Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sabrın, selamet, sonu

Sabrın Sonu Selamet..

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sabrın Sonu Selamet..






Sabrın Sonu Selamet
SABRIN SONU SELAMET



Önce elimizden geleni yapmamız gerekir Ama bir noktayı unutmadan: Doğru yolu izlemeli, sabrın ve şükrün gereğini yerine getirmeliyiz

Ecdadımız ne güzel söylemiş:

“Tedbirini doğru tut, Takdire bühtan etme!”

Bu olağanüstü güzel sözle atalarımız her şeyden önce elimizden geleni yapmamız gerektiğini bize öğretmek istemişler Ama bir noktaya dikkatimizi çekerek: Elimizden geleni yaparken doğru yolu izlememiz gerekir Çünkü tedbir almaya gayret ederken yanlış da yapılabilir Tedbiri doğru tutmak lazım Tedbiri doğru tuttuktan sonra yapılacak iş takdire razı olmaktır; gönül hoşluğuyla…

Tedbirini doğru tutmayanlar, ortaya çıkan olumsuzlukları Allah’ın takdirine yüklemeye çalışırlar Kendi eksikliklerini görmezler de yüce takdire iftira ederler Bu da kadere bühtan etmektir Böyle bir hale düşmek ne fenadır


SABIR VE ŞÜKRÜN FAZİLETİ



Tedbiri doğru tuttuktan sonra yapılacak iş takdire razı olmaktır, demiştik Evet, karşımıza çıkan şey, bizi sevindirecek bir güzellik olabilir O zaman güzelliği verene şükretmemiz gerekir Şükür güzellikleri artırır, insana huzur verir Karşımıza çıkan şey, yüzümüze hüzün gölgesi düşürebilecek bir durum da olabilir Bu durumda da Allah’ın takdirine gönül hoşluğuyla rıza göstermemiz, yani sabretmemiz lazım Sabrın sonunun selamet olduğunu bilerek…

Hiç şüphe yok, sabrın sonu selamettir…

Bakın Rasul-i Ekrem sav Efendimiz bu konuda ne buyuruyor:

“Müminin durumu gıpta etmeye, hayran olmaya değer Çünkü her hali kendisi için bir hayır sebebidir Böylesi bir özellik sadece müminde vardır:

Sevinecek olsa şükreder; bu onun için bir hayır olur

Başına bir zarar gelecek olsa sabreder; bu da onun için bir hayır olur” (Müslim, Zühd 64; Nevevî, Riyazu’s-Salihîn, c1, s211)

Bu mübarek hadisi, Peygamber sav Efendimiz’den dinleyen ve bize ulaştıran kişi kim biliyor musunuz? “Süheyb-i Rûmî” diye bilinen Ebu Yahya Süheyb ibn Sinan Onun hayatı bu hadisin canlı bir örneğidir
Başta Efendimiz sav olmak üzere Sahabe-i Kiram’ın hepsi sabır konusunda emsalsiz birer örnektirler Bunda şüphe yok Hadisi bize rivayet eden Süheyb ra olduğu için sabır ve şükürle dolu hayatından bereketlenmek üzere bazı sayfalarını çevirelim


SABIR VE ŞÜKÜR DOLU BİR HAYAT



Musul civarında Übülle isminde bir yerleşim birimi vardır İşte Süheyb ra orada doğmuştur Şehrin yönetimini üstlenmiş bir aileye mensup küçük bir çocuktu Günün birinde Bizanslıların saldırısına uğradılar Birçok insan esir düştü Aralarında küçük Süheyb de vardı Uzun süre Rumların elinde köle olarak kaldı İşte bundan dolayı daha sonra Süheyb-i Rûmî olarak anıldı

Mekkeli Abdullah b Cedan, Süheyb’i satın aldı Bir süre sonra da güzel halinden etkilenerek onu azat etti Süheyb b Sinan artık Mekke’de Abdullah b Cedan’ın azatlısı olarak yaşadı

Süheyb ra, peygamberlik gelmeden önce Rasul-i Ekrem sav Efendimizle görüşür, konuşurdu Ammar b Yasir ile de yakın arkadaşlardı Birbirlerinden habersiz, ikisi de aynı gün karar verip, getirdiği din hakkında Efendimiz sav ile görüşmek üzere Erkâm ra’ın evinin yolunu tutmuşlardı Kapıda karşılaşmışlar, birlikte huzura girip müslüman olmuşlardı

DAİMA ŞÜKÜR, DAİMA SABIR



Süheyb ve Ammar ra, küfür karanlıklarından kurtulduklarına kim bilir ne kadar seviniyorlar ve ne kadar şükrediyorlardı Huzuru bulmuşlardı Mekke’deki inkârcıların kendilerine kızacaklarını, onları sıkıştıracaklarını hatta onlara eziyet edeceklerini biliyorlardı Buna rağmen Allah’a ve O’nun Rasulü’ne şüphesiz iman ediyorlardı ve onların sevgisi bütün eziyetlerin, bütün çilelerin üstündeydi

