Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
insanım

Ben İnsanım

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ben İnsanım






Ben İnsanım
Akik, bir taştır Gül, bir çiçektir Arı, bir böcektir İblis, bir şeytandır Hâme, bir cindir Cebrail, bir melektir Ben, bir insanım Kendi türünü temsil eden bu varlıklar arasında yerim neresi benim? Kimim ve kimin içinim?
“Nefsini bilen, Rabbini bilir” Madem öyle, ben önce kendimi bilmeliyim Rabbimi tanımak ve dünyadaki yerimi belirlemek için kendimi bir anahtar gibi kullanmalıyım Çevremdeki her şeyi de o zaman anlayabilirim ancak Zira, bakılandan ziyade, “bakış” önemli Kendimi tanırsam, “insan”ı da tanımış olurum “Cüz”ler, “küllî”lerin aynasıdır
Ben, insanım Varlık bezmi etrafımda pervanedir Cebrail, benim için Rabbimden haberler getirir, haberler götürür İblis, benim için Rabbine düşman kesildi Hâme, o görünmez varlık, benim mensubu bulunduğum “bir güzel insana” ümmet oldu da şereflendi Akik, benim iltifatımla değer kazandı Gül, bir anlık nazarım için gülümser Arı, bana hizmet etmenin şevkiyle bal yapar
Aslım topraktır, ama ruhum görünmez fezalarda uçar Gayb ile şehadet bende buluşur, mânâ ile madde bende birleşir Efendi de benim, köle de Cihanın sultanıyım, ama Onun kuluyum Zirveyim, seçilmişim Omuzumda üstünlük nişanı takılı, akıl nurudur başımda parlayan
Kendi başıma bir hiçim Varlığım bir gölge, elimde olana “benim” deyişim bir vehimden ibaret Neyim varsa O verdi Ben, Onun için varım İlmim, iradem ve kudretim hep Rabbimden Ben, Mabuduma kulluk etmek için buradayım Acizliğimi bilir kudretine sığınırım,zayıflığımı görür kuvvetine dayanırım, fakirliğimi anlar rahmetine güvenirim, kusurumu fark eder affımı isterim
Ben define arayıcısıyım, sırlar ülkesinin yolcusuyum Onun yolundayım, Onunlayım, Ona giderim O yolun merhaleleri hem kavuşmadır, hem ayrılık Her adımda bin ızdırap ve bin lezzet tadarım Bir yerde duramam, yeter diyemem, gaflet öldürür beni
Yol tehlikelerle dolu Bu sırlar ormanının her ağacı ardında bir düşman pusu kurmuş Nefsim, can düşmanlarımla işbirliği halinde Ben, Ona gitmek isterim İblis beni aldatıp kendi yolunda yürütmek ister
Önümde, gidilebilecek son noktaya kadar giden bir Rehberim, ilimde marifet yollarını tarif eden söz mucizesi bir Kitabım var Bilirim, gözüm kitapta, özüm izde oldukça İblis beni aldatamaz
Bütün kapılar bende açılır, bütün yollar benden geçer ve Ona gider Hem yolcuyum, hem yol Hem kapıyım, hem anahtar “Enfüsî tefekkür” bendedir, kendime girer Ona giderim “Afakî tefekkür” benim işimdir, ibretle cihan kitabını okur, okuturum Her eser şiirimdir; hisseder, anlatırım
Her neye baksam Onun sıfatlarını görüyorum Ne yana dönsem Onun fiilleriyle karşılaşıyorum Hangi varlığın sinesine kulağımı yapıştırsam, bana Onun güzel isimlerini sayıyor
Bana, “Niçin akikten, gülden, arıdan söz ediyorsun? Taş, çiçek ve böcek bu kadar mı önemli?” derler “Tefekkür” sırrını bilmeyene neyi, nasıl anlatmalı? Hayır, onların kendi başlarına bir önemleri yok, farkındayım, ama madem beni aradığıma götürüyorlar, olabildiğince önemlidirler Meselem akik, gül, arı değil, ben Rabbimi anlamaya çalışıyorum O, kendini “eser”leriyle tanıttı, ben de Onu eserleriyle anlatıyorum Gül bir nebî değil, ama Rabbimden haber veriyor Kitabımın âyetleri gibi Onu tanıtıyor, hâl diliyle sessiz sözler söylüyor Ben kulum, kula yakışanı yapma çabasındayım Akik, gül, arı, hepsi birer ayna, gösterdikleri mânâ olmasa ne önemleri var Ben fâni aynaları değil, onun içindeki bâkiyi gösteriyorum
Ben, mânâ arısıyım Varlıktan varlığa uçar, bal özü toplarım Işıl ışıl yıldızları, dalga dalga denizleri, dumanlı dağları, esen rüzgârları, yağan yağmurları, gülümseyen çiçekleri harman eder, gönül dünyamda “iman” balları yaparım Bülbül olur “marifet” iklimine uçarım, Yûnus olur “muhabbet” denizine dalarım Yerdeyim, gökteyim, denizdeyim, dağdayım; kâinat bahçemdir benim, gönlümce gezerim Bazen cihan dar gelir, Rabbimin sonsuz isimler ve sıfatlar âlemine doğru kanatlanırım
Sonsuza yürümekten yorulan ve beni bugüne çağıranlara şunu derim: “Güncel”in sığ sularında mı boğulayım? Bu gün var yarın yoklarla mı oyalanayım? Dalga uğruna denizden mi vazgeçeyim? Elması bırakayım da, “cam” için can mı vereyim? Altın için bile olsa elması terkedene akıllı denilir mi?
Benden, yere mıhlanmamı istiyorsunuz, farkında mısınız, siz benden “beni” istiyorsunuz Elimde olmayanı nasıl veririm? Ben, kendimin değilim, Onunum Onsuz hayat, yaşanmamıştır Gafletle geçen zaman ömür değildir
Anlayın artık, sizinle olamam Bedenimi verdim, ruhumu da veremem Hayır! Ben ebediyet yolcusuyum Yolcu yoluna gitmeli!


Ömer Sevinçgül


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.