Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atak, nasıldır, panik, tedavisi

Panik Atak Nedir? Tedavisi Nasıldır?

Eski 07-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Panik Atak Nedir? Tedavisi Nasıldır?





Panik Atak nedir? tedavisi nasıldır?

Panik Atak nedir? tedavisi nasıldır?

BELİRTİLERİ NELERDİR?
Göğüs ağrısı yada göğüste sıkışma


çarpıntı, kalbin kuvvetli yada hızlı vurması


Terleme


Nefes darlığı yada boğulur gibi olma


Soluğun kesilmesi


Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek yada bayılacak gibi olma


Uyuşma yada karıncalanma


üşüme, ürperme yada ateş basması


Bulantı yada karın ağrısı


Titreme yada sarsılma


Kendini yada çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme


Kontrolünü kaybetme yada çıldırma korkusu


ölüm korkusu


Bir panik atağında bu belirtilerden en az 4 yada daha fazlası bulunur Dörtten daha az belirtinin görüldüğü ataklara ise kısıtlı panik atağı adı verilir


NEDİR?
Panik bozukluğu, tekrarlayan, beklenmedik panik atakları ve ataklar arasındaki zamanlarda başka panik ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma Panik ataklarının kalp krizi geçirip ölme, kontrolünü yitirip çıldırma yada felç geçirme gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duyma yada ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem alarak (işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek yada içecekleri yiyip içmeme, yanında ilaç, su, *****, çeşitli yiyecekler taşıma gibi ) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır

NASIL OLUŞUR?
İlk atak başlıyor:
Hiçbir neden yokken ve birden bire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı yada baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma yada baygınlık gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır Kişi ‘kalp krizi geçirdiğini yada felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ‘ölüm korkusu ya da ‘felç olma korkusu yaşar Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, ‘kontrolünü kaybetmeye yada ‘çıldırmaya başladığını düşünerek kendisine yada çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise götürülür Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, elektrokardiyografi, tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar ‘hiçbir şeyi yok ya da ‘stresten olmuş derler çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak evine gönderilir

Ataklar tekrarlıyor:
Bir süre sonra panik atakları tekrarlar Hasta, her yeni atak ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve acil servislere taşınmaya başlar Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılır ancak hiçbir şey bulunmaz Hasta, kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından tansiyon ve kalp ilacına, vitamine kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşemez

Beklenti anksiyetesi gelişiyor:
Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar Bu endişeli bekleyişe beklenti anksiyetesi adı verilir Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir

Yoğun ve sürekli üzüntü:
Hastalar, evde kimsenin olmadığı bir zamanda kalp krizi geçirmekten ve hastaneye ulaşamadan ölmekten ya da kontrolünü kaybederek çıldırıp intihar etmekten, kendisine ya da yakınlarına bıçak ve bu gibi bir şeyle zarar vermekten, başkalarının bulunduğu ortamlarda çılgınca ve garip davranışlarda bulunarak rezil olmaktan şiddetle korkar Bu düşüncelerin sürekli aklına gelmesinden dolayı da yoğun bir üzüntü duyarlar

Yoğun davranışlar değişiyor:
Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında gerçekleşeceğine inandıkları felaketler e karşı bazı önlemler almaya ve kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar Ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler Ataklara karşı evden çıkarken ***** / madde/ ilaç / kullanırlar Ataklar sırasında kullanmak üzerede yanlarında ilaç, su, yiyecek vb taşırlar Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar örneğin atak sırasında kontrolünü kaybederek çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem alarak evdeki bütün bıçakları kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları, atak sırasında fenalaşarak kendini yitireceğinden ya da bayılacağından korkan bayan hastaların, baygınken çalınır diye takılarını yanlarına almadıkları, onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi için evinin / eşinin / ailesinin adresini, telefon numarasını, hatta tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini taşıdıkları görülmüştür Bu hastalar, gerektiğinde acil yardımı çabuk alabilmek için bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi tercih ederler

AGORAFOBİ NEDİR?
Hastaların % 60ından fazlası, atakların geleceği yer ve durumlardan kaçınmaya başlarlar Yalnız başına evde kalamaz, sokağa yalnız çıkamaz, otobüs, vapur, deniz otobüsü gibi taşıt araçlarına, asansöre binemez, dar sokak yada köprülerden geçemez, Pazar yeri, büyük mağazalar gibi kalabalık yerlere giremez olurlar Bazen de, ancak yanlarında birisi ile yoğun bir endişe ve rahatsızlık duyarak bu tür yerlere gidebilirler Hastaların, yalnız başlarına panik atağı geleceğini zannettikleri yerlere gidememe, o tür yerlerde kalamama durumlarına agorafobi denir

NASIL BİR HASTALIKTIR?
Panik bozukluğu psikiyatristler tarafından iyi bilinen ve çok sık görülen bir rahatsızlıktır öyle ki, toplum içinde herhangi 100 kişinin yaklaşık 3-4 ü bu hastalığı ya daha önce geçirmiştir ya da halen bu hastalığı yaşamaktadır Her yaşta başlayabilmekle birlikte en sık 20-35 yaşları arasında başlar Kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat fazla görülür

NEDEN OLUŞUR?
Panik bozukluğunun neden olduğuna ilişkin iki bilimsel açıklama vardır:
Panik bozukluğu, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının düzensiz çalışması sonucu oluşmaktadır
Panik bozukluğu, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan ve tamamen ‘doğal ve zararsız olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin, hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da ‘kalp krizi geçiriyorum, öleceğim ,çıldırıyorum ‘felç olacağım şeklinde yanlış yorumlanması sonucu ile oluşur

TEDAVİ ŞEKLİ
Panik bozukluğu, tedavisi mümkün bir hastalıktır Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır Bunlar:
1İlaç tedavisi:
İlaçlar, beyin sinir hücrelerindeki hormon faaliyetlerini düzenleyerek panik bozukluğunu iyileştirirler Halen, ülkemizde bu hastalığa iyi gelen ilaçlar bulunmaktadır
İlaç tedavisi etkin dozda en az bir yıl sürdükten sonra, yavaş yavaş azaltılarak kesilmelidir
2 Bilişsel-davranışçı tedavi:
Bu tedavide iki amaç vardır
Hastanın, aslında tamamen ‘zararsız olan panik atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtilerle korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır
‘Panik atağı gelirse endişesi ile, sokağa çıkma, vapur, otobüs, trene binme, kalabalık yerlere gitme gibi tek başına yapmaktan korktuğu şeylere bir plan dahilinde yeniden ‘alıştırılması amaçlanır
En iyi sonuç, bu iki tedavinin birlikte uygulanması ile alınmaktadır

UNUTMAYIN!
Panik bozukluğu, kesinlikle ölüme ya da çıldırmaya veya felç olmaya yol açan bir rahatsızlık değildir
Doktorunuz önermedikçe korkularınız ile baş etmek için kalp, tansiyon, çarpıntı ilacı, vitamin, sakinleştirici ilaç ya da ***** kullanmayınız yada gerekir diye yanınızda taşımayınız
Sadece doktorunuzun önerdiği ilaç ya da ilaçları kullanınız
İlacınızı doktorunuzun söylediği şekilde ve dozda kullanınız, o gün iyi ya da kötü oluşunuza göre dozu azaltıp arttırmayınız
Tamamen iyileşseniz bile doktorunuza danışmadan tedavinizi kesmeyiniz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.