Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allah’in, azdırlar, dairenin, dışında, koruduğu, kulları, pek, tutulabil

Allah’İn Koruduğu Kulları Ki Onlar Pek Azdırlar- Böyle Bir Dairenin Dışında Tutulabil

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Allah’İn Koruduğu Kulları Ki Onlar Pek Azdırlar- Böyle Bir Dairenin Dışında Tutulabil






Allah’ın koruduğu kulları ki onlar pek azdırlar- böyle bir dairenin dışında tutulabil
Kolay olanı tercih etmek, kolayla yetinmek insan olarak ortaya koyduğumuz en bariz tavırlarımızdandır İyiyi, üstünü isteriz ama ödediğimiz bedelin, gösterdiğimiz gayretin iyi ve üstün olmamasından rahatsız olmayız Azla çok elde etmek, yorulmadan ermek genel karakterimizdir Allah’ın koruduğu kulları ki onlar pek azdırlar- böyle bir dairenin dışında tutulabilirler Genelde insanı özelde de çocuğu yetiştirmek, öğretmekle eğitmek arasında gelip giden bir çizgi üzerinde sürer Dine ve dünyaya ait ihtiyaçların çocuğa aktarılması öğretmenin de içinde bulunduğu bir dizi görev ihtiva etmektedir Günlük hayattan dini vecibelere kadar öğretilmesi gerektiğine inandığımız ne varsa o aslında bir tür eğitim konusudur Eğitimin ilk aşaması öğretmektir şüphesiz Bilmek ve bilmeyi özümsemekten oluşan bir süreç arzulanan sonucu elde etmeye yardımcı olacaktır
Sadece bir kaşık tutma edebini, mesela kaşığın sağ elle tutulması kuralını, önümüzdekine öğretmek dakikayla sınırlandırılabilecek kadar küçük bir zaman dilimi içinde halledilebilir ‘Kaşık sağ elle tutulur’ kuralı üç kere bile tekrar edilmeden muhataba öğretilebilir
Ama muhatabın ‘sağ elle kaşık tutar’ hale gelmesi uzun zamanı gerektirebilir Bilhassa farklı bir uygulama üzerinde yetişmiş birinin sağ elle kaşık tutabilir hale getirilmesi bir eğitim sürecidir; zor olan da bu süreçtir
Anne babalar ve öğretmenlerin, eğitmekle mükellef oldukları halde öğretmekle yetinip kendileriniteselli etmeleri doğru değildir Anne babaların, çocuklarını insanî ve imanî değerler üzerine yetiştirmekle mükellef oldukları halde onların üzerinde ‹eğitim› düzeyinde bir himmet göstermeden öğretmekle yetinmeleri sorumluluktan kaçmak, yeterli gayreti gösterememek şeklinde izah edilebilir Namaz gibi hayat boyu uygulanacak ağır bir ibadeti çocuk üzerinde öğretmek ve eğitmek şeklinde iki çizgide tatbik edeceğimizi düşünürsek, eğitim çizgisinin öğretme çizgisi ile aynı olmayacağını takdir etmek zor olmayacaktır
Ebu Davud›un rivayet ettiği meşhur hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çocukların yedi yaşından itibaren namaz çizgisi üzerine alınmalarını, on yaşından itibaren de namazı ihmal etmeleri halinde cezalandırılmalarını emretmektedir Sadece bu hadisi bile ölçü almamız halinde namaz eğitiminin en az dört yıl sürebileceği anlaşılmaktadır Çünkü yedi yaşından itibaren namaz hassasiyeti çocuğa verilmeye başlanmakta ama ceza seviyesine on yaşında gelinmektedir Ve bu süreç, Medine şartlarındadır Medine gibi namazın hayat anlamına geldiği bir yerde çocuğun namaza eğitilmiş olması bu süreyi almaktadır Bir çocuğun namaza eğitilmiş hale gelmesi ne kadar uzun bir süreyi kapsayacaktır; bunu tahmin etmek zor olmasa gerek Ebeveynlerin ve öğretmenlerin/hocaların takdir etmekte zorlandıkları nokta burasıdır İki rekâtlik bir namazın öğretilmesinin bir gün bile sürmediğine aldanarak, namaz kılmakta ihmalkâr davranan çocuklar hakkında olumsuz kanaat kullanmaktadırlar Hem kendileri hatalı bir noktada bocalamakta hem de çocukların şahsiyetleri üzerinde yanlış izlerin oluşmasına neden olmaktadırlar Bu kuralı çocuklar için konuşuyor olsak da büyükler için de geçerli saymamız mümkündür Büyüğün de eğitilmesi, öğretilmesi kadar kolay değildir Büyüklere hitap edenlerin de bu hassas noktaya dikkat etmeleri zaruridir
Bilime bakış
Yaşadığımız asırda eğitim, tıp düzeyinde olmasa da yaygın bir bilim dalı haline gelmiştir Müslümanlar olarak, insan üzerinde yoğunlaşmış gündemimiz bizi bilimleşen eğitimin kurallarından yararlanmaya sevk etmektedir İstifademiz elbette seçici olacaktır Çünkü biz, çağdaş başlıklar altındaki bilgilere yeni muttali olmuş olabiliriz Ama eğitime yabancı bir millet değiliz Kitabımız okuma emri ile başlıyor Okumayı, okutmayı ibadet sayan bir dinimiz var Şehirler gibi kütüphaneler kurmuş bir geçmişimiz var Gazaliler, İbni Rüşd’ler bize aittir Bir süre duraklamış olmamız bizi öndekilerin gerisinde göstermeye neden olmuş olabilir Aradaki mesafe kapatılamaz bir mesafe değildir
Eğer eğitimin bilimselleşmesi bizim için yararlanılması gereken bir nimetse, o nimetten önce ümmi olduğu halde insan eğitmenin en mükemmel örneklerini bize bırakan sevgili Peygamber aleyhisselam efendimizin mirasına da sahip bulunuyoruz Bu miras hem bize hem ondan mahrum olan bizim dışımızdakilere, eğitim adına çok şey kazandıracaktır



