Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel > Kadın Sağlığı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ergenlik, sorunları, yönüyle

Her Yönüyle Ergenlik Sorunları

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Her Yönüyle Ergenlik Sorunları



Ergenlik
Ergenlik, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan gelişim, ruhsal olgunlaşma ve yaşama hazırlık dönemi olarak tarif edilirGeçiş evresi olan bu dönemde genç birey fizyolojik, biyolojik ve psikolojik alanlarda oldukça hızlı değişiklikler yaşar Bu hızlı değişimlere bağlı olarak ergenin ruhsal ve duygusal dünyasında da bir takım değişiklikler olur ve buna uyum sağlamaya çalışan ergende, doğal olarak bocalar
Her geçiş döneminde olduğu gibi ergenlikte sancılı geçişin yaşandığı bir dönemdir Anne-babalar içinse nerdeyse bir gerilim filmi havasındadır, çocuklarının bu geçiş süreci

Ergenlik dönemi (büluğ çağı) 11-21 yaşları arasında dalgalanmaların yoğun görüldüğü zor bir dönemdir Bu dönem “fırtına-gerginlik” dönemi olarak da bilinir Ergenlik dönemi hem ergen için ve hem de ergenin ailesi için zor dönemdir Aile ergeni anlamakta güçlük çekerken, ergen anlaşılma duygusunu tam olarak yaşayamadığını düşünür Ebeveyn bu dönem, çocuğunu ne kadar tanır ve bu dönem özelliklerine vâkıf olabilirse ebeveyn-ergen çatışmaları o denli az olur Ergen bedensel, cinsel, sosyal ve duygusal anlamda farklı bir döneme girmiştir Bu gelişim sahalarında yaşadığı süreçler sebebiyle ergen kendisini farklı hisseder ve çoğu zaman kendisini tanımlamakta güçlük çeker

Ergenlik Dönemindeki Yüksek Duygularlığın Nedenleri
1 Her yaşta uyum, duygusal gerginliği de beraberinde getirir Çünkü yeni durumlara uyum, hem zihinsel, hem de hareketle ilgili davranışlarda değişikliği gerektirir
2 Ergen çocukluk dönemindeki alışkanlık ve fikirlerinin artık kendisi için yetersiz olduğunu görür Duygusal gerginlik, yerleşmiş olan bu alışkanlıkların yerlerine yenilerinin kazanılması sonucunda ortaya çıkar
3 Çevresel ve toplumsal faktörler ergende güvensizlik duygusu yaratır ki bu da duygusallığa neden olur
4 Kuşaklar arasındaki farklı duyuş ve düşünüş nedeniyle ana-baba ve ergen arasında yeterli düzeyde dostça bir ilişki kurulmamakta dır Bunun sonucu olarak da, davranışlarından dolayı kendine çocuk muamelesi yapılan ergen, yer yer isyan etmektedir
5 Aile içindeki duygusal ve sosyal etkileşim açısından başarılı bir çocukluk dönemi geçiren birey, ergenlik dönemi sorunlarını daha kolaylıkla çözebilir Çocukluk yıllarında çocuklarıyla arkadaşça bir diyalog kurmayı başaran anne ve babalar, bu diyalogu ergenlik döneminde de sürdürmekte, genç için gerekli olan rehberlik işlevini yerine getirmiş olurlar
6 Sosyal baskıyla oluşturulan güvensizlik ve şüphecilik duyguları yerine, gence bir kişiliğe sahip olduğu hissettirilmeli işinde ve sosyal yaşamında arzularını, yetenek ve gereksinimlerine uygun bir biçimde gerçekleştirebilmesine yardım edilmelidir
7 Yeni bir çevreye uyum her yaşta zor olmakla beraber ergenlik döneminde uyumun daha da güçleştiği görülür Bunun başlıca nedeni, ergenden kısa bir süre içinde bir çok yeni çevreye uyum göstermesinin beklenmesidir

