Eğer Ben Bir İmam Olsaydım

Eğer ben bir imam Olsaydım
EĞER İMAM OLSAYDIM


Ah… Ah diyerek konuya başlıyor ve önemli gördüğüm bir noktayı dile getirdikten sonra asıl mesajı sunmak istiyorum

Niçin ah diyerek başladım? Şunun için Biz imamlar, ne zaman ki o muhteşem ve mübarek kelimenin yerine “Din Görevlisi” ifadesini koy-duk, mânevî sıkıntılar başladı Utandık mı yoksa aşağılık duygusuna mı ka-pıldık? Onu bilemiyorum Toplumun öncüsü, rehberi, örneği gibi çok zengin mânâları bağrında taşıyan imam kelimesi Cumhuriyet Dönemi'nin bâtıl zihniyeti tarafından içi boşaltılmak istendi Sığ, basit, tatsız ve tuzsuz bir kelime olan “Din Görevlisi” devreye kondu Bu ülkede minber, mihrap ve kürsülerin onurlu, şerefli hizmetkârlarına, kendilerine yakışan sıfat ve isimle hitap etmeyi, boynuma bir borç olarak algılıyor ve mesa-jıma geçiyorum

1 Eğer imam olsaydım, imametlik ile alâkalı konuların öğrenilme-sini farz olarak kabul eder ve mesleğimi, sıfatımı enine boyuna öğrenir ve gerçek kimliği ile tanımak isterdim

2 Eğer imam olsaydım, mutlak örneğimiz olan Hz Muhammed'in, gerçek varislerinin imamlar olduğunu kabul eder, içinde yaşadığım halkın, örnek alacağı bir insan olup olmadığımı gözden geçirirdim

3 Bu mübarek kelimeye ve sıfata öyle bir yaklaşım sağlardım ki, top-lumun ıslahında, tedavisinde birinci sıraya konan imametliği, hiçbir mes-lekle takas yapmak istemezdim

4 Eğer imam olsaydım, özel bir kitaplığa sahip olup, bulunduğum beldenin tüm kütüphanelerini dolaşır ve eserler hakkında bilgi sahibi olurdum

5 İmametlik vazifemde üstün başarılar elde etmek için, eğitime yö-nelik tüm araç ve gereçlerimi gücüm nispetinde tedarik eder, kendimi sü-rekli yenilerdim

6 Eğer imam olsaydım, bana tabi olarak cemaat halinde namaz kılan insanlara, öncelikle, imam, cami, minber, mihrap, kürsü, cemaat kelime-lerini, kavramlarını çok iyi öğretirdim

7 Eğer imam olsaydım, bulunduğum mahallenin, mekânın, camiye gelenleri ile camiye uğramayanları özel olarak dosyalar ve her iki gruba, fiillerine ve sıfatlarına uygun olan yaklaşımları sergiler, namaz kılanlarla, kılmayanların arasına dostluk köprüsü kurardım

8 Bu mübarek hizmet alanında bulunsaydım, ilmin beşikten mezara kadar devam ettiğini bir daha gözden geçirir, çocuklar-dan, ihtiyarlara kadar her kesim için özel hizmet dosyaları, eği-tim dosyaları tanzim ederdim

9 Eğer imam olsaydım, beş vakit namazın bitiminde bir ayet ile bir hadis okurdum Böylece bir sene içinde, 1800 ayet ve 1800 tane hadis-i şerifle cemaatimi bilgilendirir-dim Neticede üç buçuk- dört sene içinde camiye gelen cemaatime Kur'an-ı Kerim'i baştan sona kadar meal olarak okumuş olurdum Buna paralel olarak senede 1800 hadis okuyarak, 4 sene içinde 7200 adet de hadis okumuş olurdum

10 Eğer imam olsaydım, cami cemaatimi yakînen tanımak için, bilgisayar veya özel bir deftere bilgi dö-kümanlarını toplar, her bir kardeşimi tanımış olur, yanlı-şını ve doğrusunu bilgiler ışığında ele alırdım

11 Eğer imam olsaydım, bulunduğum mahallenin din haritasını çıkarır, ibadet, inanç, ahlâk gibi temel ko-nuların istatistikî bilgilerini öğrenir, hizmet ve eğitim programlarımı ona göre tanzim ederdim

12 Eğer imam olsaydım, özel gün ve gecelerin programlanmasında, cami cemaatimin çocuklarından istifade eder, programın içerisine onları da alırdım Ki-mine şiir okutur, kimine ayet okutur ve kimine de kıssa anlattırırdım

13 Eğer imam olsaydım, ziyaretleşme amelini, sistemleştirirdim Hastalar, yetim ve öksüz çocuklar, dul kadınlara yönelik hemcinsleri aracılığı ile onurlu, maddî ve mânevî takviyeli ziyaret ağı oluştururdum

Selman Yiğit