07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
2500 Yıl Sonra Arkeolojik Kazı Yapılsa
Arkelolojik kazılar - tarihte yapılan kazılar - tarih ve arkeoloji
2500 yıl sonra arkeolojik kazı yapılsa geleceğin insanları bizden neler bulurdu?
Diyelim ki arkeologlar bugünden 2500 yıl sonra, örneğin Olimpiyat oyunlarının gerçekleştirildiği Atina, Münih, Moskova veya Atlanta gibi kentlerde kazı yapıyorlar Acaba bu kentlerde neler bulabilirler? İşte hoşgeldiniz yeni bilim dalı "Spekülatif veya Kurgusal Arkeoloji"ye!
Kazı alanında bir heyecan çığlığı yükseliyor Kazma, küreği bir kenara fırlatan arkeolog, toprağı elleriyle eşeliyor ve bulduğu objeyi bir zafer nidasıyla havaya kaldırıyor Sansasyonel buluntu, küçük bir şişe! Matlaşmış olsa da buluntu eksiksiz ve çok da güzel bir biçimi var Şanslı arkeolog parmaklarını şişenin üzerinde gezdirirken gururlu
Atina İ S 4500 O tarihte kavurucu sıcakların mı yoksa dondurucu soğukların mı hüküm süreceğini ya da insanların veya başka varlıkların bulunup bulunmayacağını bilmiyoruz
İşte tam da bu bilinmez, 2004 Olimpiyat oyunlardan sonra ortaya atılan bilim dalının temelini oluşturmakta: Kurgusal veya Spekülatif Arkeoloji Bu bilim dalının yanıtlayacağı sorular şunlar:
2500 yıl sonra Atina, Münih, Moskova veya Atlanta gibi günümüz Olimpiyat kentlerini kazacak olan arkeologlar neler bulacaklar? Zamana direnebilenler neler olacak?
Mesela Coca Cola şişesi mi?
Sansasyonel buluntuyu bugün tanımlamak çok kolay: Olimpiyat oyunlarının ana sponsoru olan Coca Cola firmasının şişesi Şişenin içindeki kahverengi gazoz çoktan toprağa karışıp yok olmuş tabii ve metal kapak da topraktaki nemin etkisiyle paslanmış
Cam şişe insanoğlunun ürettiği en kalıcı maddelerden biri Spekülatif arkeolojinin bu açıklaması bilimsel uzmanlığa dayanıyor Almanya’daki RWTH Aachen Cam Restorasyonu Merkezi profesörü Reinhard Conradt, cam en azından havayla temas ettiğinde güzelliğinden hiçbir şey yitirmez diyor Binlerce yıl cam için hiçbir şey ifade etmez
Camın kimyasal dayanırlığı muazzam Yüzeyi matlaşsa da biçimi bozulmaz Ancak mimaride kullanılan birleşik camlar çabucak eskiyebilirler Suyu emen folyolar genişleyip camı çatlatıyor Modern spor salonlarından geleceğin arkeologları sadece cam kırıkları bulacaklardır
Cam olsa dayanır
Camın ne şekilde eskidiğini binlerce yıllık cam buluntulardan biliyoruz Mesela Atinalı sporcuların bedenlerini yağlamak için kullandıkları cam yağdanlıklar Bunlar bugün mavimsi bir ışıltı yansıtırlar ama biçimleri bozulmamıştır Yoksul sporcular yağlarını tunç kaplarda saklıyorlardı Sporcuların bedenlerindeki yağlı kiri kazıdıkları tunç kazıma aletleri de koruna gelmiştir
Bu durum Olimpiyatlarda üçüncülük ödülünü alanlar için umutlandırıcıdır Madalyaları bin yıllar boyu dayanacaktır Ama ikinciler ve birinciler daha şanslı Gümüş, zamanla aşınsa da sülfid tabakası içinde kalanı korur
Altın en dayanıklı metaldir Demek ki birincilik elde eden haltercilerimizin altın madalyaları binlerce yıl sonra arkeologları büyüleyecektir
Ayrıca 2500 yıl sonra iskeletleri bulunduğunda özellikle de kol ve kemik küreklerinden onların hangi spor dalıyla uğraştıkları da anlaşılacaktır
Plastikler sorun
Fakat sporcuların doping yaptıkları saptanamayacak Anabolik maddeler ve diğer güçlendirici kimyasallar o zamana kadar havada çözülmüş ya da yağmurla yıkanmış olacaktır Spekülatif arkeolojiyi en fazla meşgul edecek malzemeler plastiklerdir
Plastikler, birkaç yüzyıl sonraki arkeoloji için de büyük sorunlar oluşturacaktır Müze uzmanları polimerlerin canlı kimyası konusunda uyarırlarken, Unesco da uzun vadede çözülmeyecek plastiklerin listesini hazırladı
Örneğin 1968 Mexico City Olimpiyatlarında 8,90m uzağa atlayan Bob Beamon’un şampiyonluk ayakkabısını ele alalım Tri-Iso- Octylphtalate (Tri-Iso oktilftalat) gibi yumuşatıcılar bakterilerce yenileceği için ayakkabı dağılacaktır
