Prof. Dr. Sinsi
|
Tüp Bebek İle İlgili Herşey...
Mikroenjeksiyon (ICSI) Nedir?
Erkek kısırlığında bir devrim sayılan mikroenjeksiyonla sperm sayısı ve hareketliliği az olan veya spermlerinde şekil bozukluğu olan erkeklerde çocuk sahibi olabiliyor
Yardımcı üreme uygulamalarında, sperm hücrelerinin herhangi bir nedenle kadın yumurtasına erişemediği veya yumurta zarını aşamadığı erkek kısırlığı durumlarında, yeni bir tüp bebek yöntemi olan mikroenjeksiyon tekniği kullanılıyor
Mikroenjeksiyon tekniği ortaya çıkmadan önce, şiddetli erkek kısırlığı durumlarında kullanılan ilaç tedavilerinin ve varikosel ameliyatlarının ne kadar etkili olduğu hiçbir zaman tam olarak açıklanamadı Günümüzde uzmanlar bu tedavilerin şiddetli erkek kısırlığı olarak nitelenen durumlarda yeri olmadığını ve artık kullanılmaması gerektiğini ifade ederler
Bu durumlarda uygulanan mikroenjeksiyon tekniği mağdur erkeklerin kaderini açık bir şekilde değiştirdi İlk kez bu durumların tedavisi hücre düzeyinde yapılıyor Tek bir sperm hücresi kadından elde edilen yumurtanın içerisine saç kılından daha ince bir iğne yardımıyla mikroskop altında enjekte ediliyor ve döllenme sağlanıyor
Kimlere uygulanabilir?
Bu teknik esas olarak üç değişik kategorideki bozukluğa hitap eder Bunlar sperm sayısının ya da hareketliliğinin eksik olduğu durumlar Ayrıca sperm şekillerinin (morfoloji) bozuk olduğu durumlardır Mikroenjeksiyon uygulamalarında döllenme oranı, sperm oranı ile ilişkili değildir Menide birkaç tane sperm hücresi bulunduğu durumlarda dahi döllenme oranı değişmez (% 70 - 80) Bu teknik ile birkaç sperm hücresi ile dahi gebelik elde edilebiliyor Sperm hücrelerinin hareketliliğinin yetersiz olduğu durumlardaysa bu teknikle spermlerin yumurta zarını aşmaktaki zorluğuna çare bulunabiliyor
Sperm şekillerinin bozuk olmasının bir kısırlık nedeni olduğu, bu durumlarda yapılan tüp bebek uygulamalarında dahi döllenmenin olmadığı veya döllenme oranının çok düşük olduğu uzun yıllardır biliniyor Mikroenjeksiyon tekniği uygulamalarında sperm şekilleri döllenme ve gebelik oranları üzerinde olumsuz etki göstermez Yumurta bir tüp (pipet) yardımıyla emilerek sabitleştiriliyor Sperm ince cam iğne ile yumurta içine enjekte ediliyor İki gün sonra döllenmiş yumurta (embriyo) rahim içine yerleştiriliyor
Natürel Siklusta ICSI Uygulaması - İlaçsız Tüp Bebek
Yaklaşık on yılı aşkın süredir ülkemizde yardımcı üreme teknikleri sayesinde binlerce kısır çiftin çocuk sahibi olma rüyası gerçekleşti Kısırlığa yaklaşım belirli standart kuralları içerisinde sürdürülürken aynı zamanda daha başarılı, daha kolay ve daha az maliyetli yöntemlerin arayışı da sürüyor Bunlardan biri de ilaçsız tüp bebek
Yumurtalıkların uyarılması amacıyla kullanılan ilaçların yüksek maliyeti, hasta ve hekim açısından büyük bir sorun teşkil ediyor Yardımcı üreme tekniklerini gerçekleştiren hekim önemli bir ikilem ile karşı karşıya kalıyor Hekim, rahim içerisine transfer edeceği embriyo sayısını arttırdıkça gebelik oranını da, çoğul gebelik riskini de arttırdığının bilincindedir Yumurtalıkların ilaçlarla uyarılması; çok sayıda folikül (yumurtalıkta yumurtayı içeren kesecik) gelişimi, dolayısıyla çok sayıda yumurta ve embriyo imkanı getiriyor Embriyoların laboratuvarda uzun süreli kültüre (besi ortamı) edilmesi sayesinde, embriyo