Adalet Tanrıçası Themis Ve Adalet Terazisi |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Adalet Tanrıçası Themis Ve Adalet TerazisiAdalet kavramının kişileştirilmiş biçimi olan Themis, Yunan mitolojisinde gökyüzünün hakimi olarak kabul edilen Uranüs ve toprağı yani yeri temsil eden ve tüm tanrıların atası olarak kabul edilen Gaia'nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçasıdır Themis kimdir? Doğada, mevsimlerin, yılların ve sanatların düzenini sağlayan bir Tanrıça üçlüsüyle canlı varlıklar arasında yaşamla ölüm dengesini kuran bir Tanrıça, bir Tanrısal varlıktır Themis, yasadır, kuraldır Ama gelip geçici bir yasa değil, Tanrılar dünyasında da insanlar dünyasında da değişmez evrensel ve ölümsüz doğa yasasıdır Tanrısal yasadır, onun karşıtı insansal yasa ise Nomos tur Themis, Olympos’ta yaşar, Tanrıların toplantılarına başkanlık eder, Olympos taki düzeni o korur, Homeros’u da tanır, bilir onu, Hera ile Zeus’la konuştuğunu gösterir İlyada’da, ama çok söz edilmez Themis ten, efsanesi, öyküsü yoktur, Her yerde her zaman vardır Ürettiği, tanrısal varlıklarla sürdürür etkisini, bu varlıklarlarda Tanrılardan daha güçlü oldukları için ehramın tepesinde oturur gibidir Themis Adı da koymak, yerleştirmek, oturtmak anlamına gelen bir kökten türemiştir Adalet ve düzeni temsil eden Themis, bir elinde terazi öteki elinde kılıç tutan gözleri bağlı bir bakire olarak simgeleştirilmiştir Elindeki terazi adaleti ve bunun dengeli şekilde dağıtılmasını, diğer elindeki kılıç ise adaletin keskinliğini simgelemektedir Kadın ve bakire oluşu bağımsızlığını, gözlerinin bağlı olması ise tarafsızlığını simgeler (adalet dağıttığı kimseleri görmesin, taraflı davranmasın) Buradan da anlaşılacağı gibi Themis insanların özlem duyduğu ve olmasını istediği bağımsız, tarafsız, adaletin dengeli şekilde dağıtıldığı, caydırıcılığı olan hukuk düzeninin ifadesidir Ama burada yıllardır tartışılan ufak bir soru vardır Themis gözleri bağlıyken kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu nasıl görüp de adalet dağıtacaktır ? Tanrıçanın gözüyle adalet ! Adaletin gözü açık mı olmalı yoksa tarafsızlığı için bağlanmalı mı? Gözü açılan yargıç çıplak güç karşısında adil olamaz Themis mi, Justitia mı? Adalet Tanrıçası Yunan mitolojisinde Themis’dir ve gözü açıktır Eski Roma’da ise Justitia’dır ve gözü bağlıdır Yazarların tartıştığı adalet sembolü için şair Sunay Akın şu dörtlüğü yazmış: Beyaz adam / özgürlük gibi adaleti de / bir kadın heykeliyle simgeledi / ama elinde terazi tutan / zavallı kadın / gözleri bağlı olduğu için/ kendisine tecavüz edenin/ kim olduğunu göremedi PROF Mustafa Erdoğan yargıcın tarafsızlığı için Justitia’yı destekliyor Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Erdoğan’ın 28042006’da Radikal gazetesinde yayınlanan görüşleri şöyle: Kör değil de gözü bağlı olduğuna göre, Justitia istese görebilecek olduğu şeyleri bilinçli olarak görmemeyi tercih ediyor demektir Gözü bağlı yargıç yargılama esnasında herkese eşit nazarla bakacak ve hukuku sadece vicdanına göre belirleyecektir Gözbağı sembolünün işaret ettiği ilkeler özellikle yargıcın egemenle olan ilişkileri bakımından önemlidir Hakimler kurulu bir egemenlik yapısı içinde hareket ediyor olsa da, adalet dağıtırken iktidardan