Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dayanışma, sosyal

Sosyal Dayanışma

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sosyal Dayanışma






Sosyal Dayanışma
SOSYAL DAYANIxMA SOSYAL DAYANIŞMA

Bir toplum içerisinde yaşayan insanların aralarındaki yakınlaştırıcı bağları ve karşılıklı yardım veya işbirliği ile ilgili durumlarını gösteren bir oluşum
Genel olarak insanlar, bir arada yaşamak ihtiyacındadırlar Bu husus psikolojik bir ihtiyaçtan olduğu kadar, sosyal ve iktisadî bir gereklilikten de kaynaklanmaktadır Bundan dolayı fertler kendi çevrelerinde öyle bir düzen bulmalılar ki; bu düzen, onların kendi aralarındaki ilişkileri en iyi şekilde kuracak esaslara sahip bulunsun İşte tarih içerisinde çeşitli milletler, farklı din, ideoloji ve sistemleri bu tür istek ve ihtiyaçlarını tatmin edebilmek gayesi ile benimsemişlerdir
Sistemler arasındaki farklılığa bir göz atacak olursak, herbirinin insana bakışının ve onu değerlendirişinin değişik dozajda olduğunu görürüz Meselâ Kapitalizm; kendi sistemi içerisinde ferdi ön plâna çıkarıp, toplumun menfaatinden ileri görmektedir Sistemin siyasî ve iktisadî temeli, ferdiyetçi bir özelliğe bürünmekte ve fert, sınırsız bir hürriyet içinde hareket etmektedir Komünizm veya Sosyalizmde ise, toplumcu bir bakış açısı öne sürülürken, ne fert ne de toplum, serbest bir seçim yapamamaktadır Söz; toplum adına "belirli bir yönetici zümre"nin elinde olmaktadır
Başta bu iki ideoloji olmak üzere, insan aklının bulduğu her ideoloji; sosyal dayanışma konusunda bazı isabetli kaideler tesbit ederken, bir çok yönleri göremeyerek eksik bir sistem ortaya koymuş; bunların dışında, hayatın faydalı ve huzurlu bir şekil almasında en büyük rolü üstlenen insanın düşünce ve davranışlarına uygun bir ölçü bulamamışlardır Çünkü sosyal dayanışmanın bir toplumda oluşabilmesi için, öncelikle fertlerin diğerlerine karşı iyi niyet ve samimi bir hisle yaklaşması gerekmektedir Genelde şahsî ihtiras ve arzuların kontrolüne giren insanoğlunun ruh ve karakterinin olgunlaştırılması, ancak onun fıtrî özelliklerinin bilinmesi ile gerçekleşebilir Bu konuda İslâm, Allah'ın kendi yaratmış olduğu kuluna ait hayat prensiplerini içinde bulunduran ve böylece diğerlerinden farklı olan bir "hayat tarzı" ortaya koymuştur
"İslâm, ferdî hürriyeti en güzel şekilleriyle, insanî eşitliği en ince yönleriyle tanır Fakat bu hürriyet ve eşitliği gelişigüzel kullanmaz Toplumun değeri ne ise o derece hesaba katılır; insanilik ise gerektiği gibi değerlendirilir Bu sebeple ferdi hürriyetin karşısına ferdi mesuliyetleri koyar Bununla birlikte kişi ve toplumu içine alan sorumluluk ve yükümlülükleri de toplumâ yükletir İslâm bütün şekil ve yönleriyle sosyal dayanışmayı ortaya koymaktadır İslâma göre kişi ile kendisi, kişi ile yakın akrabası, kişi ile toplum, belirli toplum ile diğer toplumlar, belirli bir nesil ile ardarda gelen diğer nesiller arasında dayanışma sözkonusudur
Bir hadislerinde Hz Peygamber (sas) toplumun adalet, hayır ve güvenliğe ulaştırılması konusunda bütün müslümanların omuzlarına yüklenen ortak sosyal sorumluluğu tasvir etmekte ve şöyle buyurmaktadır:
"Allahın koyduğu sınırlara riayet edenlerle etmeyenlerin durumu şuna benzer: Bir topluluk gemi ile yolculuğa çıkmış ve kura neticesinde bazılarına geminin alt kısmı, diğerlerine de üst kısmı düşmüştür Alt kısımdakiler su almak istediklerinde üst kısımdakilerin yanlarından geçmekte ve kendi kendilerine "Biz kendi nasibimize düşen bu kısımdan denize açılan bir delik açsak da üstümüzdekileri rahatsız etmesek!" derler Bu durumda eğer üst kısımdakiler onları kendi hallerine bırakırlar ve istediklerini yapmalarına imkân verirlerse, hepsi helâk olur Ama mani olurlarsa hem kendileri hem diğerleri kurtulmuş olur" (Buhari ve Müslim)
Bu yüzdendir ki Peygamberimiz (sas), "Mü'min, mü'min için bir kısmı öbür kısmını güçlendiren bina gibidir" der (Buhari ve Müslim) Bu açıdan hareketle, sosyal yapının uğradığı herhangi bir bozukluk, bütün İslâm toplumunun gidişatında mevcut bir tehlikenin belirtisi olacaktır Eğer bu bozukluğu giderirlerse kurtulacaklar; aksi halde sosyal yapı çözülecek, gemi, içindekilerle birlikte batacaktır
