|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
bin, eshabi, hudayr, kiramın, sancaktarlarından, üseyd |
![]() |
Eshâb-İ Kirâmın Sancaktarlarından: Üseyd Bin Hudayr |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eshâb-İ Kirâmın Sancaktarlarından: Üseyd Bin HudayrMedîne'ye İslâmiyeti öğretmek için gelen Mus'ab bin Umeyr Medîne'de fevkalâde bir gayretle çok kimsenin Müslüman olmasını sağladı ![]() ![]() ![]() Sen işini bilen adamsın Ancak bir kabîle reisi olarak bu işe de el koymak istiyordu ![]() - Sen, işini iyi bilen, kimsenin yardımına muhtaç olmayan bir adamsın! Zayıflarımızın inançlarını bozmak için mahallemize gelmiş olan bu adamı, yanımıza gelmekten men et! Es'ad bin Zürâre akrabam olmasaydı, bu işi kendim hallederdim ![]() Bunun üzerine Üseyd bin Hudayr, Mus'ab bin Umeyr'in bulunduğu eve giderek dedi ki: - Sizi, bize getiren sebep nedir? Zayıflarımızın inançlarını mı bozacaksınız? Eğer, hayatından olmak istemiyorsan yanımızdan ayrılıp gidersin ![]() Mus'ab bin Umeyr, ona yumuşak bir sesle cevap verdi: - Hele biraz otur, sözümüzü dinle! Beğenirsen kabûl edersin, beğenmezsen dinlemekten yüz çevirirsin ![]() Mus'ab bin Umeyr ona, Kur'ân-ı kerîm okudu ![]() ![]() - Bu, ne kadar güzel, ne kadar yüce söz ![]() Ne yapması lâzım geldiğini anlattılar ve Üseyd bin Hudayr, Kelime-i şehâdet söyliyerek Müslüman oldu ![]() - Arkamda bir adam var ![]() ![]() ![]() Sonra kalkıp sür'atle gitti ![]() ![]() Bunu gören Sa'd şaşırarak hiddetlendi ve Mus'ab bin Umeyr'in yanına koştu ![]() ![]() Mus'ab bir Umeyr, ona da gâyet yumuşak konuştu ve oturup biraz dinlemesini söyledi ![]() ![]() Hepiniz îmân etmedikçe Mus'ab bin Umeyr, ona da İslâmiyeti anlattı ve Kur'ân-ı kerîmden bir miktar okudu ![]() ![]() ![]() - Hepiniz îmân etmedikçe sizin erkek ve kadınlarınızla konuşmak bana harâm olsun! Bunun üzerine kavmi hep birden İslâmiyeti kabûl etti ![]() ![]() Üseyd bin Hudayr bütün güç ve kuvvetini, maddî ma'nevî imkânlarını İslâm uğrunda kullandı ![]() ![]() ![]() Hazret-i Üseyd, Resûlullah efendimizin bütün savaşlarında yer aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mücâhidler Medîne'ye döndükten hemen sonra, Peygamber efendimiz, müşriklerin geri dönüp Medîne'ye baskın yapma ihtimalini göz önünde tutarak, Hazret-i Bilâl'e, "Resûlullah düşmanınızı takip etmenizi emrediyor!" diye seslenerek Müslümanlara duyurmasını emretti ![]() Dertlerini unutturdu Bu sırada Üseyd yaralarını tedâvi ettirmek istiyordu ![]() - İşittim, Allahın Resulünün emrine boyun eğiyorum! Sonra Üseyd bin Hudayr, silâhını eline aldı ![]() ![]() ![]() ![]() Uhud savaşından sonra bir gün Mekkeliler Peygamber efendimizi öldürmesi için bir bedevîyi kirâlık kâtil tuttular ![]() ![]() ![]() Eshâb-ı kirâm Peygamberimizin mübârek sohbetini tatlı tatlı dinlerken, bedevî girdi ![]() ![]() - Şu adamın niyeti kötü ![]() ![]() Az sonra bedevî yaklaşarak sordu: - Abdülmuttalib'in torunu hanginizdir? Peygamberimiz; - Abdülmuttalib'in oğlu benim, diye karşılık verdiler ![]() Sana doğruluk fayda verir Bedevî, kötü maksadını gerçekleştirmek üzere Resûlullaha doğru ilerlerken, Üseyd bin Hudayr eteğinden tutarak hızla çekti ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz bedevîye buyurdu ki: - Bana doğrusunu söyle, buraya niçin geldin? Eğer doğrusunu söylersen