07-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Homeros-Nedir
homeros
batının ilk ozanı
[joachim latacz]
büyük ozan homeros avrupa edebiyatı nın kurucusudur onun iki dev eseri ilyada (yaklaşık 16 000 dize) ve odysseia (12 000 dizeden fazla), yunanlıların yaklaşık 400 yıl yazısız yaşayıp, i ö 800 lerde fenike alfabesini alarak kendi ellerindeki mevcut şekillerle oluşturdukları ve günümüzde latinceleştirilerek en çok kullanılan yazı biçimi ile yunanca oluşturulmuş ilk edebi eserlerdir her iki eser de i ö 8 yüzyılın ikinci yarısında anadolu da (anadolu kelimesi yunanca anatolé kelimesinden türemiştir ve doğuş (güneşin doğuşu anlamına gelmektedir) oluşturulmuşlardır bu eserlerin yaratıcısı homeros, o dönemlerde genelde halkı yunan olan smyrna (bugünkü izmir) ya da çevresinde yaşamıştır
kuzeyde phokaia (foça) ile günede miletos arasında kalan sahil şeridi (antik ismi ile ionya) avrupa kültürü nün beşiğini oluşturmaktadır hatta miletos un o dönemde -atina dan yaklaşık 100 yıl önce- avrupa nın en önemli kültür şehri olduğunu söylemekte hiçbir sakınca yoktur çünkü anadolu ionyasında avrupa edebiyatı nın ilk eserlerinin yanı sıra avrupa biliminin ve felsefesinin de ilk temelleri atılmıştır ionya, avrupa düşüncesinin doğuşu ile bağlantılı rasyonalizm (akılcılık) prensibinin de oluşum bölgesidir
homeros tüm bu gelişmelerin babası dır kolophonlu (selçuk yakınlarında) filozof xenophanes homeros un ölümünden yaklaşık 200 yıl sonra cümlesine şöyle başlar:
başlangıçtan itibaren herkes homeros u öğrendiği için 
gerçekten de homeros un eserleri yunanlılar ın alfabe kitabını oluşturmaktaydı dönemin okullarından çocuklar bu eserlerden okuma yazma ve toplum değerlerini öğreniyorlardı kültürlü yunanlar -daha sonra da romalılar- ilyada ve odysseiadan uzun pasajları ezbere biliyorlardı homeros tan alıntılar önemli toplantı ve eğlenceleri süslemekteydi homeros tan herhangi bir şekilde etkilenmeyen yunanlı ya da romalı şair yok gibidir
bu gelişme roma imparatorluğu ndan sonra oluşan yeni avrupa devletlerinde de devam etmiştir gerçi ilyada ve odysseianın yunanca versiyonları kral büyük karl dan sonra (i s 800 lerde) avrupa entelektüellerinin latince konuşmaya başlaması ile birlikte uzun bir süre güncelliğini yitirmiş, ancak romalı homerosçu vergilius un latince oluşturduğu eseri aeneisde ilyada ve odysseiayı da entegre etmesiyle unutulması önlenmiştir 1488 de homeros rönesansı başlamıştır bu rönesans, avrupa ve dünyadaki avrupa etkili ülkelerde günümüzde halen devam etmektedir günümüzde h l yüzlerce lisede homeros, öğretmenler tarafından orijinal metinlerden eski yunanca okutulmaktadır ve ayrıca batı dünyası nda, üniversitelerde yunan ve latin filolojisi bölümlerinde vazgeçilmez bir öğretim ve araştırma parçasıdır avrupa da ve amerika daki şiirler, güzel sanatlar, tiyatrolar, müzeler, resim galerileri homeros ve antik dönemdeki etkileri olmadan düşünülemez
homeros maalesef türkiye de aynı şekilde ilgi ve itibar görmemiştir (burada söyleyeceklerim klaus kreiser in troia-traum und wirklichkeit [2001, troia sergisi kitabı] isimli kitaptaki sayfa 282-289 daki troia und homerische epen von mehmet ıı bis ısmet ınönü [ıı mehmet den ismet inönü ye kadar olan dönemde troia ve homeros destanları] başlıklı makaleden alınmıştır ) bilindiği üzere başlangıçta durum daha farklıydı istanbul fatihi sultan ıı mehmed, homeros u çok iyi tanıyordu 1642 yılında saray kütüphanesi için bir ilyada yazdırmıştır bu kitap almanya daki troia sergisinde ilk kez teşhir edilmiştir ilyada nın ana temasını bilindiği üzere yunanlıların troia önünde yaptıkları 10 yıl süren savaş oluşturmaktadır fatih sultan mehmed in, midilli (lesbos) seferine giderken troia harabelerinde homeros a övgülerde bulunduğu söylenir orta çağ da bir çok kraliyet ailesi kökenlerini troia ya dayandırmakta, hatta fatih sultan mehmed döneminde türkler bile orta asya ya troia dan gittiklerini belirtmektedirler türkler konstantinopolis in yani ikinci roma nın fethedilmesiyle ait oldukları topraklara tekrar döndüklerini söylerler takip eden yıllardaki osmanlı imparatorluğu döneminde homeros, troia ve troia savaşı ile ilgili bilgiler çok kısıtlıdır heinrich schliemann ın hisarlık/troia da yaptığı kazıların da (1871 yılından itibaren) etkisiyle, bu durum 19 yüzyılda değişmiştir ilk ilyada çeviri denemesi na im tarafından yapılmıştır bu tercüme ilyadanın ilk bölümünü kapsar ve düzyazı şeklinde istanbul da 1885/86 yılında basılmıştır daha sonraki yıllarda bu konuda fazla bir gelişme olmamıştır 20 yüzyılın başlarında yakup kadri ve yahya kem l öncülüğündeki neohellenizm akımından kalma bir epizod vardır yakup kadri avrupa ya yakınlaşmanın yalnızca dönemin moda dili olan fransızca sayesinde olamayacağını söylemiştir
