Anadolu Selçukluda Divan Teşkilatı |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu Selçukluda Divan TeşkilatıAnadolu Selçuklu Divanı - Divan Teşkilatının görevleri - Anadolu Selçukluda Divan Teşkilatının Görevleri ANADOLU SELÇUKLU’DA DİVAN TEŞKİLÂTI Anadolu Selçuklulari'nda devlet islerinin görüsülüp karara baglandigi Divân-i a'lâ'nin (Divân-i âlî, divân-i saltanat) baskani vezirdir Devlet idaresinde birinci derecede rol oynayan divân-i a'lâ'nin diger üyeleri sunlardir: Naib-i saltanat, beylerbeyi, tugrâî, atabeg, pervâne, âriz, müstevfî ve müsrif-i memâlik Divana gelen meseleler vezirin baskanliginda müzakere edilir ve alinan kararlar vezirin saginda ve solunda oturan münsîler (divân kâtipleri) tarafindan defâtir-i dîvan-i a'lâ'ya islenirdi Divan kararlari Fahreddin Ali'nin vezirligine kadar Arapça yazilirdi Daha sonra Farsça yazilmaya baslandi Divana gelen bazi meseleler önce ilgili divanlara havale edilir ve onlarin yaptigi inceleme ve hazirladigi raporlar daha sonra divân-i a'lâda görüsülüp nihaî karara baglanirdi Divanda tercümanlar da görev alir ve yabanci devletlere gönderilecek yazilari kaleme alir ve gerektiginde tercümanlik da yaparlardi I Alaeddin Keykubad zamaninda divanda dört münsî ile iki tercüman vardi DIVAN-I A'LÂ'NIN ÜYELERI a Naib-i saltanat: Büyük Selçuklu devlet teskilâtinda rastlamadigimiz bu makam muhtemelen Eyyubî devlet teskilâti örnek alinarak ihdas edilmistir Önemli devlet adamlari ve kumandanlar arasindan seçilen naib-i saltanat sultanin merkezde bulunmadigi zamanlarda ona vekâleten devlet islerini yürütürdü Kendilerine naib-i saltanat olduklarinin alameti olarak bir altin kiliç verilirdi Naibü'l-hazre de denilen bu görevli baslangiçta sadece sultan tarafindan tayin edildigi halde ülke Mogol tahakkümüne maruz kaldiktan sonra Ilhanli hükümdarinin onayini alan vezirlerin de bazi sahislari bu makama getirdikleri görülmektedir Fahreddin Ali vezir olduktan sonra Emînüddin Mikâil'i nâib-i saltanat tayin etmisti Ayrica Mogol istilâsi sirasinda Ilhanli hükümdarlarinin sultanin naibinden ayri olarak bizzat kendilerinin de naib tayin ettikleri anlasilmaktadir Fahreddin Ali'nin ölümünden sonra Mücirüddin Emirsah, Argun Han'in buyruguyla Naib-i saltanat olarak görevlendirilmistir Bazan ayni sahis hem Anadolu Selçuklu sultaninin hem de Ilhanli hükümdarinin naibi olarak hizmet ederdi Meselâ Semseddin Isfahânî hem Selçuklu sultani hem de Batu Han tarafindan naib-i saltanat olarak görevlendirilmisti Bu görevde bulunan bazi devlet adamlari sunlardir: Celâleddin Karatay, Sücâeddin Abdurrahman, Nizâmeddin Hursid, Fahreddin Ali, Emirü'd-din Mikâil, Mücirüddin Emir Sah, Cemaleddin, Mehmed Pervâne ve Kemaleddin Tiflisî b Beylerbeyi: Anadolu Selçuklu devlet teskilâtinda nüfuz bakimindan en önde gelen görevlilerden biridir Emirü'l-ümerâ ve melikü'l-ümerâ da denilen beylerbeyi ordunun bas kumandani olmasi sebebiyle divanda sözü geçerdi Zaman zaman hükümdarlarin bile onlardan çekindigi hatta komplo hazirlayarak onlari bertaraf ettigi görülmektedir Merkezdeki beylerbeyinden farkli olarak uçlarda görev yapan askerlerin basinda da uc beylerbeyi denilen bir emîr bulunurdu Meselâ Hüsameddin Çoban Kastamonu'da uç beylerbeyi olarak görev yapmistir Bir baska uc beylerbeyi de Seyfeddin Kizil'dir II Giyaseddin devrinin nüfuzlu devlet adami olan Sadeddin Köpek de Samsat seferi sirasinda Melikü'l-ümerâ unvanini almisti Samsat kalesini aldiktan sonra gücü bir kat daha artan Sadeddin Köpek kendinden önce beylerbeyi olan Kemaleddin Kâmyâr'i tevkif ettirerek muhtemelen bu görevi de kendisi üstlenmistir Beylerbeyi olarak görev yapan bazi devlet adamlari söyle siralanabilir Seyfeddin Ayaba, Semseddin Has Oguz, Serefüddin Mahmud, Sirâceddin, Kemaleddin Kâmyâr, Seyfeddin Torumtay, Serefüddin Mesud, Azîzüddin c Tugrâî: Devletin iç ve dis her çesit yazismalarini idare eden mensûr, berât, name ve muahedeleri