Prof. Dr. Sinsi
|
Uluslararası Siyasal Durum 1500 - 1648
Latin Hıristiyanlık dünyası - Siyasal hiyerarşi - Almanya reformu - Felemenk ayaklanması1500-1648 yılları arasındaki dönemde Avrupa politikasında görülen en büyük değişiklik, yerel siyasal birimlerin yetkilerinin, merkezi hükümet temsilcileri tarafından bir bir ellerinden alınması değildi Yönetimin merkezileştirilmesi, önemli bir olay olmakla birlikte, sayısız yerel tartışmalar ve kararlar yoluyla yürütülmüştü
Siyasal hiyerarşinin öteki ucunda görülen, Latin Hıristiyanlık dünyasının iki büyük evrensel kurumunu -papalığı ve İmparatorluğu-Batı ve Orta Avrupa’nın yeni doğmakta olan bölgesel devletlerinin egemenleri karşısında yenik düşüren çatışma, çok daha göze çarpan bir olaydı
Herhangi bir egemen, savaşın gittikçe artan teknik karmaşıklığından, tüm siyasal rakiplerini yenebilecek ya da tüm dinsel sapkınları yere serebilecek bir güç örgütleyebilme yönünde yararlanabilseydi, insanı belirsizlikten ve yanılmadan kurtarabilecek olan eksiksiz bir gerçeğe ulaşma ve onu uygulama yolunda Rönesans rasyonalizmi ve Reform çabası, hem evrensel bir devleti hem de tek bir kilise ülküsünü desteklemek için kullanılabilirdi Kullanılamaması için ortada, hiç değilse kuramda herhangi bir neden yoktu
Böyle bir durum doğmadı Bununla birlikte 1519'da, Habsburglardan V Karl, zaten son derece görkemli olan unvanlarına ve erkine bir de “Kutsal Roma imparatoru” sanını ekleyince, evrensel monarşinin gerçekleşebileceği sanıldı Çünkü talihli bir evlilik bağlantısıyla V Karl, yalnızca ailesinin Avusturya’daki ve Almanya’nın Avusturya’ya yakın bölgelerindeki topraklarını değil, aynı zamanda aşağılardan başlayarak Fransa ve Almanya arasında düzgün olmayan bir şerit biçiminde güneye doğru uzanan Burgonyalıların mirasına da sahip olmuştu Bunlara ek olarak 1516'da, İspanya Krallığı tacının da mirasçısı durumuna geldi
Çok geçmeden bunlara, önce Cortez’in (l 521'de) ve sonra Pizarro’nun(1535'te) Yeni Dünya’nın göz kamaştırıcı hazinelerinin kapılarım açmalarıyla, Avrupalıların hırsla parlayan gözleri önüne serilen yeni, geniş Amerika kıtaları İmparatorluğu da eklendi Bu da yetmezmiş gibi, Karl’ın Avusturya’ya bağlı toprakların yönetilmesiyle görevlendirdiği kardeşi Ferdinand, kayınbiraderi olan Macaristan Kralı büyük bir yenilgiyle sonuçlanan Mohaç savaşında Türkler önünden kaçarken mirasçı bırakmadan ölünce, 1526'da Bohemya ve Macaristan taçlarını ele geçirmişti
Bununla birlikte, Karl’ın düşmanları uyrukları kadar boldu; uyrukları ise hiçbir zaman, uzun süren herhangi bir ortak çabada birleşemediler Bu nedenle İmparatorluğun gücü, Almanya’da bile önce durakladı ve sonra gerilemeye başladı Fakat Karl’ın Kutsal Roma imparatoru olarak (1519'da) taç giymesiyle, ardından gelenlerin Vestefalya Antlaşması’nın (1648'de) yerel Cermen prensi sayılmaları koşulunu ister istemez kabul etmeleri arasında fırtınalı bir dönem geçti
Fransa Kralı ile Osmanlı imparatoru, Habsburgların gücüne karşı sürekli bir düşmanlık beslediler Aralarında yaptıkları 1536 ittifak antlaşması savaş alanında pek seyrek olarak uygulanmışsa da, Fransa’nın En Sofu Kralı’nın her zaman kınanmasına yol açtı Ayrıca Kari, Papalık ile zorlu bir çatışmaya girişti ve askerleri 1527'de Roma’yı yağmaladılar Bununla birlikte İspanyol ordularının ve İspanyol sofuluğunun, İtalya’yı istila ederek Papalık topraklarını ele geçirip Reform karşıtı harekete esin vermeye başladıkları 1560'lardan sonra papalar, Habsburglar ile işbirliği yapmaya başladılar Bunun sonucunda imparatorluk ile Papalık arasında çok güçlü bir ittifak doğdu ve bu ittifakın, daha önce kısa bir süre için Protestanlığı benimseyen hemen tüm Avusturya, Macaristan ve Polonya ülkelerinin yeniden Katolikliğe dönmelerinde etkisi oldu
