![]() |
Anlıyor Musun Canımın İçi... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Anlıyor Musun Canımın İçi...Anlıyor musun canımın içi ![]() ![]() ![]() “Anlaşabilmek çok güzel! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “–Seni anlıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Neyi anlıyoruz oysa? Nasıl anlıyoruz ki? Aynı şeyi mi anlıyoruz sâhi? “–Beni anlıyorsun değil mi?” Hayır anlamıyorum canımın içi, anlamıyorum ![]() Ama dinliyorum “can kulağı”yla ![]() ![]() ![]() “–Seni anlıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() “Beni iyi anla, beni doğru anla! ![]() ![]() ![]() “Sizin için değerli olan şeyleri öyle herkesle paylaşıvermeyin, sizin gibi anlamazsa heyecanınızı da gölgeler, anlayışınızı da; acaba dedirtir adama ![]() ![]() ![]() “Ben ondan da bîzârım, o sözden de bîzârım” demiş ya koca Mevlânâ, anlaşılma arzusuyla ![]() ![]() ![]() Röportajlarda ya da açık oturumlarda bu “anla-ş-ma” hususunda çok net örnekler görebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() “Bunu neden yaptığını hiç anlamadım ![]() Neyi anladık ki, bu güne kadar? Hayra yormuştuk ![]() ![]() ![]() ![]() Anl-aş-ıyorsak neden bu kadar çok incitiyoruz? Anlıyorsak neden bu kadar inciniyoruz? “İncitmemek incinmemek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bâbil’de «kule» yapılıp da ertesi sabah kalkıldığında hiç kimse birbirini anlamamış ya…” dedi dost : “Sanıldığı gibi ayrı diller ortaya çıkmamış aslında, algıları değiştirilmiş insanların ![]() ![]() ![]() İnşaallâh diyoruz, Allah dilerse demek… Kimisi bunu duâ olarak alıyor, Allah yardım etsin de olsun… Kimisi “izin verecektir”… Kimisi nötr; izin verirse verir, vermezse vermez… Neylerse güzel eyler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aşırı emniyetten oluyor bu “anlama” vehmi ![]() ![]() Anlamıyorsun, hiç değilse dinlemeyi bil ![]() ![]() ![]() Anlayamayız, ama dinlersek kalplerimize anlaşma fırsatı tanımış oluruz ![]() “Dört insanın kalbi, rıza-yı ilâhîye muvafık, aynı şey üzerinde te’lif olunsa, onların bulunduğu yerden Arş’a öyle bir nur yükselir ki, melekler hayran olurlar ![]() Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Rasûlullah ![]() ![]() ![]() Eyvallah, ama ne anlıyorsun Allah deyince, Peygamber deyince? Hazret-i Ömer öfkelendiği zaman, yanında Allah anılınca hemen durur ve sakinleşirmiş ![]() ![]() ![]() “–Koca kitabı yazdın da bana salevâta mı üşendin?” buyrulmuş ![]() Derhal kitap baskıdan çekilmiş, bütün ()’ler -sallallâhu aleyhi ve sellem- hâline getirilmiş ![]() ![]() ![]() ![]() “Hevâ ve hevesini ilâh edinenler…” buyruluyor âyet-i kerimede, “Lâ ilâhe” demenin içinde: “Yâ Rab, bana cism ü can gerekmez, Cânân yok ise cihan gerekmez ![]() Aynı anlamları yüklemiyoruz kelimelere, nasıl aynı şeyi anlayabiliriz ki? Allı pullu bir zarf gibi ömrüme düşen gül, ey Allâh’ın gönderdiği Rasûl; Tâif’te taşlanırken, bağa sığındığınızda, melek, Allâh’ın emrini iletirken: “–Sen beni affedinceye kadar Sen’den af diliyorum ![]() ![]() Her okuduğumuzu, her duyduğumuzu anladığımızı sanıyoruz, ne yaman bir hata! “Bana eşyanın hakikatini göster ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bildiğini bilene öğrenci ol, Bilmediğini bilene öğret; Bildiğini bilmeyeni uyandır, Bilmediğini bilmeyenden kaç!” demişler, ne güzel demişler; kaçalım birbirimizden dostlarım! Kaçalım ve çekilelim gönül Hira’mıza, “Mâ ene bi kariin” diyelim, “Oku! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlamıyoruz birbirimizi, anlayalım artık bunu! ![]() ![]() Ezberimizi bozalım artık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birbirimizi büyük bir merak ve ilgiyle, sonuna kadar dinliyoruz böylece ![]() ![]() ![]() ![]() Ne kadar yakınlaşırsak yakınlaşalım, ne kadar sık görüşürsek görüşelim, ne kadar uzun zaman beraber olursak olalım edebi, şefkati ve hizmeti ihmal etmiyoruz birbirimize ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâinatta «her an bir iş üzere olan» Allâhu Rabbü’l-Âlemîn (kızımın ilk keşfettiği esmâ-yı ilâhî ya, özellikle kullanıyorum bu sıfatı) dostun hayatında nasıl tecellî etmiş görüşmeyeli” merakıyla gönlümüzü açıyor, birden göğe fırlayan bir kuş yüreği çırpınışı ile soluksuz kalıyoruz bir an, adrenalin oluyor böylece ![]() ![]() ![]() ![]() Hakkı, sabrı, merhameti tavsiye edenlerden olmaya çalışıyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortak kelimeler tanıştırır bizi, ama asla anlaştırmaz; anlaşan ruhlarımızdır ![]() ![]() ![]() ![]() Gün dindi ![]() ![]() ![]() ![]() İçimde dostluklar dindi ![]() ![]() ![]() ![]() Şarkılar dindi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Günü ne kadar doldurursanız o kadar genişliyor, uzuyor, lastikli gibi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rüzgarlar dindi ![]() ![]() Denizler duruldu ![]() ![]() Şiir dindi ![]() ![]() ![]() Çöldeki inilti dindi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gün dindi ![]() ![]() ![]() ![]() Gün dindi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayşenur Vural |
![]() |
![]() |
|