Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
apollo, daphne, efsanesi

Apollo Ve Daphne Efsanesi

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Apollo Ve Daphne Efsanesi



Apollo Ve Daphne Efsanesi - Apollo Efsanesi - Daphne Efsanesi - Yunan Destanlar - Destanlar Hikayeler Efsaneler
Baş Tanrı Zeus'un oğlu olan Apollon güneş tanrısıymış ilk zamanlarında Her sabah, dört tanrısal atın çektiği altın arabası ile, peşinde güneş, gökyüzünü bir uçtan bir uca dolaşırmış baş tanrı Zeus'un oğlu

Bir gün yine altın arabası ile dolaşırken gökyüzünde korkunç bir piton yılanına rastlamış Yılanın büyüklüğünden ve görünüşünden korkan Apollon tanrısal kılıcını çektiği gibi öldürmüş dev piton yılanını

Apollon dev piton yılanını öldürmüş ama bu sefer de vicdanı rahat etmemiş Yılanı öldürerek tanrısallığının kirlendiğine inanan Apollon, kirlenen bu tanrısallığını temizleyebilmek için yeryüzüne inmiş ve 7 yıl boyunca burada bir kralın sürülerine çobanlık yapmış Çobanlık yaparken tanrıların çalgısı liri çalmayı öğrenmiş O kadar iyi ve güzel çalıyormuş ki Zeus ona müzik Tanrısı olmayı da sağlamış bu sayede


Yine birgün gökyüzünü dolaşmaya çıkmış dört tanrısal atın çektiği altın arabasıyla Bir uçtan bir uca gezerken gökyüzünü, elinde oku ve yayıyla bebek yüzlü aşk Tanrısı Eros'a rastlamış Eros'un bebeksi yüzüne ve elindeki ok ve yaya bakan Apollon kendisini tutamamış ve Aşk Tanrısına şöyle demiş “ Ey aşkın tanrısı! Bu savaş araçları senin eline hiç yakışmıyor Onları bana verirsen, uygun olan yerde, yani savaş meydanlarında kullanırım Bilirsin benim attığım ok yerini bulur, bu konuda benim üzerime yoktur” Apollon'un bu sözleri çocuk gözlü, bebek yüzlü Aşk Tanrısı Eros'u çok kızdırmış Güzel gözleri sinirden alev alev parlamış


Apollon’a demiş ki; “Ey Güneşin, müziğin, okun Tanrısı güçlü ve akıllı Apollon Söylediklerinde elbette ki doğruluk payı var Senin oklarının her şeyi vurabilir mutlaka Ama unuttuğun bir şey var ki o da benim oklarım seni bile vurabilir Benim işimi neden böyle küçümsüyorsun” Eros sözlerini bitirdikten sonra Apollon’un yanından hızla uzaklaşmış Ama bir yandan da Apollon’a oklarının tadını tattıracağına yemin etmiş Apollon günlerden birgün yine yeşillikler içindeki ülkesinde oturmuş lirini çalarken, ormanda yalnız başında dolaşmakta olan güzeller güzeli su perisi Daphne’yi görmüş Onu görür görmez bütün vücudunu bir titreme almış Kendinden geçmiş bir halde tanrıçaları bile kıskandıran bir güzelliğe sahip olan bu su perisini izlemeye başlamış Ancak onları izleyen birisi daha varmış Aşk tanrısı Eros Eros, Apollon’un kendisini küçümsemesinin intikamını almanın vaktinin geldiğini görünce sevinmiş ve hemen sadağından sadece tanrıların görüp hissedebildikleri oklarından nefret okunu çekip Daphne’nin yüreğine saplayıvermiş Eros’un Tanrısal okları kalbine saplanan Daphne’nin kalbi artık yeryüzünde aşka kapatılmış böylece Eros sadağından çıkardığı aşk okunu da Apollon’un kalbine saplayıvermiş Apollon’un kendini beğenmiş sözlerinden böylece intikam almış aşkın Tanrısı Eros Daphne ailesinin ve babasının tüm ısrarına rağmen evlenmeyi kabul etmiyormuş Bu güzel su perisi her gün ormana çıkıp yeryüzündeki bütün canlıları güzelliğine hayran bırakarak dolaşıyormuş


