Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gerçekleri, sultan, vahdettin

Sultan Vahdettin Gerçekleri

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan Vahdettin Gerçekleri



Sultan Vahdettin - Padişah Vahdettin - Vahdettin Ne Zaman Öldü - Vahdettin Nasıl Öldü

Zaman Gazetesi yazarı Mustafa Armağan Sultan Vahdettin ’le ilgili gizli Meclis oturumlarında Atatürk’ün sözlerini kaynak göstererek, Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak’ın Vahdettin ’i savunduklarını öne sürdü


Zaman Gazetesi yazarı Mustafa Armağan bugünkü yazısında, bazı belgeler öne sürerek, Mustafa Kemal ve Fevzi Paşa’ların, Vahdettin’in hainlik olarak görülen kararlarının nasıl normal karşıladıklarını kaleme aldı


İşte Mustafa Armağan’ın bugünkü yazısında kaleme aldığı çarpıcı değerlendirmeler:


Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak, Vahdettin’i işte böyle savunmuşlardı


27 Nisan 2007 muhtırasından birkaç saat sonra “tskmiltr” uzantılı bir siteden bana hem muhtıranın metni gönderiliyor, hem de “Ne mutlu Türküm diyene” demeyenin Cumhuriyetin en büyük düşmanı olduğu hatırlatılıyordu


Düşündüm: Bu e-mail bana neden gönderilmişti? Seni fişledik, diyorlar ve rahatsızlık duydukları konularda yazmamamı istiyorlardı Evet, tehdit!


Herşeyden önce tarih muhtırayla yazılmaz veya engellenemez Bir tarihçiyi susturmanın yolu, muhtıra vermekten değil, karşı belge sunmaktan geçer


Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in 19 Mayıs 2011 günü alternatif tarih yazılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğini ve yazdıklarımızı ‘ibret’ ve ‘esef’le izlediğini öğrendik İşin ilginç boyutu, bir çok kaynaktan muhtıranın şahsıma karşı verildiği dedikodusunu işitmem oldu (Hatta Hilal Kaplan “Yeni Şafak”taki köşesinde bunu açıkça yazdı)


Yine düşündüm: Nedendi bu korku? Sonuçta bir araştırmacı, belgeleri kullanarak bir yoruma varıyor Diyor ki: Vahdettin’in hain olduğu tezi bir iftiradır (Üstelik bunu birazdan göreceğimiz gibi Mustafa Kemal Paşa da dile getirmiştir) Peki bu, yüksek askerî bürokrasiyi niye tedirgin eder? Vahdettin’in hain olmadığı ortaya çıkarsa meşruiyetlerini mi yitirirler?


Genelkurmay bu çıkışı yapınca sivil uzantıları devreye girdi ve “Vahdettin’in hain olmadığını söylemek zor görünüyor” türünden yazılar döktürdüler Aşağıda resmi belgelere dayanarak TBMM açıldıktan sonra dahi Mustafa Kemal ve Fevzi Paşaların Vahdettin ve İstanbul hükümetinin şimdi hainlik olarak görülen karar ve eylemlerini nasıl normal karşıladıklarını göreceğiz


Bakın, 24 Nisan 1920 tarihli gizli oturumda Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa ne demiş (sadeleştirip kısaltıyorum, tam metni “Gizli Celse Zabıtları”, c I, s 9′da):


“Kutsal Halifemiz efendimiz hazretleri namazı eda etmek için camiye gittikleri zaman dahi İngiliz askeri tarafından götürülüyor Bu acı şartlara düşmüş olan Padişahımızla özel temas da mümkün olamaz Bu temastan millet bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, hilafet ve saltanat makamının bağımsız ve korunmuş olmasını vicdani bir emel saymıştır Bunun için burada çalışıyoruz ve çalışacağız Müslümanların Halifesinin bundan başka bir şey düşünmesine imkan tasavvur ediyor musunuz? Ben şahsen hiçbir şey düşünmem Zat-ı şahanenin ağzından işitsem bunun zorlama ve baskı altında olduğuna hükmederim


Ne deniliyor bu konuşmada? 1) Padişah İngilizler tarafından sıkı sıkıya kontrol ediliyor; 2) Onunla özel temas kurmak mümkün değil; 3) Millet bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve Halife ve Padişahın bağımsızlığını istiyor; 4) Padişahın da bunları istediğinden şüphemiz yok; 5) Padişah kendi ağzıyla bana bunun aksini söylese dahi bunun ona baskı ve zorla söylettirildiğine inanırım


