Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eski, nesir

Eski Nesir

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Nesir





ESKİ NESİR


Zaman bakımından 14 yüzyıl başlarından 19 yüzyıl ortalarına kadar süren nesirdir Eski nesir, bu zaman içinde hayli değişik ve çeşitli durumlar göstermiş bölümelere de ayrılmıştır Eski nesir;

a halk nesiri

b divan nesiri

olarak iki kısma ayrılabilir Divan nesri de birbirinden farklı üç üslup halinde görülür

1 – Edebi nesir (İnşa)

2 – Tarih nesri

3 – Öğretici nesir

A HALK NESRİ


Halk nesri denince, doğrudan doğruya halkın verimi olan yada halkın ağzından derlenen eserler akla gelmelidir Halk içi,n yazılmış “öğretici” eserler bu konuya girmez

Çoğu sözlü folklor verimi olan halk nesirlerinden, bize kalan yazılı örnekler çok azdır Elimizdekilerin çoğu da zamanlarında yazıya geçmemiş ve daha sonra yazılmış oldukları için asıl yaratıldıkları çağın dil ve üslup özelliklerini taşımazlar Bunlar arasında Battal Gazi, Hamzaname, Eba Müslim, Hz Ali Cenkleri gibi kitaplar meydana geldikleri çağların dilini az çok saklamış olsalar bile, söylenme ve yazılmalar sırasında hayli değişmelere uğramış oldukları için, halk nesrine örnek verilemezler

Bu durumda, eski halk nesrinin elimizde kalan biricik eseri Dede Korkut Kitabıdır Çünkü 15 yüzyıl Doğu Anadolu bölgelerimiz halkının dillerinden derlenmiş olan bu kitap aynen yazıldığı biçimde korunabilmiştir

B DİVAN NESRİ (İnşa)


Orta dönem nesrinin halk ve divan nesirleri diye iki kola ayrıldığını görmüştük Daha çok “inşa” diye anılan divan nesrini 1- Edebi Nesir 2- Tarih Nesri 3- Öğretici Nesir olmak üzere üç bölümde inceleyeceğiz Yalnız ayrı ayrı bölümlere geçmeden önce her üç çeşitin de ortaklaşa yönlerini belirtmek gerekir :

a Bu nesirde bir Türkçe yazmak düşüncesi yoktur Şairlerde ara sıra görülen sadelik kaygısı (nesir yazanlar) arasında hiç görülmez öyle ki çok sade olan bazı parçalar bile anlaşılmak arzusundan çok ????? yorulabilir Yalız öğretici nesir yazıcılarında halka seslenmek kaygısı sezilmektedir

Türkçe, Arapça, Farsça kelimeler sanki tek bir dilin özcüğü gibi ayırt edilmeksizin kullanılır İşte adı geçen üç dilin karması bu yazı diline sonradan Osmanlıca denmiştir İnşa yazarları birbirine kaynaşmamış olan bu üç dilin pek bol kelimeleriyle süslü, zengin, ömürsüz ve yapmacık bir nesir meydana getirmişlerdir

Tanzimat’tan sonra bu nesir şuurlu tepkilerle karşılaşmış ve kelimenin özleşmesi günümüze kadar sürmüştür

b Bu nesirde Türkçe cümle yapısına dokunulmamıştır Cümlede özne-tümleç-yüklem dizisi korunmuştur Yalnız cümlenin yapısı Farsça ve Arapça tamlamalar, yabancı fiil çekimleri, ön ve son ekleri katılmıştır

c Cümleler gereksiz yere uzatılmıştır Noktalama işaretleri, cümle bitimlerinde sık sık kullanılan (-ip, -up, -erek, -icek, -ıcak) bağ fiiller uzun diziler meydana getirir Bundan dolayı cümleleri anlamak zorlaşır

d Bu nesirde fikirden çok süse önem vermiştir Üslupta güzellik yalnız kelime dizimlerinde aranmıştır Üçüzlü beşizli isim ve sıfat tanımına bunun için çok yer ayrılmıştır Nesirden çok nazım kuralları aranmıştır Bir çok parçalarda art arda gelen cümleler arasında simetrikler ve seciler (nesir kafiyesi) kullanılmıştır

e Farsça’dan geçmiş olan (ki) bazen (kim) edatı ile Arapça’dan gelen (ve) (bazen vü, ü) bağlacı bu nesirde çok kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski Nesir

