Prof. Dr. Sinsi
|
Eski İsparta Evleri
eski ve yeni evler arasındaki farklar - klasik türk evleri - eski ısparta türk evine ait karekteristikler - eski türk evleri günümüzde neden yok - eski türk evleri günümüzde restore ediliyor
Isparta Merkez İlçede bulunan eski Isparta Evlerinin yapısal özellikleri Mimar İbrahim Özay tarafından kapsamlı bir şekilde incelenmiştir Bu çalışmalar esas alınarak bu bölüm hazırlanmıştır
Isparta, Anadolu?nun Akdeniz Bölgesinde Göller Bölgesinin merkezi durumunda eski yerleşme yerlerindendir Tarih boyunca Isparta, M Ö 40000-30 arasında Üst Paleolitik - Mezolitik - Neolitik - Kalkolitik - Tunç - Demir - Arkaik - Klasik - Hellenistik - Roma ile M S Bizans, Selçuklu, Hamitoğulları ve Osmanlı Dönemlerini yaşamıştır Son dönem yapılarından günümüze pek azı gelebilmiştir
Isparta tarihi incelendiğinde Selçukoğullarından olan Kınık boyunun Isparta?ya yerleştiği, bundan da Selçuk oğullarının bu bölgede yaşadığı görülmektedir Ayrıca yirmi dört Oğuz boyundan on tanesinden fazlası Isparta ve çevresinde yaşamıştır Bu duruma göre Isparta halkının %70?inin Oğuzlardan olduğu Isparta tarihi kitaplarında yazmaktadır Fehmi Aksu?nun aktardığı bilgiye göre Isparta?nın asıl halkını Eti, Oğuz ve Selçuk Türkleri teşkil etmektedir Böcüzade tarihinin verdiği bilgilere göre il içinde Kara Koyunlu, Sarı Keçili, Eski Yörük, Fettahlı, Gebiz ve Kara Tekeli, Ak Sığırlı,Tahtacı, Hamamlı, Saçı Karalı gibi aşiretlerinin de Isparta ve çevresinde yaşadığı yazılıdır Bundan başka eski muhacirler, 1887 yılında (93 savaşından sonra) Kafkasya?dan gelen Çerkez muhacirleri, 1913?de Balkan Savaşından sonra Bulgaristan?dan 186 hane Türk Muhacirleri gelmiş, Lozan Anlaşması çerçevesinde Yunanistan?dan 217 hane göçmenden 27 hane Türk muhaciri Merkez ve Gönen ilçesi ve civarlara, 1920 ve 1921 yıllarında Romanya ve Bulgaristan?dan gelenler Uluborlu ve civarına, son göçmenler ise 1 Dünya savaşından sonra 1923?de Kesriye ve Girebine?den gelen Türk göçmenleri yerleşmiş ve Isparta?da hayat sürmüş, âdet ve geleneklerini de yaşantılarına aksettirmiştir Bu göçmenler Emre Mahallesi başta olmak üzere Sülübey, Hızırbey, Turan Mahallelerine yerleşmişlerdir
Günümüzde arkeolojik, tarihsel, kültürel ve mimari değerlerin hızla yok olması, geçmiş uygarlıklardan kalan mimari mirasın ve onların getirdiği tarihsel ve kültürel değerlerin korunmasını sağlamak gereklidir Bu amaçla geçmişteki sosyal, ekonomik, kültürel, değerlerin günümüz sosyal ve ekonomik koşulları altında yok olmasına engel olmak, koruma imar planları hazırlanarak kentsel korumanın sağlanmasına çalışılmalıdır
Isparta zengin tarihinin yanı sıra önemli tarihi eserlere, sivil mimarlık ürünlerine sahiptir Bunların içinde geleneksel konutların ayrı bir yeri vardır Sayıları giderek azalan Eski Isparta evleri hakkındaki bilgiler daha önce elde edilen bilgiler ve yeni yapılan incelemeler doğrultusunda ele alınmıştır
Isparta ve civarında eskiden yaşayan halkın çiftçilik ve hayvancılık yanında kısmen halıcılıkla meşgul olmaları nedeniyle evler genellikle iki katlı olarak inşa edilmiştir Bu evlerin zemin katları halı atölyesi, kiler, ahır ve samanlık olarak kullanılırken, birinci katları ise yaşanan yerler olarak düzenlenmiştir

