Küçük Tansiyon Yüksekliğinin Nedenleri |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Küçük Tansiyon Yüksekliğinin NedenleriKüçük tansiyon yüksekliği sağlığa olumsuz yönde etkiler oluşturabiliyor Küçük tansiyon yüksekliğinin hangi sebepten kaynaklandığı ve küçük tansiyon yüksekliği ile ilgili önemli bilgileri sizler için yaptığım araştırmadan öğreneceksiniz Küçük (diyastolik) tansiyonun yüksek olmadığı, yani 90 mmHg?nin altında kaldığı, yalnız büyük (sistolik) tansiyonun yükseldiği durumlarda sistolik yüksek tansiyon söz konsudur 70 yaşın altındaki kişilerde küçük tansiyon 90 mmHg?nin altında kalırken büyük tansiyon 160 mmHg ve daha yüksekse tedavi edilmesi gerekir 70 yaşın üzerinde tedaviyi başlatacak büyük tansiyon değeri 170 mmHg ve daha üstüdür Hipertiroidizm, aort kapak yetmezliği ve atar-toplar damar bağlantılarında büyük tansiyon yüksek olmasına karşın ilaç tedavisi gerekmez Bu durumlarda asıl hastalık tedavi edilmelidirYüksek tansiyon günümüzde hâlâ beyin damarlarındaki tıkanıklık ve kanamalar açısından başlıca risk faktörüdür Ayrıca, kolesterol ve sigara alışkanlığının yanı sıra miyokart enfarktüsünün başlıca nedenleri arasında yer alır; kalp ve dolaşım yetmezliği olan kişilerin yüzde 75′inde bu hastalıklara neden olduğu bildirilmiştir Ayrıca tansiyon yükselmesinin damar duvarında kalınlaşma gibi belirgin değişikliklere yol açarak tıkayıcı damar hastalıkları, anevrizmalar ve böbrek yetmezliği gibi bir dizi doku bozukluklarına neden olduğu kanıtlanmıştırSon 35 yıl içinde yüksek tansiyonun ilaçla tedavisinde dev adımlar atılmış olmasına karşın, yukarıda belirtilen olgular güncelliklerini korumaktadır Günümüzde fazla yan etkisi olmayan, buna karşılık son derece etkili ilaçlar vardır Son yıllarda bu tedaviler sonucunda kan basıncının düşürülmesiyle kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ve bu hastalıklardan ölme oranının belirgin ölçüde azaldığı kanıtlanmıştr Bu tedavilerin yüksek tansiyonlu hastaların tedaviden sonraki yaşanılan üzerindeki etkileri incelenmiş ve özellikle felç, kalp ve dolaşım yetmezliği ile böbrek yetmezliğinin ortaya çıkma sıklığının azaldığı, buna karşılık, söz konusu ilaçların yüksek tansiyonlu hastada miyokart enfarktüsü ya da anjina pektoris gibi kalp kasının yeterince kanlanamama-sına bağh hastalıkların önüne geçilme)-sinde daha az yararlı oldukları belirlenmiştirBu ilerlemelere karşın, en son ista-tistiklerin de doğruladığı gibi, yüksek tansiyon hâlâ ölüme neden olabilmekte-dir Bunun nedeni bazen hastanın ihmalkârlığı nedeniyle hekim kontrolünden geçmemesi ve hastalığa tanı kona-mamasıdır Bazen de tanı konduktan sonra hekimin önerdiği ilaçların gereğince kullanılmaması ya da uygun oJ-mayan ilaçların seçilmesi ve daha sıklıkla muayene edilen kişinin kalp ve da-marlarının yapısı nedeniyle tedavi yetersiz kalırKuramsal olarak, daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün olduğundan, kalp ve damarlarla ilgili komplikasyonların önlenmesindeki bu başarısızlıklar, sürekli bir tedavi uygulamanın gerektiğini vurgular Yüksek tansiyon tehlikesi olan hastanın doğru saptanması, öte yandan hastaya