seçimi ve yüksek gebelik şansı elde edilebiliyor Son yıllarda ardışık kültür ortamlarının da geliştirilmesiyle ülkemizde de yoğun şekilde blastosist (5 gün) transferlerinin gerçekleştirildiğini görüyoruz Blastosist (8 hücreden fazla sayıda hücre içeren embriyoya verilen isim) transferi, transfer edilen embriyo sayısının kısıtlanmasını, dolayısıyla da çoğul gebelik riskinin azaltılması imkanını tanıyor Dünyada artık yumurtalıkların uyarılması protokollerinin yumuşatıldığı, daha az uyarıcı ile daha az oosit (yumurta) oluşturulmasını tercih edildiği görülüyor Laboratuvar kültür ortamlarındaki gelişmeler, daha az sayıdaki yumurtanın veya embriyonun daha verimli kullanılmasına imkan tanıyor Artık tedavilerde, tek veya iki blastosist transferiyle benzer gebelik oranlarının elde edilebildiği ve çoğul gebelik oranının en alt düzeye indirilebildiği görülüyor Bu durum basitleştirilmiş tüp bebek (friendly IVF veya simplified ART) olarak da adlandırılan bir yaklaşımı ortaya çıkarıyor Daha az ilaç uyarısıyla veya hiç uyarı yapılmadan yumurta eldesi ve blastosist transferi hedefleniyor
Ülkemizin şartları çiftlere, yardımcı üreme tekniklerinde tek bir uygulamada, çoğul gebelik riskinden de koruyarak, en yüksek şansı sunma zorunluluğu getiriyor Tedavinin tüm masraflarının çiftler tarafından karşılanması, tedavi masrafına ithal ilaçların yüksek maliyetinin de eklenmesi nedeniyle, faydasız ilaçların gereksiz dozlarda kullanımından kaçınılmalı Alt yapı ve tecrübe eksiklikleri tamamlanmadan hasta tedavisine başlanmamalı Günümüz tekniklerinin yeterli başarıyı sağlayamadığı önemli bir grup, yumurtalıkların uyarılması uygulamalarına kötü yanıt veren hastalardır Bu grupta uygulanan ilaç protokolleri çoğunlukla az sayıda ve kötü kalitede yumurta eldesi ile sonuçlanıyor Embriyo transferi yapılabilen olgularda gebelik oranı ise oldukça düşük kalıyor
Natürel siklusta gelişen tek yumurtanın kullanımı
Düzenli adet gören kötü yanıtlı bir olguda, zaten her ay bir follikül geliştiği düşünüldüğünde, ilaç uyarısı sonucunda yine bir veya iki yumurta elde edilmesi, yüksek doz ilaç uygulamasının bir anlam taşımadığını gösteriyor Böyle olgularda hiçbir uyarıya gerek duyulmadan, kendiliğinden seçilen ve gelişen follikülün takip edilmesi ve follikül aspirasyonu (vakumla emilmesi) ile elde edilen yumurtanın ICSI (mikroenjeksiyon) ile değerlendirilmesi natürel siklusta ICSI olarak adlandırılıyor
Natürel siklusta ICSI uygulamasında, yumurta gelişimi ultrasonografi ve gerektiğinde kan östrojen seviyesi ile takip ediliyor Hiç bir ilaç uyarısı olmadığından her ay tek bir yumurta gelişimi bekleniyor Bazen iki yumurtanın bir arada büyüdüğü görülebiliyor İlaç kullanımı olmaması nedeniyle yumurtanın büyümesi ve çatlaması tamamen vücudun kendi hormonlarının kontrolü altındadır Bu durum tedaviyi klasik tüp bebek uygulamalarından farklı kılıyor Klasik bir tüp bebek tedavisinde öncelikle gonadototropin salgılatıcı hormon analoğu adı verilen ilaçların yardımı ile vücudun kendi hormonları baskılanıyor Bu şekilde yumurta gelişimi tamamen dışarıdan verilen ilaçlarla kontrol edilebilir hale geliyor FSH ve HMG hormonları içeren ilaçların yardımıyla yumurta gelişimi uyarılıyor İlaç dozu arttırıldıkça birden fazla yumurta gelişimi imkanı doğuyor Ancak yumurtalıkların rezervi azaldıkça, çok sayıda yumurta gelişimini sağlamak için ihtiyaç duyulacak ilaç miktarı artıyor Bazı olgularda çok yüksek miktarda ilaç kullanımına rağmen ancak bir veya iki yumurta elde edilebiliyor
