Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bin, eden, ilk, mazûn, medinede, muhacir, osman, sahabi, vefat

Medîne'de İlk Vefât Eden Muhâcir Sahâbî: Osman Bin Maz'ûn

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Medîne'de İlk Vefât Eden Muhâcir Sahâbî: Osman Bin Maz'ûn



Osman bin Maz'ûn temiz bir yaratılışa sahipti İslâmdan önce de düzenli ve ağırbaşlı bir yaşayışı vardı Müslüman olmadan önce hiç içki içmemiş ve;
- Aklı giderip, benden aşağıdakileri bana güldüren bir şeyi içmem, demiştir

Böyle bir insanın her türlü kemâli, iyiliği ve güzelliği emreden İslâmiyeti kabûl etmemesi düşünülemezdi

Resûlullah efendimiz bir gün Mekke'de evinin yanında oturuyordu O sırada Osman bin Maz'ûn oradan geçiyordu Resûlullah efendimiz bakıp, tebessüm etti Bunun üzerine Resûlullah efendimiz ona buyurdu ki:
- Biraz oturmaz mısın?

Osman bin Maz'ûn bu teklifi kabûl etti Peygamberimizin karşısına oturdu Resûlullah efendimiz konuşuyordu Konuşurken, o sırada mübârek gözlerini göğe dikti Sanki kendisine bir şeyler anlatılıyor, o da bunu kavramak istiyor gibi başını sallıyordu Bu sırada Resûlullahın Osman bin Maz'ûn ile ilgisi kalmamıştı Bu hâl bir müddet devam etti

Ne yaptığımı gördün mü?
Peygamberimiz bundan sonra gözünü, sağ tarafından aşağı doğru ağır ağır indirdi Bilâhare Osman bin Maz'ûn bu hâli Peygamber efendimizden sordu Kendisinde, daha önce böyle bir şeye rastlamadığını söyledi

Resûlullah Osman bin Maz'ûn'a sordu:
- Ne yaptığımı gördün mü?

O da gördüklerini olduğu gibi anlattı Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Sen otururken, bana Allahü teâlânın elçisi Cebrâil aleyhisselâm geldi
- Allahü teâlânın elçisi mi?
- Evet
- Cebrâil sana ne söyledi?
- "Muhakkak ki Allahü teâlâ, adâleti, ihsânı ve akrabaya vermeyi emrediyor Zinadan, fenâlıklardan ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor (yasak ediyor) Size böylece öğüt veriyor ki, benimseyip tutasınız" [Nahl: 90] âyetini indirdi

Osman bin Maz'ûn der ki:
- Bu hâdise üzerine kalbimde îmân yeşerip yerleşti Resûlullahın sevgisi gönlüme düştü ve Müslüman oldum

Habeşistan'a hicret etti
Osman bin Maz'ûn'un İslâma girişi Resûlullahı çok sevindirdi Osman bin Maz'ûn Müslüman olduktan sonra evine gitti Âilesine de İslâmı anlatıp, onların da İslâm ile şereflenmesine vesîle oldu Böylece, ailece Müslüman olma bahtiyarlığına kavuştu

Osman bin Maz'ûn Müslüman olunca, müşriklerin çeşitli eziyet ve işkencelerine uğradı Bunun üzerine, Peygamberimizin müsaadesi ile Habeşistan'a hicret etti

Habeşistan'a hicret eden Müslümanlara, "Kureyşliler Müslüman oldu" diye yalan bir haber ulaştı Bunun üzerine, Müslümanlar Habeşistan'dan ayrılıp, Mekke'ye doğru yola çıktılar Fakat Mekke'ye yaklaşınca, haberin yalan olduğu anlaşıldı Mekke'ye girerlerse, durumlarının iyi olmıyacağını biliyorlardı

Aralarındaki istişâreden sonra her biri Mekke'de bir dostunun himâyesinde kalmaya karar verdiler Böylece Mekke'ye açıktan girme imkânını elde etmiş oldular Bu himâyeyi elde edemiyenler de vardı Bunlar ise, Mekke'ye girişlerini gizli yapmak zorunda kaldılar

Osman bin Maz'ûn, Velid bin Mugîre'nin himâyesine girmişti Ancak, Müslümanın, bir müşriğin himâyesi altında olması hazmedilir bir şey değildi Müşriklerin himâyesine giren bütün Müslümanlar, bu durumun acısını ve ağırlığını, bütün şiddetiyle rûhlarının derinliklerinde hissediyorlardı Îmânları buna aslâ müsaade etmiyordu