verilmesi gereken ilaçların seçiminde etkili bir düzenleme yapılması gerekir NEDENLERİ Oluşum mekanizması bakımından iki tür yüksek tansiyon vardır: Birincil ya da esansiyel ve ikincil Birincil yüksek tansiyonun nedenleri tam olarak bilimemekle birlikte, hastalığın oluşumunda kalıtım, ruhsal açıdan çabuk etkilenen heyecanlı kişilik, şişmanlık gibi bazı etkenler saptanmıştır, tkincil yüksek tansiyon aşağıdaki hastalıklardan sonra ortaya çıkabilir: Böbrek dokusu ve böbrek atardamarlarında yerleşen hastalıklar (akut ve kronik böbrek iltihabı, poli-kistik böbrek), böbreküstü bezinin kabuk bölümündeki hastalık nedeniyle kortizon ya da aldesteron hormonlarının fazla salgılanması sonucu görülen Cushing hastalığı ve Crohn hastalığı, böbreküstü bezinin iç kısmının (medul-la) tümörü (feokromositom), aortun kalpten çıktığı bölgedeki darlığı, kafa içi basıncının artmasıYüksek tansiyonla basınç reaksiyonu arasındaki ayrımın da yapılması gerekir Yüksek tansiyon terimi kan basıncının sürekli olarak bazı sınırların üzerinde kaldığım belirtirken, basınç reaksiyonu tansiyonun heyecanlanma ya da kan içine ilaç şırınga edilmesi gibi bir uyaran nedeniyle geçici olarak yükselmesidir Yükselmeye yol açan uyaranın etkisi kaybolunca tansiyon normale döner GÖRÜLME SIKLIĞI Yüksek tansiyonluların tümü tanı konacak biçimde tıbbi kontrolden geçmemiş olduğundan ve yüksek tansiyon değerlendirme ölçütleri her yerde aynı olmadığından yüksek tansiyonun dağılımını kesin olarak saptamak olanaksızdır Hekime başvuran erişkinlerin yaklaşık yüzde 25′inde yüksek tansiyon vardır ve bunların yüzde 9O?ı esansiyel (birincil) tiptedir TANI Tanı konması için kan basıncı 20 dakika dinlenmenin ardından ölçülmelidir; birbirinden farklı zamanlarda yapılan üç ayrı ölçümde de kan basıncı yüksek çıkıyorsa yüksek tansiyon tanısı konabilir Kan basıncı ölçümlerinde pek çok kısıtlama ve hata olasılığı vardır Bunların başında hastanın muayeneye ve hekime olan tepkisi gelir Burada tansiyon heyecan nedeniyle tepkisel olarak yükseldiği halde, kişiye yanlışlıkla yüksek tansiyon tanısı konur Son yıllarda bu yanlışlıklardan kaçınmak için günlük etkinlikleri engellemeden kan basıncının otamatik olarak kaydedilmesini sağlayan birçok teknik geliştirilmiş ve uygulanmaya başlamıştır Böylece elde edilen 24 saatlik tansiyon değerleri, yüksek tansiyonun organlarda yol açtığı zararları tansiyon aleti ile elde edilen değerlerin ortaya koyamadığı kadar belirgin olarak sergiler Bununla birlikte, kan basıncının dinamik olarak monitörle izlenmesinin tanı açısından üstün olduğuna ilişkin bir kanıt elde edilememiştir Bu nedenle bu yöntem yalnız bazı seçilmiş yüksek tansiyon olgulanyla sınırlı kalacak biçimde uygulanmaktadır; bunlar kan basmcı sık sık değişen hastalar, yüksek tansiyon ile organlardaki örselenme arasında bağlantının tam kurulamadığı olgular, sık sık tansiyonu yükselenler ile tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi istenen olgulardır Olguların büyük bir bölümünde dikkatli bir ölçümle yüksek tansiyon tehlikesi olup olmadığı belirlenebilir; gerekirse hasta kan basıncını evde kendi kendine de ölçebilir