Natürel siklusta hormonların etkisi
Natürel siklus tedavisinde yumurtalıkları baskılayıcı ön hazırlık ilacı kullanılmadığı için yumurta gelişimini vücudun kendi hormonlarının kontrolündedir Yani vücut kendi FSH hormonu uyarısıyla yumurta gelişimini sağlıyor Ancak natürel siklus uygulamasındaki asıl risk burada karşımıza çıkıyor Yumurtanın çatlamasını sağlayacak olan LH hormonu da baskılanmamış durumdadır Bu nedenle LH hormonu kendiliğinden yükselip yumurtanın erken dönemde çatlamasına neden olabiliyor
Polikistik Over (Pco) ve Polikistik Over Sendromu (Pcos)
Polikistik over li kadınlarda yumurtalıklar ultrasonografide özel bir görünüm arzetmektedir Yumurtalıkların kenarında çepeçevre yerleşmiş çok sayıda yumurta taslağı bulunur Bu tip kadınların bir kısmı normal adet görürler, hormonlar ve yumurtlama ile sorunları yoktur Bazen de, bu overlere sahip kadınlarda adetler çok azdır, ör: senede 2-4 adet görürler, buna bağlı olarak yumurtlama ya çok seyrek olur ya da hiç olmaz Bu duruma hafif veya şiddetli tüylenme, kilo alımı veya şişmanlık eşlik edebilir Eğer adet azlığı şişmanlık ve tüylenme ile birlikte ise bu tip kadınlarda pcos denilen özel bir durumdan bahsedilir, ayrıca diabet ve hipertansiyon riski de artmıştır
Pcos veya pco olsun bu tip kadınlarda yumurta geliştirmek için verilen ilaçlarla bazı zorluklar ortaya çıkabilir Şöyle ki: Verilen düşük doz ilaçlara rağmen yumurta gelişmesi olmaz, ilaç dozunu biraz artırınca çok aşırı sayıda yumurta taslağı gelişmeye başlar Burada dengeyi bulmak bazen çok zahmetli olabilir Özellikle aşılama için yapılan tedavilerde en fazla 1-3 arası istenen yumurta sayısı aşıldığı için tedavi iptal edilir Çünkü bu tip hastalarda yan etkiler bölümünde bahsedilen OHSS ve çoğul gebelik riski artmıştır
PCO'lu hastalarda 2-3 denemeden sonra uygun dozun bulunup istenen sayıda yumurta geliştirilmesi mümkün olabilir
PCO ve PCOS bulunan hastalarda tüp bebek başarı ihtimali oldukça yüksektir Buna karşılık OHSS riski artar, bu durum çok dikkatli bir takiple ve bazı kurallara uyarak önlenebilir
Preimplantasyon Genetik Tanı
Chicago Gen Enstitüsü'nde görevli Rus asıllı bilim adamı Dr Yury Verlinsky ve arkadaşlarının çalışmaları sonucunda geliştirilen Preimplantasyon Genetik Tanı (PGD) ile artık embriyo transfer öncesinde bir bebeğin genetik hastalıklara sahip olup olmayacağı anlaşılabiliyor
Genetik olarak risk taşıyan gebelikler bugüne kadar, amniyosentez (bebeğin içinde bulunduğu sıvıdan örnek alınması), koryonik villus biyopsisi (plasentadan doku örneğinin alınması), kordosentez (göbek kordunundan bebeğe ait kan alınması) gibi yöntemlerle doğum öncesi incelenebilir hale gelmişti Ancak döllenmeyle gebeliğin anne rahmine yerleşmesine kadar geçen implantasyon öncesi dönem hakkında genetik bir analizin yapılması mümkün olmamıştı
Tüp bebek uygulamalarının ardından embriyo ve seks hücrelerinin genetik analizlerine de başlanmış ve ilk kez 1990 yılında Verlinsky ve arkadaşları Chicago'da Preimlantasyon Genetik Tanı'yı (PGD) yardımcı üreme tekniklerine yeni bir alan olarak tanıttılar
Preimplantasyon Genetik Tanı nedir?
