07-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tahammülsüzlük Üzerine
Hayatımdaki değer yargıları yaşımla orantılı olarak sürekli değişim halindedir, bu değişim bazen ilerleme bazende gerilemeyle sonuçlanmıştır
Yaşamlarımız aslında bir bütün gibi gözüksede iki kısımdan inceleyip sonuçlarını bulmalıyız
Yaşamın ilk kısmında; bize ait düşünceler yoktur, düşüncelerimiz aslında, ebevynlerimize, öğretmenlerimize, hani gözümüzde filozof olduğunu sandığımız kişilere aittir ki onların düşünce görüşüyle dünyayı görür ve bakarız İşte bu süreçte çok sabırlı ve herşeye tahammül eder, asla ve asla isyan etmez, farklı düşünmez, kısaca başkalaşmadan korkarız, hayatımıza girmiş kişilerin düşünceleri bizim için hazır ve bulunmaz bir altın kasede sunulan su gibidir, nede olsa tahammül sınırlarımızı daha belirlelemişizdir
İkinci kısımda ise; İşte gerçek yaşamımızın ortaya çıktığı, isyan etmenin faydalarını gördüğümüz, olumsuz ve negatif bazı duygularında bize olumlu şeyler sağladığının farkına vardığımız andır
Bu süreçte artık düşüncemizi kesin olarak, her insanın kendine göre fikirleri ,kendine yakın bulduğu bir ideolojiyi benimseme özelliği , sevdiği, sevmediği hep farklıdır Düşünme eylemini hakkını vererek yapan her insanda bunun farkındadır Farkında olunmasına rağmen kimsenin kimseye tahammülünün kalmaması hayra alamet midir acaba ?
Yalnızca ülkemizde değil dünyanın dört bir tarafında tahammülsüzlük modası hızla yayılmakta ,kendine yakın olmayanlar çeşitli sıfatlarla düşman gösterilmekte ,düşman görülmektedir 'Öteki ' diye bir ayrım yapılarak insanın kendi yaratılışına aykırı tavırlarla insanın en aşağılık yüzü gösterilmektedir İnsanlar farklıdır elbette ki ,bu farkı anlamak sakin olabilmek çok mu zordur ? Çoğu zaman gazetelerde manşet olur ya 'Sağ duyu ' diyerek birileri kendilerini parçalar Ama görülür ki boşadır bu haykırışlar Her gelen yeni nesil bile önceki nesline kin duyabilmektedir Neden bu kadar tahammülsüz oldu insanlar Herkesin bir yarasımı var ondan mı korkuluyor Yarası olan neden merhemini karşı tarafa saldırmakta arar ,neden çözüm kendinde olmazda ötekine saldırmakta olur Elbette ki bu soruların cevabı zor değildir sadece biraz düşünmenin hakkını verirsek anlaşılır zaten Dünya hiçbir zaman tek düşünce hakimiyetinde olmadı ki neden bazıları aynı düşünce olsun ister Lafa gelince demokrat olmak kolaydır Bir kelimenin anlamını bilmek onu uyguluyor olmak anlamına gelmez Görüyoruz ki çoğu insan bu kelimeyi kendini temize çıkarmak adına kullanıyor
Siyasetten tutunda toplumun her kesiminde tahammülsüzlük aldı başını gidiyor Artık o manşetlerdeki klişe lafları uygulayanı bırakın okuyan bile yok Bir görüşe sahip olmak , onun için çaba sarfetmek önemli birşeydir Ama bu demek değildir ki her insan o görüşü kabullensin Bu yüzyılda bunu hala anlayabilmemiş olmamız biraz üzüyor beni Çok zor birşey istenmiyor ,istenen farkın farkedilmesidir Farkı anlamak için akademik bir kariyer yapmayada gerek yok yapılacak tek şey empatidir çoğu zaman Empati kurmayı bile düşünmeyen,gözü kararmış ,körü körüne bir yola giren, sağ-sol görüş farketmez tahammülsüz bir şekilde birbirine saldıran ,ideolojik fikirleriyle insanların farklarının görülmesine engel olan ,insanın duygularını sömüren , dinlememeyi adet haline getirmiş ,dünyayı ben merkezci yaşayan ,bir başka ihtimalin varlığını kesinlikle reddeden insanları kınıyorum Çözüm mü diyorsunuz sadece düşünmenin hakkını verelim yeter
(yla karışık)
|
|
|