İkincil yüksek tansiyonun nedenlerini saptayabilmek için genel bir muayene yapılması önemlidir Özellikle kol ve bacak atardamar nabızlarının kolayca alınıp alınamaması, atardamarlardaki nabız vuruş şiddetinin birbirinden farklı olup olmaması, böbrek atardamarlarının karından stetoskopla iyice dinlenmesi gereklidir Ayrıca idrar tahlili yapılır ve kanda üre, ürik asit, kreatinin, sodyum ve potasyum gibi elektrolitlerin düzeyi belirlenir TEDAVİ Belirti ve yakınmaların az ya da çok olmasına bakılmaksızın tüm yüksek tansiyonluları tedavi etmek gerekip gerekmediği tartışması şu çözüme bağlanmıştır: Küçük kan basıncı 90 mmHg?nin (mm cıva basmcı) üstünde olan tüm hastaların tansiyonu 85 mmHg düzeyinde tutulacak biçimde tedavi uygulanmalıdır ikincil yüksek tansiyonda tedavi öncelikle temelde yatan hastalığın tedavi)-sine yöneliktir; birincil yüksek tansiyonda basıncın kontrol altına alınmasıyla ve basıncm normale inmesiyle sorun çözülemezse komplikasyonlann tedavi edilmesi gerekir Birincil yüksek tansiyonun tedavisinde genel önlemlerin yanı sıra ilaç tedavisi uygulanır Genel önlemler kısaca şunlardır: ? Beslenme ? Bazı istatistikler sanayileşmiş toplumlarda nüfusun yansından çoğunun fazla kilolu olduğunu göstermektedir Bu durum genellikle yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve damar sert-liğiyle birlikte görülür; öte yandan tek başına da kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları için bir risk faktörüdür Bu ndenle yüksek tansiyonlu, şişman hastanın normal kilosuna getirilmesi büyük önem taşır Hafif ya da orta derecede yüksek tansiyonlu hasta, çoğu zaman yalnızca kilo vererek kan basıncını normal değerlere düşürebilir Verilen her kilo için diyastolik (küçük) kan basıncının 2-3 mmHg azaldığı saptanmıştırÖzellikle hayvansal kökenli doymuş yağlar (tereyağ, içyağı) az kullanılmalıdır Bu maddeler aşırı miktarda alınırsa kandaki kolesterol düzeyi artar; buna bağlı olarak yüksek tansiyon ve öteki kalp ve dolaşım sistemi hastalıklan açısından risk yükselir Sebzeyle beslenen topluluklarda çok az kişide yüksek tansiyon görüldüğü gözlenmiştirBesinlerle aşın tuz alımı da engellenmelidir Tuz kendi başına güçlü bir damar büzücüdür ve tansiyonu düzenleyen bazı sistemleri etkiler Ama yapılan son araştırmalar tuz kısıtlamasının bütün birincil yüksek tansiyon durumlarında etkili olmadığını göstermektedir Sonuç olarak tuz kısıtlamasına yanıt veren ve vermeyen birincil yüksek tansiyon çeşitlerinden söz edilebilir Son zamanlarda dikkatlerin odaklaştığı bir başka nokta ise potasyumdur Potasyumca biraz zengin bir diyetin henüz tam olarak aydınlatılamamış mekaniz-malarla tansiyonu düşürdüğü gözlenmiştir Kahve de kan basıncında birkaç saat süren 5-20 mmHg?lik yükselmelere yol açtığından kısıtlı miktarda alınmalıdır Aşın alkol alımı da zararlı olabilir, aşın alkol alındığında sempatik sinir sisteminin uyanlmasına bağlı olarak uzun süreli yüksek tansiyon görülürSonuçta, yüksek tansiyonlu hasta peynir ve öbür süt ürünleri de içinde olmak üzere çok az hayvansal yağ ve tuz tüketmeli, bol meyve ve sebze yemelidir Gerekenden çok kalori almamalıdır |
|