Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürk, dayandığı, esaslar, ilke, inkılaplarının, ortak, temel, yönler

Atatürk İlke Ve İnkılaplarının Dayandığı Temel Esaslar Ve Ortak Yönler

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk İlke Ve İnkılaplarının Dayandığı Temel Esaslar Ve Ortak Yönler



Atatürk inkilapları - Atatürk ilke inkilapları - Atatürk ün ilkeleri - Atatürk inkılaplarının genel özellikleri

Milletimizin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığına, huzur ve mutluluğa sahip olması, devletin ulusal egemenlik esasına dayandırılması, aklın ve bilimin öncülüğünde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması amacı ile temel esasları yine Atatürk tarafından belirlenen devlet hayatına, fikir ve ekonomik hayatla toplumsal kurumlara ilişkin barışçı ve gerçekçi fikirlere ilkelere Atatürkçülük denirTarihi ve sosyolojik gelişmelerin oluşturduğu Türk İnkılabı, Atatürkçülük, önceleri Kemalizmolarak adlandırılmaktaydı Ancak giderek çok


yönlü olarak sistemleşen bu düşünceyi en iyi bir şekilde, Atatürkçü düşünce sistemiolarak adlandırmak gerekir Çünkü artık Atatürkçülük, sistemleşmiş bir düşünce topluluğu olarak kabul edilmektedirDolayısıyla Atatürkçülük, bir sistemin adı olmaktadır Hangi kavram kullanılırsa kullanılsın, ifade edilmek istenen, Atatürk ilke ve inkılaplarının bir bütün halinde sistemleşmiş olduğudurAtatürkçü düşünce, ülke gerçeklerinden,Türk milletinin ihtiyaç ve eğilimleri ile tarihi gelişmelerden kaynaklanmaktadır


Bu bakımdan kişisel bir düşünce değil, milli anlayıştan doğan, milletlerin ortak arzu ve eğilimlerini simgeleyen bir düşüncedirAkılcılığı, bilimi, teknolojiyi vb esas alan bu düşünce, çağdaş gerçeklere yöneliktir Bilimi, en gerçekçi yol gösterici olarak görmektedir İlerlemeyi veya kalkınmayı bilimsel yol ve yöntemlere bağlamaktadır Bu niteliği ile Atatürkçü düşünce, Türk milleti için önemli ve gereklidir Atatürkçü düşünce sisteminin kapsamında yer alan değerler çok yönlü olup, gerçekçi ve geliştiricidir Çağdaş olmayı ve kalkınmayı amaçlamaktadır Düne ve geleceğe dönüktür


Bu yaklaşımla bakıldığında, ulusal hareketimizin ideolojisinin Atatürkçülük olduğu görülür Atatürkçülük kendi devrinden itibaren yeterince sistemleştirilmiş, ilkelerin amaç ve nitelikleri bu ideolojiyi çizmiştir Bu konuda giderek artan ilgi, araştırmalar ve yayınlar bu ideolojiyi daha da açıklığa kavuşturmaktadır Atatürkçü düşünce sistemi ve onu belirleyen ilkeler, Cumhuriyet dönemi ile oluşmuş olmaktadır Ayrıca Atatürkçülük, ulusal savaştan inkılaplar şeklindeki yeniliklerden ve bunlarla ilgili uygulamalardan doğmuştur Bunlar bazen düşünce, bazen siyasal ve tarihsel olaylar olarak görülürAtatürkçülük ilk geliştiği yıllarda devletin dayandığı esasları, Tam bağımsızlık ve Kayıtsız şartsız millet egemenliğine oturtarak oluşturmuştur Bu yapıda bağımsızlık benimsenirken, yeni Türk Devleti, Osmanlı İmparatorluğundan çağdaş Türkiye Cumhuriyetine dönüştürülmekte ve siyasal yönetim şeklide güçlü ve milli devleti ön görmektedir Atatürkçülük de belli bir gelişme sürecinde oluşmuş olmaktadır Kendi süresi içinde ve 1920 � 1938 yılları arasında uygulanma durumunda olmuştur Bu oluşmada; ulusal bağımsızlığa, yönetim şekline, ulusal birliğe, halk ve halkçılığa, millet ve milliyetçiliğe, insan haklarına, barış ve barışçılığa, teknolojiye vb büyük önem verilmiştir Tüm bunlar inkılapçı bir yaklaşımla ele alınmıştır Bunlara bakıldığında, Atatürkçülükte başka ulusların anlayışlarından çok daha farklı yaklaşım ve kapsamla karşılaşılır Bu düşüncenin daha çok ideal nitelikleri içerdiği görünür


