|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
ahlak, çileci, felsefesinde, yaklaşımlar, özgeci |
![]() |
Ahlâk Felsefesinde Özgeci Ve Çileci Yaklaşımlar |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ahlâk Felsefesinde Özgeci Ve Çileci YaklaşımlarJ ![]() ![]() ![]() J ![]() ![]() ![]() Bu iki filozof da özgeci ve çileci bir ahlâk anlayışını ve bu ilkeler üzerine kurulan bir çözümleme yolunu benimsemekte; ahlâkî davranışı nedensellik bağlamının dışına taşımak, onu doğa yasalarından bağımsız bir alanda incelemek istemektedirler ![]() ![]() ![]() J ![]() ![]() ![]() Rousseau genel istenci oluşturan tikel istençlerin özgür olduklarını düşünür ![]() ![]() Sözleşmeli toplumun yönelimi olarak ortaya çıkan genel istencin bir bütün olarak toplumun iyiliğini gözeterek salık verdiği tutum ve davranışın, tek başına bireysel yarar düşüncesinin belirlediği tutumdan farklı olmasını beklemek doğaldır ![]() ![]() Rousseau genel istence uygun davranışı bir olgu gibi gördüğünden insanın edimlerinde özgür olduğunu varsayar ![]() ![]() Rousseau'nun siyaset felsefesinde özgürlük genel istence uygun davranışın, bir başka deyişle ona boyun eğmenin koşuludur ![]() Rousseau'nun siyasal özgürlük kavramının ardında onun ilk örneği olan başka bir özgürlük kavramının bulunduğunu görüyoruz ![]() ![]() Rousseau Toplum Sözleşmesi'nde insanı kendisinin efendisi yapan bu "ahlâkî"' özgürlükten söz ederken " ![]() ![]() ![]() ![]() Toplum içinde özgürlük de bu özgeci örneğe göre tanımlanır: oya sunulan yasa tasarısı çoğunluk tarafından benimseniyorken benim tercihim genel istence aykırı düşüyorsa, yanıldığımı bilmeliyim; oylamada bana sorulan çıkarıma neyin uygun düşeceği değil, toplum için neyin iyi olduğudur ![]() Eğer genel istenci, yani toplum için iyi olanı bulgulamaktaki başarısızlığım bireysel çıkar kaygılarından kurtulamayışından kaynaklanıyorsa, ahlâkî anlamda özgür sayılamayacağım açıktır ![]() Öte yandan, genel istençle kendi çıkarlarımı gözeterek verdiğim karar aynı doğrultuda buluşmuş olsalar bile, eğilimlerimin etkisinden kurtulamadığım sürece genel istencin oluşmasında katkım olduğunu düşünmeye hakkım yoktur ![]() Rousseau insanın yalnızca kendisi için yararlı olanı hedef gösteren itkilerin üstesinden gelebildiğinde özgürlüğünü gerçekleştirdiğini düşünmektedir ![]() ![]() ![]() Yine, insanın doğal itkilerini bastırdığında toplumsal 'bir varlık olabildiği öne sürülüyorsa çözümlemede çileci ilkelerin kullanıldığından kuşku duyulamaz ![]() ![]() Rousseau toplumda birey özgürlüğünü özgeci-çileci bir çerçevede ele alırken, inşam diğer canlılardan ayırt eden özgülüğü olarak onun doğal dürtülere karşı koyabilme yeteneğini göstermektedir ![]() İnsan hayvandan ayıran şey onun anlama yetisine sahip olmasından çok "özgür" olmasıdır ![]() İnsan özgür bir varlık olduğu için ahlâkî bir varlıktır ![]() ![]() Toplumun diğer bireyleriyle birlikte bir sozleşmeci olarak genel istencin belirlenmesine oy vererek katkıda bulunan birey, genel istenç açıklığa kavuştuğunda kendisini bu istencin ifade bulduğu yasayı yapan kişi olarak görmelidir ![]() ![]() Sözleşmeci özgür bir varlık olarak tasarlanmaktadır; bu öyle bir özgürlüktür ki insanı yasayla koşulsuzca bağlamakta, onu doğadan ayırmaktadır ![]() ![]() ![]() Rousseau ahlâkî davranışın kökenini acıma duygusunda olduğunu düşünür; ona göre bu duygu insana doğuştan bağışlanmıştır ve 'yararına olanı başkasına olabildiğince az zarar vererek' gerçekleştirmeyi salık vermektedir ![]() ![]() Rousseau'nun ahlâkî davranışa getirdiği açıklamada doğadaki nedenselliğe yer yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlâkî davranış nedensel doğa yasalarına (özdeksel yasalara) dayanılarak açıklanamaz, Rousseau insanın törel bilince, doğuştan bir acıma duygusuna sahip olduğu için toplumsal bir varlık olabildiğini düşünmektedir ![]() Immanuel Kant'ın Rousseau'nun düşüncesine büyük değer verdiği bilinir ![]() ![]() Kant da Rousseau gibi varoluşu ikiye ayırmakta, tinselliği doğa nedenselliğinin egemen olduğu alandan uzaklaştırmakta, insana tinsel bir varlık olarak 'özgürlük' vermektedir ![]() ![]() ![]() Tıpkı Rousseau gibi Kant da ahlâkî davranışın temel dayanağı olarak gördüğü özgürlüğün duyumsandığını söylemektedir; ona göre içimizdeki ses, 'hata yaptığında bilincin yerindeydi' diyorsa işte bu özgür olduğumuzun, edimlerimizi yönlendirmenin elimizde olduğunun en açık kanıtıdır ![]() Kant için özgürlük ve yasa arasında çok yakın bir ilişki vardır: "Ahlâk yasası daha önce aklımızda açıklıkla düşünülmüş olmasaydı, özgürlük gibi bir şeyi (kendi içinde çelişme taşımasa bile) varsaymakta kendimizi hiçbir zaman haklı göremezdik ![]() ![]() ![]() ![]() Halil Turan |
![]() |
![]() |
|