![]() |
Descartes-Özne Olarak Benlik |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Descartes-Özne Olarak BenlikBatı felsefe tarihine baktığımızda benlik (self) kavramının, felsefenin en belirsiz kavramlarından biri olduğu hemen göze çarpar: Bu belirsizliğin nedenlerinden birisi hiç kuşkusuz onun çok boyutlu bir kavram olmasından ileri gelmektedir ![]() Benlik kavramının teolojik ve felsefi yönleri olduğu gibi onun psikolojik ve hatta sosyolojik boyutlar! da bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Gilbert Ryle'ın The Concept of Mind adlı eserinde dile getirdiği bir metafor, bu kavramın içeriğinin ne kadar belirsiz olduğunu çok iyi göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batı felsefe tarihinde benlik kavramının serüvenine baktığımızda görürüz ki, benlik, daha çok iki yönüyle öne çıkmıştır: bilginin öznesi olarak berıîik ve bilginin nesnesi olarak benlik ![]() ![]() ![]() ![]() Benliğin özne yönüne vurgu yapan rasyonalistler, özne olarak benlik bilgisinin diğer bilgilere oranla daha kesin olduğunu zira burada aracısız ve doğrudan bir bilincin sözkonusu olduğunu iddia ederken, benliğin nesne yönünü öne çıkaran empiristler, nesne olarak benlik bilgisinin diğer nesnelerin bilgisinden yöntem itibariyle farklı olmadığım ve dolayısıyla aynı kesinliğe sahip olduğunu öne sürmüşlerdir ![]() Öte yandan, benlik konusunda rasyonalistler ile empiristlerin arasında orta bir yol benimseyen Kant ise benliğin birkaç boyuta sahip olduğunu belirterek bir anlamda hem rasyonalistlere ve hem de empiristlere hak vermiş, ancak onların böylelikle benliği tek boyutlu bir şey gibi gördüğünü de söyleyerek onların hatalarını göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Yani transandantal felsefede benliğin mahiyetinden ziyade onun epistemoîojik işlevi ön plana çıkarılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes ve Benlik ![]() Benliğin 'düşünen, yalın ve ölümsüz bir töz' (ruh) olduğu görüşünün ilk sahiplerinden biri hiç kuşkusuz Descartes'tır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes'a göre ben bilgisinin ayrıcalıklı bir durumu vardır, zira kendimize ilişkin bilgimiz doğrudan entellektüel bir sezgiyle elde edilen a priori bir bilgidir ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes'ın benlik anlayışının en çok öne çıkan yönleri, onun ontolojik ve epistemolojik yönleri olmasına karşın, daha derinlere bakıldığında başka yönlerinin de örneğin teolojik ve ahlaki yönlerinin de olduğu görülecektir ![]() ![]() ![]() Descartes'm bilgi felsefesi, günümüzde temelselcilik (faundationalism) adı verilen bir görüşle anılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes'ın temsil ettiği temelselciliğe göre bilgi sistemi, tıpkı temelleri sağlam olan bir bina gibi, kesin ve kuşku götürmez doğrulara dayanmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahabettin Yalçın |
![]() |
![]() |
![]() |
Descartes-Özne Olarak Benlik |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Descartes-Özne Olarak BenlikTemeli sağlam olmayan bina nasıl her an çökmeye meyilli ise aynen bunun gibi çürük (yanlış) bilgiler üzerine inşa edilmiş bir epistemik inanç sistemi de çökmeye mahkumdur ![]() Descartes'a göre bilgimizin temelini sağlam kılan şey, sarsılmaz bir kesinlikle inandığımız ilk ilkelerdir ![]() ![]() Öklid geometrisi, en temelde ya da en başta yer alan bir kaç ilke ve kavram ile bu ilke ve kavramlardan türetilen ispatlardan o]uşur ![]() ![]() ![]() Descartes'ın yöntemini karakterize eden en önemli özellik, hiç kuşku yok ki onun bilgide kesinliğe varma isteğiydi ![]() Felsefe tarihinde belki de hiç kimse onun kadar hakikat (doğruluk) peşinde koşmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes bu amaçla sahip olduğu tüm inançların elden geçirilmesi ve hakkında en ufak bir kuşku bulunan tüm inançların ayıklanması gerektiğini öne sürer: "Ben yazılarımda her zaman yöntemimin bir mimarın yöntemi gibi olduğunu belirttim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere bilgiye sağlam bir zemin oluşturmak ile yanlışları ayıklamaya yarayacak kuşku süreci birbiriyle yakından ilintilidir ![]() ![]() Yöntemsel kuşku olarak adlandırılabilecek Descartes'ın yöntemi, kendilerinden en ufak bir kuşku duyulan inançların ve yargıların elenip doğruluğundan asla kuşku duyulamayacak olanların muhafazasına dayanan bir yöntemdir ![]() ![]() Descartes da bunu bildiğinden inançları çeşitli gruplara ayınr ve bu grupların temellerim teste tabi tutar ![]() ![]() ![]() Descartes'ın analitik yöntem adını verdiği bu yöntem okuyucunun düşünerek ve yanlışları eleyerek bazı temel doğrulara ulaşabileceği iddiasına dayanmaktadır ![]() ![]() İnançlarını test etmek için onları gruplara ayıran Descartes, duyu bilgisi alt grubuna giren inançlarla işe başlar ![]() ![]() ![]() Bizi bir kez yanıltan her zaman yanıltabilir ilkesinden hareket eden Descartes, duyusal bilginin doğruluğunun kuşkulu olduğunu ve bu nedenle şimdilik doğru kabul edilemeyeceğini öne sürer ![]() ![]() Descartes'a göre rüya ile uyanıklığı ayırd edecek elimizde kesin bir kıstas bulunmadığı için dış dünyadan geldiğini düşündüğümüz duyumların aslında başka bir kaynaktan (örneğin Tanrı'dan yahut bizatihi kendimizden) gelme olasılığının mevcut olduğunu iddia eder ![]() ![]() ![]() Dış dünyanın mahiyeti ve varoluşuna ilişkin kuşku bulunduğuna göre acaba elimizde sadece matematikteki doğrular gibi kendilerinden asiâ kuşku duyamayacağımız gibi duran yargılar mı kalmaktadır ![]() Descartes'a göre aslında bu tür önermelerin doğruluğundan bile emin değiliz ![]() ![]() ![]() ![]() Böylelikle herşeyden kuşku duyduğumuza göre acaba kuşku duymadığımız birşey kalmış mıdır? Descartes bu soruya olumlu yanst verir: kuşku duyduğumuzdan kuşku duyamayız, çünkü böyle bir kuşku kendi kendisinin varlığını ispat eder ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes'ın o ünlü cogito'm da işte bunu ifade eder: cogito ergo sum yani 'Düşünüyorum, o halde varım' ![]() Descartes'a göre "bu önerme yani 'Ben varım' önermesi, benim tarafımdan ifade edildiği yahut zihnimde kavrandığı an zorunlu olarak doğrudur" ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Descartes-Özne Olarak Benlik |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Descartes-Özne Olarak BenlikDescartes'ın cogito argümanının bir benzeri, Ortaçağ filozoflarından St ![]() ![]() "Bu noktaların hiçbirinde 'ya yanıltılıyorsan?' diyen Akademi kuşkucularının argümanlarından korkmuyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçi Augustine'in argümanının gerekçeleri farkhdır ama izlenen yöntem, Descartes'ınki ile benzeşmektedir ![]() Yine Ortaçağ İslam filozoflarının benlik ile ilgili görüşleri de Descartes'ın benlik anlayışında yansımasını bulmuştur ![]() ![]() ![]() Kendi varlığını kesin bir şekilde ispat eden Descartes, artık bilgi kuramının temelini oluşturan bir Arşimet noktası bulmuştur ![]() ![]() ![]() Tüm epistemolojisini benlik bilgisinden çıkardığı bir doğruluk ölçütüne (açıklık ve seçildik) dayandıran Descartes, ben-bilgisini ilk ve en kesin bilgi olarak nitelendirerek onun önemini daha baştan ortaya koyar ![]() ![]() Seçiklik ise zihindeki herhangi bir idenin başka idelerle olan ilişkilerinin açıkça görülebilmesi demektir; yani bu ideye ait olan her şeyin onun başka idelerle olan ilişkilerinden ayırd edilebilmesi demektir ![]() Ne var ki, açıklık ve seçildiği bilginin temel ilkesi olarak kabul eden Descartes'ın bu ilkesi, Meditasyonlafın başında ortaya koyduğu yöntemsel kuşku anlayışıyla çelişir gibi gözükmektedir ![]() ![]() ![]() Benzer bir biçimde, Tanrı kavramının açık ve seçik bir bilgi olarak doğuştan bizde bulunduğunu iddia eden Descartes, kötü bir ruhun yokluğunu yahut tersinden söylersek iyi bir Tanrı'nın varlığını açık ve seçik bile olsa her türlü doğru inancın garantisi olarak görmekteydi ![]() Felsefe literatüründe 'Descartes döngüsü' adı verilen bu konu, Descartes'ın zamanında ona da sorulmuştur ![]() Descartes ise bu sorulara karşılık, iyi ve mükemmel bir Tanrı'nın varlığının ancak hafızaya dayanan ispatlar için zorunlu olduğunu, yoksa şu anda doğrudan sezgiyle bildiğim açık ve seçik bilgi için iyi Tanrı garantisinin gerekli olmadığını ifade etmiştir ![]() * Alıntı |
![]() |
![]() |
|