Eski 07-26-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Nesir





ÖĞRETİCİ NESİR


Öğretici nesir, üslup yönünde tarih nesrine çok benzer Ancak doğrudan doğruya bilgi vermek için yazılmış olan öğretici eserlerde, anlatım biraz daha kuru ve sanatsızdır Mecazlar daha az bulunur tasvir, tahkiye, söyleşme bölümlerine pek rastlanmaz

Konu bakımından, öğretici yazılar, oldukça çeşitlidir Başta din ve tasavvuf olmak üzere tıp, eğitim, terbiye, ahlak, muaşeret, hukuk ve her türlü ilim konusunda eserler yazılmıştır

Çoğu bilginlerimiz, eserlerini Arapça yazdılar Yalnız düşünce, bilgi ve tecrübelerini halka ulaştırmak isteyen bazı ülkücü aydınlar görüldü Adı geçen eserler onlarındır

Bu kitaplarda verilen bilgiler, çokluk Doğu kaynaklarından gelir Felsefe ve ilimde İslam (yani Türk, Arap ve Fars) filozof ve bilginlerinin 15 yüzyıla kadar araştırıp ortaya koydukları müsbet ve nazari ilim sonuçları tekrar elde edilmiştir Yeni ve yaratıcı düşünce ve görüşlere az rastlanır Çünkü o çağlarda bilgi (Rönesans’tan önce Batı’da olduğu gibi) skolastik bir nitelik taşımaktadır Skolastik bilgi ve düşünce, eski üstatların bulduklar sonuçları, olduğu gibi kabul edip tartışmasız benimseyen ve yalnız yorumlamakla yetinen eğitim ve düşünce tarzına verilen isimdir

Farabi, İbni Sina, İbni Haldun, İmam Gazali ve İbni Rüşt gibi büyük İslam filozofları, çevirmeler yolu ile Arapça’ya aktarılan eski Yunan felsefesini genişletip geliştirmek ve hatta yenileştirmek ve başka sistemlere bağlamak suretiyle, bir Doğu Rönesans’ı hazırlamışlardı Doğudaki taze buluşların, hür ve geniş fikirlerin, yepyeni felsefe görüşlerinin, Batı Rönesansı üzerindeki etkileri de büyük olmuştur

Ne yazık ki, 15 Yüzyıldan sonra bu Rönesans, hızını kaybetti Batının büyük yükselişlerine karşılık bizde duraklama başladı Düşünce ve ilim ufuklarımız daraldı Batı ile kuvvetli fikir ve sanat dağıntıları da kuramadığımız için büsbütün, skolastiğe kapandık Medreselerimiz müspet ilim öğretimi ve hatta felsefeyi bırakarak eski bilgileri tekrar ile yetindi

Büyük imparatorluğumuzun çöküşünde ilim ve felsefe yolundaki bu durgunluğun olumsuz etkileri büyüktür Çünkü yenilgiler karşısında yıkılıp çökmemek için yaratıcı düşünceye ve yeni buluşlara ihtiyaç vardır

Bu öğretici eserlerde verilen bilgilerin belli başlı özelliği, tıpkı atasözleri gibi geleceğe ve denenmişliğe dayanmasıdır Bu yönden hem milli hem de beşeri bir değer taşırlar Gerçi yeni şeyler değillerdir ama, bunlar arasında din, tasavvuf ve ahlaka dair olanlar ön safta gelir Öğretici nesri teşkil eden eserler arasında doğu dillerinden yapılmış tercümeler de önemli yer tutmaktadır

Öğretici nesrin bazı örnekleri aşağıya alınacaktır Bu yazıların çıkarıldığı eserler ve yazıcıları da kısaca tanıtılacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.