avrupa yı tüm bütünlüğü ile kavrayabilmek için yunanlardan başlamak gerekir bizler coğrafi ve kısmen de kültürel olarak eski yunanların mirasının bir parçasıyız din unsuru bizim bu mirası almamızı engellemiştir [ ] kendi edebiyatımızı oluşturmak için yalnızca fransızların değil tüm avrupalıların kaynağı olan eski yunanlara tekrar yönelmemiz gerekir netice olarak da şiir ve ruh hakkında bildiklerimizi değiştirip onların kavramlarını almalıyız
bu çağrı uzun bir süre yankı uyandırmamıştır anatolizm ekolü yazarı sabahattin eyuboğlu (1908-1973) bu yunan eğilimine karşı bir fikir öne sürmüştür: eski yunan okullarına gitmeye gerek yoktur, çünkü homeros anadoluludur, yani başlangıçtan itibaren bizden birisidir! kapımızın önüne koyduğumuz ve ismini kitaplarımızdan sildiğimiz anadolu çocuğu bu yüzden okunmalıdır bu açıklamasından sonra halen türkiye de bu konuda başyapıt olan azra erhat ve a kadir in çevirisinden okunmasını tavsiye eder
17 mart 2001 tarihinde stuttgart ta görkemli bir törenle açılan ve bir yıl boyunca almanya nın büyük şehirlerinde (stuttgart, braunschweig, bonn) sergilenecek olan troia- düş ve gerçek isimli sergi sayesinde belki de türkiye de homeros konusunda yeni bir dönem başlayabilir (etkilenme şekli nasıl olursa olsun) bu serginin bilimsel kataloğunun önsözünde de yer alan açılış konuşmasında, türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer ve federal almanya cumhurbaşkanı johannes rau bu konudaki umut dolu beklentilerini şu sözlerle dile getirmişlerdir:
alman kamuoyu, ülkemizin 12 müzesinden özenle seçilmiş eserlerle oluşturulan troia- düş ve gerçek isimli sergi sayesinde avrupa kültürünü oluşturan en gerçek köklerin anadolu da olduğunu kavrayacaktır ve bu sergi sayesinde alman kamuoyunun dikkati çekilerek türkiye ile almanya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunulacağın hiç kuşku yoktur
avrupa kültürünün en önemli köklerinden biri homeros tur (bu ismin arkasında yatan kişi kim olursa olsun) bu kitabın amacı türkiye nin kültür tarihi ile daha yakından ilgilenenlere bu kişiyi yakından tanıtmaktır kitabın yazarı prof dr joachim latacz troia sergisi ni oluşturmada bana bilimsel danışmanlık yapan önemli kişilerden biridir kendisi basel üniversitesi (isviçre), yunan filolojisi kürsüsünde ders vermektedir ve tüm dünyada homeros u en iyi tanıyan kişilerden biri olarak gösterilmektedir bu kitabın türkçe tercümesi öğrencim devrim çalış sazcı, m a tarafından yapılmıştır almanya da üç baskı yapan bu kitap (en son 1997), ayrıca italyanca ya (1990, ikinci baskı 1998) ve yunanca ya (2000) çevrilmiştir ve konunun uzmanları tarafından homeros un eserlerine giriş ve problemlerini irdeleme alanında yapılmış en iyi çalışmalardan biri olarak kabul edilmektedir
türkçe baskısı için homeros araştırmaları ile ilgili bir çok bölümü güncelleştirilmiştir bu güncelleştirme yapılırken 1999 yılına kadar olan bibliyografya göz önünde bulundurulmuştur umarım bu kitap sayesinde homeros ve eserleri türk kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılır ayrıca tarihi troia milli parkı (1996 yılından beri) sırınları içinde yeralan ve unesco nun dünya kültür mirasları listesinde bulunan troia da 1988 yılından beri yapılan uluslararası kazıların ve 1998 yılından beri türkiye cumhuriyeti kültür bakanlığı tarafından yapılması düşünülen modern bir troia müzesinin önemi de türk kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılır ve önemsenir bu düşüncelerle kitabın türk okurları tarafından hak ettiği değeri görmesini diliyorum
eskiçağ bilimleri ile ilgili kitapların satışlarını yapan istanbul daki homerkitabevinin ayrıca yayınevi olarak ismini aldığı kişinin kitabını yayımlaması oldukça sevindirici bir olaydır homeros ve etkileri üzerine söylenebilecek şüphesiz daha pekçko şey vardır troia sergisini gezen binlerce kişi ile birlikte bunu paylaşma fırsatını bulduk umarım yakında bu konuda yapılacak diğer türkçe çevirilerle türk okurlarıyla paylaşma fırsatını da buluruz prof dr manfred korfmann
tübingen üniversitesi
homeros
batının ilk ozanı
joachim latacz
homerkitabevi
çeviren, devrim çalış sazcı
1 basım 2001
özgün adı
homer
der erste dichter des abendlands
Kaynak:mitoloji info
|
|
|