![]() |
Atatürkün Bilimsel Çalışmaları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürkün Bilimsel ÇalışmalarıAtatürk bilimin insan yaşamındaki önemli yerini Özgürlük Savaşımızın sona ermesi sıralarından başlayarak hemen her vesile ile tekrarlamış, vurgulamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı yılın 27 Ekim günü de, yine Bursa’da, Atatürk şunları söylüyor : Hiçbir mantıki kanıta dayanmaksızın birtakım geleneklere ve inançlara bağlı kalmakta ısrar eden milletlerin gelişmesi çok güç olur ve belki de hiç gerçekleşmez ![]() ![]() ![]() 30 Ağustos 1924 günü Atatürk Dumlupınar’da yaptığı konuşmada da şöyle diyor : Yaşamanın şartı uygarlık yolunda yürümek ve başarıya ulaşmaktır ![]() ![]() Yine aynı konuşmasında Atatürk şunları söylüyor : Uygarlığın yeni buluşlarının ve fennin harikalarının cihanı değişmeden değişmeye sürükleyip durduğu bir devirde yüzyılların eskittiği köhne zihniyetlerle, geçmişe kölecesine bağlılıkla varlığımızı sürdürmemiz mümkün değildir ![]() Atatürk’ün “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” kısaltılmış şekliyle yaygınca bilinen sözünün tam metni ise aynen şöyledir : Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir ![]() ![]() Bilindiği üzere “ilim” sözcüğünün anlamı, mana kapsamı, gayet geniştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilimin insan yaşamındaki en gerçek yol gösterici olduğuna dikkatimizi çektiğine göre, demek ki Atatürk bilimden başka gerçek yol göstericilerimizin de bulunduğunu kabul etmiş olmaktadır ![]() ![]() Demek oluyor ki, Atatürk, burada bilim dışında kılavuzlarımız olsa da, bunların bilimle bağdaşabilen, bilim anlayışına ters düşmeyen, yol göstericiler olmaları gerektiğine kesin bir dille işaret etmek ihtiyacını duymuştur ![]() ![]() İcraât, eylem, daima bir karara ulaşmayı gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük Atatürk Türk ulusu için gerek maddesel ve gerekse dinsel, yani manevi alanlarda bağımsızlık, seçkinlik ve üstünlük sağlamak ve Türk milletini yüceltmek yolunda çeşitli doğrultularda çaplı bir takım süreçleri harekete getirmiş, hepimizin iyi bildiğimiz kalburüstü devrimlerini gerçekleştirmek için azimli girişimlerde bulunmuştur ![]() ![]() Bir yandan da, ulu önderimiz, temelsiz ve bâtıl düşünce ve inançlarla, muska, efsun ve üfürükçülük gibi ilkel ve çağdışı davranış ve uygulamalarla dizgeli ve yoğun bir mücadeleye girişmiş, ayrıca, üniversite inkılâbı ya da reformu ile yüksek öğretim kurumlarımızda bilimsel araştırmayı canlı bir süreç durumuna yükseltme tutumunun benimsenip edimselleşmesine doğru yakın tarihimizdeki en etkili adımın atılmasında önayak olmuş, böylece de yurdumuzda bilimin ve bilim zihniyetinin zafer yollarını açmıştır ![]() Yukarıda aktarılan sözlerinin, kendisinden yapılan alıntıların, hepsinde Atatürk’ün bilim ile uygarlık arasında yakın ilişki kurduğuna ve her ikisini de dinamik yönleriyle vurgulamaya özen gösterdiğine tanıklık ediliyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürkün Bilimsel Çalışmaları |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürkün Bilimsel ÇalışmalarıDünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir ![]() ![]() teşekkürler ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürkün Bilimsel Çalışmaları |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürkün Bilimsel ÇalışmalarıAtatürk'ün Yaptığı Bilimsel Çalışmaları ve Tarihleri - Atatürk Ve Bilim -Atatürk'ün Bilim ve Teknik Anlayışı ATATÜRK VE BİLİM Ord ![]() ![]() Atatürk bilimin insan yaşamındaki önemli yerini Özgürlük Savaşımızın sona ermesi sıralarından başlayarak hemen her vesile ile tekrarlamış, vurgulamıştır ![]() Yurdumuzun en bayındır, en gözalıcı, en güzel yerlerini üç buçuk yıl kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı mağlup eden zaferin sırrı nedir? Orduların sevk ve idaresinde bilim ve fen ilkelerinin kılavuz edinilmesindedir ![]() ![]() ![]() Aynı yılın 27 Ekim günü de, yine Bursa’da, Atatürk şunları söylüyor : Hiçbir mantıki kanıta dayanmaksızın birtakım geleneklere ve inançlara bağlı kalmakta ısrar eden milletlerin gelişmesi çok güç olur ve belki de hiç gerçekleşmez ![]() ![]() ![]() 30 Ağustos 1924 günü Atatürk Dumlupınar’da yaptığı konuşmada da şöyle diyor : Yaşamanın şartı uygarlık yolunda yürümek ve başarıya ulaşmaktır ![]() ![]() Yine aynı konuşmasında Atatürk şunları söylüyor : Uygarlığın yeni buluşlarının ve fennin harikalarının cihanı değişmeden değişmeye sürükleyip durduğu bir devirde yüzyılların eskittiği köhne zihniyetlerle, geçmişe kölecesine bağlılıkla varlığımızı sürdürmemiz mümkün değildir ![]() Atatürk’ün “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” kısaltılmış şekliyle yaygınca bilinen sözünün tam metni ise aynen şöyledir : Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir ![]() ![]() Bilindiği üzere “ilim” sözcüğünün anlamı, mana kapsamı, gayet geniştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilimin insan yaşamındaki en gerçek yol gösterici olduğuna dikkatimizi çektiğine göre, demek ki Atatürk bilimden başka gerçek yol göstericilerimizin de bulunduğunu kabul etmiş olmaktadır ![]() ![]() Demek oluyor ki, Atatürk, burada bilim dışında kılavuzlarımız olsa da, bunların bilimle bağdaşabilen, bilim anlayışına ters düşmeyen, yol göstericiler olmaları gerektiğine kesin bir dille işaret etmek ihtiyacını duymuştur ![]() ![]() İcraât, eylem, daima bir karara ulaşmayı gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük Atatürk Türk ulusu için gerek maddesel ve gerekse dinsel, yani manevi alanlarda bağımsızlık, seçkinlik ve üstünlük sağlamak ve Türk milletini yüceltmek yolunda çeşitli doğrultularda çaplı bir takım süreçleri harekete getirmiş, hepimizin iyi bildiğimiz kalburüstü devrimlerini gerçekleştirmek için azimli girişimlerde bulunmuştur ![]() ![]() Bir yandan da, ulu önderimiz, temelsiz ve bâtıl düşünce ve inançlarla, muska, efsun ve üfürükçülük gibi ilkel ve çağdışı davranış ve uygulamalarla dizgeli ve yoğun bir mücadeleye girişmiş, ayrıca, üniversite inkılâbı ya da reformu ile yüksek öğretim kurumlarımızda bilimsel araştırmayı canlı bir süreç durumuna yükseltme tutumunun benimsenip edimselleşmesine doğru yakın tarihimizdeki en etkili adımın atılmasında önayak olmuş, böylece de yurdumuzda bilimin ve bilim zihniyetinin zafer yollarını açmıştır ![]() Yukarıda