Bu sosyal bütünleşme meselesi, bizi İslâm'da sosyal adaletin en önemli meselelerinden birine götürür ki; bu, devletin yerine getirilmesini istediği veya toplumun gönüllü ve isteyerek ortaya koyduğu "sosyal dayanışma" prensibidir Devlet ve toplumun arkasında Hz Peygamberin Mekke ve Medine'de geçirdiği yaşantısı boyunca ortaya koyduğu pek çok hadis ve değer ölçüsü bulunmaktadır (İmadüddin Halil, Sosyal Adalet Üzerine, İstanbul 1987, s 77)
Bütün anlam ve kapsamı ile sosyal dayanışma; toplumdaki her ferdin, kendi üzerinde topluma karşı yerine getirilmesi gerekli olan bir takım görev ve sorumlulukların bulunduğunu hissetmesi demektir Eğer onlar, bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinde ihmâlci ve sorumsuz davranışlarda bulunurlarsa, toplum da binaların çöktüğü gibi kendilerinin ve başkalarının üzerine çökebilir Toplumun fert üzerine olduğu gibi, ferdin de toplumda hakkı vardır Toplum, her hak sahibinin hakkını tam olarak azaltmadan ve geciktirmeden vermeli, zayıfların ihtiyaçlarını gidermeli ve muhtaçların dertlerini dindirmelidir Eğer bunlar olmazsa, toplum bünyesini bir binanın tuğlaları gibi ören fertler, birbirlerine düşerler İşte bundan sonra çöküş ve yıkılış, kaçınılması imkânsız bir sonuç olarak karşımıza dikilir
İslâm, faziletli bir toplumun doğması için "kötülüklerden uzaklaştırıp, iyilikle emretmeyi" teşvik etmiştir Buna dayanarak sapıkların sapıklıklarına son vermeleri, iyilerin de doğru yollarında yürümelerine devam etmeleri için genel irşadı gerekli kılmıştır Allah bu konuda müslümanların sorumluluğuna şöyle işaret eder:
"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız (Çünkü) Allaha inanıyorsunuz" (Âlu İmran, 3/51)
Kötülükler bütün dehşetiyle başını alıp giderken toplum buna seyirci kalır ve herhangi bir direnme göstermezse, topyekûn günahkâr olur Bu da sorumsuzluğun cezasını bütün halkın çekeceğine dair bir işarettir
Kur'an-ı Kerim, İsrailoğullarını, aralarındaki kötü kimseleri gittikleri fena yoldan alıkoymayarak kendi fenalıkları ile başbaşa bıraktıkları, dolayısiyle toplumu ifsad ettikleri için suçlu saymaktadır
İslâm'da ibadetler nefisleri ıslah etmek, eşitlik duygusu ve içinde zulmün barınamayacağı birlik ve beraberlik şuurunu terbiye etmek için emredilmiştir Hac, sosyal bir tanışma; zekât, zenginlerin mallarından fakirlere geçen sosyal bir yardımlaşmadır İslâm, günahların keffâretini de sosyal dayanışmaya bir vesile kılmıştır Mesela Ramazanda oruç bozan bir kimse, ya bir köle azad eder, ya altmış gün oruç tutar, ya da altmış fakir doyurur
İslâm dini, toplumdaki sosyal dayanışmayı belirli kuru söz ve sloganlarla ifade edip bırakmamıştır Dini emirler, öncelikle kalplerin ıslah ve tezkiyesi gayesine yönelmiştir Salih ve doğru istikamete yönelen kalpler, sosyal davranışları güzelleştirir Ruhi ve kalbî ilişkiler üzerine oturmamış bir sosyal dayanışmada gerçeklik yoktur
Aile müessesesi, sosyal dayanışmanın en önemli unsurudur Çünkü toplum yapısının ilk temel taşıdır Aile, insan fıtratında var olan değişmez eğilimler, merhamet ve sevgi duyguları, ihtiyaç ve maslahatın gerekleri üzerinde kurulur
İslamın getirdiği miras düzeni, aynı ailenin fertleri arasında ve biribirini izleyen nesiller arasında bir yardımlaşma bulunduğunun açık bir delilidir Üstelik bu düzen, toplumu rahatsız edecek şekilde büyümesini önlemek amacıyla servetin parçalanmasını sağlayan yollardan bir tanesidir
Müslüman toplum, Allah tarafından iyi ve güzel olan her konuda yardımlaşma ve dayanışma içerisine girmekle emredilmiştir: "İyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın Günah işlemek ve haddi aşmak üzere yardımlaşmayın" (el-Maide, 5/2)
Elbette ki iyilikler ve fenalıklar Allah'ın çizdiği hudutlar dahilindedir Hadler ise, yine Cenabı Hakk'ın tayin ettiği ölçülerdir
Sonuç olarak; sosyal dayanışma, ancak, kötü yönlerini ortadan kaldırmış fert ve toplumların birbirlerine sevgi ve merhametle yaklaşmalarıyla gerçekleşecek bir husustur Bu özellikler olmadığı takdirde, toplumda fertler birbirlerini sömürecek ve sonunda çatışma ve mücadele başlayacaktır Halbuki sosyal dayanışma, problemlerin ortadan kalktıktan sonra huzurlu ve sakin bir toplumda ortaya çıkacak çok yönlü iyi ilişkilerin bir sonucudur
Sami ŞENER

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.