Ergenlik Döneminde En Sık Rastlanan Heyecan Biçimleri
Korku:
Ergenlikte korku tepkisi bir anlamda çocukluktakiyle eşdeğerdir Genç bireyler için özellikle “bilinmeyen” şeyler korkunun doğmasına temel nedendir Ergenin ilgilendiği faaliyetlerin sonucunu kestirememesi de korkuya neden olabilir Ergenlikte tüm duygusal konularda bireyin kendini kontrol edebilme alışkanlığını kazanabilmesi önemlidir

Ergenlikte korku Üç Temel Noktada incelenebilir:
1 Objelere Karşı Duyulan Korkular: Yılan, köpek, uçak, fırtına, ateş gibi objelere karşı duyulan korkular
2 Sosyal İlişkilerden Duyulan Korkular: Diğer insanlarla tanışmak, alaycı kimselerle bir arada olmak, topluluk önünde konuşmak ya da çoğunluğu büyüklerden oluşan bir gruba katılmak, gençlerde korku meydana getirebilir Bu tür sosyal korku, utangaçlık ya da şaşkınlık şeklinde görülür
3 Ergenin Kendisi İle İlgili Korkuları: Yoksulluk, ölüm, kendisinin veya ailesinden bir bireyin ciddi bir hastalığa tutulması, okulda ya da işinde başarısızlığa uğraması gençte korku oluşturabilir Genç korku durumunda kaçma ya da (vücudun kaskatı kesilmesi, titreyip şaşırması, terlemesi gibi bedensel tepkiyle yanıt verir Yaş ilerledikçe, çevresiyle olan ilişkilerin artması sonucu korkuların giderek azaldığı görülür

Endişe
Endişeler gerçek nedenden çok, hayali nedenlerden oluşan korku tipleridir Korkulan durumun zihinsel düzeyde prova edilerek yinelenmesidir Genellikle korkudan daha uzun sürerler Burada gelecekte beklenen durumlardan duyulan gerilim halleri söz konusudur Endişe, geçmişte bireye doyum sağlamayan bazı olaylar üzerine, oluşabildiği gibi, bireyin başarmak istediği geleceğe yönelik faaliyetlerini de içerebilir Orta ve lise öğrencileri özellikle çeşitli okul sorunları hakkında, dış görünüş ve arkadaşları arasında popüler olmama, endişe yaratan diğer konular arasında sayılabilir

Öfke
Ergenlik döneminde öfkeye neden olan uyarımlar genellikle sosyal kaynaklıdır Ergenle alay edilmesi, ona yalan söylenmesi öfkeyi oluşturan başlıca nedenlerdir

Duygusal Kırıklıklar
Bir arzu ya da amacın önüne çıkan dış veya iç engeller ergene kırıklıkların oluşumuna yol açar Bu durumların çok azında öfke, ama hepsinde sıkıntı hali görülür Ergen kırıklığını sosyal çevrenin kabul edebileceği bir davranış biçimde belli eder bireyin kırıklık anında göstereceği tepki onun yaşına, toplumsal geçmişine, deneyimlerine ve kendisine kırıklık yaratan nedeni algılayış biçimine bağlıdır

Gencin arzularını gerçekleştirmesini etkileyen faktörleri beş grupta toplayabiliriz
1 Biyolojik yetersizlikler: Bireyin arzuları, biyolojik kapasite ve yeteneklerinin çok üstündedir
2 Yetersiz alışkanlık yetenek ve beceriler: ergenlik döneminde birey tam bir uyum gösterebilmek için gerekli olan alışkanlık, yetenek ve becerilerden yoksundur
3 Çevresel yetersizlik ve tehlikeler: Maddi yetersizlikler, sosyal merkezlerden uzak olmak, arkadaşı gibi davranmasını engelleyen okul ve ailelerin kural ve disiplinleri, gencin kırıklığa uğramasına neden olur
4 Ergende biyolojik ve psikolojik gereksinmelerden doğan karmaşık istek, nefret, tercihlerle dolu tavırların yarattığı bir ruhsal durum egemendir Ancak huzurlu bir aile ortamında duygusal bakımdan sağlam bir yapı içinde, bu arzular rahat bir şekilde karşılanırsa çevreye uyum kolaylaşır