aktarılan sözlerinin, kendisinden yapılan alıntıların, hepsinde Atatürk’ün bilim ile uygarlık arasında yakın ilişki kurduğuna ve her ikisini de dinamik yönleriyle vurgulamaya özen gösterdiğine tanıklık ediliyor ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün Bilim ve Teknik Anlayışı Azgelişmiş ülkeleri niteleyen temel göstergelerden biri de eğitim eksikliği ve okuma-yazma bilenlerin toplam nüfustaki oranının düşüklüğüdür ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün eğitime verdiği önem yanında asıl dikkati çeken özellik, eğitimin ekonomik kalkınmaya olan olumlu ve vazgeçilmez etkisini ısrarla belirtmesidir ![]() Altyapı ve eğitimin ekonomik kalkınmadaki temel rolleri için halkın da özlem ve isteğini katarak şöyle der: "Halk ve köylüler, beni her yerde şu iki sözle uyardılar: Yol ve okul ![]() Kendi yüksek kişiliğinin uyandıracağı etkiyi düşünerek, çevresindekilere, eğitime verdiği önemi göstermek için, kişisel bir özlem biçiminde zaman zaman şunları söyler: "Eğer Cumhurbaşkanı olmasam, Milli Eğitim Bakanlığını almak isterdim ![]() Okuma-yazma oranının düşük olması, Atatürk'ün gözünde ayıptır, utanç vericidir: "Düşününüz ki, bu ulusun, bu sosyal topluluğun yüzde onu, yirmisi, okuma-yazma bilir, yüzde sekseni, doksanı bilmezse, bu ayıptır ![]() ![]() Ulusun geri kalmışlığını yaratan nedenler arasında eğitim en önemlilerinden biridir: "Şimdiye dek izlenen eğitim ve öğretim yöntemlerinin ulusumuzun gerileme tarihinde en önemli bir neden olduğu kanısındayım ![]() Eğitimden beklenen nedir? ![]() ![]() ![]() Ulusun kalkınmasında bu denli önem taşıyan eğitimin temel nitelikleri nasıl olmalıdır? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşamının sonlarına dek bu görüşünü sürdürür: "Büyük davamız, en uygar ve en gönençli ulus olarak varlığımızı yükseltmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ilkelerin daima canlı tutulmasını isteyen ve bunun, üniversitelerin ve yüksek okulların başlıca görevleri olduğunu belirten Atatürk, yukarıda belirtilen ve iki ana temel noktaya dayandırdığı eğitimin yöntem ve içeriğini da açıklar: "Bir yandan bilgisizliği ortadan kaldırmaya uğraşırken bir yandan da ülke çocuğunu toplumsal ve iktisadi yaşamda eylemli biçimde etkili ve verimli kılabilmek için zorunlu olan ilk bilgileri uygulamalı bir biçimde vermek yolu, eğitimimizin temelini oluşturmalıdır ![]() ![]() ![]() Eğitimin uygulamalı olması ve eğitim gören kız ve erkeklerin beceri sahibi kılınması daima ön plandadır: "Erkek ve kız çocuklarımızın aynı biçimde bütün öğretim derecelerindeki eğitim ve öğretimlerinin çalışmalı olması önemlidir ![]() ![]() Bilindiği gibi, hızlı bir ekonomik gelişme ve kalkınmanın gerçekleşmesiyle özellikle orta öğretim yapısında mesleki ve teknik eğitimin ağır basması arasında çok sıkı bir bağıntı vardır ![]() ![]() Öğrenci, tek başına bir anlam taşımaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ekonomik gelişme ve kalkınma düzeyi ülkenin sahip olduğu ve kullanabildiği bilimsel teknik gelişme ile ilgilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilimsel gelişmenin teknik gelişmeyi doğurduktan sonra ekonomik gelişme ve kalkınmanın ortaya