PGD, implantasyon öncesi genetik bozuklukların anlaşılmasını sağlayan genetik bir yöntem Bu teknikte oosit (yumurta) olgunlaşması, döllenme ve implantasyon kontrol edilerek sadece normal embriyolar rahime transfer edilir Bu sayede genetik bozukluğu olan çocuğa sahip olma riski yüksek olan çiftler için hamilelik en başından kontrol altına alınmış olur
PGD, yumurta hiperstimulasyon (yumurta üretiminin uyarılması) ve IVF (in vitro fertilization, tüp bebek) ile elde edilen embriyoların genetik yöntemlerle incelenmesidir Bu nedenle PGD uygulanmasını isteyen aileler öncelikle bir tüp bebek tedavisine alınır Özellikle kromozom sayısı normal olan embriyoların PGD yardımıyla transferden önceden seçilmesi, tüp bebek uygulamasının verimliliğini de arttırır Çünkü uygulamada olumsuz sonuçların başlıca sebeplerinden biri kromozom anomalisi Dolayısıyla meydana gelen düşüklerdir
Bu nedenle çoğunlukla kromozomal hastalıklar için uygulanan PGD, özellikle ileri yaştaki tüp bebek hastalarına ait oositlerde (yumurtalarda) %43 1 gibi yüksek oranda kromozom anomalisine rastlanması sebebiyle zorunlu hale geldi
Genetik bozukluklar açısından yüksek risk taşıyan çiftler için düşünülmüşse de yapılan PGD işlemlerinin yarısından fazlası yaşa bağlı kromozom anomalileri için uygulanır Böylece PGD'nin uygulama alanı her geçen gün gelişir
Merkezlerin çoğu kromozom sayısal anomalilerinin incelenmesi için FISH (Fluorescence in situ Hybridization) tekniğini kullanırken, kimileri de tek-gen bozukluklarının analizi için PCR (Polymerase Chain Reaction) yöntemi ile tek hücre genetik analizini uygular
Embryo Biopsisi Polar cisimcik biopsisi
Bununla birlikte, bazı merkezlerde özel şartlar için de PGD kullanılabilir Örneğin ülkemizde sıklıkla görülen talasemi (Akdeniz anemisi) ve orak hücreli anemi hastalığının gebelik öncesi analizi PGD ile yapılabilir
Gelişen genetik teknikler ve bilgiye ulaşma olanaklarının artması çiftlerin, PGD ve diğer doğum öncesi (prenatal) tanı yöntemleri hakkında sağlık merkezlerine başvurmalarını kolaylaştırdı
Asıl amacı ailelere sağlıklı bebeklerini kavuşturmak olan tüp bebek uygulamaları, Preimplantasyon Genetik Tanı'nın uygulanması ile birlikte başarıya ulaşma konusunda bir adım daha atılmasını sağladı
Sperm Analizinin Önemi ve Bazı Terimler
Sperm analizi, tedavinin planlanmasında çok önemli değere sahiptir Bu nedenle, iyi bir merkezde, bu işten anlayanlar tarafından yapılması gerekir Eksik, yetersiz veya yanlış yapılan bir tahlil, yanlış tedavi planlanmasına, zaman kaybına ve tekrar tahlil istenmesi nedeniyle mali kayıplara neden olabilir
Tedaviyi planlayan ve uygulayan doktorun sperm analizini yeterli şekilde değerlendirmesi hayati önemi olan bir konudur Ayrıca, spermin nasıl ve hangi şartlarda alınması gerektiği de erkeğe iyice anlatılmalıdır
Sperm tahlili için erkeğin 2-7 gün arası boşalmaması gerekir Sperm verirken su, tükrük, sabun veya başka bir kayganlaştırıcı kullanılmaması gerekir Sperm odası gürültüden uzak, sakin ve sessiz bir ortam olmalı, gözden uzak bir yerde bulunmalıdır İçinde lavabo, temizlik malzemeleri, rahat bir oturma imkanı olmalıdır Bazen uygun olmayan şartlarda sperm vermek zorunda kalan erkekler bu konudan şikayetçi olmaktadır Sperm vermede sorun yaşayanlar için gerekli imkanlar sağlanmalıdır
Azospermi:
Erkeğin menisinde canlı veya cansız hiç sperm hücresi olmamasıdır Bu durum 2 şekilde ortaya çıkar:
Tıkayıcı tip: Burada erkeğin yumurtalıklarında (testis) sperm hücre yapımı olmasına rağmen hücreleri ileten kanallarda tıkanıklık olması nedeniyle (daha önce geçirilmiş iltihabi bir hastalık gibi) sperm hücreleri dışarı çıkamaz Bu hastalarda enjektör ve iğne yardımı ile sperm kanallarından hücre alınır (tesa, mesa, pesa)
Hücre yapımının olmaması: Burada ise sperm hücresini yapımı ya hiç olmamakta, ya da hücre olgunlaşması tamamlanamadığı olgun sperm hücresi bulunmamaktadır Bu tip azospermi pek çok nedenden olabilir: Ör: İnmemiş testis, genetik kaynaklı gibi Bu hastalarda testislerden iğne yardımı ile hücre aranır (tesa) Eğer hücre bulunamazsa testislerden biyopsi ile çok küçük parçalar alınır ve hücre aranır (tese, mikrotese)
Her iki azospermi tipinin ayırıcı tanısında
Sperm analizi
Erkeğin muayenesi
Erkeğin hormon tetkiklerinin
Erkeğin genetik tetkikinin yapılması gerekir
Tıkayıcı tipte olan azospermi de hücre bulunma şansı hemen hemen kesindir ve başarı şansı yüksektir,
Hücre yapımının olmadığı veya çok az olduğu ikinci tipte hücre bulunma şansı %30-50 dir Eğer hücre bulunamazsa en az 6 ay ara ile biyopsi tekrar edilebilir
Bazı durumlarda, azospermi tanısı konulanlarda nadir de olsa tekrar yapılan menide yapılan sperm analizinde çok az sayıda canlı hücre bulunabiliyor Bu nedenle, hastaların her zaman dikkatli değerlendirilmesi gereklidir
Bu genel bilgiler dışında, her erkeğin kendi özel durumuna göre bir değerlendirme yapılıp ileriye yönelik tüp bebek şansı ayrıca ayrıntılı olarak tartışılıp ona göre karar verilmelidir
İmmotil sperm: (%100 Hareketsiz)
Erkeğin menisinde hareketli sperm hücrelerinin olmayışıdır Burada hücrelerin kuyruk yapısında bir anormallik söz konusudur Hücre sayısı değişik olabilir Burada, iki durum söz konusudur:
Hücrelerin hepsi ölüdür
Hücrelerin bir kısmı canlıdır fakat hareket yeteneğini kaybetmiştir
Bunun için canlılık testi yapılır Bu test sonucuna göre uygun vakalarda tüp bebek yaplır Eğer canlı hücre yoksa erkeğin testislerinden biyopsi ile sperm hücresi aranır
Oligospermi: (Sayı)
Sperm hücrelerinin sayı olarak azlığını ifade eder Eğer, sperm hücre sayısı 20 milyon/ml den az ise oligospermi tanısı konur Bu azlığın derecelerine göre tedavi düzenlenir
Astenospermi: (Az Hareketlilik)
Sperm hücrelerinin hareket azlığını ifade eder Burada:
Hızlı ileri hareketli (hiperaktif) (a)
Yavaş hareketli (b)
Yerinde hareketli (c)
Hareketsiz (d)
Şeklinde bir sınıflandırma vardır Tedavinin planlanmasında özellikle Hiperaktif olanlar önemlidir
Teratospermi: (Şekil farklılıkları)
İnsan sperm hücrelerinin kendine has “iğ” şeklinde bir baş yapısı vardır Bazen sperm başı değişik şekillerde olur Her normal sperm analizinde bazı hücrelerin “anormal şekilli” şeklinde yazıldığı görülür ve belli bir yüzde ile ifade edilir Eğer, anormal şekilli sperm hücrelerinin oranı hemen hemen % 100 ise teratospermiden bahsedilir Bu tanı bazen hastalarda kaygılara yol açmaktadır Sanki bu hücrelerle tüp bebek yapılırsa ve gebelik oluşursa bebeğin anormal olmasından korkulmaktadır Halbuki, bu tip hücreler doğal yollardan kadının yumurtasını dölleyemezler; ancak, tüp bebek uygulamasında kullanılabilirler
Şunu unutmamak gerekir: Tüp bebek uygulamalarında sperm hücreleri ne durumda olursa olsun, gerek duyulduğunda genetik testlerin yapılmasından kaçınmamalıdır Tedavilerin ayrıntıları çiftlerle beraber tartışılmalıdır
