Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aynadaki, venüs

Aynadaki Venüs

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aynadaki Venüs



National Gallery'daki tablolar - Aynadaki Venüs Tablosu - Aynadaki Venüs Resimleri - Antik Tablolar - Aynadaki Venüs Tablosu Hakkında - Tarihi Tablolar


Aynadaki Venüs
(La Venus del espejo) Diego Velázquez, 1647–1651 Yağlıboya , 122 × 177 cm National Gallery (Londra) Aynadaki Venüs (ayrıca Venüs'ün Süslenmesi, Venüs ve aşk tanrısı, Rokeby Venüsü veya İspanyolca: La Venus del espejo olarak bilinir), İspanyol Altın Çağı'nın önde gelen ressamlarından Diego Velázquez'in (1599–1660) yaptığı tablo Eser Londra'daki National Gallery'de sergilenmektedir Velázquez bu tabloyu 1647 ile 1651 yılları arasında tamamladı

Ressam, bu çalışmasında tanrıça Venüs'ü erotik bir pozda betimledi Resimde, Venüs yatağa uzanmış, Roma mitolojisi'nde fiziksel aşkın tanrısı olan oğlu Cupido'nun tuttuğu aynada kendini izlemektedir Velázquez bu tabloyu 1647 ile 1651 yılları arasında büyük olasılıkla İtalya'yı ziyareti sırasında yaptı
Antik sanattan baroğa kadar pek çok çalışma Velázquez'in ilham kaynağı olarak gösterildi Özellikle İtalyan ressamlar Giorgione'nin Uyuyan Venüs'ü (1510) ve Titian'ın Urbino Venüsü (1538) önemli örneklerdir Bu tabloda, Velázquez Venüs'ün çok bilinen iki pozunu birleştirdi: bir koltuk ya da yatak üzerinde uzanma ve aynadaki yansımasını izleme Ressamın, aynayı merkeze yerleştirmesi ve Venüs'ü resmi izleyene arkasını dönmüş olarak çizmesi resim sanatı açısından o güne kadar görülmemiş farklılıklardı

Aynadaki Venüs Velázquez'in çizdiği çıplak kadın tabloları arasından bugüne kadar kalabilmiş ve korunabilmiş tek eseridir İspanyol Engizisyonu üyelerinin baskısı sebebiyle on yedinci yüzyıl İspanyol sanatında bu tür çalışmalara çok sık rastlanmıyordu

Bu yüzden saray eşrafı yabancı ressamların çizdiği nü tabloları satın alıp evlerine asıyorlardı Buna rağmen, Aynadaki Venüs 1813 yılına kadar İspanya'da kaldı 1813'te ise İngiltere'nin Yorkshire kentindeki Rokeby Park'ta sergilenmek üzere o ülkeye gönderildi 1906 yılında National Gallery adına Ulusal Sanat Koleksiyonları Vakfı'nca satın alındı 1914 yılında kadınların oy hakkının savunan Mary Richardson tarafından saldırıya uğradı ve büyük zarar gördü Kısa bir süre içinde restore edilen eser tekrar sergilenmeye başladı
Açıklama


Peter Paul Rubens'in Aynadaki Venüs'ü, yaklaşık 1614–15, tanrıçayı geleneksel sarı saçları ile gösterir[5] Tıpkı Velázquez'in Venüs'ünde olduğu gibi tanrıçanın yüzünün aynadan yansıyan kısmıyla direkt görünen kısmı birbiriyle örtüşmemektedir Rubens'in olgun ve yuvarlak hatlı olarak idealize ettiği Venüs'üne karşılık Velázquez daha ince ve narin bir kadın figürü çizdi


Aynadaki Venüs 'te Romalı aşk, güzellik ve doğurganlık tanrıçası yatağında aheste bir şekilde yatarken betimlendi İzleyiciye sırtını dönmüş olması ve dizlerinin büküklüğü onu ilk çağlara özgü edebi erotik bir figür haline getiriyorduBu tabloda, Venüs, mücevher, güller, mersin gibi genellikle betimlenirken yanında gösterilen mitolojik kişisel eşyalarından mahrum çizildi Tanrıça daha önceki portrelerinin çoğunda sarışın olmasına rağmen Velázquez'in Venüs'ü kumraldı

Çizilen kadının Venüs olduğu kompozisyonda oğlu Cupido'nun da yer alması sayesinde anlaşılıyordu

Resimde, Venüs Cupido'nun tuttuğu aynada kendine bakmaktadır Cupido'nun her zaman yanında taşıdığı yay ve okları bu çalışmada yoktur Tablo ilk kez kayıt altına alınırken, büyük ihtimalle tartışmalı doğası gereğince "çıplak bir kadın" olarak tanımlandı Venüs'ün yüzünün aynadaki yansıması resmin izleyicisine bakmaktadır