Bedensel Ve Cinsel Gelişim
Ergenlik; endokrin bezlerinin damarlara hormon salgılaması ile biyolojik olarak başlar, kandaki hormonlar erinlik süreci olarak biline bedensel ve cinsel değişimleri başlatır

Bedensel Değişimler
Çocukluğun sonu ergenliğin başlangıcı arasındaki, bireyin cinsel olarak olgunlaşmaya başladığı kısa süre 1-2 yıl erinlik olarak bilinir en hızlı büyüme ve gelişim dönemlerinden biri erinliktir Değişimlerin en çok olanları ani büyüme atılımı, birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerinin ortaya çıkmasıdır

Ergenliğin başlangıcının en belirgin habercisi boy uzamasıdır Çocukluk döneminde ortalama olarak erkek çocukların daha kısa olan kız çocukları 10-12 yaşlarında ilk büyüme atılımı yaparlar ve bu noktada genellikle daha uzun ve ağırdırlar Bu süre boyunca kızların çoğu 5-10 cm büyür Maksimum boya 16-17 yaş dolaylarında ulaşılır

Gelişimin bir çok alanında kızların 2 yıl gerisinde olan erkek çocuklar kendi büyüme atılımlarına genellikle 10-16 yaşları arasında (ortalama 14) başlarlar Her yıl 7,5-12 cm büyürler Daha sonra büyüme, maksimum boya 18-20 yaşlara kadar yavaşlayarak sürer 11-16 yaşları arasında ortalama kız çocuk yaklaşık 19 kilo, ortalama erkek çocuk 25 kilo olacaktır Büyüme atılımı sırasında eller ve ayaklar genellikle bedenin diğer bölümlerinden daha çabuk gelişir; buda geçici bir sakarlığa ve beceriksizliğe yol açar

Ağırlık konusunda iki sapma söz konusudur Bunlardan ilki aşırı şişmanlık, (kızları erkeklerden daha fazla ilgilendirmektedir) diğeri de iştah kaybından doğan aşırı kilo kaybı anlamına gelen anereksiya nevrozudur

Şişmanlık kişinin ortalama ağırlığının ’si üstünde ya da daha fazla bir ağırlıkta olması demektir Şişmanlık benlik kavramına, okula ve yaşıtlarına uyum sağlamaya etkisi nedeniyle ciddi bir sorun haline gelebilmektedir İkinci ağırlık sorunu anereksiya nevroz yemek yemeyi reddetmeyi alınan herhangi bir besini kusmayı ve aşırı kilo kaybını içermektedir En ciddi durumda hastaneye yatırılması gerekmektedir Vakaların kadarının açlıktan öldüğü belirtilmektedir Sorun genellikle şişmanlıktan kaçma ve çekiciliğini yitirme korkma olarak ortaya çıkmaktadır
Kısa ya da çok uzun boylu olmak, çok şişman ya da çok zayıf olmak ergenin grup içerisindeki statüsünü ve arkadaş ilişkilerini etkileyen önemli bir faktördür

Birincil ve ikincil cinsiyet özellikleri
Erinlik sırasında erin otomatik olarak boy ve kilo kazanırken cinsel olgunlaşmanın başladığı işaretini veren ayrı derecede önemli diğer değişimler ortaya çıkarır Erinlik döneminde cinsel organlardaki gelişim, üreme fonksiyonu ile doğrudan ilgili olan birincil cinsiyet özellikleri (erkeklere penis, testisler, kızlarda yumurtalıklar ve rahim) ve üreme fonksiyonuyla dolaylı olarak ilgili olan(tüylerin gelişimi, erkeklerde ses değişikliği, göğüs ve kalçanın oluşumu) ikincil cinsiyet özellikleri biçiminde özetlenebilir
Bu dönemde kızların ve erkeklerin bedenin bazı fiziksel özelliklerinin normal olup olmadığı cinsel bakımdan yeterli gelişmeye ulaşıp ulaşmadığı gibi kaygılar yaşanır

