Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürk, atatürke, göre

Atatürk'e Göre Atatürk

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'e Göre Atatürk



Atatürk'e göre ATATÜRK




İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur Ben, onların rüyasını temsil ediyorum Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!




Ölüme doğru en çok atılanlardan biriyim Kurşun ve gülle yağmuru altında birçok muharebelere iştirak ettim Hattâ ölüm bir defa, kalbimin yanından sıyırarak geçti Kalbimin üzerinde bir saat vardı ve bu saat, mermi parçasının şiddetini kırdı




Milletimle yakından ve gösterişten uzak karşılıklı görüşmenin zevkini, bahtiyarlığını anlatamam Her ne vakit milletimin karşısında kendimi görsem, her ne vakit milletimin fertlerinden birkaçının yüzüne baksam, oradan ruh

ve vicdanıma gelen ışık, benim için en kıymetli bir ilham ve verim alevi oluyor!



30 Ağustos'ta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk Milleti'nin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif müşküldür




Hayatımda en büyük dayanak ve kuvvetim, vatandaşlarımdan gördüğüm itimat ve destekdir Bütün vazifelerimde manevî, vicdanî olan en büyük endişem, emanetinizin hürmet ve kutsallığına devamlı olarak dikkat etmektir




Samimî olarak bu memleketin, bu milletin menfaatine yapılacak bir iş olsun, ben onu göz önüne almayayım; bu, mümkün değildir Yalnız, işin gerçekten millete menfaati olmalı ve teklifin samimî olarak yapıldığına ben inanmalıyım




Benim için dünyada en büyük mevki ve mükâfat, milletin bir ferdi olarak yaşamaktır Eğer Cenab-ı Hak beni bunda muvaffak etmiş ise, şükrederim Bugün olduğu gibi ömrümün nihayetine kadar milletin hizmetinde olmakla iftihar edeceğim




Şimdiye kadar millete yapamayacağım bir şeyi vaat etmedim Ben yapacağım dediğim zaman, buna inanmayanlar vardı Buna rağmen hareket ettim Görüyorsunuz ki başardık Benim ve benimle çalışanların güveni vardır ki, yeni hedeflerimize de başarıyla varacağız Şimdiye kadar söylediklerimin gerçekleşmiş olması, bütün tasavvurlarımın beni yalanlamaması, milletin ciddî ve samimî olarak bana yardımcı ve destek olmasıyla mümkün olmuştur Onun için yeni gayelere erişmek için de bu yardım ve desteğe ihtiyacım vardır; onu benden esirgemeyiniz!




Benim şan ve şerefimden bahsetmek de hatadır İyi dinleyiniz öğüdüm budur ki, içinizden herhangi bir adam çıkar, şan, şeref davası güder ve benzersiz olmak isterse, başınızın belasıdır; ilk önce kafası kırılacak adam budur! Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım şerefim vardır, asla başka değilim




Ben zannediyorum ki, millet fertlerinin hiç birinden fazla yüksekliğe sahip değilim Bende fazla girişim görüldüyse bu benden değil, milletin bileşkesinden çıkan bir girişimdir Sizler olmasaydınız, sizlerin vicdanî eğilimleriniz bana dayanak noktası teşkil etmemiş olsaydı; bendeki girişimlerin hiçbiri olmazdı Millete ait meziyetleri yalnız şahıslara bırakan anlayış, eski idarelerin sistem ve usul meselesinden doğuyordu Vaktiyle mevcut devlet ve devletlerin kuruluş şekli, sadece bir şahsın menfaatlerini ve arzularını tatmine yönelmiş idi Şahısların bu arzu ve emellerine hizmet eden millet, gösterilen büyüklüklerin şerefinden asla payını alamaz, ancak hata ve beceriksizlik olursa onlar millete yüklenirdi Bugün bu hâl mevcut değilse, millet kendi büyüklüğünü olduğu gibi dünyaya göstermişse, fazlalık bende değil, bugünkü idarenin niteliğindedir Bu şekil mevcut oldukça, bu mevkie çıkacak herkesin yapacağı şey bundan başka türlü olamaz




Sizden olan bir şahsa, sizden fazla ehemmiyet vermek, her şeyi milletin bir ferdinin şahsiyetinde odaklaştırmak, geçmişe, bugüne, geleceğe, bütün bu zamanlara ait bir toplumun meselelerinin aydınlatılması ve belirtilmesini yüksek bir topluluğun tek bir şahsiyetinden beklemek elbette ki lâyık değildir, elbette ki lâzım değildir



Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim Aynı zamanda gerekli olmayan bir sırrı kalbimde taşımak kudretinde olmayan bir adamım Çünkü ben, bir halk adamıyım Ben düşündüklerimi daima halkın önünde söylemeliyim Yanlışım varsa halk beni yalanlar Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni yalanladığını görmedim




Ben, ancak daha iyisini yapabildiğim şeyi tahrip edebilirim; yapamayacağım şeyi de tahrip edemem




Ben o adamım ki ordunun memleketi, milleti muhakkak bir neticeye götürebileceği noktalarda emir veririm Fakat ilim ve bilhassa sosyal ilim sahasına dahil işlerde ben emir vermem Bu alanda, isterim ki bana bilginler doğru yolu göstersinler Onun için, siz kendi ilminize, kültürünüze güveniyorsanız, bana söyleyiniz Sosyal ilmin güzel yönlerini gösteriniz, ben takip edeyim




Ben, sadece evlenmek için evlenmek istemiyorum Vatanımızda yeni bir aile hayatı yaratmak için önce kendim örnek olmalıyım Kadın böyle umacı gibi kalır mı?




Hayat kısadır Bunu kutlama ve taçlandırma için, insanların genellikle makul gördükleri vasıta evliliktir Bu umumî kurala uymayanlar, pek sınırlı ve müstesnadırlar Bu istisnaları oluşturanlar da, esas kuralın fenalığından değil ve fakat tersine bu güzel kurala inanmadan kendilerini meneden sebeplerin mahkûmu olduklarından, belki evlenmiş olmaktan korktuklarından fazla bedbaht olanlardır, inkâr edilmez bir gerçektir ki insanlar, hayat, kadınsız olamaz Evli olanlar, hayatın vazgeçilmezini temin etmiş ve bütün düşünce ve isteklerini bir maksat, bir meslek, bir amaca yöneltmiş olur Ancak talih, eşlerin ruh ve kalplerini iyi geçindirsin!




Eşini mesut edebilecek herkes evlenmelidir, çoluk-çocuk sahibi olmalıdır Bana bakmayınız; bu meselede örnek İsmet Paşa'dır Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir Buna rağmen tecrübesini yaptım Sonradan anladım ki bu iş benim başarabileceğim iş değilmiş




(Bursa'da kendisini karşılayan çocuklara söylemiştir):

Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!








Birçok zaferler kazandım Fakat, bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum




Ben, muharebelerde dahi düşmanın üzerinde bir kin duymam; yalnız askerlik kurallarının tatbikini düşünürüm




Ben başkalarının yaptığı ilkelere değil, ancak kendi ilkelerime uyarım




Benim gözümde hiçbir şey yoktur; ben yalnız liyakat âşığıyım




Hiçbir zaman şahsî gücenikliklerimi, birtakım olumsuz girişimlerle tatmine kalkmak adîliğine tenezzül etmem




Benim müstesna olduğuma dair bir kanım yoktur




Ben ölürsem soylu milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim; bununla gönlüm rahat!



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.