Öz Eleştiri Ve Öz Disiplin - Ergenlik Çağı |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Öz Eleştiri Ve Öz Disiplin - Ergenlik Çağıİç disiplin ve öz eleştiri: Bu iki kavram daima birbirini tamamlar Her ikisi birden gelişmiş bir kişilik yapısını ortaya koyar İç disiplinden amaç; bireyin, dıştan hiçbir baskı olmadan, yaşadığı toplumda kendine düşeni isteyerek, severek yapabilmesidir Toplum halinde yaşayan insanlar, yaşadıkları toplumun kurallarına ister istemez uymak zorunluluğunu duyarlar Çünkü insan varlığının biyo-psiko-sosyal niteliği nedeniyle kendini, ancak kabul edildiği toplum içerisinde güvenli bulur Bundan dolayı topl um kurallarını çiğnemekten çekinir, korkar Böylece kişi, dıştan gelen (toplumdan gelen) bir baskıyla toplumun istediği doğrultuda disipline olmuştur Buna dış disiplin veya davranış disiplini diyebiliriz (Her gün okula, işe aynı saatte gitmek, belli yerlere belli giysilerle gitmek, topluma ait yerlerde yüksek sesle konuşmamak vb) Hangi toplumda (gelişmiş veya az gelişmiş) olursa olsun, o toplumda yaşayan insanlar yaşadıkları toplumun kurallarına göre disipline olurlar Ancak sevgiye, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyulan toplumlarda bu dış disiplinden iç disipline geçilebilir Böylece dış baskıdan (kurallara uymazsam kınanırım, ayıplanırım, hor görülürüm, toplum dışında kalırım korkusu) nispeten kurtulan insan, kendini daha iyi tanımaya başlar Yaradılışı gereği daha iyiye daha olumluya doğru gelişme eğilimi esas olduğundan, görüntüsel olan dış disiplinden, iç disipline, tabii buradan da öz eleştiriye geçebilir Öz eleştiriden kastedilen; kişinin kendi kendine, kimseden korkmadan, çekinmeden kendi düşünüş ve eylemelerini elden geldiğince objektif olarak eleştirip incelemesidir Benliğini tanımaya çalışmasıdır Ve her defasında olumsuz, yetersiz, gereksiz bulduğu tutum, davranış ve düşüncesini bir daha tekrarlamamaya çalışmasıdır İşte bu noktada kişi kendi kendisini disiplin ediyor demektir Yani iç disiplinini gerçekleştirmeye başlamıştır Öz eleştiri yapabilen, iç disiplinini yaratmış insan, yani gelişmiş kişilik yapısına sahip olan insan: - Öz eleştirisi sayesinde kendini (ilgililerini, zaaflarını, yeteneklerini, duygularını, deneyimlerini, düşünme gücünü vb) ve yaşadığı toplumun yapısını tanır Kendisi için vazgeçilmez olan hak ve özgürlüklerinin değerini bildiğinden başkalarının hak ve özgürlüklerinin olduğunu bilir ve onlara kesinlikle saygı duyar - Kendisi gibi başkalarının da hataları, problemleri olabileceğini bilir, bu nedenle başkalarına karşı daha hoşgörülüdür - Toplum içindeki görevini ve sorumluluğunu toplumdan gelen baskıdan korktuğu için değil, o toplumda yaşamayı, o toplumun üyesi olmayı istediğinden severek, isteyerek yerine getirir Çalışmaktan zevk alır, neşelidir - Bu yapısıyla, toplumdaki insan ilişkilerinin olumlu ve yapıcı olmasına katkıda bulunarak yaşadığı toplumda huzurun gerçekleşmesinde pay sahibidir Toplumların gelişmesinde huzurlu bir ortamın, demokrasi ortamının varlığının gerekip gerekmediği kesinlikle tartışılamayacak bir husustur Bu nedenle öz eleştiri yapabilen, öz disiplinini gerçekleştirmiş insanların, yaşadıkları toplumun hatta tüm insanlığın gelişmesine katkıda bulundukları kesindir İşte burada eğitimin önemi ve rolünün büyüklüğü ortaya çıkmaktadır Ve <<nasıl bir insan yetiştireceğiz?