Bazı erkek ergenler için ses değişimleri sıkıntı kaynağıdır Çünkü erkek çocuk bir cümleden diğerine başına ne geleceğini asla bilemez Sonuçta utangaç olabilir, yetişkinlerin ve kızların onları konuşturma girişimlerinden kaçınabilirler
Ergenlik yıllarında yüzdeki yağ bezlerinin tıkanması ve iltihaplanması ile oluşan sivilcelerden son derece rahatsız olan ergene, sivilcelerin nedenleri ve önlemleri konusunda çocuğa yardımcı olunmalıdır

Beden İmgesi
Bu hızlı değişme ve gelişme, ergenler için önemli bir kaygı kaynağı oluşturur Ergenin bu gelişim hızına ve değişimlere hazırlıklı olup olmaması, toplumun kendisi için koyduğu ölçülerle ergenin olgunluğu arasındaki uyuşmazlık onun davranışlarında etkili olmaktadır

Ergenlik yıllarında bulunan öğrencilerin sağlığıyla ilgili önlemler başta gelmektedir Çünkü vücut enerjisinin büyük bir kısmını cinsel büyümeye ve olgunlaşmaya sarf ettiğinden ergenin dengeli beslenmesi gerekmektedir Ergenlikte açlık dürtüsü sık hissedildiğinden bunu bastırmak için abur cubur yeme eğilimi artmaktadır Ergenlik çağındaki gençlerin bir yetişkinden daha çok protein mineral ve vitamin ihtiyacı olduğundan gelişigüzel beslenme hem onda gizli açlığa neden olmakta ve hastalıklara direnci azaltmakta hem de ruh sağlığını ve duygusal dengeyi bozmaktadır Gençler dengeli beslenme ve önemi konusunda bilinçlendirilmelidir

Ergenlerin başarması gereken gelişim görevlerinden ilki bedeni kabul etme görevidir Beden imgesi yani bedenimiz hakkındaki duygularımız benlik kavramımızı yani birey olarak kendi hakkımızdaki duygularımızı etkilemektedir Olumlu beden imgesine sahip bir ergen olumlu benlik kavramı geliştirmeye daha uygundur Ergenin olumlu benlik kavramı geliştirmesinde, bir insanın nasıl göründüğü hakkındaki fantezileri, düşünceleri en önemlisi de yaşıtlarından daha erken ya da geç olgunlaşmış olması gibi etkenler de vardır Bu konu ergenin her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurma görevindeki başarısını ya da başarısızlığını da etkileyecektir

Burada önemli olan hususlardan biri ergenin gelişimini ve uyumunu nasıl etkilediğidir? Araştırmalar erken olgunlaşan erkeklerin daha fazla avantaja sahip olduğunu göstermektedir Olduklarından daha büyük görünen bu çocuklar çoğu zaman yetişkin muamelesi görmekte ve onlara daha fazla sorumluluk yüklenmektedir

Yetişkinlerle ve kızlarla daha olgun bir düzeyde ilişkiye girmekte ve yaşıtları arasında liderliği üstlenmektedirler Diğer yanda geç olgunlaşan erkekler bir takım dezavantajlara sahip görünmektedir Yetişkinler ve okul arkadaşları onlara çocuk gözüyle bakmakta ve böyle davranmaktadır Bu çocuklar kendilerini güvensiz ve aşağı hissedebilirler Dikkat çekmeye yönelik davranışta bulunabilirler

Erken olgunlaşan kızlar ise önce avantajsız görünmektedirler Ama bir ya da bira daha sonra yaşıtlarının hayranlığını çekebilmekte ve kendilerinden büyük olanlarla olgun ilişkiler kurabilmektedir Olumlu benlik geliştirilebilmektedir Genellikle geç olgunlaşan kızlar bunu çok kötü yaşamıyorlar; çünkü toplum erkeklerden ne beklediğini daha kesin biçimde tanımlıyor ve kızlardaki sapmalara daha fazla hoşgörü gösterilebiliyor

Davranış Bozuklukları
İkinci dünya savaşından bu yana gençlik çağında işlenen suçların gittikçe arttığı ve toplumsal bir sorun durumuna geldiği gözlenmektedir Sanayileşmeye koşut olarak hızla büyüyen kentlerde gençler arasında çalma, soygun, yaralama, adam öldürme, içki ve uyuşturucu kullanımı, cinsel sorumsuzluklar ve yasak çiğnemeler yaygınlaşmaktadır