Aglütinasyon: (Kümeleşme)
Sperm hücrelerinin baş, kuyruk gibi bölgelerinden irili ufaklı kümeler oluşturmasıdır Bu durumda sperm hareket etse bile yerinden ayrılamadığı için yumurta dölleme kabiliyetini kaybetmiştir Bu durmda mutlaka sperm yıkama yapılarak değerlendirilmelidir Genellikle menide bulunan bazı bağışıklık maddeleri bu duruma yol açabilir
Sperm yıkama:
Günümüzde sperm analizinin artık ayrılmaz bir parçası olmuştur Yıkama yapılmadan bir sperm analizini değerlendirmek çok sağlıklı olmamaktadır Bazı özel hücre kültürü sıvıları ile meni yıkanarak istenmeyen maddeler ayrılarak sağlıklı sperm hücrelerinin değerlendirilmesi mümkün olmaktadır
Kruger Testi:
Bu test sperm şekline göre yapılan özel bir değerlendirmedir Sonuçlar infertilite tedavisinin planlanmasında önem arzeder Şöyle ki:
%14 ve üzeri normal, doğal ilişki veya aşılamaya uygun
%5-13 sınırda, yıkama sonuçlarına, ve diğer infertilite nedenlerine göre karar vermek gerekir
%4 ve daha az ise tüp bebek gerekir
Kruger kriteri azaldıkça spermin yumurtayı dölleme yeteneği de azalmaktadır
Diğer kriterler:
Sperm hücrelerinin değerlendirilmesi genellikle meni alındıktan 2 saat sonra değerlendirilmektedir Özellikle bazı durumlarda 2 saatte hücre hareketi yüzdesi iyi iken, 6 ve daha ileri saatlerde bu yüzdenin hızla azaldığı ve bazen % 0 olduğuna raslanmaktadır Bu önemli bir kriterdir
Menide toplam ileri hareketli sperm sayısı 5 milyon altında ise tüp bebek daha iyi bir tedavi yöntemdir
Meni miktarı normalde 2-7 cc olarak kabul edilir Bazen 2 cc altında meni elde edilir Bu az miktar meni ile doğal yoldan gebe kalma şansı çok düşüktür
Gereksiz kullanılan bazı ilaçlar sperm analizinde tam ters bir etki ile hücre azlığına veya yokluğuna yol açabilir Bu gibi durumlarda ilacı kestikten en az 2 ay sonra yeni bir tetkik yapılmalıdır
Aşırı sigara ve alkol tüketimi (özellikle 5-10 seneden fazla) sperm hareket ve sayısında azalmalara yol açabilir
Başka bir hastalık nedeniyle alınan ilaçlar (ör: mide rahatsızlıkları, depresyon) sperm üzerinde olumsuz etki yapabilirler
Tüp Bebek ile İlgili Terimler ve Anlamları
IVF (Tüp bebek):
Kadının yumurtası ve erkeğin sperminin vücut dışına alınarak laboratuvar şartlarında ve bazı özel plastik kaplar içinde bir araya getirilerek, döllenmenin sağlanmasıdır İşte, bu vücut dışında yapılan işleme IVF (in vitro fertilizasyon) veya tüpbebek denir Vakaların % 10-15’inde yumurtaların tümü bu yöntemle döllenmeyebilir Bu nedenle daha az kullanılmaktadır Daha önce gebe kalmış ve doğurmuş kadınlarda daha başarılı olmaktadır
1970’lerin başında rahim kanalları kapalı olan kadınların çocuk sahibi olabilmeleri için geliştirilmiş olan bu yöntem ilk tüp bebek olan Louise Brown’ın 1978’de doğması ile popülarite kazanmıştır Kullanıma giren ilk yöntem olmasi dolayısıyla halk arasında kısırlık tedavileri içinde en bilinenidir
ICSI ( İntra sitoplazmik sperm enjeksiyonu = Mikroenjeksiyon):
Sperm hücrelerinde ileri derecede sayı, hareket ve şekil bozukluğu görülen erkekler için geliştirilmiş bir yöntemdir IVF ile döllenme elde edilemeyen vakalarda da kullanılır Mikroinjeksiyon işlemi, özel bir mikroskop kullanılarak her bir yumurtanın içine seçilmiş bir adet sperm hücresinin yerleştirilmesidir Tüp bebek te kullanılan bir tekniktir