>> sorusunun yanıtı da eğitimin amacını saptayacaktır Bu sorunun yanıtı; öz disipline ulaşmış, öz eleştiri yapabilen insan yetiştirmektir Yani gelişmiş kişilik yapısına sahip insanlar yetiştirmektir Modern çağın anlayışına uygun olarak, insanı konu alan, insanla uğraşan bütün bilim dalları artık insanı, yalnız düşünen bir varlık olarak değil, seven, hisseden, başkaları ile birlikte yaşayabilen bir varlık olarak kabul etmektedirler Kısaca bütün bu bilim dalları insanın biyo-psiko-sosyal (bedensel-ruhsal-toplumsal) bir bütün olduğu gerçeğinden yola çıkmaktadırlar Bedensel bir rahatsızlık kişinin ruh sağlığını bozabildiği gibi toplumsal ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemektedir Bu nedenle artık bütün reçeteler, ilgili hastalığın ilaçları yanında psişik durumunu düzenleyici ilaçları da içermektedir Modern eğitim anlayışı da bireyi biyo-psiko-sosyal bir bütün olarak kabul etmektedir Buna göre eğitimin amacı: Düşünen ve hisseden bir bütün olarak ele alınan insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesidir Yani niteliğinin bu üçlemi (biyo-psiko-sosyal) arasındaki dengenin bozulmadan geliştirilmesidir Bu amacı benimseyen eğitim, toplumun diğer kurumlarıyla çelişki içinde olamaz Bu eğitim, ailelerin bütün sosyal kurumlarının ve devletin de esas amacıdır Bu konuda Amerikalı eğitimci Maslow <<eğitimin amacı: Kendini gerçekleştiren insanlar yetiştirmektir>> derken kendini gerçekleştirmeyi; insanın yetenek, kapasite ve disipline edebilmesi oranında gerçekleşir Yoğun bir çalışma sonunda Maslow bu kişilerin her gün karşılaşılan insanlardan 14 yönden ayrıldıklarını bulmuştur 1 Kendini gerçekleştiren insan çevresinin bilincindedir 2 Gerçekler ile rahat ilişki kurar ve onları iyi algılar 3 Açıktır, samimidir, tabîdir, rol yapmaz 4 Hem kendinin hem de başkalarının zayıf taraflarını kabul eder ve saygı gösterir 5 Demokratiktir Eğitimi ne olursa olsun herkesten bir şeyler öğrenmek ister 6 Vicdanlıdır, bencil değildir Kendi dışındaki problemleri de görür 7 İnsan seçer Seçtiği insanlarla derin ilişkiler kurabilir 8 Sempati, acıma, yardım etme duyguları gelişmiştir 9 Ayrı durma yeteneği vardır Gerektiğinde yalnız kalabilir 10 Sevgi, saygı, güven hisleri için başkalarına bağımlı olmakla beraber aslında otonomdur Kendi kendini yönetebilir 11 Kendi potansiyeli ile bağımsızlığa sahiptir 12 Esprilidir ve mizah gücü yıkıcı değildir 13 Son olarak mistik düzeyde zevk, hayranlık ve hayret duyar 14 Bu heyecanlar kendi öz benliğindedir Amerikalı Prof Dr C H Patterson kendini gerçekleştirme ve geliştirmeyi sağlayacak şartları 5 grupta şöyle toplamıştır I Çocuklar öğrenme isteği duyarlar Öğrenme gereksinmesini zorla yaratmak gerekmez, herkeste bulunur Çocuk doğuştan bir öğrencidir, meraklı ve çevresi ile ilgilidir Araştırmak için teşvik bekler Öğretmenin görevi öğrenmeyi kolaylaştıracak koşulları yaratmaktır Bu yapılmıyor ise, rehber-öğretmen işbirliğine derhal varılarak öğretme, öğrenme güçlüklerine çare bulunmalıdır II Çocukların benlik gururuna ihtiyaçları vardır Benlik gururu bir noktaya kadar başkalarının saygısından kabulünden doğar İnsana başkaları tarafından değer verilmiyorsa, o insan kendini kabullenemez Ya da kendine saygı duyamaz İnsana başkaları tarafından verilen değer, niteliklerine değil kişiliğine ait olursa insana yararlı olur Böyle bir kabul şartsızdır Yapabildiği ve yapamadığı bir iş için değildir Okullarda bu kabul şarta bağlıdır Yani başarılı öğrenci kabul görür, sevgi görür, saygı görür Bu nedenle çocukların davranışlarının çoğu öğretmenin onlara sevgi ve saygı duymadığını araştıran hareketlerdir Bunun için <<Başarım ne olursa olsun acaba beni sever misiniz?