Bu durumun düşündürücü yönü, suçluluk oranındaki yükselişin genç nüfusun artışından daha hızlı olmasıdır Özellikle gelişmiş ülkelerde kızlar arasında da suça eğilim kaygı verici bir hızla artmaktadır ABD’de intihar olayları son yirmi yılda 2,5 kat artmıştır
Resmi sayılara bakarak ülkemizde gençlik suçluluğunun gelişmiş ülkelerdeki oranlara varmadığı söylenebilir Ancak, polis ve mahkeme kayıtlarına geçmeyen gizli kalmış ya da kovuşturulmamış suç oranının da yüksek olduğu bir gerçektir Bununla birlikte toplumumuzda büyük kentlerdeki sürekli artışa karşın, gençlik suçluluğu büyük boyutlarda değildir Köylerdeki geleneksel kız kaçırma, kan gütme suçları azalarak sürmekte, kentlerde ise, hırsızlık suçları ilk sırada yer almaktadır

Gençlik suçluluğunun nedenleri çok çeşitlidir
Başka bir deyişle tek bir mikropla bulaşan bir hastalık değil, birçok etkenin belirlediği bir davranış bozukluğudur Yoldan çıkan bir genci, suça yönelten nedenler üç ana kümede toplanabilir:
1 Gencin yapısı, özellikleri ve yeteneklerine ilişkin etkenler,
2 Gencin yetiştiği aile yapısı, aile içi düzensizlikler ve ana-baba ilişkileri,
3 Gencin ve ailenin içinde yaşadığı toplumsal ortam ve yaşam koşulları

Bu etkenler birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili olarak sonucu belirlerler Kimi zaman bir etken, kimi zaman da başka bir etken ağır basar
Araştırmalarda incelenen suçlu gençlerin özellikleri şöyledir: Bedence daha iri yapılı ve güçlüdürler Ergenliğe daha yavaş girmekte, ergenlikten sonra yaşıtlarına yetişerek geçmektedirler İçlerinde donuk zekâlılar olduğu gibi parlak zekâlıları da vardır

Ancak suç işleyen gençlerin zekâlarının ortalaması kontrol grubu gençlerininkinden daha düşük bulunmuştur Buna karşılık suçlu gençlerin okul başarıları zekâ yeteneklerinin çok altındadır Matematik ve okumada yaklaşık 3 yıl geri kalmışlardır Okumaktan ve okuldan nefret etmekte, çoğu okulu bırakmak istemekte ve sık sık okuldan kaçmaktadırlar Öğrenme güçlükleri ve soyut düşünmede gerilikleri vardır

Yapılan pek çok araştırma, suçlu gençlerin ot gibi yerden bitmediğini, onların özel koşullarda ve belli ortamlarda özellikle yetiştirilmiş gibi suça itildiklerini doğrulamaktadır Bu ortam genellikle sevgiden yoksun, güven veremeyen, karışık ve çatışmalı bir aile ortamıdır Çocuğun kişilik gelişmesini aksatacak, ruhsal uyumunu bozacak pek çok etken bir arada bulunur:

Kavga, içki, geçimsizlik, vb Ana-babalarda ruhsal dengesizlik veya antisosyal eğilimler vardır Bu ailelerin çoğunda şu etkenlerden biri çok belirgindir: Annenin çocuğu benimsemeyip itmesi, babanın çocuğu benimsememesi, anne-babanın ruhsal dengesizliği ve anne-baba geçimsizliği, bu ailelerin yarısında da bu etkenlerden üçü bir arada bulunmuştur

Baba, çocuğunda anti-sosyal eğilimleri destekleyen, genellikle evde bir diktatör gibi davranan, bencil, başkalarının duygularına karşı duyarsız, eve anlayışsız bir insandır Anne de çoğunlukla çaresiz, sürekli yakınan ancak kocasına karşı çıkamayan, ezik biridir