Bu şekilde inşa edilen evlerin avluya bakan odalarının önünde büyükçe iki teras bulunur Zemin kattaki terasa tarım aletleri konulurken, birinci kattaki terasta aile fertleri yazın günlük hayatlarını sürdürürler İki katlı köy tipi evlerde evin arka cephesi devamlı kuzeye gelecek şekilde inşa edilmiştir Arka ve yan cepheleri taş duvar olarak inşa edilen evlerin diğer kısımları ahşap bağdadi olarak inşa edilmiştir Sıva malzemesi olarak en çok samanla kıtıklı sıva harcı haline getirilen çamur kullanılmıştır Evlerin çatı örtüleri genelde kiremit ve damdır
Pazarlamanın ve ticari aktivitenin sürekli il merkezinde olması, köylüyü satacağı ürünler ve çalışma imkanları yönünden il merkezine doğru itmiştir Bu nedenle ilin Yayla, Gülcü ve Karaağaç mahalleleri civar köylerden gelenlerin akınına uğramıştır Bu mahallelere gelen köylüler köydeki yaşantılarını devam ettirmek düşüncesiyle, ucuz ve basit köy evi karakterinde evler yapmışlardır Bu sebeple bu mahallelerde yakın zamana kadar fazla gelişme olmamıştır

Isparta evlerinin ana yapı malzemesi taştır, bodrum ve zemin katların bütünü taştan inşa edilmiştir Üst duvarlar kerpiç dolgu ?hımış? (iskiyet) veya bağdadi olarak inşa edilmiştir Evlerde kullanılan ahşap malzemesi, taşıyıcı sistemde, doğramada ve örtüde kullanılmıştır Bu ana malzemelerden başka yardımcı malzeme olarak toprak ve alçı da kullanılmıştır
Evler genellikle iki katlı olarak yapılmış olup az sayıda üç katlı evlere rastlamak da mümkündür

Sokağa bakan cephelerde oda ve sofalar cumba çıkma yapılmıştır Evlerin genelde zemin katı taştan yapılmış, kışlık odalardan oluşur Üst katlar ise odalar ve onların açıldığı sofalardan meydana gelir Odalar özenle işlenmiş, tavanları genelde ahşap tekne tavan olarak tasarlanmıştır
Isparta evleri genellikle sokağa cepheli, yan ve arka bahçeli, 1 veya 2 katlı ve sofalı yapılardır Yöresel özellikler gösteren evler daha çok sit alanı içinde yoğundur Sit alanı dışında da eski evlere rastlamak mümkündür Kepeci, Çelebiler, Gazi Kemal, Keçeci, Sermet, Kurtuluş, Doğancı, Dere, Emre, Karaağaç, Yayla mahallelerinde geleneksel özellikleri taşıyan Isparta evleri bulunmaktadır Isparta evleri genel olarak Türk Evleri, Acem Evleri ve Rum Evleri şeklinde üç ana başlıkta ele alınabilir


Türk Evleri: Isparta ili içerisinde günümüze kadar gelmiş bu tip evler iki guruba ayrılabilir:
1 Tip Türk Evi (Ağa Evleri):
Yaşantıya uygun olarak Ağa Evleri Tahtani ve Fevkani şeklinde iki kısımdan oluşur Tahtani olanlar, Ağaya hizmet eden uşak, seyis v b kişilerin ikamet ettikleri avluya bakan tek sıra odalardan oluşur Yani tahtani, bahçeye bakan küçük odalardır Tahtani odalara avludan açılan kapılardan girilir



Bu odalar küçük, fazla tezyin edilmemiş, fakat yaşantıya uygun olarak yiyecek malzemelerin konduğu dolaplar, davlumbaz gibi öğelerden oluşur Avluya bakan pencereleri vardır Fevkani olan kısma ise evin içinden tahta bir merdivenle çıkılır Buradan geniş bir sofaya geçilir Merdivenin üzerinde bulunan kısım yükseltilmiş olduğundan buraya yüksek hanay denir Böylece büyük sofa daha fazla hacim kazanmış olur Merdiven üzerinde bulunan kısım ise kapalı olup, bu kısma çeşitli malzemeler konulur Hanayda güneye bakan cephede abdestlik yer alır



Hanaya açılan odalara genellikle yan yana bulunan kapılardan girilir Bu odalar fazlasıyla tezyin edilmiştirler İnsanların hayatlarının büyük bir bölümünü bu odalarda geçirmesi sebebiyle tavandaki ahşap süslemelere, duvardaki nişlere ve dolaplara önem vermişlerdir Evlerde erkeklerin bulunduğu zamanlarda bu odalarda bayanlar oturur, erkekler ise fevkani hanayda otururlar Ağa evlerine Böcüzade Süleyman Efendi evi, Tahir Paşa ve Demiralay Konağı gibi yapılar örnek olarak gösterilebilir