TESA (Testiküler sperm aspirasyonu) ve TESE (Testiküler sperm ekstraksiyonu):
Verdiği örneklerde hiç sperm hücresine rastlanmayan, ancak testis lerinde sperm yapımı olan hastalarda, spermin testislerden iğne veya biyopsi ile alınarak icsi de olduğu gibi kullanılmasıdır
Embriyo:
Kadın yumurtasının sperm hücresi ile birleşmesi sonucu oluşan insan yavrusu taslağına embriyo denilir Önce 2 hücreli olarak yaşama başlayan embryo hızla bölünerek hücre sayısını artırır ve genellikle döllenmeden 5-7 gün sonra rahim içindeki dokuya (endometrium) tutunur Burada gelişmesi devam ettikçe plasenta (eş) adı verilen doku aracılığı ile anneden beslenmeye başlar ve bu arada kendi varlığını belli eden bir hormon salgılar Bu hormonun anne kanında veya idrarında tesbit edilmesi için gebelik testi yapılır (hcg testi)
Assisted Hatching (Embriyo zarının inceltilmesi):
Normal şartlarda embriyo, rahime tutunmasından hemen önce, çevresini koruyucu olarak saran tabakadan (zona) kurtulur Zona tabakasının ileri derecede kalın olması halinde, embriyo bu tabakadan dışarı çıkamaz ve rahime tutunamaz Bu durumda embriyo rahime verilmezden önce zona tabakasının bir kenarından inceltilmesinin, gebelik şansını artırdığı ileri sürülmektedir Ancak, bu teknikle embriyonun zedelenme ihtimali az da olsa vardır
Blastosist transferi (Geç dönemtransfer-5 gün transfer):
Anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin birleşmesi ile embriyo denilen yeni bir yapı ortaya çıkar Embriyo sürekli bölünerek hücre sayısını arttırır Genellikle embriyo, anne adayından yumurta toplandıktan sonraki üçüncü gün, yaklaşık 7-8 hücreli safhada iken rahim içine yerleştirilir (embryo transferi) Her zaman uygulanmamakla birlikte kaliteli embriyo sayısı fazla ise embriyo gelişimi daha ileri safhalara kadar takip edilerek daha geç bir günde (en geç 5 gün) embriyo transferi uygulanabilir Böylece, embriyolardan daha iyi gelişenleri seçme şansı olabilir, transfer ve rahime tutunma arasındaki süre kısaltılmış olur Embriyonun doğal ortamına dönüşünü geciktirmesi ve kalan embriyoların dondurulması şansını azaltması, bu uygulamanın olumsuz yönleridir Ancak çok sayıda yumurta ve embryo gelişenlerde uygulanabilecek bir yöntemdir
Embriyo dondurulması (Cryopreservation):
Embriyo transferi tamamlandıktan sonra elde kalan iyi kalitede embriyolar özel bir teknikle dondurularak, daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir Donma ve çözülme sırasında kalitesini koruyabilen embriyolardan oluşan bebeklerin özel bir sağlık sorunları olmamaktadır Ülkemizdeki ÜYTEM yönetmeliği embriyoların 3 yıl saklanmalarına izin vermektedir Dondurulmuş embryoların transferi taze embryo kadar verimli olmamaktadır Çünkü, donma işleminden açılan embryoların yaklaşık % 30-50’ si ölmektedir
Preimplant genetik tanı (PGD):
Embriyonun 8 hücreli safhasında bir veya iki hücrenin embriyodan alınarak genetik tetkik için kullanılması embriyonun gelişimine engel olmaz Alınan bu hücreler kromozomal olarak incelenebilir ya da ailede bilinen genetik bir hastalık var ise, bu hastalık yönünden tetkik edilebilir Sonuçta uygun nitelikte olan embriyolar, transfer için seçilir Bu yöntemde gebelik şansı yarı yarıya azalmakla birlikte genetik hastalıklar için olumlu sonuçlar sağlar Bu uygulamayı yapmak her hastada mümkün olmamaktadır
Yumurtalık kisti olanların bebek şansı var mı?