Atatürkçülükte ortaya konanlar siyasal, ekonomik ve yargı gibi ana noktalardan başlayıp devam ettirilmiştir O nedenle Atatürkçülüğün özü ve amacı, Osmanlı dönemi yenilik hareketlerinden çok farklıdır İmparatorluğu düzeltme ve yaşatma değil, yeniyi modern esaslarla kurup çağdaşlaştırmaktır TBMMnin açılması ile başlayıp sürdürülen yenileşme hareketleri, gelişi güzel yapılmış değildir Atatürkçü düşüncenin oluşturduğu Türk İnkılabı, birbirine bağlı yeniliklerden oluşan bir bütündür Günlük politika olarak yapılmamıştır Uzun vadeli olarak Devletimizin temel esaslarını belirlemiştir

Prof Dr T Zafer Tunayaya göre Atatürkçülük; Atatürkten çıkan ve onunla gelişen fikirler ve olaylar bütünüdür


Prof Dr Hamza Eroğluna göre Atatürkçülük; Türkiyenin gerçeklerinden doğmuş, sistemleştirilmiş fikirlerdir Türk inkılabının sistemleştirilmiş fikir gücü ve geleceğe bakan yönüyle ülküsüdür


Atatürkçülük, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmadır Batılılaşmadır, bir diğer anlamda modernleşme yada çağdaşlaşmadır Hür fikir ve düşüncedir Hürriyet ve demokrasi anlayışıdır


Tekin Alpe göre Atatürkçülük; Türk Milletinin mukadderatına hakim olan ideolojidir Türk Devletinin ve Türk Milletinin ideal amaçlarına ulaşmak için gelecekte izleyeceği yolu göstermektedir


Prof Dr Utakan Kocatürke göre Atatürkçülük;Zamanın gerçeklerine uymak, her çağda çağdaş kalabilmektir Atatürk ilkeleri, Atatürkçülüğün ideolojisini oluşturmaktadır

Prof Dr Suna Kiliye göre Atatürkçülük; Hem çağdaşlaşmayı, hem kalkınmayı öngörür

Prof Dr Ziya Karala göre ise Atatürkçülük; Orijinaldir ve 20ç yüzyılın en büyük hareketidir Atatürk devriminden, Atatürkçülük doktrini çıkmıştır


Bu doğrultudaki anlatımlara bakıldığında, Atatürkçülüğün özellikle başta siyasal, kültürel ve ekonomik açılardan olmak üzere değişim ve kalkınma yolunu açtığı görülür Çağdaş uygarlık düzeyine çıkışımızın yollarını çizdiği görülür Böylece tüm bunlarla Atatürkçülük, sistemleştirilmiş bir fikir gücü ve ülkü olarak vurgulanmaktadır Bilimsellik doğrultusunda çağdaşlaşmamızı öngörmektedir Türk milletinin kalkınıp çağdaşlaşmasını öngörürken, çok yönlü bir ideoloji olarak en yakın çağın en büyük hareketi olmuştur


Atatürkçülük Kurtuluş Savaşı ile birlikte belirlenmiştir Millet bilinci ve milliliğin sonucu olarak gerçekleşmiştir Bu yaklaşımla Atatürkçü düşünce oluşurken, Türk milliyetçiliği esas alınmıştır Dolayısı ile Türk milletini kurtarmak, kalkındırmak, çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak ve geleceğine yön vermek amaçlanmıştır Bunu gerçekleştirmek için hür düşünce, laik toplum düzeni, bilimsellik ve demokrasi gibi yollardan hareket edilmiştir Millet iradesine dayalı yönetim kurma ve bu yönde kurumlar oluşturma esas alınmıştır İşte bütün bunlar Atatürkçü düşüncenin ışığı altında şekillenirken, dolayısı ile Atatürkçülükde sistemleşmiştir Türkiye gerçekleri doğrultusunda bir düşünce sistemi ve bir ideoloji olarak belirlenmiştir

Atatürkçülüğün daha iyi anlaşılabilmesi için, bu düşüncenin devlet ve milletimiz bakımından öngördüklerini kısa başlıklar halinde ele alalım:


Tam Bağımsızlığa Sahip Olma


Atatürkçülük tam bağımsızlığa sahip olmayı ister Bu düşüncede devletin bağımsızlığı her yönden tam bağımsız olmayı öngörür Atatürk bu konuda; Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız görevin asıl ruhudur Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mail, ekonomik, adli, askeri, kültürel vb her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektirDiyerek, tam bağımsızlığın hangi koşulların sağlaması ile gerçekleştirebileceği belirmiştir Bunun millet vicdanında kavranmasını ve sürekli olarak yer etmesini istenmiştir


Atatürke göre tam bağımsızlık, milletin varlığı ve hukuku için bütün kuvveti ile ilgilendirmeyi gerekir İhmal etmeyi veya küçümsemeyi asla kabul etmez Bu düşüncede bağımsızlık, devletin gelişmesini sağlayan önemlerle birlikte, gelişmeyi olumsuz yönde etkileyen ya da engelleyen faktörlerin ortadan kaldırılmasını gerekli kılar


Devlet, içişleri bakımından dışa karşı bağımsız olmalıdır Tam bağımsızlık, hiç bir dış etki ile zümrelere ayrıcalık tanımayı öngörür Türk Devleti içinde yaşayanların, yani Türk vatandaşlarının hukuku birdir Ayrıca adaletin de dış etkilere karşı bağımsız olması esastır Zira Atatürk; Milletlerin yargı hakkı, bağımsızlığın birinci şartıdır Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak varlığı kabul edilemez demektedir

Atatürkçü düşüncede tam bağımsızlık, hiçbir devletin himaye ve nüfuzunu kabul etmez Devlet her yönüyle ve tüm milli kaynakları ile bağımsız olmalıdır Ancak ülke kaynakları insanlığın yararına olan konularda kullanılır O nedenle kapitülasyonlar gibi uygulamaların hiçbir şekilde kabul edilir yanı yoktur


Atatürk Türk milleti asırlardan beridir hür ve bağımsız yaşamıştır Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır Yaşayamaz ve yaşamayacaktır diyerek gelecek konusundaki tavrını ortaya koymuştur Bu bakımdan Atatürkçülük, milletin bağımsızlığını her şeyin üstünde tutmaktadır Ve mutlaka korunmasını istemektedir


Atatürkçülükde tam bağımsızlık, anlaşmalarla ve uluslar arası yardımlaşmalara karşı değildir Türkiyeyi milletler ve devletler topluluğunun bir üyesi olarak görmektedir Bu yaklaşımla, uluslar arası eşitlik ve iyi ilişkiler ister Siyasal, ekonomik, teknolojik, kültürel, vb yardımlaşmayı öngörür İçe kapalı ve katı değildir Uluslar arası antlaşmalar ve kuruluşlara saygılıdır Barışçıdır, yayılmacı ve saldırgan değildir Özellikle milli sınırlara saygılıdır

Böylece Atatürkçü düşünce sistemi, ülkenin tam bağımsızlığını öngörmekte ve bundan taviz vermemektedir Ancak dünya devletleri ile eşit ve iyi ilişkiler içinde olarak karşılıklı yardımlaşmayı öngörür


Ulusal iradeye dayanma


Atatürkçü düşünce sistemi ulusal iradeye dayanır Kongrelere kadar inen bu düşünce, TBMMni ve yeni devlet şeklini getirmiştir 1921 Anayasası ile resmi olarak benimsenen ulusal irade, halkın kendini yönetmesi esasına dayanır Bununla, ulusal irade TBMM tarafından temsil edilmekte ve egemenliğin en küçük bir parçası bile ismi ne olursa olsun hiç kimseye verilmeyeceği kabul edilmektedir


Atatürkçü düşünce sistemi, demokrasi üzerine kurulmuştur Ulusal iradeyi ve demokratik değerleri her şeyin üstünde tutan Atatürk, bunun her durumda korunmasından yana olmuştur Esasını Batı demokrasisinden aldığı değerlere sıkı sıkıya bağlıdır Atatürk hareketi, başından beri demokratik bir süreç içinde gelişmiştir Atatürk, demokrasi ve cumhuriyet hayranıdır O nedenle bazılarının ileri sürdüğü gibi diktatör olamaz Demokrasiye gönül vermiş veya bel bağlamış bir liderdir Zira demokrasiyi Türkiyeye getiren O dur


