Prof. Dr. Sinsi
|
Varlığını İspatlayan Fosiller
Varlığını İspatlayan Fosiller - Devonian Dönemi Fosilleri - Karbonifer Dönemi Fosilleri
Devonian Dönemi Fosilleri (408-306 Milyon Yıl)
Bu döneme ait olan bitki fosillerine baktığımızda günümüz bitkilerinde bulunan pekçok özelliği taşıdıklarını görürüz Örneğin stomata, kütikül, rhizoid ve sporangialar bu bitkilerde bulunan yapılardan birkaçıdır (1) Bir kara bitkisinin karada yaşayabilmesi için mutlaka kuruma tehlikesinden korunması gerekir Kütiküller bitkileri kurumaya karşı koruyan, gövde-dal ve yaprakları kaplayan mumsu yapılardır Bitki eğer yapısında kurumayı önleyecek kütiküllere sahip değilse, evrimcilerin iddia ettikleri gibi kütikül oluşmasını bekleyecek vakti yoktur Kütikül varsa bitki yaşar, yoksa kurur ve ölür İşte ayrım bu kadar nettir Bitkilerin sahip oldukları tüm yapılar tıpkı kütikül gibi bitki için son derece hayati öneme sahiptir Bir bitkinin yaşayabilmesi ve çoğalabilmesi için tıpkı bugünkü gibi kusursuz işleyen sistemlere sahip olması gerekir Bu anlamda, bulunmuş olan tüm bitki fosilleri de bitkilerin yeryüzünde ilk ortaya çıktıklarından bu yana aynı kusursuz yapılara sahip olduklarını doğrulamaktadır
Karbonifer Dönemi Fosilleri (360-286 Milyon Yıllık)
Karbonifer dönemin en önemli özelliği, bu döneme ait çok fazla çeşitte bitki fosili bulunmasıdır Bu döneme ait bulunan fosillerin bugün yaşayan bitki türlerinden hiçbir farkı yoktur Fosil kayıtlarında aniden beliren bu çeşitlilik evrimcileri tekrar çıkmaza sokmuştur Çünkü birdenbire her biri çok mükemmel sistemlere sahip bitki türleri oluşmuştur
Lepidodendron günümüzden 345-270 milyon yıl önce
yaşamış bir bitkidir Fosilin büyütülmüş resminde de görüldüğü gibi
Lepidodendron ağacının fosilleşmiş olan
gövdesinin yüzeyinde, yapraklarının bağlanmış olduğu yerlerin
izleri çok belirgindir Hatta damarlı demetin gövdeden, yaprağın
sapına geçmiş olduğu yerlerde elmas şeklindeki yaprak izlerinin
merkezleri de rahatlıkla görülmektedir ( Ardvini, Teruzzi, Simon&Schuster?s, Guide to Fossils, New York, 1986, pic no 6 ve Malcolm Wilkins, Plantwatching,
New York, Facts on File Publications, s 26 )
Evrimciler bu çıkmazdan kurtulmanın yolunu evrimi çağrıştıran bir isim takmakta bulmuşlar ve olayı "Evrimsel Patlama" olarak nitelendirmişlerdir Tabii bu durumu Evrimsel Patlama olarak isimlendirmek, evrimciler açısından hiçbir problemi çözmemektedir Hatta evrim teorisinin kurucusu olan Charles Darwin'i bu problem hayretler içinde bırakmıştı ve Darwin bu düşüncesini şöyle itiraf etmişti:
Bitki aleminin tarihinde yüksek seviyeli bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimleri kadar bana daha olağanüstü gelen bir olay yoktur
Bütün bu bitki fosillerinde de görüldüğü gibi, günümüz bitkileriyle yüzmilyonlarca yıl önce yaşamış olan bitkiler arasında şekil ve yapı olarak hiçbir fark yoktur
PSILOPHYTON Günümüzden
395-360 milyon yıl önce yaşamış olan
bu bitkinin yaprakları yoktur Fosilinde de
görüldüğü gibi dalları tekrar yan dallara ayrılan
çok damarlı bir bitkidir Psilophyton bitkisinin fosili
Devonian Dönemine aittir ( Ardvini, Teruzzi,
Simon&Schusters, Guide to Fossils, New York,
1986, pic no 3 )
Bitkiler milyonlarca yıl önce de aynı bugünkü gibi fotosentez yapmaktaydılar Betonları çatlatacak kadar güçlü hidrolik sistemlere, topraktan emilen suyu metrelerce yukarıya çıkaracak pompalara, canlıların besinini üreten kimyasal fabrikalara sahiplerdi Yüzmilyonlarca yıl önce bitkiler yaratılmışlardı Onları yaratan Alemlerin Rabbi olan Allah, bugün de onları yaratmaya devam etmektedir Günümüz teknolojisinin sağlamış olduğu en gelişmiş imkanları kullanarak, bitkilerdeki bu yaratılış mucizelerini anlamaya çalışan insanoğlu için, tek bir tür bitkiyi bile yoktan meydana getirmek mümkün değildir
Allah bu gerçeğe Neml Suresi'nde şöyle dikkat çekmektedir
(Onlar mı) Yoksa, gökleri ve yeri yaratan ve size gökten su indiren mi? Ki onunla (o suyla) gönül alıcı bahçeler bitirdik, sizin içinse bir ağacını bitirmek (bile) mümkün değildir Allah ile beraber başka bir ilah mı? Hayır, onlar sapıklıkta devam eden bir kavimdir (Neml Suresi, 60)
Sonuç
Evrim teorisi bilimsel gerçeklerle çelişen, sadece çeşitli senaryolar üreterek iddialarına destek bulmaya çalışan bir teoridir Bu, evrimcilerin zaman zaman kendilerinin de itiraf ettiği bir gerçektir
Nobel ödüllü, ünlü bir evrimci olan Dr Robert Milikan evrimcilerin içinde bulundukları bu durumu şöyle itiraf etmektedir:
Şu çok acıklı, biz bilim adamları şu ana kadar hiçbir bilim adamının kanıtlayamadığı evrimi kanıtlamaya çalışıyoruz (2)
Evrimcileri bu itirafları yapmaya iten hiç kuşkusuz ki, gelişen bilimin de açıkça gözler önüne serdiği gerçeklerdir Gerek canlılar üzerinde, gerekse evrendeki dengeler üzerinde yapılan tüm bilimsel incelemeler evrendeki düzenin özel bir tasarım sonucu ortaya çıktığını kanıtlamaktadır
Bu kitabın hazırlanış amacı, yaratılış delillerinden bir tanesini daha gözler önüne sererek, günlük yaşamın akışı içinde insanın sürekli karşılaştığı ama "yaratılış mucizesi" olduğunu aklına getirmediği, görüp de üzerinden geçtiği konuları hatırlatmaktır Tüm hayatı boyunca belli konulara ilgi duyan, sadece kendi ihtiyaçları üzerinde düşünen, bu yüzden Allah'ın varlığının delillerini göremeyen insanlara bu konuda yeni bir ufuk açmaktır Çünkü bu, insanın kendisini yaratan Rabbi'ne yönelmesinde çok önemli bir yol olacaktır
Bu, bir insanın hayatında karşılaşacağı en önemli konudur Allah'ın ayetlerinde de belirttiği gibi ancak aklını kullanabilen kişiler öğüt alıp, düşünür ve Rabbine bir yol bulabilir:
Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır (Nahl Suresi, 10-11)
|