>> sorusu sorulmaktadır Kişi ne kadar kendi benliğini bulursa, o derecede sosyalleşmiş olur Öğretmenler, sınıfı benlik gururunu geliştiren bir yer durumuna getirmeye çalışmışlardır Heyecan bozuklarının da ana unsurlarından biri de benlik gururunun kırılmasıdır Bu nedenle böyle gururu kırılan öğrencilerin kendilerine yeniden güven kazanarak benliklerini gerçekleştirmeye yardım edilmelidir III Çocuklara yetenek ve gereksinmelerini ortaya çıkartıcı yardımlar yapılmalıdır Yeteneklerini geliştirecek kişi, önce bunların neler olduğunu fark etmek ister Yetenekler serbest bir ortamda gelişir Okullar geleneksel olarak zeka ve zihinsel yeteneklere dayananların dışındaki yeteneklerle ilgilenmezler Eğitimi zeka gelişmesi olarak görür, diğer potansiyelleri ders dışı uğraşılar içinde ele alırlar Başarısız sözcüğü bile bu düşünceyi açığa vurmaktadır Oysa bu başarısızlık sadece derslerdeki başarısızlık demektir Eğitimin, kendini gerçekleştirme görüşüne inan eğitimciler; öğrencilerinin kendi potansiyellerini bulmalarına yardımcı olurlar Okulu dar anlamda zeka geliştirme işlemi saplantısından uzaklaştırırlar IV Yetenekleri kullanırken karşılaştıkları güçlüklerde ve engellerde çocuklara yardımcı olunmalıdır Kişilik gelişmesi, pek çok engelle karşılaşır Engeller değişik düzeylerde olur Örneğin, okuma yazma bilmemek kişini akıl ve zihinsel yeteneklerinin tam anlamıyla kullanılmasını engeller bedensel ve ruhsal rahatsızlıklar da kişilik gelişimini engeller Sosyal sorunlar da buna eklenir Bütün engeller <<öğrenme problemlerini>> ortaya çıkarır Öğretmenlerin görevi bunları saptayarak sorunun giderilmesinde ilgililerle işbirliğine gitmektir V Çocuklara insanlar arası iyi ilişkiler kurmaları için yardım edilmelidir Öğrencilerin heyecan sorunlarının pek çoğu insan ilişkilerinin yetersiz ve eksik kurulmasından kaynaklanır İyi insan ilişkilerinin kurulabilmesi için gerekli üç şart vardır 1- Hoşgörü 2- Saygı ve sevgi 3- Doğruluk ve açıklık Bu şartlar okulda, ailede, iş yerinde hayatın her alanında insanlararası iyi ilişkiler kurabilmek için gereklidir Kendini gerçekleştirme ve insanlararası iyi ilişkiler kurabilme birbirine sebep-sonuç gibi bağlıdırlar İnsanlararası iyi ilişkiler kendini gerçekleştirmenin gerekli koşuludur Kendini gerçekleştirmiş kişiler, insanlararası iyi ilişkiler kurarlar Bu özellik kendini gerçekleştirmenin doğal bir sonucudur Mademki; kendini gerçekleştirmek eğitimin amacıdır O halde, eğitimcilerin görevi: Bunu oluşturan koşulların okullarda bulunmasını sağlamaktır vE bu koşulların devamı için öğretmen, yönetici, rehber aktif bir işbirliği içinde olmalıdır Kişiler arası ilişkilerin gelişmesinde ailelerin de rolü olduğundan onların da okulla işbirliği yapması gerekmektedir Her toplumda, huzurlu bir ortamın oluşabilmesi için; birbirleriyle iyi ilişkiler kurabilen, kendilerini geliştirir, gerçekleştirmede birbirine katkıda bulunan insanlara ihtiyaç vardır Çeşitli alanlardaki teknik bilgilere sahip kişiler, sağlık, ekonomik, ulaşım, yerleşimle ilgili ve daha birçok sorunu çözümleyebilirler Fakat; ancak kendini gerçekleştirmiş, geliştirmiş insanla birlikte insanca ve barış içinde yaşamamıza yardımcı olacaktır Toplumsal sorunlarımızı çözümlemede böyle insanlara ihtiyacımız vardır Bütün bunlar; ancak insanı seven, yaşamı seven, çocuğu ve genci seven, yaptığı işten zevk alan, hoşgörü sahibi, yol gösterici, bu konuda bilgili ve becerili, öz disiplinli öğretmenlerle olabilir Kaynak: Cinsel Sağlık |
|