Alıntı Yaparak Cevapla

Allah’İn Koruduğu Kulları Ki Onlar Pek Azdırlar- Böyle Bir Dairenin Dışında Tutulabil

Eski 07-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Allah’İn Koruduğu Kulları Ki Onlar Pek Azdırlar- Böyle Bir Dairenin Dışında Tutulabil



İlk Nesilden Örnekler
Öğretmenin eğitime dönüşebilmesinin modern bilimin oluşturduğu kurallarla nasıl yürütüleceğini o bilimin kurallarından öğreneceğiz şüphesiz Ama bizim işimiz, manevi destekle ya da feyizle yürüyecek bir iştir Çocuklarımızın iyi bir mü’min olarak yetişmeleri, salih insan eğitimi görmeleri ancak bereketli bir çalışma ile mümkündür O bereketli çalışmanın en muazzam örneklerini de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabı üzerinde uyguladı Ölü bir toprakta çınarlar büyüttü
Cahiliye hayatı yaşayan bir toplumdan vasıflı mü’minler çıkardı Onu öldürmeye gelenler onda hayat iksirini yakaladılar Yaşayıp yaşatanlar olarak tarihe geçtiler Bizim için en bereketli örnek hiç tartışmasız o nesildeki örnektir En zor ve kıt şartlar altında en mükemmel insan eğitiminin nasıl yapılabileceğini o nesilde görebiliriz
Öğretim ve eğitimin bilim ötesi, kurallar üstü ilkelerini Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem in çocuklar, gençler ve kadınlar/erkekler üzerinde görebiliriz Ona ait bilgiler bir teori değildir En pratik uygulamaların en ciddi sonuçlarına ait bilgiler olarak o bilgilere bakabiliriz
Sahih hadis kitapları bu bilgilerle doludur Sadece bir kaçı üzerinden, cahiliye toplumundan medeniyet toplumunun nasıl yetiştirildiğini izlemeye çalışalım Şartlarımızın zorluğunu, vakit darlığını, çevre kötülüğünü engel olarak gösteremeyeceğimizi bu örneklerde görelim

Bir:
O medresenin icazetli talebelerinden biri olan Enes bin Malik karşımızda ve bize bir olayı naklediyor Eğitimi, öğretimi, sabrı, insan kazanmayı, konuşmayı öğreten bir dersi aktarıyor bize: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber mescitte oturuyorduk Bir bedevi geldi Mescide işemeye başladı Peygamber aleyhisselamm ashabı adamın üstüne yürümek istediler, onu azarladılar
Peygamber aleyhisselam: ‘Adamı kesmeyin, bırakın onu’ dedi Adamı bıraktılar O da işini bitirdi Sonra onu çağırdı ve şöyle buyurdu: ‘Bu mescitler, böyle pis işler için uygun değildir Buralar Allah’ı zikir, namaz ve Kur’an okumak içindir’ Sonra da oradakilere, adamın işediği yere bir kova su dökmelerini emretti (Hadisi Müslim, Taheret bölümünde (30-661) rivayet etmektedir)
Cevabını netleştirmenin zor olduğu bir soru var önümüzde: Burada kim eğitilmiş oldu? Bedevi mi, olayı izleyen ve bedeviyi cezalandırmaya yeltenen sahabiler mi? Elbette iki taraf da eğitilmiş oldu Bir kişiye cami terbiyesi verildi Diğerlerine de en kaba suçları işleyenlere bile nasıl bir eğitim uygulanması gerektiğini, sabrı, tatlı sözü göstermiş oldu
Evlerinde halıyı kirleten çocuklarına en ağır hakaretleri yapabilen annelerin bir kenarda muhafaza etmeleri gereken bir bilgi olarak saklanmalıdır bu