Bu konuda Prof Dr T Zafer Tunaya şöyle diyor; Atatürkün siyasi iktidarını ve kuvvetini diktatörlük olarak değil, geri müesseseleri yıkma ve medeni bir düzeye çıkarma vasıtası olarak kabul etmek gerekir


Atatürkçü düşünce sistemi, hiçbir zaman ulusal idareye dayalı demokratik sisteme karşı olamaz Aksine bu düşünce, demokrasinin kendisidir Demokrasi ile şekillenmiş olan bu düşünce, Cumhuriyetin korunmasını ister Hatta Cumhuriyetin korunmasını öncelikli konu kabul edilmiş ve Anayasamızın başına bu yönde kayıt koydurmuştur


Atatürkçü düşünce de, irade ve egemenliğin kaynağı millettir Meclis de yalnız ve ancak milletindir Milletvekillerinden oluşur O nedenle esas olan millettir Bu bakımdan her şey millet için yapılmalı ve her şeyde milletin yararı düşünülmelidir Yasal düzenlemeler bu yönde yapılmalıdır Devlet vatandaşa ve vatandaş da devlete olan görevini yerine getirmelidir Atatürkçü düşüncenin ve buna bağlı uygulamaların esası bu olmalıdır Bu düşünce en azından bunu ister


Atatürkçü düşünce sisteminin öngördüğü ulusal iradeye dayalı egemenliğin kayıtsız şartsız millette olması şeklindeki yönetim biçimi demokrasinin özürüdür Bu şekildeki demokratik anlayış sınıf ayrımı kabul etmez Yönetimde hiç kimseye öncelik tanınmaz Toplumsal yaşantıda herkesin eşit olacağı, eşit olarak yararlanacağı ve eşit fırsatların sağlanacağı bir düzen öngörür Böyle bir demokratik ortamda ve ulusal egemenliğin esas alındığı devlet düzeninde, Atatürkçü düşünce yol göstericilik yapmaktadır Türk toplumunu oluşturan çalışma grupları arasındaki uyumu kuvvetlendirir

Böylece Atatürkçü düşünce sisteminde esas olan, ulusal irade ve buna bağlı olarak işleyen demokrasidir Bu doğrultudaki esaslar Batı demokrasilerinden alınmıştırDaha iyi ve güzele yöneliktir Ulusal iradenin üstünde herhangi bir gücün olmaması istenir


İnkılapçı Olma


Atatürkçü düşünce sistemi, inkılapçı olmayı gerekli görür İnkılaplar veya devrimlere bağlılıkla onları korumayı esas alır Atatürkçülükte inkılapçılık anlayışı, zamana göre geri kalmış olan kurumları ortadan kaldırıp, yerine ilerlemeyi, gelişmeyi kolaylaştıracak olanların konulması esasına dayanır Bu şekildeki inkılapçılık anlayışı, iyiye, doğruya ve daha güzele yöneliktir Dolayısı ile inkılapçılık, geri kalmışlıkla en başarılı mücadele yöntemidir


Atatürkün bu konuda bir çok özlü sözü ve anlatımı vardır 1925de Atatürk; İnkılap, kelimenin ilk anda işaret ettiği ihtilal anlamından başka, ondan daha geniş bir değişikliği ifade etmektedir Büyük milletimizin hayatının seyrinde vücuda getirdiği bu değişiklikler, herhangi bir ihtilalden çok fazla, çok yüksek olan en büyük inkılaplardandır demiştir


Atatürkçü düşünce sisteminde çok önem verilen inkılapçılık, çağdaş uygarlık düzeyine çıkma yol ve yöntemi olarak kabul edilir Çağdaş uygarlık yolundaki başarı, yenileşmeye ve değişime bağlanmıştır Toplumsal, ekonomik hayat ve teknolojik alanda gelişme buna bağlanmıştır Gelişme ve ilerlemenin yolu burada görülmüştür O nedenle inkılapçılık, yapılan tüm değişikliklerin yoludur Eskimiş, zamanını doldurmuş ve yeni ihtiyaçları karşılayamayanların yerine, yeniler bu yolla getirilmiştir Bu, dünya genelinde böyledir Her türlü değişikliği yapanlar, köklü değişiklik için bu yolu izlemek durumundadırlar

