Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşiretten, krallığa, urartular

Urartular: Aşiretten Krallığa

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Urartular: Aşiretten Krallığa



Günümüze dek ortaya çıkarılan yaklaşık 600 çivi yazılı yazıt, Urartu uygarlığının sırlarını anlatıyor





Hormuzd Rassam, 1880 yılının sıcak bir Temmuz günü Van'a ayak bastı Hiç vakit kaybetmeden bir ata atladı ve kale eteğinde yayılan eski şehre birkaç kilometre uzaklıktaki Toprakkale kayalıklarına tırmandı Amerikalı misyoner Dr D Raynolds ve Van'da o dönem İngiltere'nin konsolos yardımcılığı görevini yürüten Topçu Yüzbaşı E Clayton'ın, İstanbul'dan alınan fermanla onun adına yürüttüğü kazıların ilk sonuçlarını görmek için sabırsızlanıyorduTepeye yaklaştıkça, birkaç yıl önce sir Henry Layard'ın İstanbul'da, antikacı Sedrak Devgantz'dan aldığı altın kaplamalı tunç heykelcikler ve Müze-i Hümayun'ca satın alınmış, Van kaynaklı olduğu söylenen, insan başlı, kuş gövdeli tunç kazan kulplarını düşünerek atını mahmuzladı


Musullu mütevazı bir Keldani aileden gelen bu Osmanlı Assurbilimci 1840'lardan beri Layard'ın yanında bilgili ve sadık bir arkeolog olarak yetişmiş ve eğitimini Magdalen Kolej'de tamamlamıştı


1850'de Layard'la yaptığı ilk gezide Valilik mimarbaşısı Nikoğos'un rehberliğinde dolaştığı Van Kalesi kayalıkları onu çok etkilemişti O zamanlar Assur kraliçesi Semiramis'in ( Ş ammuramat) yaptırdığı sanılan kale, kayalara oyulmuş uzun çivi yazıları ve görkemli mezar odalarıyla adeta gönüllerinde taht kurmuştu


Ancak bu düşüncelerle heyecanla tırmandığı kazı alanını gördüğünde yaşadığı, tam anlamıyla bir düş kırıklığıydı Defineciler tepeyi delik deşik etmişti O ana kadar ele geçen buluntular ise ağırlığ ı "200 pound"u (yakla şık 80 kg) geçmeyen kırık ve paslı kap kacak parçasıydı


Assur başkentlerinde görmeye alıştığı uzun taş kabartma sıralarından ve çivi yazılı tabletlerden hiç iz yoktu Bu eserlerle İngiltere'ye dönemezdi Hocası Layard ve sponsor kurum British Museum'u hoşnut edecek "parçalar" bulmak üzere son bir gayretle çalışmaya girişti Amacına ulaşması çok zaman almadı


Modern arkeoloji teknikleriyle hiç bağdaşmayan yöntemlerle, derin kuyular açarak yürüttüğü kazılarda tunç kalkanlar, tunç boğa başları ile bir tapınak ortaya çıkardı ve bir ay sonra Van'dan ayrıldı Assur İmparatorluğu'nun göz alıcı kültürel mirasının peşinde koşan bu bilim insanları, Urartu'nun henüz tam anlamıyla farkına varamamıştı


Urartu'nun yeniden tüm ihtişamıyla hatırlanması için bilim dünyası 70 yıl beklemek zorunda kaldı Hormuzd Rassam'dan 70 yıl sonra Van Gölü havzasını bisiklet sırtında gezen İngiliz arkeolog Charles A Burney, Urartu adını pek çok yönüyle aydınlattı Onun araştırmaları sayesinde, insanlık unutulmuş bir uygarlığı ana hatlarıyla tanımaya başlamıştı


Bugüne geldiğimizde ise, Rassam'ın çok sayıda eseri ortaya çıkardığı Toprakkale'de Urartu'dan geriye pek az şey kalmış durumda 19 yüzyılın sonu ve 20 yüzyılın başında İngiliz, Alman ve Ruslar tarafından yapılan ilk kazılardan sonra taş taş üstünde kalmayacak şekilde yağmalanan; Urartu hükümdarı II Rusa'nın (İÖ 7 yüzyılın ikinci yarısı) kendi adını verdiği kutsal kentinde (Toprakkale), kayalara oyulmuş temel izleri ve bir su sarnıcı dışında artık hiç eser yok


İÖ 9 yüzyıl ortalarından İÖ 7 yüzyıl ortalarına kadar biçimlenip gelişen Urartu uygarlığının keşfinde başrol oynayan bu kentte bulunan ve dünya müzelerinin vitrinlerini süsleyen şaheserler ise Urartu'nun adını ölümsüzleştiriyor


Peki, kimdi bu Urartular? Doğu Anadolu'nun bu eski sakinleri, aşiretlerden böyle güçlü bir devlet sistemini nasıl yaratabilmişlerdi? Bu soruların yanıtı, bugüne kadar bulunmuş, sayıları 600'ü bulan çivi yazılı yazıtta gizli Bu yazıtlardaki resmi tarihin yanı sıra gün ışığına çıkarılan kalıntılar Urartu uygarlığına ait sırları birer birer ortaya döküyor


Ama yazıtlarda kendisini "evrenin kralı", "krallar kralı" gibi abartılı unvanlarla tanımlayan gururlu hükümdarlara ne denli güvenilebilir? Yenilgi ve başarısızlıklarından asla söz etmeyen bir hükümdarın verdiği bilgiler ne dereceye kadar doğru olabilir?