Fakat görüntü bulanıktır Bu sebepten yüzün karakteristik özellikleri anlaşılamaz Eleştirmen Natasha Wallace Venüs'ün yüzünün belli belirsiz görünmesine dikkat çekerek resmin esas amacının "kim olduğu belli bir kadın çıplağı betimlemek ya da Venüs'ün portresini çizmek değil bencil bir güzelliği görüntülemek" olduğunu iddia etti Wallace'a göre "Kadının yüzünde ya da resimde dini hiçbir yön yoktu Tablodaki klasik düzenleme bedensel ve estetik bir cinselliğin (seksin değil) mazereti gibiydi Cazibeye eşlik eden güzelliği takdirdi"
Birbirine geçmiş pembe ipek kurdeleler aynanın üzerini örtmektedir ve çerçevesini sarmaktadır Kurdelenin işlevi, sanat eleştirmenlerinin resimle ilgili en fazla tartıştıkları konulardan biridir Kurdelenin, Cupido'nun aşıkları birbirine bağlamak için kullandığı prangaları temsil ettiği, aynayı asmak için kullanıldığı ya da resimdeki andan biraz önce Venüs'ün gözlerinin bağlanması için kullanıldığı öne sürüldü[5] Eleştirmen Julián Gallego, Cupido'nun yüzündeki melankolik ifadeden yola çıkarak kurdelenin, tanrıçayı aynadaki güzelliğe bağlayan aşk prangası olduğunu düşündü ve tabloya "Güzelliğin Fethettiği Aşk" adını verdi


Yatak çarşaflarının kıvrımları tanrıçanın vücut şeklini yansıtır ve bedeninin kavislerini vurgulamak için çizilmiştir[2] Resmin genelinde, hatta Venüs'ün cildinde kırmızı, beyaz ve grinin tonları kullanılmıştır Bu basit renk düzeni eleştirmenler tarafından sıkça övülmüş olsa da, son dönemde yapılan teknik bir incelemeye göre, çarşaf resmin özgün halinde koyu leylak rengidir ve artık solmuş olduğu için gri gözükmektedir

Venüs'ün cildine "pürüzsüz, kremsi ve birbirine karıştırılmış şekilde uygulanan" parlak renkler, tanrıçanın üzerinde yatmakta olduğu siyah ve gri çarşaf ve arka plandaki kahverengi duvar ile tezat oluşturmaktadır

Velázquez'in Bakirenin Taç Giymesi isimli tablosu, 1641–42 Bu tabloda kullanılan modelin Venüs'te de kullanıldığı düşünülmektedir


17 yüzyıl İspanyol envanterlerinde üç çıplak tablodan daha bahsedilse de Aynadaki Venüs, Velázquez'in bugüne ulaşmış tek nü tablosudur Bu üç tablodan, Kraliyet koleksiyonunda olduğu belirtilen ikisi, muhtemelen 1734'te Madrid Kraliyet Sarayı'nda çıkan yangın sırasında kaybolmuştur Üçüncüsünün ise Domingo Guerra Coronel'in koleksiyonunda yer aldığı kaydedilmiştir Envanter kayıtlarında bu üç tablodan Uzanmış Venüs, Venüs ve Adonis ve Psyche ve Cupido isimleriyle bahsedilir

Genel olarak resmin canlı bir model kullanılarak çizildiği düşünülse de, bu modelin kimliği hakkında birçok farklı görüş bulunur O dönemin İspanya'sında, ressamların çalışmalarında çıplak erkek modelleri kullanmaları kabul edilebilirdi, ancak çıplak kadın modeller hoş karşılanmazdı Bu tablonun, Velázquez'in Roma'ya yaptığı gezilerden birinde çizildiği düşünülür Prater ressamın bu gezilerde "kişisel hayatını oldukça özgür şekilde yaşadığını ve bu durumun canlı çıplak kadın model kullanmasına imkân sağladığını" söylemektedir[15] Bir iddiaya göre model, Velázquez'in Roma'da birlikte olduğu bilinen ve ressamdan bir çocuk doğurduğu varsayılan metresidirDiğer iddialara göre bu model, ressamın her ikisi de Prado Müzesi'nde bulunan Bakirenin Taç Giymesi ve İp Eğirenler gibi birçok diğer tablosunda da yer alan kişidir
Ressamın konturların ilk hallerinde yaptığı düzeltiler sebebiyle, Venüs ve Cupido figürleri resmin çizilişi boyunca ciddi ölçüde değişikliğe uğradı[16] Ressamın yaptığı değişiklikler Venüs'ün havaya kaldırdığı kolunda, sol omzunun duruşunda ve başında görülebilir Kızılötesi incelemelere göre, Venüs ilk başta daha dik bir duruşa sahipti ve başını sola çevirmişti Tablonun sol tarafında, Venüs'ün sol ayağı ile Cupido'nun sol ayağı ve bacağı arasındaki alanın bitirilmemiş olduğu da açıkça görülmektedir Ancak Velázquez'in birçok tablosunda yer alan bu özellik, muhtemelen bilinçli bir tercihti[ 1965-66 yıllarında gerçekleştirilen geniş çaplı temizlik çalışması sırasında tablonun iyi durumda olduğu, daha önceki bazı yazarların ileri sürdüğünün aksine, tabloya Velázquez'den sonraki ressamların çok az miktarda boya eklediği anlaşıldı