2 Tip Türk Evleri (Hanaylı Evler):
Orta sınıf evler olan hanaylı evler alt hanay, üst hanay olmak üzere iki kısımdan oluşur Alt kısımda ahır ve eve açılan kapılar vardır Üst hanayda ise 1 Tip evlerde olduğu gibi iç odalara açılan kapılar vardır Bu odalar günlük yaşantının geçtiği yerlerdir Yine güneye bakan kısımda abdestlik yeri vardır
Ortak özellik olarak odalarda gömme dolaplar, tuzun ve şekerin konulduğu tuzluk ve kahve-çay-şeker nişleri bulunmaktadır Bu tip evlerde alt hanayın açıldığı geniş avluda aş ocağı mutlaka bulunur Aş ocağının yanında bir ocak vardır Dolayısıyla 2 Tip evlerde ev sahibi tabiatla daha fazla iç içedir

Her iki tip Türk evinde hanaya açılan odalarda atlanmaması gereken bir özellikte Musandıra (yani bir nevi meyve kurutma dolabı) bulunur Duvarda boydan boya bir raf mevcuttur Buna halk arasında Iraf denir Ayrıca odaların tavanları süslemelerle kaplıdır



Acem Evleri: 17 yy sonunda 300 kadar Ermeni vatandaşın Isparta?ya Kafkasya?dan gelmesiyle kendilerine öz bir mimariyi de beraberlerinde getirmişlerdir Fakat bu mimari yalın olarak uygulanmamış, yerleşik halkla beraber yaşamalarının sonucu olarak kompozit bir yapı şekli ile karşımıza çıkmıştır Bu evlere Acem Evleri denilmektedir Bu tür evler genellikle çay boyu Sümerbank ve Kestaneli sokak civarında yeralmaktadır Yapılan araştırmalara göre bu tür evlerden 17 adet tespit edilmiştir Bu yapılardaki mimari özellikler Türk evlerine oranla kapalı bir mimari özellik göstermektedir

Bu tür evlerin özellikleri Türk evi özelliğini ve yabancı mimariyi birlikte yansıtmasıdır Bu özelliği ile diğerlerinden farklı bir gurup oluştururlar Örneğin evlerin köşelerinde ve kapı girişlerinde bulunan süs mahiyetindeki bağdadi sütünceler cumba altlarındaki ahşap (stilize edilmiş) palmet motifleri, saçaklardaki aşırı süslemeler bu evlerin en belirgin özellikleridir Bu evlerde zemin katlar genel olarak düzgün kesme taşlardan yapılmış ve pencerelerdeki basılı kemerlerde ise kilit taşı kullanılmıştır

Rum Evleri (Ecnebi Evleri):
Rumlar da yapmış oldukları evleri Ermenilerin etkisinde kalarak yapmışlar, yine kapalı mimariye uygun olarak yeni bir yapı türü ortaya çıkarmışlardır Bu tür evler diğerlerinden tamamen farklıdır Türk evi mimarisiyle hiç ilgisi olmayan süslemeler bu tip evlere bakıldığında hemen kendisini göstermektedir Rum evlerinde Türk evlerindeki hanayların önü cam ile kapatılarak, bir nevi kapalı hanay durumuna getirilmiştir

Türk mimarisinde bulunmayan üçgen alınlık (tympanon) mevcuttur Bu üçgen alınlıkların ortasında çoğu zaman yuvarlak süs mahiyetinde silme (sağır) pencereler bulunur veya kabartma, boyama şeklinde bir madalyon mevcuttur

Ayrıca bu tür evlerin girişlerinde sütün veya sütünceler (süs) vardır Aynı sütünceleri bazı evlerin pencerelerinde de görmek mümkündür Yine bu evlerde Türk mimarisinin ortak özelliği olan cumbalar (cihannümalar) bulunabilir Fakat bunlar Türk mimarisinden farklı olarak aşırı süslemelerle bezenmişlerdir


1908?den sonra Isparta?daki mimaride büyük bir değişiklik olmuştur Bu değişikliğin sebebi de şehrin büyük bir deprem geçirmesi ve sonucunda yukarıda bahsedilen kapalı mimariden etkilenerek sakız gibi ev denilen kapalı balkonlu yapıların ortaya çıkmasıdır Bu evlere tam ortadan taş basamaklı merdivenle çıkılır Genellikle tek katlı olup, sağında ve solunda iki oda yer alır

Eski Isparta Evlerinden Örnekler







|