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr Hakan Şatıroğlu, PCOS’un hastalıktan çok, çeşitli hastalıklara yol açabilen önemli bir sağlık problemi olduğunu ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi
“Polikistik Over Sendromu”nun, tıbbi açıdan herhangi bir kist oluşumu anlamı taşımadığını belirten Şatıroğlu, “Yumurtalıklar her ay düzenli olarak 800-900 bin yumurta arasından olgunlaştıracağı yumurtayı seçer ve seçilen yumurta büyümeye başlar PCOS’ta ise bu düzen bozulur ve seçim yapamaz Bu durum ultrasonla bakıldığında inci gibi dizilmiş kesecikler şeklinde gözlemlenir Aslında bu yapılar kist değil, yumurta kesecikleridir” dedi
Şatıroğlu, “Polikistik Over Sendromu”nun son yıllarda görülme sıklığının arttığını belirterek, “Tedavi edilmediğinde, başta adet düzensizliği, tüylenme, kilo alımı, cilt yapısında bozulma (sivilce) olmak üzere çocuk sahibi olmada güçlük ve rahim kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor” diye konuştu
Tedavi edilmeyen PCOS’un, rahim kanseri riskini artırdığına dikkati çeken Şatıroğlu, “Yumurtlayamama durumunun söz konusu olduğu durumda da kadındaki progesteron hormonu üretimi olmamakta ve estrojen hormonu tek başına salgılanmaktadır Bu durum çok uzun süreli devam ederse rahim kanseri gelişme riski ortaya çıkar Çünkü çatlayan yumurtanın salgıladığı progesteronun rahimi koruyucu etkisinden mahrum bırakmaktadır” diye konuştu
“İNSÜLİN DİRENCİ KİLO YAPIYOR”
PCOS rahatsızlığı olan kadınlarda, düzensiz kilo artışının da görüldüğüne dikkati çeken Şatıroğlu, bu kişilerde vücudun insulin direncinin artabildiğini belirtti
Şatıroğlu, “İnsülinin asıl görevi kandaki şekeri enerjiye çevirmektir PCOS’lu kadınlarda insülin direnci oluştuğu için bu şeker enerjiye çevrilmekte zorlanır ve yakılamayan şeker vücutta özellikle bel çevresinde yağlanma şeklinde birikmeye başlar PCOS’lu kadınlardaki simit şeklindeki göbek oluşumunun sebebi budur” dedi
“ADET DÜZENSİZLİĞİ İLE BELİRTİ VERİR”
PCOS’un her kadında aynı olmamakla birlikte, genellikle ilk olarak adet düzensizliği ile belirti verdiğini anlatan Şatıroğlu, düzensiz yumurtlamanın kadındaki erkeklik hormonlarının daha fazla salgılanmasına neden olduğunu söyledi
Şatıroğlu, erkeklik hormonunun fazlalığının da deride yağlanma yaptığını, yağlanmayla birlikte akne oluşumunun başladığını ifade ederek, bunun dışında vücutta erkek tipi tüylenmelerin görüldüğünü belirtti Şatıroğlu, tüylenmenin, dudakların üst kısmında, yanaklarda, göğsün ortasında, çevresinde ve karnın alt kısmı ile bacakların diz üstü kısımlarında oluştuğunu anlattı
Bu arada PCOS’un neden olduğu adet düzensizliği nedeniyle, bir çok çiftin çocuk sahibi olmakta güçlük çektiğini de vurgulayan Şatıroğlu, “PCOS’lu kadınlar, bu korku ile yaşamamalılar Uygun takip ve tedavilerle gebe kalınabilir” diye konuştu
“DOĞUM KONTROL HAPLARI İLE TEDAVİ EDİLİYOR”
PCOS tedavisinde uygulanan yöntemin, hastanın çocuk beklentisinin olup olmamasına göre belirlendiğini anlatan Şatıroğlu, çocuk sahibi olmayı düşünmeyen kadınlarda doğum kontrol hapı desteğiyle kolayca tedavi yapıldığını söyledi
Şatıroğlu, doğum kontrol haplarının vücuttaki hormon düzenini geri getirdiğini ifade ederek, hastalıkla birlikte oluşan tüylenme adet düzensizliği gibi şikayetlerin de ortadan kalktığını belirtti
Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlarda ise insülin direncinin düşürülerek yumurtlamanın oluşmasına zemin hazırlandığını dile getiren Şatıroğlu, “Haplarla yumurtlama sağlanarak çocuk sahibi olmaları sağlanıyor Hapların yeterli olmadığı noktada ise iğnelerle yumurtlatma işlemi gerçekleştirilmeye çalışılıyor Eğer iğne yönteminden de yanıt alınmazsa bu hastalarda aşılama ya da tüp bebek tedavisine geçiliyor” dedi
Şatıroğlu, ancak bazen yanlış bilgilendirilen çiftlerin, öncelikle basit tedavi süreçlerini atlayarak ilk adım olarak tüp bebek tedavisine yönlendirildiğini belirterek, yanlış bir tedavi uygulanmaması için alanında uzman olan bir hekim seçiminin önemli olduğunu kaydetti
|