Türk inkılabı, Atatürk ve kadrosunun elinde, en iyi şekilde uygulanmıştır Türk halkının istekleri doğrultusunda değişimlere gidilmiştir Halkın benimsemediği yönde zorlama olmamıştır Atatürk, milletin isteklerini iyi belirleyerek, yine milletin temsilcisi olarak TBMM kanalıyla değişimleri sağlamıştır Nitekim her bir değişimde TBMMnin oybirliği kararı vardır


Atatürkçü düşünce sistemi içinde yer alıp şekillenen tüm değişimlere halkın eğilimleri dikkate alınmıştır İdeolojik veya rejim değişikliği gibi yanları yoktur Herhangi bir ülke kopya edilmemiştir O nedenle Atatürkçü düşüncedeki inkılapçılık anlayışı, samimi ve gerçekçi değişimleri öngörmüştür Çağa göre kurumların yenilenmesini istemektedir Anayasadan çeşitli kurumlara kadar, güne göre kaldırıp değiştirmeyi ve daha yenisini getirmeyi gerekli görür Bu, günümüz içinde geçerlidir

Batılı çağdaş demokratik devletlerde değişimleri inceleyip onların gelişme nedenlerini gören Atatürk, yenileşmeyenlerin geri kalmaya ve hatta çökmeye mahkum olduklarını anlamıştır Osmanlı dönemindeki çabaları ve başarısızlık nedenlerini incelemiştir Ona göre yol ve yöntemler saptanmıştır Osmanlı dönemindekinden daha geniş boyutta ve köklü değişimler planlanmıştır


İşte böylece Atatürkçü düşünce içinde şekillenen ve uygulanan Türk İnkılabı içindeki değişimler, mevcut ihtiyaçların zorunlu sonucu idiler Yapılan ve yapılacak tüm değişimler bu düşüncede, birbirine bağlı, birbirleriyle uyum içinde ve birbirini destekleyecek şekilde gerçekleştirilir Her bir yenilik bir diğerine yol açacak şekilde uygulama alanına konulur Hatta bu düşüncede, fikir hayatı, siyasal ve ekonomik hayat arasında da çok iyi bir uyum sağlanmıştır Nitekim Atatürk; Devlet, fikir ve ekonomi alanlarındaki çalışma ve başarılar, sonuçlarının ürünleri ile ölçülür diyerek sözünü ettiğimiz uyumu vurgulamıştır

Kısaca Atatürkçü düşünce sistemi, inkılapçı olmayı ve inkılaplar yada devrimlerin korunmasını istemektedir İnkılapçı anlayış içinde olarak, çağa ve güne göre daha yenilerini getirmeyi öngörür Milletin kalkınmasını ve devletin güçlenmesini çağdaş gelişmelere ayak uydurmada görür

Devletin Dinamik İdeali


Atatürkçü düşünce sistemi, devlet hayatında dinamizm i ideal almıştır Bu anlayış, devletimizi toplumu ile kurumları ile ve büyük bir dinamizmle çağdaş uygarlığın üzeri olarak adlandırılan hedefe çıkarmayı amaçlar Toplumsal, siyasal, ekonomik vb açılardan milletin refahını esas alır O nedenle bu düşüncede sürekli gelişme ve ilerlemeye yönelme vardır

Atatürkçü düşüncede, kuruluşlar, siyasal partiler, hükümetler vb sürekli olarak itici bir rol oynamalıdır Devleti ve toplumu daha iyiye götürmek için zorlayıcı olmalıdır Toplumlar, sürekli olarak gelişme durumunda olduğuna göre,Türk toplumu da geri kalmamalıdır O nedenle devlet örgütünde bir canlılık, halka öncülük etme ve gelişmeyi hızlandırıcı çabalar olmalıdır İyi yönetim, bilgili kadrolar ve dürüst çalışma ile devlet güçlü hale getirilmelidir

Böylece Atatürkçü düşünce sistemi, durağan, tutucu, hantal vb değil, hareketli ve çalışkan bir devlet yapısını istemektedir Gelişmelere ayak uyduran, gelişen ve dünya genelinde güçlü bir devleti benimsemiştir Büyük potansiyel olan ve dinamik yapıda ilerleyen bir Türk devletini ön görmektedir