Sadece polyester bağcıklar uzun süre dayanır ama güneş ışını eninde sonunda onları da yok eder Beamon’un rekor ayakkabılarından en geç 500 yıl sonra hiçbir eser kalmayacaktır
En çabuk yokolacak
En çabuk çözülecek plastikler için Münih Olimpiyat stadyumunun çadırı andıran çatısı en iyi örnektir Yaklaşık 75 000 metrekarelik bir alanı kaplayan çelik iskeletin üzeri polimetril akrilattan (Polymethacrylate) oluşan pleksiglas levhalarla örtülüdür
UV ışığı yüzeye işleyince en üstteki tabaka parlaklığını yitirir ve birkaç yıl sonra bulaşık makinesinde yıkanan plastik bardağa benzer
Olimpiyat stadyumunun çatısındaki kaplamalar 1998 yılında henüz 26 yıllıkken değiştirilmek zorunda kalınmıştı
Stadyum yıkıldıktan sonra çok daha çabuk bozulacaktır Çünkü humusun içinde kaynayan humin ve asetik asit pleksiglasa işleyecektir Münih stadyumundan en sonunda sadece havaya karışacak olan metan kalacaktır Hatta çürümüş malzeme ve karbon gövdelerden hiç kimse bunların bir zaman arkilik çatıyı oluşturduklarını anlamayacak diyor Potsdam-Golm Fraunhofer Polimer Araştırmaları Enstitüsü’nden Gerald Rafler
Sadece karanlık ortamda bulunan PVC’nin geleceğe olabilir Peki Olimpiyat stadyumundan geriye ne kalacak dersiniz? Tabii ki su boruları!
Atina’nın çelikleri
Münih stadyumundaki bilek kalınlığındaki taşıyıcı telleri zamana yenik kılacak olan korozyondur Delikler ve dökülmeler adi metalleri dağıtırlar
Ama eğer dünya iklimi önümüzdeki 2500 yıl içinde değişmeyecek olursa Atina Olimpiyat stadyumunun parlak çelik çatısının hayatta kalma şansı var Nemli iklim ve asitli toprak adi metalleri acımasızca oksitleştirmekte
Bu koşucuların parlak dökme demirli alüminyum start blokları ve çelik boru zafer basamakları için de geçerli Ama V4A gibi paslanmaz ve asit içerikli değerli metaller dayanabilir Ardıllarımız yüzücülerin klorlu sudan etkilenmeyen paslanmaz çelik start blokların hayretle incelerken bunların ne olabileceği konusunda kafa patlatacaklardır
Ama sporcuların titan kemik protezlerine çok daha fazla şaşıracaklardır Uzmanlar titanın uzun bir arkeolojik geleceği olduğunu söylüyorlar
Beton, 2500 yıl dayanır
Paslanan metaller betonun da dağılmasına sebep olur Mineral toz, kum ve birleştirici maddeyle üretilen yapay taş aslında hiçbir zaman harap olmaz İyi işlendiğinde beton 2500 yıl dayanır Eski Romalılar bile betonla inşa etmişlerdi Teknik "Opus caementitium" olarak bilinirdi Roma betonu bugüne kadar koruna gelmiştir
Çağdaş Olimpiyat stadyumlarındaki betonun da bin yıllar boyu dayanabileceğini söylüyor Müller Sadece kötü beton tıpkı kum taşı gibi yavaş yavaş dağılır
Fakat günümüzdeki mimarlar çelik betonla çalışıyorlar Çelik örgüsü betonu esneklik kazandırdığı gibi ağırlığın etkisiyle kırılmasını da önlemekte
Çelik betondan spor salonları, köprüler, yollar, temeller ve Olimpiyat köyleri inşa edilmekte Aslında beton çeliğin korozyona uğramasını engelleyebilir fakat gözenekli olduğu için içeri sızan nem ve CO2 çelik gövdeye işler
Kemikler titandandı!
Bunlara aşırı kullanıma bağlı eskime de eklendiğinde beton binalar kısa sürede harap olur Yollar, köprüler ve binalar aşırı soğuğun etkisiyle çatlar ve eninde sonunda moloz haline gelir
Sadece çok büyük yapılarda nem ve diğer hasar verici etkenler çeliğe işlemez Arena ve stadyumların beton yapıları belki kayalar gibi aşınacaklarsa da biçimlerini koruyacaklardır
Ya da Münih Olimpiyat stadyumundaki çatının tel halatlarını tutan dev ayaklar Yedi katlı binanın büyüklüğündeki muazzam temeller zamanla yarışa girebilirler
Ve kim bilir ardıllarımız Olimpiyat stadyumundan kalanları bulduklarında şöyle diyebilirler:
"Binlerce yıl önceki atalarımız Tanrıları için dev yapay taşlar üretmişler Bu kadar çok su boruları kullandıklarına bakılırsa son derece temiz olmalıydılar Üzerlerinde el yazısı bulunan küçük şişelerde kutsal sıvılarını saklamışlardı Ve bazı insanların kemikleri titandandı!"
|
|
|