çıkabileceği görüşü yaygındır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilim ve tekniğin önemli etkisini, ekonomik sistemlerin yapılarında da bulabiliriz ![]() ![]() ![]() Bütün bu anımsatmalar, bilim ve tekniğin ülke kalkınmasındaki belirleyici rolünü ortaya koyarken, aynı zamanda evrensel niteliğini de açıklar ![]() Atatürk'te temel kural ve amaç, çağdaş olmaktır ![]() ![]() Üçbuçuk yıl süren bağımsızlık savaşından sonra, artık hep bu alanlarda çalışmayı, kafaları hep bunlara yormayı önerir: "Üçbuçuk yıl süren bu mücadeleden sonra bilim bakımından, eğitim bakımından mücadelelerimize devam edeceğiz ![]() ![]() ![]() "Ulusumuzun siyasal, sosyal hayatında, ulusumuzun düşünce eğitiminde yol göstericimiz bilim ve teknik olacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Celal Bayar, kurduğu ilk hükümet programında Atatürk'ün "ekonomik işlerde parolasının en ileri teknikle ve en verimli şekilde çalışma" olduğunu özenle belirtir ![]() ![]() Hangi uluslar uygardır? ![]() "Doğunun uygarlık anlayışı, maddi, manevi dünya olaylarını din görüşüyle değerlendiriyordu ![]() ![]() Uluslar ayrı olmasına karşın, uygarlık dünyası birdir ![]() ![]() ![]() Bütün bu sözlerde, iki büyük özelliği saptamak olanaklıdır: Birincisi, çağdaş olmak, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci özellik ise, "uygar ulusların yaşam düzeyi ve araçlarını, içerik ve biçim açısından olduğu gibi kabul etmeye" kesin kararlı olduğunu söylerken, gerçekleştireceği çeşitli devrimlerin ilk belirtilerini de vermiş olmasıdır ![]() Atatürk'ün çalışma yöntemi yakından incelendiğinde, uzun bir ön çalışmadan sonra sorunun olgunlaştırıldığı ve son aşamada da radikal niteliği ağır basan bir çözüm yoluna varıldığı görülmektedir ![]() Atatürk'ün en belirgin niteliklerinden biri, belki de birincisi gerçekçiliğidir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuda, yıllar sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde verdiği konferansta İsmet İnönü çok net deyişlerle şöyle konuşur (1960): "Atatürk'ün ekonomik alanda devrim yolu ile hiçbir zorlamada bulunmadığını açıkça ilan etmek isterim ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün kişiliğini oluşturan bu belirgin nitelik, gerçekçiliğidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -1924 yılında Muallimler Kurultayı'nın toplanması, tüm eğitim ve öğretime verilecek ağırlıklı önemin ilk belirtisidir ![]() -1923 yılının Şubat ayında İzmir'de toplanan Türkiye İktisat Kongresinin aldığı kararlar içinde bulunan dışarıya öğrenci gönderilmesi, uygulanmaya konmuştur ![]() -Dışarıdan öğretim üyesi getirilmiş ve üniversite konusunda inceleme ve araştırmalar yaptırılmıştır ![]() -İstanbul Edebiyat Fakültesinin "fahri profesörlük" tercihine yazdığı teşekkür mektubunda, Atatürk, "Darülfünün Edebiyat Medresesi" adını taşımasına rağmen "fakülte" deyimini anlamlı biçimde iki defa kullanmıştır ![]() -Ve yine çok anlamlı olarak, o yılkı bütçeye, "Darülfünun" için şartlı ödenek konmuştur ![]() Üniversite reformu, böylece geçmiş tecrübelerin, çağdaş eğilimlerin ve gerçekçilikten kaynaklanan geniş kapsamlı bilim anlayışının bir sentezi olarak yapılmış ve