız olmaz mı?

Bir haberde okumuştum; arada ensenin soğuk su ile ıslatılması sağlık açısından, sinirlerin yatıştırılması açısından çok faydalıymış Bu bir yerden tanıdık değil mi?

Diyetisyenler dökülen onca paralar sonrasında yazdıkları sayfa sayfa sağlıklı yemek menüsünde ne öneriyor:
Az yemek ama sık sık yemek…
Peki, Sevgili Rasülümüz bizlere neyi öneriyor?

Temizliği anlatır bize yabancı milletlerin, temiz sokakları gösterilir örnek alma adına
Peki, ya İslamiyet zaten emretmiyor mu bizlere iç temizliğimiz kadar dış ( evin dışı-sokaklar vs) temizliğimizin önemini?

Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir elbette…
Ben buna modern yaşam demem… Ben buna batılılaşma demem… Ben buna kimliğimden uzaklaşma demem…
Ne derim ?
Hakkıma sahip çıkmak derim…
Zaten bende olanı geri almak derim…
İslamı yaşamaya çalışmak derim…

Sevgilerimle…


Alıntıdır