bağımsız olmaları ve ona karşı eleştirel bir mesafeyi korumaları gerekir Justitia’nın en önemli görevlerinden biri iktidara (devlete) karşı doğruyu söylemektir Onun içindir ki, yargıda tarafsızlığın asıl anlamı, onun devletle ilişkisi bakımından ortaya çıkar Çünkü, en zor olan bu anlamda tarafsızlığı gerçekleştirmektir Bir ülkede hukukun ve adaletin egemen olması, her şeyden önce, adalet mekanizmasının, burada belirtilen anlamda ‘gözünün bağlı’ olmasına bağlıdır Gözün bağlı olması, elbette, yargıcın kendisini dış dünyaya büsbütün kapatması, içinde yaşadığı toplumdan soyutlanması gerektiği anlamına gelmiyor Ne var ki, gözbağı çözülmüş bir yargıcın kamu otoritesinin -özellikle de çıplak gücün- taraf olduğu bir davada adil karar vermesi hiç de kolay değildir Aynı şekilde, gözünü adalet dışı müla-hazalara ve özellikle de kurulu egemenlik yapısının duyarlılık ve önceliklerine açan bir yargıcın kararından adalet çıkmayacağı gibi, bu kararın ‘vicdani’ olduğu da artık söylenemez Failin kişiliğini tanımayan yargıç asla karar veremez PROF Sami Selçuk ise eski Yunan’daki Themis gibi Adalet Tanrıçası’nın gözünün, yargıcın gözünün açık olması gerektiğini şöyle savunuyor: Adalet tarafları yakından tanıyarak karar vermek durumunda Hukukta bir manevi tazminat davası söz konusu olduğunda davacı ve davalının ekonomik ve toplumsal konumlarının saptanması gerekir Cezada ise failsiz suç düşünülemez Özellikle uygulanacak yaptırımda kişilik son derece önemlidir Bu yüzden kimi ülkelerde ceza dosyası içine failin doğumundan suç anına dek kişiliğini yansıtan dosyası bulundurulur YARGITAY’DAKİ O KADIN Günümüzde Adalet Tanrıçasının gözünde bağ yoktur, olamaz da Kişilik tanınmadan adil yargılama yapılamaz Yargıladığı suçluyu görmeden yargılayan bir yargıç, asla doğru hüküm kuramaz Ama bizde kurar Sözgelimi, başka yerde savunma yapan kişi hakkında cezanın bireyselleştirilmesiyle ilgili yasal hükümleri uygular ya da uygulamaz Çünkü yargıcın gözünde bant vardır Ama Türk yargıcının doğaüstü yeteneklerine hep inanılmıştır Doğaötesi dönemden kalma bir inançtır bu, belki de İşte bu anlayışı yansıtır biçimde olsa gerek, Yargıtay’ın bulvara bakan kapısındaki tanrıçanın gözleri kapalıdır Neden? Çünkü, biz kulaktan dolma bilgiyle yetiniriz ve bilgimizden hiç kuşkulanmayız 1999’da Yargıtay Başkanlığı görevini üstlendiğimde ilk işim bu çağ dışı durumu düzeltmek oldu Dünya çapındaki ünlü Fransız oyma resim (gravür) ustası Jacques de Bie’nin Cesare Ripa’nın 1643 yılında yayımlanan ‘Iconologie’ adlı kitabındaki Adalet Tanrıçasının resmini yaptırdım ve Genel Kurul salonunun girişine astırdım Tanrıçanın bir elinde terazi, bir elinde çekül vardı Hafiften kıvrılmış vücudu ve çevresini araştıran gözleriyle katı ve soyut adaletin yerini artık yumuşak ve somut adaletin aldığını simgeliyordu İzin alınarak Kurul kapısının alnacına asılan bu resim benden sonra kaldırıldı Galiba ilk en önemli icraat da bu idi Yerine ne kondu? Gözleri kapalı ve çağdışı uydurma bir kadın resmi Kanımca, doğaötesi çağda metafizik yargıçlar, dinsel çağda teolojik yargıçlar, bilimsel çağda laik ve bilimden yana yargıçlar adalet dağıtmışlardır Peki biz hangi çağı yaşıyoruz ? Peki ya sizce Adaletin gözü açık mı olmalı yoksa tarafsızlığı için bağlanmalı mı? alıntı |
|