|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
abdulazizden, efendimize, mektup, resulullah, sav, sultan |
![]() |
Sultan Abdulaziz'den Resulullah (S.A.V.) Efendimize Mektup.... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sultan Abdulaziz'den Resulullah (S.A.V.) Efendimize Mektup....![]() Yavuz’dan sonra Mısır’a giden Padişah Sultan Abdülaziz’in Rasulullah’a yolladığı mektub ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Sultanları’nın manevi veçheleri üzerine söylenecek çok söz var ![]() ![]() ![]() Bunların çoğundan bir şekilde haberdarız ama Osmanlı Sultanlarının Avrupa’ya, Almanya, Avusturya ve Macaristan’a seyahatlerde bulunan, Yavuz’dan sonra Mısır’a giden Padişah Sultan Abdülaziz’in Rasulullah’a bir mektup yazdığından çoğumuzun haberi yoktu… Doğrusu Avrupa’yla ilişkilere çok önem veren, resim, güzel sanatlar, müzik ve askeri alandaki değişim adımlarıyla dikkati çeken Sultan Aziz’in son derece sadakat kokan böyle bir mektubu kaleme almış olması da şaşırtıcıdır ![]() Evet, mektup Rasulullah’ın maneviyatına ithafen yazılmış ![]() Oldukça hürmet, ta’zim ve ağdalı bir dili olan bu mektupta Sultan Abdülaziz’in manevi cephesi açıkça görülüyor ![]() Mektubun içeriğine değinmeden Kutsal emanetlerle ilgili bazı detaylar vermek doğru olacak sanıyorum… *** Yavuz’un Doğu Seferinden sonra Osmanlı’nın “hizmetine” geçen Kutsal belde Mekke ve Medine, o günden 1920’li yıllara kadar Osmanlı’nın; bakım, onarım ve hizmeti altındaydı ![]() ![]() ![]() Osmanlı Padişahları için Surre Alayı göndermek, karşılamak ayrı bir önem taşırdı ![]() ![]() Kutsal emanetlerin İstanbul’a nakli ise Medine’nin işgalinden sonra Fahrettin Paşa’nın eliyle olmuştur ![]() ![]() Ancak burada önemli bir ayrıntıyı sizinle paylaşmama izin veriniz ![]() İngiliz donanması İstanbul’a girdiğinde, İstanbul sokaklarında İngiliz bayrakları, askerleri görünmeye başlayınca Sultan Reşad’ın talimatıyla Kutsal emanetlerin güvenli bölge olarak Konya’ya nakli kararlaştırılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yaklaşımda gösteriyor ki Osmanlı’nın kutsal emanetler konusundaki hassasiyeti oldukça üst noktadadır ![]() *** Gelelim Sultan Abdülaziz’in Resulullah’a yazdığı o mektuba… Mektubun orijinal hali bugün Topkapı Sarayındadır ![]() ![]() ![]() Mektupta Hazreti peygambere ümmet, Mekke ve Medine’ye hadim (hizmetçi) olmak şerefine kavuştuğunu belirten Sultan Aziz, mektubuna Besmele ve Salat-u selamla başlıyor ![]() ![]() Mektup o kadar nazik bir dille kaleme alınmış ki Osmanlıca’nın leziz ve mütevazi üslubu tümüyle yansımıştır ![]() ![]() Sultan’ın Kendisini tarif eden cümleleri mektuptan aktarmama izin verin: “İşbu mücrim-ü asi ve her bir karı asi Abdulaziz Han bin Mahmud Han Gazi ümmetini nezd-i risaletpenahinizde cürm-i isyani hesab olunacağını munkır ve mu’terif olarak der-i merhamet medarınıza arzuhal-i pür melal takdimine cür’et eyledim…” Bu nasıl bir hürmet, nasıl bir tazimdir… Diyor ki Sultan Aziz, “Ben ki Mahmud han oğlu; günahkar, isyankar Abdulazizim ![]() ![]() Ve günahkar ve mücrim haliyle böyle bir mektubu kaleme almaya cüret ettiği için tekrar tekrar özür diliyor ve; “Ene’l abdul müznibüd daif el muhtacu ila fuyuzatı meliki’l latif el muncı ve’lmunteci ila ra’feti’r rauf ![]() *** Müminlerin hizmetkarı, sorumlusu, halifesinden, Müminlerin Emiri, Rasulullah’a yazılan bu mektup baştan sonra bir sadakat, samimiyet ve iltifat kokusu yayıyor ![]() ![]() Ruhun Şad olsun Ey Ceddi ! ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|