Devam edelim M Kemal’in sözlerini okumaya:


“Daha dün okuduğumuz iftiradan ibaret olan fetva hepinizin malumudur Özgürlüğüne sahip olan bir Halife böyle fetva verdirir mi? Hepinizin bildiği gibi, hükümetin gönderdiği emirler yoruma muhtaçtır Savaş Bakanı Fevzi Paşa namus, şeref ve haysiyetinden şüphe etmeyeceğimiz bir arkadaşımızdır Bize gönderdiği bir emirde “İngilizlere saygı göstereceksiniz, emirlerini dinleyeceksiniz, böyle hareket etmezseniz mahvolacağız” diyordu Bazı zayıf düşünceli kişiler muhtemelen tereddüde düşüyorlardı Fakat biz bunun düşman tarafından not edildiğine hükmettik Yaveriyle haber gönderdi, “Aman, Fevzi Paşa süngü altında, o emre önem vermeyin” diye İstanbul’un acı baskısı altında biz dahi olsak, insanız, işitildiği takdirde mahvımıza sebep olacak bir sözü nasıl söyleyebiliriz?”


Bu paragraf bize şunları söylüyor: 1) Şeyhülislam Dürrizade’nin 10 Nisan tarihli fetvası için Mustafa Kemal “iftira” diyor, bağımsızlığı olan bir padişah böyle fetva verdirir mi diye de ekliyor; 2) İstanbul hükümetinin gönderdiği emirler yoruma muhtaçtır Zira baskı altındadır; 3) Fevzi Çakmak’ın Milli Mücadele aleyhindeki emirleri İngiliz süngüsü altında yazılmıştır; 4) Biz de İstanbul’da bulunmuş olsak, başka türlü davranamazdık


Güzel Demek Dürrizade fetvasına Atatürk “iftira” diyormuş İyi ama aynı fetva İstanbul’un hain kaynadığının resmi diye sunulmuyor mu bize? Peki “Ben dahi olsam İstanbul’da farklı davranamazdım” diyen bir Mustafa Kemal’i bu resmin neresine oturtacağız?


Bunları düşünedurun, Fevzi Paşa’nın Ankara’ya gelişi üzerine Meclis’te Mustafa Kemal’in ısrarıyla yaptığı konuşmayı açıyorum Dikkat edin, Mustafa Kemal, Fevzi Paşa’yı Vahdettin’in zatından, çevresinden, yakınından bilgi vermek üzere Meclis kürsüsüne çağırır O da Padişahın “fevkalade heyecanlı” göründüğünü, İngilizlerin işgali üzerine Cuma namazına gelmek istemediğini, ancak dinî bir görevi bırakmak uygun olmayacağı için geldiğini, “Enkazın altında ezildik” diye yüreğinin kan dolduğunu söylediğini aktarır


Sultan Vahdettin ertesi günkü buluşmalarında Fevzi Paşa’ya birkaç defa ısrarla “Aman, Anadolu ile irtibatı temin ediniz” emrini vermiş, bunun üzerine Fevzi Paşa, Mustafa Kemal’in konuşmasında adı geçen yaverini Anadolu’ya gönderip “kolordularla irtibatı temin edince” Padişahın “fevkalade memnun oldu”ğunu sözlerine eklemiştir Fevzi Paşa, Padişahın baskı altında olduğunu vurguladıktan sonra sözü şu meşhur fetvaya getirir:


“İngilizler “Fetvayı veriniz” diye tazyik ettiler Nihayet o fetvayı aldılar Bildiğiniz gibi o fetva İngiliz süngüsüyle alınmış, İslamı sinesinden birbirine düşürmek için Milletin gerçeği görme duygusu, ümid ederim ki, bu fetvadaki fecaati görecek ve bunun önemini sıfıra indirecektir


Bu sözün ardından Meclisten yükselen “Şüphesiz” sesleri, 1920 Nisan’ında Ankara’da Dürrizade Fetvasının kimse tarafından ciddiye alınmadığını gösteren en büyük delildir Ancak zaman gelecek, o tarihte ciddiye alınmayan fetva yüzünden Vahdettin de, Şeyhülislam da, bütün İstanbul hükümetleri de hain ilan edilecekti Öbür yandan, Mustafa Kemal’in “Ben de Ankara’da olsam farklı davranamazdım” sözleri o gün bu gündür tutanaklardan ucu yanmış bir mektup gibi tütmektedir


Ne dersiniz, Fevzi Çakmak’ın “milletin gerçeği görme duygusu” bu fetvayı sonunda sıfıra indirebilecek mi?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.