Himâyeyi reddetti
Zaten bütün bu sıkıntılı ve perişan durumlara onlar sebep olmuşlardı Geçici bir rahatlık için, onların himâyesine girmeyi, îmânlarından fedâkârlık sayıyorlardı Bu yüzden himâye altına girenlerin hepsi üzgün ve kalbleri kırık idi Bu üzüntüyü en çok hissedenlerden biri de Osman bin Maz'ûn idi Kendi kendine dedi ki:
- Vallahi, benim arkadaşlarım, Allah yolunda çeşit çeşit eziyet ve sıkıntı çekerken, bir müşriğin himâyesinde rahat ve emniyet içinde yaşamam, bu belâlardan uzak kalmam, benim için büyük bir eksikliktir

Doğruca, Velid bin Mugîre'ye gitti Ona dedi ki:
- Ey amcamın oğlu! Beni himâyene aldın Güzelce de himâye ettin Taahhüdünü yerine getirdin Bu zamana kadar senin himâyende idim Şimdi senin himâyenden çıkıp Allahın ve Resûlünün himâyesine giriyorum Bunun için himâyeni sana iâde ediyorum
- Niçim himâyemden çıkmak istiyorsun? Yoksa birisi sana işkence veya kötülük mü yaptı Yoksa benim himâyem sana yeterli olmadı mı?
- Böyle bir şey yoktur Ancak bir müşriğin himâyesinde olmak biz Müslümanlara yakışmaz Üstelik bizim perişan hâllere düşmemize sebep oldunuz Ben Allahü teâlânın himâyesinden râzıyım Bize O'nun garantisi kâfidir

Bunun üzerine Velid bin Mugîre son olarak şöyle dedi:
- Öyleyse bu reddi Mescid-i Harâm'da açıktan yap!

Beraberce Mescid-i Harâm'a gittiler Velid, orada, Osman bin Maz'ûn'un himâyesini reddettiğini söyledi Osman bin Maz'ûn da onun sözünü tasdik ederek şöyle dedi:
- Ben Allahü teâlâdan başkasının himâyesinde bulunmayı sevmiyorum Onun için, Velid'in üzerimdeki himâyesini reddettim

Bu redde, orada bulunanların hepsi şâhid oldu Artık o himâyesizdi Osman bin Maz'ûn hazretleri îmân ve inancından hiç tâviz vermemiş, en ağır eziyet ve hakâretler bile onu da'vasından vazgeçirememişti

Osman bin Maz'ûn Velid bin Mugîre'nin himâyesinden çıktıktan sonra, Kureyşlilerin meclisine gitti Orada meşhur câhiliyye şairi Lebîd de bulunuyordu O yazdığı bir kasîdeyi okuyor, herkes onu dinliyordu

Lebîd, "Şüphesiz Allahü teâlâdan başka herşey bâtıldır" mısraını okurken, Osman bin Maz'ûn, "Doğru söyledin" dedi "Her ni'met mutlaka zevâle (yok olmaya) mahkûmdur, mısraını okurken de, "Yalan söyledin, Cennet ni'metleri zevâl bulmaz, dâimîdir" demişti

Kureyşliler Lebîd'e dediler ki:
- Okuduklarını bize tekrarla!

Lebîd ilk mısraı tekrar okuyunca, Osman bin Maz'ûn onu tekrar tasdik etti İkinci mısraı okuyunca tekrar yalanladı

Böyle kimseler olmazdı
Bunun üzerine Lebîd kızgın bir hâlde, Kureyşlilere sitem ederek dedi ki:
- Ey Kureyşliler! Sizin meclisinizde böyle kimseler olmazdı Ne oldu size?

Kureyşliler, Lebîd'i teskin etmeye çalışarak dediler ki:
- Sen ona bakma, o zaten bizim dînimize, putlarımıza da karşı gelip, başka bir yol tuttu Daha önce Velid bin Mugîre'nin himâyesinde idi, bunu da reddetti

Bu sırada, müşriklerden Abdullah bin Ümeyye, Osman bin Maz'ûn'un gözüne şiddetli bir yumruk vurup, gözünü mosmor yaptı Velid bin Mugîre, yapılanı gördüğü hâlde hiç yardımcı olmamış, aksine;
- Himâyemi reddetmeseydin böyle olmazdın, demişti

Osman bin Maz'ûn'un tek suçu var idi O da Allahü teâlâya îmân etmesi ve bu îmân istikâmetinde konuşmasıydı Karşılaştığı bu üzücü durum, Osman bin Maz'ûn'u durduramamış, içindeki alev alev kabaran îmânla cevap verdi:
- Vallahi, Allah için, bu sağlam gözüm de, öncekinin âkıbetine uğrasa gam yemem Ben, Allahü teâlânın teminatındayım Rızâ yolunda, gözüme vurulan tokatın ecrini Allahü teâlâ verecektir Kimden Allahü teâlâ râzı olursa o bahtiyardır Bana sefîh ve yolunu şaşırmış da deseler, ben Muhammed aleyhisselâmın dîni üzereyim Bana ne kadar zulmetseler, eziyet etseler de bu yoldan yürüyeceğim

