Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
boşluğunda, dünyadüşünce, gök, tarihi

Gök Boşluğunda Bir Dünya-Düşünce Tarihi

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gök Boşluğunda Bir Dünya-Düşünce Tarihi





GÖK BOŞLUĞUNDA BİR DÜNYA


Milyonlarca yıl önce, gök boşluğunda sıcak bir gaz bulutu belirdi Bu bulut, uzun bir gelişme sonunda dünyamız olacak Biz insanlar, acı ve tatlı bütün serüvenlerimizi onun üstünde yaşayacağız:

Öykümüz, güneşin parlak ışıkları altında renklenen bu bulutla başlıyor Sıcaklığın bulutumuzdaki hidrojen ve oksijen bireşimini göğe uçurduğunu varsayıyoruz Yaşamımızın gerçekleşmesi için gereken su kalın bir bulut halinde dünyamızı çevrelemiş olmalı Yoksa dünyamız soğuyamazdı Bu, öylesine kalın bir buluttu ki güneş ışınlarının dünyamıza ulaşmasına engel oluyordu

Dünyamız karanlıktı, bundan ötürü de soğuması hızlanmıştı Soğuma, milyonlarca yıl sürmüştür herhalde Isı, kaynama derecesinin altına düştüğü zaman, dünyamızı çevreleyen bulut sağanaklar halinde boşanmaya başlamıştır Böyle olmasaydı suyu nereden bulabilirdik?

Dünyamızdaki boşluklar sularla dolmuştur Yağmurların tuzsuz olduğunu biliyoruz Tuz, okyanuslara, uzun jeolojik çağlar boyunca kara parçalarından taşınmıştır


SUDA BİR HÜCRE


Canlılığın gerçekleşebilmesi için hücre (cellule) yaşamına elverişli bir ortam oluşmalıydı

İşte, canlılığın ilk adımı olan hücre, okyanusların bu tuzlu sularında gerçekleşmiş olmalı


Bilgin Oparin, hidrokarbonların, tuzlu suyun etkisiyle inorganik karbon bileşimlerinden meydana geldiğini tanıtlamış bulunuyor

Okyanuslarda erimiş olarak bulunan hidrokarbonların birbirleriyle birleşerek gittikçe daha gelişmiş bileşikler meydana getirmiş olmaları düşünülebilir
Kimya laboratuvarlarında yapılabilen bu bileşiklerin, geniş okyanus laboratuvarlarında da yapılabileceği yadsınamaz Bu bileşiklerin içinde, canlılığın temel özdeği olan proteinler de vardır
Proteinler, amino asitler denilen çok küçük parçacıklardan meydana gelmişlerdir

İçlerinde karbon, hidrojen, oksijen, azot ve kimi durumlarda da fosfor ve kükürtlü elementler bulunur

Canlılığın en gerekli özdeği olan enzimler de proteinlerden başka bir şey değildirler

Canlı hücrenin plazmasının büyük bölümü proteindir Bütün canlı organizmaların bileşimini meydana getiren bu canlı özdeğe protoplazma denir

En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün canlılar, içlerinde protoplazma bulunan hücrelerden dokunmuştur

İnsanın varlaşabilmesi için tuzlu sular gerekiyordu





YAŞAMAK


Yaşamak, devimlilik (hareketlilik) demek

Taşıyla toprağıyla, göğüyle yıldızıyla tüm evren yaşamakta Ama biz insanlar bu deyimi, gözlerimizle görebildiğimiz kımıltılar ölçüsünde kullanmışız Bitkilerle hayvanları canlı, bunların dışındaki tüm nesneleri cansız saymışız Öyle olsun Biz de, gerçekte henüz bir başlangıç olduğu halde bizlere pek uzun gelen insanlık serüvenimizde bu yanlış anlamı sürdüreceğiz Bu anlamda yaşam, protein özdeğinin varlık biçimidir ve bütün gizleri çözümlenmiştir:

Yaşam, bir özdeğin (maddenin) başka bir özdekten bir şeyler alması ve başka özdeklere bir şeyler vermesiyle gerçekleşiyor Canlanma, böylesine bir alışverişle başlamaktadır Bu alışverişi sağlayan da doğanın yansıma (in’ikas, reflexion) özelliğidir

Doğada her nesne başka nesneleri yansıtır ve başka nesnelerde yansır
Cansız doğada bu yansıma, örneğin suyun güneşi yansıtması ve güneşin suda yansıması gibi, pasif bir olgudur Bu pasif yansıma, uzun bir gelişme süreci sonunda, protein özdeğinde aktif bir yansımaya ulaşmıştır

Protein özdeği, artık çevresinin etkilerine aktif tepkiler göstermeye başlıyor ve bunu yaparken de yeniden kazanmak zorunda bulunduğu bir enerji harcıyor Demek ki bu enerjiyi çevresinden geri alma yeteneğini oluşturmaktan başka çıkar bir yolu yok Protein özdeğinin çevresiyle bu sürekli özdek alışverişi mayalanma (fermentation) özelliğini oluşturmuştur Mayalanma da, zorunlu olarak, metabolizma (değiştirme ve dönüştürme) olayını gerçekleştiriyor

Metabolizma çelişkili bir süreçtir, hem özümler hem ayrıştırır Bir yandan besinsel özdekler canlı dokulara dönüştürülürken, öbür yandan canlı dokular cansız özdeklere dönüştürülür Soğuyan gaz bulutundaki o güzelim yaşam, böylelikle başlar: Cansız doğadaki yansıma, bu canlı organizmanın oluşumuyla yaşambilimsel (biyolojik) bir yansımaya, uyarılganlığa (tenbih yeteneğine) dönüşmüştür

Canlı organizmanın gelişmesi, zamanla, daha yüksek bir yansıtma biçimi olan duyum (ihsas)’ları oluşturacaktır Giderek, çok daha yetkin bir yansıtma aracı olan sinir sistemleri meydana gelecektir

Canlı organizmanın en gelişmiş biçimi olan insandaysa düşünme ve bilgi edinme süreci, çok özelleşmiş bulunan bu sinirler aracılığıyla başlar İnsanın dışında bulunan tüm nesnel gerçeklik bu sinirler aracılığıyla yansır ve bilgileşir

Ne var ki, kısaca özetlediğimiz bu pek açık ve yalın sonuca varmak için, yüzlerce bilginin bilimsel çabaları ve bulguları gerekmiştir

*
Orhan Hançerlioğlu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.