doğruluk sana fayda verir ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine bedevî, kendisinin müşrikler tarafından kiralandığını itiraf etti ![]() - Ben seni serbest bırakıyorum ![]() ![]() Bedevî Peygamberimizin bu âlicenaplığı karşısında, hiç tereddüt etmeden: - Allahtan başka ilâh yoktur ![]() ![]() Hendek savaşının uzaması üzerine Resûlullah efendimiz, çeşitli kabîlelerden meydana gelmiş olan müşrik ordusunu zayıf düşürerek morallerini bozmayı plânladı ![]() - Müslümanları muhâsaradan vazgeçip yurtlarına döner giderlerse, kendilerine, Medîne'nin yıllık meyve mahsûlünün üçte birini veririm ![]() Fakat onlar üçte bire râzı olmadılar ve mahsûlün yarısını istediler ![]() ![]() ![]() Ne hakla ayaklarını uzatıyorsun Onlar Resûlullahla görüşürlerken Üseyd bin Hudayr bir vesîleyle Peygamberimizin yanına girdi ![]() ![]() - Topla ayaklarını! Resûlullahın önünde ayaklarını ne hakla uzatıyorsun? Eğer Resûlullahın huzurunda olmasaydın, vallahi şu mızrağımı sana saplardım ![]() Gatafan kumandanın ne maksatla geldiğini öğrenince de Peygamberimize hitâben son derece saygılı bir şekilde dedi ki: - Yâ Resûlallah! Bu, Cenâb-ı Haktan gelen bir emir ise onu yerine getiriniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üseyd bu sözleriyle, Allah Resûlünün yapılmasını arzû ettiği bir işi, nefsi istemese de teslimiyetle kabûl edeceğini ortaya koyarak, Resûlullaha olan bağlılığını açık bir şekilde göstermiş oldu ![]() ![]() Üseyd bin Hudayr'ın bu konuşması Resûlullahı sevindirdiği gibi, orada bulunan Sahâbîleri de gayrete getirdi ![]() ![]() Mes'eleyi halledemedik Uyeyne bin Hısn ile Hâris bin Avf, son derece ümitsiz ve üzüntülü olarak oradan ayrıldılar ![]() ![]() ![]() Kabîlelerinden neticeyi soranlara da şöyle itirafta bulundular: - Mes'eleyi halledemedik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Peygamberimizin düşündüğü gerçekleşmiş oldu ![]() ![]() Üseyd bin Hudayr, Mekke'nin fethine de katıldı ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin, "Ne iyi kimsedir!" şeklinde methine mazhar olan Üseyd bin Hudayr'ın sesi çok güzeldi ![]() ![]() ![]() Bir gece hurma sergisinde Bekara sûresini okuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilir misin onlar nedir? Atının yanına gitti, başını kaldırdı, semâya baktı ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Üseyd, sabah olur olmaz hemen Peygamberimize koştu ve durumu anlattı ![]() - Ey Hudayr'ın oğlu! Bilir misin, onlar nedir? - Hayır, yâ Resûlallah! - Ey Üseyd, onlar meleklerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üseyd bin Hudayr, ilimden bir hakikat öğrenebilmek için, ba'zan geç saatlere kadar Resûlullahla sohbet ederdi ![]() ![]() Hazret-i Üseyd, Kur'ân-ı kerîm okumak ve dinlemekten, Resûlullahın sohbetinde bulunmaktan o derece huzur duyuyordu ki, âdetâ bunlar ondan bir parça olmuştu ![]() - Bütün arzûm, ömrümü üç hâl üzere geçirmek ve bu hâllerden hiçbir zaman ayrılmamaktır ![]() ![]() ![]() Işık salan baston Bir gün, yine bir arkadaşıyla birlikte Resûlullahın sohbetinde bulunmuşlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Âişe-i Sıddîka buyurur ki: Ensârdan üç zât var ki, fazîlet yönünden hiç kimse, onların üstünde sayılmazdı ![]() ![]() Hazret-i Üseyd, Hicretin 20 ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
|