kaleme alan, ferman ve mensûrlara sultanin alâmet ve tugrâsini çekmekle görevli olan Tugrâî Divan-i insâ ve tugrânin reisidir Iyi tahsil görmüs, Arapça ve Farsça'ya vakif kalem erbabindan seçilirdi Anadolu Selçuklulari'nda divân-i insâ, divân-i arzdan sonra gelirdi Meselâ I Izzeddin Keykâvus zamaninda (1211-1220) Semseddin Taber divân-i insâ reisi iken daha sonra emîr-i âriz-i memâlik-i Rûm tayin edilmistir d Atabeg: Büyük Selçuklu Devleti'nde oldugu gibi Anadolu Selçuklulari'nda da atabeglik müessesesi mevcuttu Sehzâdeleri iyi bir devlet adami olarak yetistirmekle görevli olan atabegler (lalalar) güvenilir ve nüfuzlu kumandanlar arasinda seçilirdi Sehzadeler atabegin gözetiminde "melik" unvaniyla her hangi bir vilayetin idaresine memur edilirlerdi Ancak daha sonra sehzadelerin egitiminden sorumlu atabeglerin yaninda baskentte sultanin yaninda ona müsavirlik eden bir atabeg daha tayin edilmeye baslanmistir Bu atabegler divan üyesi olarak müzakerelere istirak ederlerdi Bu konuyla ilgili bir fermanda bütün devlet erkâninin önemli konularda hükümdarin atabegiyle istisâre etmesi emredilmektedir Atabeglerin Anadolu Selçuklu devletine büyük hizmetleri olmustur Bunlarin basinda da Semseddin Altunaba ile Celaleddin Karatay gelir Arslan ve II Alaeddin Keykubâd ile müsterek hakimiyetin basladigi 1249 yilina kadar yürüttügü naib-i saltanat görevini birakarak atabeg-i Rûm unvaniyla atabeglik görevini üstlenmis ve 1254'te ölümüne kadar bu makamda kalmis devletin birlik ve bütünlügünü korumus, sehzadeler arasinda geçimsizlige ve ihtirasli devlet adamlarinin faaliyetlerine mani olmustur e Pervâne: Arazi tevcihatiyla ilgili defterleri tutmak, iktalara ait mensurlari hazirlamak ve istihbarat faaliyetlerini yürütmekle görevli olan pervane de divân-i a'lâ'nin üyesiydi Sultanlar pervaneleri bu görevleri disinda siyasî ve askerî iliskileri yürütmekle de görevlendirebilirlerdi Meselâ Muineddin Süleyman Pervâne IV Kiliç Arslan tarafindan Mogollara elçi olarak, II Alaeddin Keykubad da Erzincan'li Kadi Serefüddin'in oglu Taceddin'i Diyarbekir'i zaptetmek üzere görevlendirmisti Anadolu Selçuklulari tarihinde Muineddin Süleyman Pervane'nin ayri bir yeri vardir Mogol tahakkümü sirasinda sultani da asarak bütün yetkileri elinde toplayan Muineddin Süleyman sahsî kabiliyeti sayesinde hem Ilhanlilar hem de Memlûklülerle iyi iliskiler kurmus ve bir devre adini vermistir f Âriz: Büyük Selçuklu Devleti'nde oldugu gibi ordunun her türlü ihtiyacini karsilamak ve askerlerin maaslarini dagitmakla görevli olan Divân-i arz'in baskanidir Ancak ordunun sevk ve idaresine müdahale etmezdi Bu görev daha önce geçtigi gibi beylerbeyinindi g Müstevfî: Büyük Selçuklular'da da gördügümüz divân-i istifâ devletin bütün malî islerini yürütmekle görevli olup divan baskanina müstevfî veya sahib-i divân-i istifâ denilir Sultan tarafindan tayin edilen müstevfî vergi tarh ve tahakkukunda çok dikkatli davranmali, halktan haksiz vergi alinmasina mani olmalidir Tayin ettigi amillerin adil ve mutemet olmasina dikkat etmeli, halkin sikâyetlrini arzetmesi için kapisini daima açik bulundurmalidir Mogol istilâsi sirasinda müstevfîleri Ilhanli hükümdarlari tayin etmeye baslamistir Mecdüddin Muhammed b Hasan'in divân-i istifâ baskanligina tayiniyle bir mensurda onun bütün vergileri toplamasi, divan görevlilerini bos birakmamasi, nedimlerin sözlerine itibar etmemesi ve devlet gelirlerinin zorbalarin elinde telef olmamasina özen göstermesi istenmektedir Bir baska mensûrda da divân-i istîfa'nin saltanatin diregi oldugu ifade edilmekte ve mâlî islerin isbilir (kârdâr) ve güvenilir kisilere verilmesi, tuzlalarda liyakatli âmillerin görevlendirilmesi emredimektedir h Müsrif: Devletin malî ve idarî faaliyetlerini denetleyen divan-i isrâfin reisidir Müsrif kendisine bagli memurlari vasitasiyla ülkenin her tarafinda hazineye ait mallari tesbit ve defterleri kontrol ettirirdi |
|