Doğruluğuna emin olduğumuz şeylerden biri, yazıtlarında kendilerini Biainili olarak andıkları ve Bian adının, Vian-Buan-Van değişimiyle günümüze değin ulaşmış olması Güneydeki Mezopotamya halkları ise onlara daha çok Uruatru, Urartu ya da Uraştu demeyi tercih etmişti


Urartu adını ilk kez İÖ 13 yüzyılda Assurlular kullanmıştı Onlara göre, bu dağlık bölge Uruatri(u) ve Nairi denen iki büyük ülkeye ayrılıyordu ve çok sayıda aşiret arasında paylaşılmıştı


Doğal bir kale görünümündeki Doğu Anadolu yüksek yaylasının engebelerle birbirinden ayrılan irili ufaklı vadilerini mesken tutan bu eski aşiretler, daha çok küçükbaş hayvan besiciliği yapıyorlardı


İÖ 9 yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Van Gölü havzasında giderek güçlenen bir krallığın ayak sesleri duyulmaya başladı


Yakın Doğu'nun eski güç dengelerinden Hitit ve Mitanni imparatorlukları tarih sahnesinden çekilirken, onların yerini yeni aktörler almaya başlamıştı


O dönemde Mezopotamya'da parlayan Sami kökenli Assurluların belgelerinde, Urartulu Aramu'dan (Arame) ve ordularından söz ediliyor Bu belgelerde adı Aramice'ye benzeyen Aramu'nun, Doğu Anadolu'nun yerli aşiretlerini denetim altına almaya başlayan ilk Urartu hükümdarı olduğu kaydediliyor

Ayanis



Van havzasındaki Ayanis'te her yıl yapılan kazılarda Urartu'nun karanlıkta kalan yönleri gün ışığına çıkarılıyor

2475 Taş



Van yakınlarındaki Kalecik'te büyük bir özen ve geometri ile dikilmiş 2475 taş, yöresel kireç taşından yapılmış Boyları 130-80 santimetre arasında değişen bu taşların sırrı henüz çözülemedi ama Urartular'ın gözünde büyük önem taşıyor olmalıydı


Haldi Tapınağı



Ayanis'teki Haldi Tapınağı'na 210 cm uzunluğundaki bir koridorla geçiliyor Tabanı su mermeri levhalarla kaplı koridorun yan duvarları ve cephesinde kral IIRusa'nın başarılarını anlatan bir yazıt yer alıyor

3 Ayaklı tunç şamdan



1960 yılı baharında Ağrı-Patnos yakınındaki Aznavurtepe'de (Kottepe) kaçak kazı yapan defineciler, eni ve boyu 5 metreyi aşmayan, duvarları resimlerle süslü bir oda ortaya çıkardılar Odanın tabanında 1,80 metre boyunda üç ayaklı tunç bir şamdan ya da buhurdanlık yatıyordu; boğa tırnağı biçimli üç ayağı, 9,7 santimetre boyunda, kükreyen aslan heykelcikleriyle süslüydü Gövdesine Urartu çivi yazısı ile kazınmış olan yazıtta Urartu kralı Minua'nın, efendisi Tanrı Haldi'ye adak olarak sunduğu yazılıydı Defineciler bu değerli eseri apar topar yurtdışına kaçırdılar; yalnızca aslan heykelciklerinden biri jandarmanın eline geçti Parçalanan bu eser bugün Kudüs'te İsrail Müzesi'nde, üç ayak üzerindeki küçük aslanlardan biri de Van Müzesi'nde sergileniyor

Kırık Çömlek




Ayanis kazısında ortaya çıkarılan bu kırık çömlek ağzının, yıkanıp temizlendikten sonra kompas yardımıyla deseni çiziliyor

Tanrı İrmuşini Tapınağı



Çavuştepe'de Aşağı Kale'de Tanrı İrmuşini adına yapılmış tapınağın kapısındaki çivi yazılı Urartuca kitabe, sert bazalta oyulmuş ve yüzeyi özenle zımparalanmış

Aslan başı bilezikler



Tunç bir halkanın uçlarındaki altın kaplama aslan başı şeklindeki bu bileziği Urartu soyluları ve bürokratları kullanıyordu Urartu kuyumculuğunun şaheserlerinden olan 8,8 santimetre çapındaki eser Van Müzesi'nde sergileniyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.