Kendinden iyi bir davranış beklenmediğini gören çocuk, ana-babaya karşı bu ters kimliğini savunma çabasına girer Bütün aile üyeleri de yalnız ona karşı dayanışma içine girerler, onu dışlarlar Kimi zaman davranışı en bozuk olan, en yeteneksiz olan değil, çok olumlu özellikleri olan bir çocuk da şamar oğlanı rolünü üstlenebilir Çoğunlukla belli bir özelliği, şamar oğlanı olarak seçilmesinin nedenidir

Sevilmeyen birisine benzemesi, kız beklerken oğlan çocuk doğması, çocuğun ana-babadan biri ya da ikisince itilmesine neden olabilir Çocuğun olumsuz bir özelliği abartılarak ve sürekli başına kakılarak çığırından çıkarılır "Sen olmayınca bu evde huzur var, sen gelince ağzımızın tadı kaçıyor" gibi Oysa şamar oğlanı olmasa, aile üyeleri öfkelerini yansıtacak bir yer bulamaz, birbirlerine düşerler Kimi gençlerin davranış bozukluğu, nevrotik veya tepkisel olabilir Örneğin bir boşanmadan bir ölüm olayından sonra ortaya çıkan davranış sapmaları bu türdendir

Babasız büyümekten daha zor ve acı olan durum, babası yaşarken bir gencin baba özlemi çekmesidir Babasının olduğunu bilen, ama aranmayan, sorulmayan, merak edilmeyen bir çocuk ve gençte benlik saygısı büyük bir yara alır Ülkemizde, kızlar arasında evden kaçmalar ve sorumsuz cinsel ilişkiler artış göstermekle birlikte genelde suç oranı erkeklerle kıyaslanmayacak kadar düşüktür

Ceza ve ıslahevlerinde yatan genç kız sayısı çok azdır Gelişmiş ülkelerde büyük sayılara varan evlilik dışı gebelik ve doğum olaylarına ülkemizde ancak tek tük rastlanır Önünü-sonunu düşünmeden cinsel ilişkiye girmek ve gebe kalmak genç kızlar için bir baş kaldırma yolu, kimlik bocalamasının bir belirtisi olmaktadır Erkeklerce beğenilme, ardından koşulmak kadının cinsel kimliğinin bir parçasıdır Evinde sevgi ve anlayış bulmayan genç kızlar, erkeklerden gelen ilgiye ve tatlı sözlere daha çabuk kanmakta, cinsel birleşmeyi bu sevginin bir bedeli olarak görmektedir

Yalnızlığını ve umutsuzluğunu gideren böyle bedensel yaklaşma ona sevilmenin ve kadın kimliğinin bir kanıtı gibi gelmektedir Aile içi bunalımlarda, boşanma ve ayrılıklarda genç kızın benlik gücü zayıflamakta, cinsel ilişkiyi sorunlardan bir kaçış yolu olarak seçmektedir Özellikle annesiyle çatışması çok olan genç kızlar, bilinçdışı bir öç alma duygusuyla kendilerini erkeklerin kucağına atmaktadırlar

Çocukluklarında cinsel saldırıya uğramış, yakın bildiği, güvendiği erişkin erkeklerce kandırılıp, okşanmış cinsel bakımdan sömürülmüş kızlar da gençlik çağında cinsel dürtülerini dizginlemekte güçlük çekerler

Suçlu çocukların ancak yarısı anne ve babaları tarafından sevildiklerini bildirmişlerdir Annesince sevildiğini söyleyenler, babasınca sevildiğini söyleyenlerden üç kat fazladır Suçlu gençlerin F,6’sı ölüm veya ayrılık nedeniyle bir süre ana-babadan ayrı kalmışlardırGençlik suçluluğunda toplumsal etkenler de büyük rol oynarlar Bazı yörelerin gençleri çevredeki varlıklı kesimlere imrenmenin ve özenmenin ötesinde kıskançlıkla, kinle bakarlar