Bu samîmî ve içten gelen ifâdeler, Velid'e te'sîr etmişti Bundan dolayı Velid, Osman bin Maz'ûn hazretlerine dedi ki:
- Gel, tekrar himâyeme gir
- Ben Allahü teâlâdan başkasının himâyesine giremem

Cezâsını buldu
Osman bin Maz'ûn'un gözüne müşriklerden Abdullah bin Ümeyye tarafından o yumruk vurulunca, orada bu acıya içten katılan, sanki kendisine vurulmuş gibi olan bir kişi vardı O da Hazret-i Sa'd bin Ebî Vakkâs idi Çünkü Müslüman kardeşine atılan bu tokat, ona atılmış demekti

Bunu kabûl edemiyen Hazret-i Sa'd yerinden fırlayıp, o da, o kâfirin suratına müthiş bir yumruk indirdi Abdullah bin Ümeyye'nin yüzü gözü kanlar içerisinde kaldı Böylece o, lâyık olduğu cezâyı bulmuş oldu

Osman bin Maz'ûn hicretin ikinci senesinde Bedir harbi sırasında hastalandı Tedâvisine çalışılmış, fakat iyileşememişti Nihayet hicretten otuz ay sonra ebedî âleme göçtü Medîne'de ilk vefât eden muhâcir sahâbî o oldu Peygamber efendimiz o kefenlenirken alnından öptü Sonra;
- Sen de dünyadan bir şey elde etmedin, dünya da senden etmedi, buyurdu

Mübârek gözlerinden akan yaşlar Osman bin Maz'ûn hazretlerinin yanaklarına damladı

Osman bin Maz'ûn'un techîz ve tekfîni bitmişti Bu sırada Ümmül-Alâ; Osman bin Maz'ûn'a şöyle seslendi:
- Ey Osman! Allahü teâlâ sana ikrâmda bulunmuştur

Nereden biliyorsun?
Bunun üzerine Resûlullah efendimiz ona sordu:
- Allahü teâlânın ona ikrâm ettiğini nereden biliyorsun?

- Yâ Resûlallah! Osman bin Maz'ûn'a hüsn-i zannım olduğu için
- Vallahi Osman için hayır ümit ediyorum Ancak ben Allahü teâlânın Peygamberi olduğum hâlde, Allahü teâlâ bildirmedikçe başıma ne geleceğini bilmem

Ümmül-Alâ, o günden sonra, bir daha kimse için böyle sözlere cesâret edemediğini söylemiştir

Osman bin Maz'ûn'un vefâtı sırasında Müslümanların henüz bir kabristanı yoktu Resûlullah Eshâbı için, bir kabristan arıyordu Medîne etrafına teşrif buyurdular
- Bakî' ile emrolundum, buyurarak orayı kabristan seçtiler Böylece Hazret-i Osman bin Maz'ûn ilk Bakî'ya defnedilen oldu Osman bin Maz'ûn kabre indirilirken, Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
- O, bizim ne iyi selefimizdir

Kabrinin baş tarafına bir taş dikti Ondan sonra birisi vefât edince, Resûlullaha, "Nereye defnedelim" diye sorulur, Peygamberimiz de, "Selefimiz Osman bin Maz'ûn'un yanına" buyururlardı

Osman bin Maz'ûn dünyaya hiç rağbet ve tama' etmez, devamlı ibâdetlerle meşgul olurdu Peygamber efendimiz, o vefât ettiği zaman;
- Dünyadan üzerine birşey bürünmeden çıktı, buyurmuştur

En güzel örnek
Gecelerini namaz kılmak, göndüzlerini de oruç tutmakla geçirirdi Bu husûs Peygamber efendimize haber verildi Ona buyurdu ki:
- Ben senin için güzel bir örnek değil miyim?

Osman bin Maz'ûn suâl etti:
- Anam-babam sana fedâ olsun! Bu soruyu niçin sordunuz?
- Devamlı olarak gündüzlerini oruçla, gecelerini de namazla geçiriyormuşsun
- Öyle yapıyorum
- Gözlerinin, senin üzerinde hakkı vardır Bedeninin hakkı var, âilenin hakkı var Namaz kıl, fakat aynı zamanda yat ve uyu Oruç tut, ancak ba'zan da tutma Ey Osman! Allahü teâlâ beni ruhbanlıkla değil, tatbiki kolay bir din ile gönderdi

Böylece Resûlullah efendimiz Osman bin Maz'ûn'a nâfile ibâdetlerde ve niyâzda mu'tedil olmasını tavsiye buyurmuşlardır


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.