Gerçekçilik


Atatürkçü düşünce sistemi, iç ve dış politikada gerçekçi yaklaşımları ön görmüştür Gerçekleşmeyecek hayaller peşinde olmamıştır Hedefleri iyi belirlemiş ve o hedefler varmayı bilmiştir Maceralar peşinde koşmamıştır Devlet yönetiminde, yanıltıcılığa, yalan ve yolsuzluğa yer vermemiştir Nitekim herhangi bir olaya adı karışan derhal çekilmiştir O nedenle çok güzel bir devlet disiplini uygulanmıştır


Atatürk Milli Mücadele yıllarından itibaren, dürüst, olayları ve gelişmeleri iyi değerlendiren bir anlayışla başarı kazanmıştır O nedenle tüm yaşamı boyunca, devlet yönetiminde buna dikkat etmiş ve ona göre yöneticiler seçmiştir


Bütün bunların yanında Atatürkçü düşünce, ayrıca laik devlet düzeni, ülke işlerinde birlik ve bütünlük, millilik, eşitlik, barışçılık, adalet, akılcılık, bilimsellik, iyi eğitim vb ister

Atatürkçü düşünce sistemini oluşturan Atatürkün söylev ve demeçleri, fikir ve yaptıkları hep bilimin öncülüğündeki çağdaş gerçeklerdir Hepside milletimizin mutluluğu ve geleceği için istenmektedir Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi için yolların eğitim-öğretimden geçmekte olduğu anlatılmıştır Başarı, eğitimin başarılı olmasına bağlanmıştır Eğitimin milliliği yanında laik oluşu istenmektedir Atatürkçü anlayışta, fikirler mutlaka harekete dönüşmelidir Gerçek ve ciddi hedefler belirlenmeli ve ona ulaşılmalıdır

İşte tüm bunların ışığı altında belirlenmiş olan Türk Devletinin ana nitelikleri Atatürkçü düşünceden kaynaklanmış ve milli devlet tam bağımsızlık ulusal egemenlik gibi esaslar üzerine kurulmuştur Bu yaklaşımla devrimlere yön verilmiş ve çağdaşlaşmanın hedefleri belirlenmiştir


Bütün bunlardan görüldüğü gibi Atatürkçülük veya Atatürkçü düşünce sistemi, ilke ve inkılaplarla bir bütündür Bu düşüncenin oluşumunu sağlayan elemanlarla birlikte bir ideolojinin, Atatürk ideolojisinin adıdır Türk Milleti ve Türk Devleti için temel olan bu düşünce sistemi, bize yön vermiş ve yön vermeye devam etmektedir Atatürkçülük ve bu düşünceyi oluşturan ilke ve inkılaplar bizim için çok önemlidir

Bugün dünyadaki bazı ideolojiler çökmüş ve yıkılmıştır Uygulamalar iflas etmiş ve tarihi süreçlerini tamamlamışlardır Milletleri üzerinde rolleri bitmiştir Ancak Türkiyede ve dünyada Atatürk ve düşünceleri halen ayaktadır Ayakta kalmaya ve Türk milletine daha uzun süreler devam edecektir Bunda yerli-yabancı herkes birleşmekte ve fikirlerine saygı gösterilmektedir

Bu yaklaşımla bugün, güçlü bir Türkiyeyi ayakta tutabilmenin yolu, kişi ve millet olarak Atatürkçülüğün benimsenmesinden geçer Atatürkçü çizgide birleşme, Devletimizin gelişmesini, güçlenmesini ve geleceğinin güvencesidirBunun iyi anlaşılması ve özellikle genç kuşaklara iyi anlatılması gerekir Böylece yanlış anlamalar da ortadan kalkacaktır


Sonuç:


Atatürkçü düşünce sisteminin benimsediği ve uyguladığı esaslar en iyi şeklini, oluşturulan ilkelerle bulmuştur Zaman geçtikçe ve incelendikçe, Atatürk inkılabının belli ilkelere dayanmış olduğu daha iyi anlaşılmaktadır Bu ilkeler Türk toplumunun ihtiyaç ve eğilimlerinden oluşmuş ve birbirini bütünleyici bir nitelik kazanmıştır Atatürk ilkelerinin her biri birer amacı belirlemekle birlikte bir bütünü oluştururlar Birbirini tamamlarlar İlkeler arasında hassas bir denge vardır Bir bütün olarak ele alındığında daha büyük bir anlam taşır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.