Kökenleri



Giorgione, Uyuyan Venüs, yaklaşık 1510 Giorgione, Venüs'ü, şık çarşaflar üzerinde, ihtişamlı bir manzaranın önünde sergilemeyi tercih ettiTıpkı Velázquez gibi Giorgione da geleneklerin aksine tanrıçayı sarışın çizmedi


İtalyanların, özellikle Venedikliler'in nü ve Venüs tabloları Velázquez'e ilham kaynağı oldu Buna rağmen, sanat tarihçisi Andreas Prater'e göre, Velázquez'in Venüs'ü "pek çok öncüye sahip olmasına rağmen kesin bir modeli örnek almamış, büyük ölçüde bağımsız bir görsel kavram; uzmanların boşuna benzerlerini aradığı bir eserdir"

Etkiledikleri



Édouard Manet'nin Olympia isimli tablosu, (1863) Manet, Velázquez'in tablolarından çok etkilenmişti Olympia da hem sahip olduğu erotizmi hem de ressamının göstermiş olduğu cesareti Aynadaki Venüs'ten almıştır


Velázquez'in Venüs'ü çağının ötesinde olduğu için on dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar taklit edilmemiş ve başka sanatçılara ilham kaynağı olmamıştır Özellikle, Venüs'ün portresindeki görsel ve yapısal yenilikler, sansür korkusu sebebiyle, yakın zamana kadar diğer ressamlar tarafından geliştirilemedi Eser, 1857'deki Manchester Sanat Eserleri Sergisi'nde, Velázquez tarafından yapılmış 25 diğer tabloyla beraber sergilenene kadar özel koleksiyonlarda yer aldı Resmin ismi bu sergiden sonra Rokeby Venüs olarak anılmaya başlandı Bu döneme kadar da hiçbir ressam tarafından kopyalanmamış, baskısı yapılmamış ya da yeniden çizilmemişti Tablo, 1890 yılında Londra'daki Kraliyet Akademisi'nde 1905 yılında ise Messrs'ta sergilendi

Saldırı

10 Mart 1914'te kadın hakları savunucusu Mary Richardson, Londra Ulusal Galerisi'nde sergilenmekte olan tabloya et satırı ile saldırdı Koleksiyona planlanmış bir saldırı olacağına dair belirtiler varolsa da, Richardson'ın bu hareketinin sebebi dava arkadaşı Emmeline Pankhurst'un bir önceki gün tutuklanmasıydı Richardson, Venüs'ün omuzlarının altında kalan bölgede yedi yarık açtı Bu kesikler, Ulusal Galeri'nin uzmanı Helmut Ruhemann tarafından başarıyla onarıldı


Richardson, sanat eserine zarar vermekten altı ay hapis cezasına mahküm edildiKadınların Sosyal ve Siyasal Birliği adına verdiği beyanatta Richardson saldırısının sebebini "Devletin, modern tarihteki en güzel karakter olan Mrs Pankhurst'e zarar vermesini protesto etmek amacıyla mitolojik tarihin en güzel kadınına zarar vermek istedim" diyerek açıkladı 1952'de kendisi ile yapılan bir röportajda ise "tüm gün boyunca erkek ziyaretçilerin ağzı açık bir şekilde Venüs'ü izlemesinden" hoşlanmadığını açıkladı

Feminist yazar Lynda Nead konuyla ilgili olarak "Olay, kadının çıplaklığına karşı feminist tutumunun algılanmasında bir simge oldu; bir bakıma, feminizmin imajını basmakalıp bir şekilde temsil etmeye başladı" dedi Olayla ilgili o dönemki belgelerden tablonun önemsiz bir sanat eseri olarak görülmediği de anlaşılmaktadır Gazeteciler, saldırıyı cinayetle bir tutarak, kadın bedenini temsil eden bir resme değil, gerçek bir kadın bedenine zarar verildiğini iddia ettilerAyrıca, Richardson'ı Kanlı Mary'e benzeterek, kadına Kesici Mary ismini taktılar The Times'ta yayınlanan bir makalede, kadının sırtında ve arka bölgesinde olan yarıklar gibi "boynunda da zalim bir yaranın" yer aldığından bahsedildi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.