bir gecede uygulanmasına geçilmiştir ![]() Kaynak : Ülken, Y ![]() ![]() Çayci, A ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürkün Bilimsel Çalışmaları |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürkün Bilimsel ÇalışmalarıYAHU! BU NE GAFLETTİR! ![]() ![]() BU NE HİYANETTİR! ![]() ![]() ATATÜRK hayale kapılanları uyarıyor: "GERÇEK BARIŞ EBEDİ BARIŞ YOKTUR! ![]() ![]() HAZIR OL CENGE İSTER İSEN SULH Ü SALAH! ![]() ![]() Böyle bir hayale kapılanların yaptıkları en büyük hatalardan birincisi; TÜRK MİLLETİ'ne BARIŞ "telkin" etmeleridir! ![]() ![]() Sanki dünyaya kafa tutan ![]() ![]() ![]() Dünyayı kana bulayan ![]() ![]() ![]() İnsanları ızdırap içinde kıvrandıran bizmişiz gibi! ![]() ![]() Yahu; TÜRK MİLLETİ 300 yıldır kimseye saldırmamış! ![]() ![]() Kimsenin ülkesini zaptetmemiş! ![]() ![]() Kimseyi sömürmemiş! ![]() ![]() Tersine hep saldırıya işgale sürgüne uğramış! ![]() ![]() Dünyada bizden başka 300 yıldır başkasına saldırmamış ülke yok! ![]() Ne ABD ne Rusya ne Japonya ne de Almanya İngiltere Fransa İtalya Hollanda ne Arap ne de Afrika ülkeleri! ![]() ![]() Bizden kopan ülkelerin istisnasız hepsinin bizden zengin olması ise; Geçmişte SÖMÜRGECİ olmadığımızın delili! ![]() ![]() Biz sokakta karşılaştığımız insana bile "SELAMÜN ALEYKÜM" (barış senin üzerine olsun) deriz! ![]() ![]() Uzaktaki dostumuzu "selam"(barış) göndeririz ![]() ![]() ![]() Barış bizim ruhumuza işlemiş! ![]() ![]() Kendi halinde yaşamaktan başka şey düşünmeyen bir MİLLET olmuşuz! ![]() ![]() Biz ülkemizi İŞGAL eden İNGİLTERE FRANSA İTALYA ABD (o da gemilerini getirip İzmir'e demir atmıştı) RUSYA YUNANİSTAN ve ERMENİLER'den sadece YUNAN ve ERMENİ ile savaşarak diğerlerinin de çekilmesini sağlamışız! ![]() ![]() Şimdi bize saldıranlara "DUR" deneceğine; Kalkıp bu millete barıştan söz etmek "yine size saldırdıklarında karşı durmayın" anlamına gelmez mi? ![]() ![]() YAHU! BU NE GAFLETTİR! ![]() ![]() ![]() ![]() ATATÜRK'ün çok açık bu sözünü; "GERÇEK BARIŞ EBEDİ BARIŞ YOKTUR! ![]() ![]() ![]() ![]() "YURTTA SULH CİHANDA SULH" ifadesini "BİZİM YURTTA BARIŞ OLURSA DÜNYADA DA BARIŞ OLACAK"mış gibi yutturmak ta neyin nesi? ![]() ![]() Barış yanlısı olmanın bir TEK manası vardır! ![]() ![]() O da; DEVLET'ine ![]() ![]() ![]() MİLLET'ine ![]() ![]() ![]() VATAN'ına ![]() ![]() ![]() TARİHTEN GELEN HAKLAR'ına saldırı olmadıkça ![]() ![]() ![]() Yani durup dururken başkalarına saldırmamaktır! ![]() ![]() Bunu biz zaten uyguluyoruz ![]() Ancak ATATÜRK çok GERÇEKÇİ olarak "ZAYIF MİLLET ve DEVLETLER'in esas savaş yanlısı güçlü devletler ve bilhassa BATILILAR'dan saygı görmesinin mümkün olmadığını hatta ezmeye devam edeceklerini" söyleyerek; GÜÇLÜ ORDU'yu bir ÜLKÜ olarak açıklıyor! ![]() ![]() Ve TÜRK MİLLETİ'ne hasmane davrananları; EBEDİ DÜŞMAN ilan ediyor! ![]() ![]() Böylelerine "ilk fırsatta öldürücü darbenin vurulması" da; YURTTA SULH prensibinin bir gereğidir! ![]() ![]() Çünkü savaşta ilk darbeyi indiren daima avantajlıdır ![]() ![]() ![]() Eğer bizi yoketmek isteyen varsa; nun yok olması "VAZGEÇİLMEZ HEDEF"imiz olmalıdır! ![]() ![]() Maalesef biz son 50 yıldır AKSİYONER değil; REAKSİYONER bir millet olduk ![]() ![]() ![]() Önce yüzümüze tükürüyorlar! ![]() ![]() Aldırmıyoruz ![]() ![]() ![]() Tokat atıyorlar! ![]() ![]() Yine uyanmıyoruz ![]() ![]() ![]() Ne zaman tepemize balyozu indirecekler!!! ![]() ![]() ![]() O zaman gözümüzü açıp savunmaya geçiyoruz! ![]() ![]() Halbuki tükürmeye kalkanın suratına yumruğu patlatsak; Bir daha kimse cesaret edemez yan bakmaya! ![]() ![]() AVRUPA BİRLİĞİ de bu anlayışla değerlendirilmelidir! ![]() ![]() Her toplantıda TÜRKİYE aleyhine bir karar çıkartan ![]() ![]() ![]() YUNAN'a EGE'yi bağışlayan ![]() ![]() ![]() Kürtler'e toprak vermemizi isteyen ![]() ![]() ![]() Sözde ERMENİ soykırımını kabul etmemizi dayatan ![]() ![]() ![]() RUHBAN OKULLARI'nın açılması için uğraşan ![]() ![]() ![]() EKÜMENLİK ilanı için baskı yapan ![]() ![]() ![]() TRAKYA'ya özel bir devlet kurmak ![]() ![]() ![]() BOĞAZLARI özerkleştirmek GELİBOLU'nun yönetimini işgal devletlerine 5'er yıl dönüşümlü vermek ![]() ![]() ![]() Ve KIBRIS'ı elimizden çekip almak için türlü dümen tasarlıyan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahte "Atatürkçü"ler bütün bu gerçekleri gözardı ederek hala gidip kapılarında salya sümük ![]() ![]() "Bizi de aranıza alın ![]() ![]() ![]() "Biz size dostuz ![]() ![]() ![]() "Ne derseniz yaparız ![]() ![]() ![]() Diye yalvarıyorlar! ![]() ![]() ATATÜRK'ün dediğinin tam tersini yapıyor; Sonra "Atatürkçülük" taslıyorlar! ![]() ![]() Teröristlere af Kürtler'e toprak Yunan'a Kıbrıs'ı bağışlamayı ve diğerlerini "barışcılık" sanıyorlar! ![]() ![]() Düşmanın taleplerinin bizi yok edene kadar kesilmiyeceğini; Ya bilmiyorlar ya da düşmanla işbirliği içindeler diyeceğiz ama; Bilmeyecek kadar aptal değiller ![]() ![]() ![]() Düpedüz düşmanla İŞ BİRLİĞİ HİYANET içindeler! ![]() ![]() Bu kişiler BATI kurnazlığı ile bir oyun yapıyorlar! ![]() ![]() "PASİFİST" kelimesini kullanıyorlar! ![]() ![]() Gerçi bu kelimenin "MİLİTARİST" karşıtı bir anlamı var ![]() ![]() ![]() Ama aynı anda AKTİF-FAAL kelimesinin zıttı olan PASİF-ATIL hareketsiz kelimesiyle de bağlantılı! ![]() ![]() ![]() Böylece TÜRK MİLLETİ'ne ATALET PISIRIKLIK aşılamak istiyorlar! ![]() ![]() Bu kişiler Yunan Bulgar Sırp hıristiyan kitaplarından TÜRK DÜŞMANLIĞI taşıyan ifadeler kalkmadan; Bizim kitaplarımıza "kardeşlik dostluk barış" PALAVRALARI eklemek istiyorlar! ![]() ![]() Halbuki ATATÜRK bu sözü ile; - "Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber ACISINI DÜNYA DURDUKÇA İÇİMİZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MİLLÎ FELAKET GÜNLERİMİZ DE VARDIR ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YENİ nesillerin ESKİ felaket günlerini unutmamasını ve düşmanlarımızın muhtemel zararlarına uyanık kalmalarını sağlıyacak bir İNTİKAM hissinin YERLEŞTİRİLMESİ'ni istiyor! ![]() ![]() Görüyor musunuz bizler ATATÜRK'ten ne kadar uzaklaşmışız! ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürkün Bilimsel Çalışmaları |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürkün Bilimsel Çalışmalarıdeğerli arkadaşım Nergiz, Emeğiniz ve paylaşımınız için teşekkürler ![]() ![]() ![]() ![]() Vede Değerli arkadaşım Şaman söylediklerinize aynen katılıyorum |
![]() |
![]() |
|