Alıntı Yaparak Cevapla

Allah’İn Koruduğu Kulları Ki Onlar Pek Azdırlar- Böyle Bir Dairenin Dışında Tutulabil

Eski 07-27-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Allah’İn Koruduğu Kulları Ki Onlar Pek Azdırlar- Böyle Bir Dairenin Dışında Tutulabil



İki:
Yine o büyük eğitimi görenlerden Ebu Ümame radıyallahu anh, farklı bir eğitim örneğini bize aktarmaktadır Diyor ki: Genç bir delikanlı Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme gelerek zina yapmak için kendisine izin vermesini istedi Orada bulunanlar genci azarladılar, üzerine yürümek istediler Peygamber aleyhisselam genci bırakmalarını emretti Bana yanaş dedi Genç yaklaşınca aralarında şöyle bir konuşma geçti: ‘Sen böyle bir şeyin annene yapılmasını hoş görür müsün?’ ‘Vallahi razı olmam Allah beni sana kurban etsin ey Allahın nebîsi! ‘İşte insanlar da annelerine böyle bir şey yapılmasından hoşlanmazlar Sen böyle bir şeyi kızın için uygun görür müsün?’ ‘Hayır, vallahi uygun görmem ey Allahın nebîsi Allah beni sana kurban etsin’ ‘İşte insanlar da böyle, kızları için böyle bir şeyi uygun görmezler Kız kardeşin için uygun görür müsün?’ ‘Hayır, vallahi uygun görmem ey Allahın nebîsi Allah beni sana kurban etsin’ ‘İnsanlar da böyle, kardeşleri için böyle bir şeyi uygun görmezler Halan için uygun görür müsün?’ ‘Hayır, vallahi uygun görmem ey Allahın nebîsi Allah beni sana kurban etsin’ ‘İşte insanlar da halaları için uygun görmezler Teyzen için uygun görür müsün?’
‘Vallahi hayır Allah beni sana kurban etsin’ ‘İnsanlar da teyzeleri için uygun görmezler’ Hadisin ravisi diyor ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elini gencin göğsüne koydu ve şöyle dua etti: ‘Allahım Günahını mağfiret et Kalbini temizle Namusunu koru’ O günden sonra o genç hiçbir şeyle ilgilenmedi (Hadisi Ahmed 22211 hadis olarak rivayet etmiştir)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna çıkıp, en ağır günahlardan birini işlemek için ruhsat istemek Bunu da peygamberlerine can veren, onun huzurunda başlarını kaldırmaya cüret edemeyen ashabın huzurunda yapmak
Bir genç için ölümlerden ölüm beğenmek değil de nedir bu?
Ama öyle olmadı
Bu genç açık yürekli biri içindekini söylemek istedi Ama iman sahibi Her soruya verdiği cevapta: ‘Allah beni sana kurban etsin’ ifadesi, kalbindeki imana işaret ediyor Bu gencin girdiği bunalımdan kurtarılması gerekmektedir İmanlı bir genç, ya battığı bataklıkta terk edilecek ya da kurtarılacaktır Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ikincisini yaptı Onu kurtardı Ama ikna ederek Ürküterek de onu konuştuğu sözden dolayı özür diletebilirdi
Ama o meşum istek gencin içinde gömülü kalacaktı Kalabalık bir ortamda birkaç hedefi birden gerçekleştirdi Peygamber aleyhisselam Birincisi, gencin fikrini düzeltti İkincisi, herkese bir ders verdi; insanlara dinin nasıl öğretileceğini gösterdi Bize de yol yordam öğretti İkna etmenin tehdit etmekten daha müessir olduğunu anlatmış oldu Uygulamalı, ikna edici eğitimin temellerini attı Sabrın eğitimde bir numaralı malzeme olduğunu gösterdi Bir kişinin eğitimi için belki orada bin kişiyi bekletti; onlara canlı örnek göstermiş oldu
İnsanlığa öğretmeyi, eğitmeyi öğreten peygamberimiz Muhammed’e salat ve selam etsin Allah

Nureddin Yıldız


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.