Ama Almanya’da Reform, yerel prenslerin, imparatorluk gücünün o ya da bu biçimde artırılmasına karşı tutumlarını sertleştirip pekiştirmelerine yol açtı Başlangıçtaki kısa kararsızlık döneminden sonra V Karl, Martin Luther’e ve izleyicilerine karşı olduğunu kesin olarak açıkladı; fakat Fransızlara ve Türklere karşı daha çok İtalya’da ve Akdeniz’de sürdürülen savaşlar onu, olanca gücüyle Luthercile-re yüklenmesine hiçbir zaman olanak vermeyecek kadar uğraştırdı Karl 1556'da, İspanya’yı ve İspanya İmparatorluğu’na bağlı ülkelerle birlikte Burgonya topraklarını oğlu Philip’e vererek, ama Avusturya’yı ve imparator unvanını kardeşi Ferdinand’a bırakarak tahttan çekildi
Mirasın böyle ikiye bölünmesi bile, bölümlerden hiçbirinde kararlı bir siyasal birimin oluşmasına yetmedi Almanya bölünmüş olarak kaldı; Almanya prensleri Habsburg İmparatorluğu’nun tutkularına karşı besledikleri kuşkuyu her zaman canlı tuttular Ferdinand ve ondan sonra gelenler uzun süre ihtiyatlı bir politika izlemişken, II Philip yönetimindeki büyük İspanya devleti, Aşağı Ülkeler’i önce birleştirmek ve sonra da egemenliği altına almak için boş yere uğraşıp durdu
Felemenk ayaklanmasının (1568-1609) başarısı ve İngilizler’in İspanyol Armadası’na karşı 1688'de kazandığı zafer İspanyolları geriletemedi; Avrupa’daki Burgonya topraklarının geri kalan bölümlerini ellerinde tutmalarını, Türkleri Akdeniz’den uzaklaştırırken İtalya’nın çoğu topraklarına egemen olmalarını ve imparatorluklarım Amerika kıtalarının geniş bir bölgesi üzerinde yaymalarını, hatta bir süre için (1580-1640 arasında) Portekiz’i ve Portekiz İmparatorluğu’nu kendi imparatorluklarına katmalarını engelleyemedi
İspanyolların bu üstünlükleri, ancak Philip’in (1598'de) ölümünden sonra sönmeye başladı Fransa, krallık yetkesine başkaldıran Protestanların yenilgisiyle sonuçlanan bir dizi dinsel savaşla uğraşmaktan şaşkına dönmüştü; ama IV Henri çağında (1589-1610 arasında) gene güçlü ve birleşik bir devlet olarak ortaya çıktı O sıralar endüstrisinde görülen duraklama, hatta gerileme İspanya’nın, imparatorluk konumunu sürdürebilmek için gerekli olan ordularını ve donanmalarını donatma olanaklarını azalttı
Bunun sonucunda, Habsburgların önderliği ve Avrupa’da Katolik davasının savunuculuğu ailenin, V Karl’ın kardeşi, Ferdinand’ın soyundan gelen Avusturya dalına geçti Adaşı II Ferdinand (1619-1637 arasında yönetti) öncellerinden çok daha enerjik ve çok daha acımasız bir egemendi Adamları, Katolik restorasyonu adına yerel hakları ve dokunulmazlıkları ortadan kaldırmaya başladılar Sonuç, Bohemya’da (1618'de) patlak veren bir ayaklanmanın, otuz yıl süren, Avrupa’nın çoğu ülkelerini kasıp kavuran şiddetli bir savaşa dönüşmesine yol açacak biçimde körüklenmesi oldu
Protestan ve Katolik öğretiler arasındaki çatışma, tarafları böyle bir savaşa kışkırtacak yolda zehirlemişti; ancak savaşın patlak vermesinde, prenslerle İmparatorluğun çatışan egemenlik savlarının da büyük bir payı vardı Ferdinand’ın birliklerinin savaşı kazanacağı anlaşılınca önce Danimarkalılar, ardından İsveçliler, son olarak da Fransızlar, Habsburg imparatorluk davasının karşısına çıkarak savaşa katıldılar
Almanya’nın birçok bölgesinin canavarca yakılıp yıkılması, her Alman prensinin egemenliğinin tanınması sonucu boş kalıp durumuna düşen imparatorluk unvanını güvenceye alan Vestefalya Barışıyla (1648'de) durduruldu Bu tarihten başlayarak iki yüzyılı aşkın bir süre boyunca Alman sarayları ve hükümetleri, Vestefalya Barışı’ndan gerçekten büyük bir devlet olarak çıkan Fransa’yı taklit eden, ama ona rakip olamayan sayısız yerel yönetici arasında bölünmüş olarak kaldı
alıntı
|