Çok zaman geçmedi, Mekkeli inkârcılar Süheyb ile Ammar ra’nın müslüman olduklarını öğrendiler Süheyb de müslüman olduğunu açıkça söylemekten çekinmedi Müslümanlığını açıkça ilan edenlerin yedincisi oldu Müşrikler diğer müslümanlara yaptıkları gibi onlara da işkence yapmaya başladılar Süheyb ve Ammar gibi hem fakir, hem de akrabası olmayan müslümanlara daha fazla eziyet ediyorlardı

Müşriklerin aşağılamaları, işkenceleri yıllarca sürdü Süheyb ra, diğer Sahabe-i Kiram gibi olan bitene gönül hoşluğuyla katlandı Zaten sabır, bir sevgi, bir iman ve bir aşk uğruna gösterilen tahammül değil miydi? Böylece yeryüzünün en sabırlıları arasında yerini aldı Süheyb ra iyi bir demirciydi Bu sebeple azat olduktan sonra hatırı sayılır bir zenginliğe de ulaştı Bunun yanında çok iyi ok atabilen bir savaşçıydı


BÜYÜK YOLCULUK, YÜCE TAKDİR



Yıllar yılları kovaladı ve Medine-i Münevvere’ye hicret zamanı geldi Bütün müslümanlar bir yolunu bulup Medine yolunu tuttular Rasul-i Ekrem sav Efendimiz ile Hz Ebu Bekir ra da Mekke’den ayrıldı Mekke’den en son ayrılanlardan birisi Hz Süheyb ra idi

Nihayet o da hazırlığını yapıp Mekke’den ayrılınca Mekkeli müşrikler yolunu kesti Hemen ok çantasını önüne alıp, önce iyi bir okçu olduğunu müşriklere hatırlattı Sonra çantasındaki oklar bitinceye kadar onlara ok atacağını ve sonra da parçalanıncaya kadar kılıcıyla mücadele edeceğini bildirdi Müşrikler ise Mekke’ye fakir bir kimse olarak geldiğini, şimdi sahip olduğu mal varlığını Mekke’de kazandığını ve bunu alıp gitmesine müsaade etmeyeceklerini söylediler Bunun üzerine Süheyb ra onlara bütün mal varlığını teslim etme karşılığında yolundan çekilmelerini teklif etti Müşrikler kabul etti O da bütün mal varlığını teslim etti, kimlerden alacağı olduğunu da onlara bildirdi

Suheyb b Sinan ra, varını yoğunu teslim ederek zahmetli bir yolculuktan sonra Medine’ye ulaştı Rasul-i Ekrem sav Efendimiz de henüz Kuba mahallesinde misafir olarak kalıyordu Efendimiz sav’in
yanına vardığında yorgunluk ve açlıktan mecali kalmamıştı Getirilen hurmaları yerken Efendimiz sav Bakara suresinin 207 ayetini okudu:

-“İnsanlar arasında öyleleri var ki, Allah rızasına ermek için kendini feda ederler

Süheyb ra’ın başından geçenler hakkında da şunları söyledi:

-Ebu Yahya! Sen bu alışverişte kârlı çıktın (Hakim, Müstedrek, c3, s 398; Nevevi, Riyazu’s-Salihîn, c1, s211)

Hz Süheyb ra Peygamber sav Efendimiz’in yanında bütün savaşlara katıldı Okçuluktaki maharetinden dolayı Efendimiz sav’in özel korumalığını yaptı Kendi ifadesine göre her zaman Efendimiz sav ile düşman arasında yer aldı ve düşmanlara ok yağdırdı

Hz Ömer ra suikasta uğradığı günlerde onun isteği üzerine üç gün süre ile mescitte imamlık yaptı ve bir anlamda bu esnada halifeliği yürüttü

Ömrünün her anı ilmek ilmek sabırla örülmüş olan Hz Süheyb-i Rûmî ra, Hicretin 38 senesinde Medine-i Münevvere’de Hakk’ın rahmetine kavuştu

Yüce Mevlâ, onların sabrını yağmur gibi üzerimize yağdırsın

Allah sabredenlerle beraberdir

Sabredenler, Allah’ın sevdikleridir
Sabrın birçok çeşidi vardır, denilir Büyüklerimiz bunları üç başlık altında toplarlar:

1 Günahlara karşı sabır
2 Musibetlere karşı sabır
3 İbadet ve itaatte sabır

Mehmet Işık

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.