İlk Türkiye - Rusya Antlaşması

17 asrın sonlarına kadar Çarlık Rusyası ikinci derece bir devlet sayılırdı Bu sebeple Devlet-i Aliyye, Rusya ile sulh müzakerelerine bile tenezzül etmezdi Bu tip münasebetlerde, daima Kırım Hanlığı muhatap olurdu Osmanlılar'a tabi olan Kırım'a vergi ödeyen Rus elçileri, onların muvafakati olmadan İstanbul'a ayak basamazlardı Veziriazam huzuruna kabul edildikleri taktirde, oturamazlardı


Devleti Aliyye, Rusların sulh müzakerelerini dinlemeye bile tenezzül etmez "Gidin derdinizi Giray'a anlatın" deyip, Bahçesaray'a (Kırım Hanlığına) yollarlar


Kara Mustafa Paşanın Rusya Seferi devam ederken Çar Feodor muhatap arar Kırımlılarla muahedenin şartlarını kararlaştırırlar Elçiler, Dersaadetin onayını almak için İstanbul'a gelmeyi arzularlar Kara Mustafa Paşa onları kabul eder Ruslar, Sultan 4 Mehmed Han'ın av merakını bildikleri için binlerce emsalsız kürk, mors balığı dişi ve şahinlerle gelir ama padişahtan istediklerini koparamazlar


Mehmed Han tek cümleyle: "Çar'ınıza söyleyin, Kırım Hanımızın haracını muntazam ödesin, sulh şartlarına uymazsa cezasız kalmaz bilmiş ola!"


Ruslar bu sert tavra bile çok sevinir iyi ya da kötü muhatap alındıkları için adeta takla atarlar Osmanlı ilk kez Ruslara imza bahşeder ki tarihçiler onu "Edirne Muahedesi" diye anar