Apollon da artık hergün bu güzeller güzeli su perisini görebilmek için gökyüzündeki krallığından inip ormanda dolaşın bu büyüleyici güzeli izliyormuş gizli gizli Artık ne savaşlardaki başarısı, ne avdaki keskin nişancılığı ne de ustaca çaldığı lirin tanrısal ezgileri tatmin etmiyormuş Işığın ve avcıların tanrısı Apollon’u Hergün ormana gidip kalbini esir alan Daphne’nin tanrıları kıskandıran güzelliğini izliyormuş Günler geçtikçe onu uzaktan uzağa izlemek yetmez olmuş güçlü ve yakışıklı Apollon’a Kendi kendine demiş ki “ben ışığın ve müziğin tanrısı güçlü, yakışıklı, korkusuz Apollo’yum Niye çekiniyorum ki Gidip şu ormanın güzel kızıyla konuşayım Aşkından dalgalanıp, göğsümü delen şu kalbimin acısını bastırayım” Kendi kendine böyle cesaret verdikten sonra güzeller güzeli Daphne’nin karşısına çıkmış Apollon Daphne aniden karşısına çıkan Tanrı Apollon’u görünce korkmuş ve ondan kaçmaya başlamış Apollon da onun peşinden koşuyormuş Bir yandan da Daphne’ye, O’na olan aşkını haykırıyormuş “Dur, kaçma benden güzeller güzeli peri kızı Ben Apollon’um, güneşin, müziğin ve ışığın tanrısı Senin düşmanın değilim Bütün bu yeryüzünde bana aşık olmayacak tek bir canlı bile yokken sen niye benden kaçıyorsun” Daphne’nin durmaya hiç niyeti yokmuş Tam aksine kalbindeki nefret okunun etkisiyle Apollon’un bu aşk sözlerinden daha da korkmuş ve ciğerlerini yırtarcasına kaçmaya devam etmiş


Apollon çaresizlik içinde Daphne’yi kovalamaya devam ediyormuş Bir yandan da şöyle sesleniyormuş ona” Kaçma benden ne olursun ey güzeller güzeli Bak ben ışığın tanrısıyım ama senin aşkından gözlerinden gözlerim kör, okun tanrısıyım ama kalbime saplanan bu aşk okunun dermanı yok bende Dur ne olur kaçma benden, beni senin peşinden koşturan aşktır, düşmanlık değil!” Bu sırada Olympos’taki tahtında bütün olup biteni gören Tanrıların tanrısı Zeus bütün bu olan biteni izliyormuş Oğlunun düştüğü bu içler acısı duruma üzülüyormuş ancak olaylara da müdahale etmek istemiyormuş Daphne kaçmaya Apollon da onu kovalamaya devam etmiş Bir an gelmiş ki Daphne artık Apollon’un yakıcı tanrısal nefesini hissetmeye başlamış ensesinde Yorgunluktan iyice titreyen bacakları artık gövdesini taşıyamayacak hale gelmiş Birden durarak ayağı ile toprağı eşelemiş ve şöyle feryat etmiş; “Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, beni koru” Daphne’nin bu içten yalvarışıyla birlikte vücudu birden ağırlaşmaya başlamış Ayakları toprağın derinliklerine doğru kaymış, yeryüzündeki bütün kadınları kıskandıran bedeni kabuk bağlamış, kokusundan bütün canlıların başını döndüren saçları da yapraklara dönüşmüş İnce, narin kolları uzamış ve dallara dönüşmüş ve güzel Daphne bir defne ağacına dönüşmüş Gördükleri karşısında şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış genç ve güçlü Apollon
Üzüntüden bol bol gözyaşı dökmüş ve defne ağacına sarılmış Güzelim yapraklarının kokusunu doyasıya içine çekmiş Apollon Defne ağacına şöyle demiş; “Ey güzeller güzeli, ben seni çok sevdim Sen beni istemedin ve benden kaçtın Oysa ki ben sana ne kadar aşıktım ve şu yeryüzünde beni reddedecek başka bir canlı yoktu Ben seni karım yapacaktım Madem ki benim karım olamadın o zaman benim onur ağacım olacaksın Bundan böyle ben ve tüm kahramanlar senin ağacının dallarıyla süsleyecekler kendilerini Kokulu saçlarından olan bu ağacın yaprakları yaz ve kış yeşil kalacak ve ben onları taç yapacağım başıma” Bu içten ve tatlı sözler üzerine defne ağacına döne Daphne saygıyla eğilmiş Apollon’un karşısında

İşte bu tanrısal aşk hikayesinin geçtiği yer bugünkü Antakya’nın Harbiye’sidir Ve derler ki Harbiye’nin şelaleleri de güzel Daphne’nin döktüğü gözyaşlarıdır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.