Çalışarak, didinerek yasal yollardan onların düzeyine hiçbir zaman çıkamayacaklarının bilincindedirler Kendi olanaklarının azlığıyla dışarıdaki bolluğu karşılaştırırlar Önce umutsuzluğa sonra öfkeye kapılırlar Kendi kötü koşulları içinde sıkışıp kaldıklarını görür ve buna tepki gösterirler Bu tepki ancak saldırganlık, çalma, yıkma, kırma, kuralları çiğneme biçiminde olabilir

Ergenlikte Depresyon
Ergenlik çağında depresyonun tüm belirtileriyle çıkması çok seyrek olarak görülür Ergenlik çağından önce süperegonun (vicdan, üstben) gelişmemiş olması, çocuğun kendini gözleme ve eleştirme yetisinin zayıflığı, dışa dönüklüğü, dürtülerin dizginlenmemiş oluşu nedeniyle durgunluk, çökkünlük, umutsuzluk, kendini suçlama gibi temel depresyon belirtileri apaçık ortaya çıkmazlar; çıksa da sürekli olmazlar Başka bir deyişle, üst benlik, benliği ve dürtüleri tamamen egemenliği altına alamaz
Genç, depresyona karşı kendini savunmaya girişir Ortaya üstü örtülü, dolaylı ya da depresyon eşdeğerleri denen belirtiler çıkar

Altta yatan depresyon göstergesi olabilecek belirtiler şunlardır: Genç can sıkıntısı çeker ve tedirgindir; hiç bir işle uzun süre ilgilenemez, bir uğraştan diğerine yönelir Ancak sonunu getiremez İstekle başladığı bir işten çabuk bıkar; coşku ile bezginlik arasında gider gelir Dikkatini yoğunlaştırmakta güçlük çeker; okuduğunu anlamaz "Okuduklarım kafama girmiyor" der, unutkanlıktan, dalgınlıktan yakınır Ders dinleyemez ve başarısı düşer Bedeniyle uğraşır, yorgunluktan, baş ağrısından, mide bulantısından, karın ağrısından, uykusuzluktan yakınır

İlk gençlikte görülen davranış bozukluklarının birçoğunun altta yatan bir değersizlik, benlik saygısında azalma ve yalnızlık duygularına bir tepki olarak, geliştikleri belirtilmektedir Baş kaldırma ve saldırgan davranışlar, içteki bir güçsüzlük duygusunu örtme çabaları olarak nitelendirilmişlerdir Genç, kendinin güçsüz olmadığını kanıtlamaya uğraşmakta, depresyonla savaşmaktadır Yalnızlık duygusundan kurtulmak için insanlardan kaçmak yerine onlara sokulmayı deneyebilir Aile ilişkileri çok bozuk olan, evde istenmediğini, sevilmediğini duyumsayan bir genç, kişisel yakınlığı ev dışında arayabilir

Bu durumda eğer genç, bir kızsa beğenildiğini, aranıldığını görerek, ilişkilerini çok ileri götürebilir, sevgi açlığını birine sığınarak gidermeye çalışır Cinsel yaklaşmayı sevgiyle karıştırır, ancak aradığını bulamayınca, ya da cinsel isteklerin doyurulmasıyla sevginin sona erdiğini görünce ve yüzüstü bırakılınca daha büyük bir çöküntüye uğrar; canına kıymaya kalkışabilir

Ailede boşanma, ayrılık, ölüm gibi benlik saygısını azaltan durumlarda pek çok gencin ilk tepkisi davranış bozukluğu biçiminde olmaktadır Gencin, birden umursamaz bir tutum takındığı, derslerine boş verdiği, okuldan kaçmaya, öğretmenlere karşı gelmeye başladığı, haylaz arkadaşlara kapıldığı gözlenir Açıkça ayar tutamayan, depresyon belirtisi göstermeyen genç, dolaylı olarak depresyonunu aşmaya çabalar Kolay arkadaş edinemeyen kimi genç de ilişki alanını daha daraltıp, yanlış uğraşlara yönelebilir Hayvan besleyerek tüm gününü onların bakımına ayırarak, onlarla konuşup severek, depresyona karşı kendini savunmaya çalışabilir

Ne mutlu Bana Yardımcı olabildiysem

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.