Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bin, ettiği, hişâm, işkence, kardeşlerinin, sahabi, seleme

Kardeşlerinin İşkence Ettiği Sahâbî: Seleme Bin Hişâm

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kardeşlerinin İşkence Ettiği Sahâbî: Seleme Bin Hişâm



Mekke ufuklarını aydınlatan hidâyet nûru, kalb ve gönüllere yansıyınca, İslâmiyetin şifâ bahşeden berrak menbaına her geçen gün birkaç kişi daha yanaşıyor, o âb-ı hayâta dalarak yudumluyor, rûhlarını paslandıran cehâlet ve zulüm kirlerinden kurtularak huzûra kavuşuyorlardı

İnsanlık, o sıralar o kadar zavallılaşmış ve gülünç bir hâle düşmüştü ki, her türlü aşağılıkları işliyorlardı İşte onları, şirkin, küfrün ürkütücü pençesinden alıp, İslâmiyetin munis ve şefkatli sînesine, merhametli kucağına da’vet eden yüce Resûl, insanlığın hakîkî kurtarıcısı olduğunu ispat ediyordu

Kardeşlerin nasîblisi
İslâmiyet sayesinde insanlar arasında o kadar kuvvetli, sağlam bir yakınlık ve kardeşlik kurulmuştu ki, küfür cephesinde kalanlarla, îmân safında bulunanlar arasında daha önce mevcut olan kan bağı akrabalık münâsebetlerinden hiçbir eser kalmamıştı Müşrik baba, mü’min oğlunu en büyük düşman biliyor, îmânsız kardeş, İslâmiyeti seçen kardeşini en azılı hasım olarak görüyordu

Bu ibretli tablo Hişâm’ın beş oğlu arasında çok açık bir şekilde müşâhede ediliyordu Seleme ile Hâris Peygamber efendimizin yanında yer alırken, aynı babadan gelen Ebû Cehil, Âs ve Hâlid nasîbsiz gürûhunun elebaşısıydılar

Büyük kardeşi Seleme’nin îmân ettiğini duyunca, Ebû Cehil’in hısımlığı hasımlığa çevrilmiş, kendi âilesinden bir ferdin, Peygamber efendimizin safına geçmesini hiç hazmedememişti Onu vazgeçirmek için her türlü yola başvurdu Fakat bütün çabaları boşa çıktı Îmânın ulvî hazzını tadan kimsenin, tekrar dönüp küfrün zehirini ağzına alması mümkün müydü?

Hazret-i Seleme, zâlim kardeşinin hareketlerine daha fazla tahammül edemedi Habeşistan’a hicret etti Böylece her ne kadar yer ve yurtlarından ayrı düşmüşler ise de can ve dinleri emniyette idi

Bu Müslümanlar hicret edeli üç ay olmuştu Receb, Şa’bân ve Ramazan aylarını orada geçirmişlerdi Kulaklarına şöyle bir haber geldi:
“Mekkeliler îmân etti, Velîd bin Mugîre Müslüman oldu

Bunun üzerine kendi aralarında, “Bunlar Müslüman olduktan sonra Mekke’de Müslüman olmayacak kim kaldı? Bize kendi kavim ve kabîlemiz arasında yaşamak daha iyidir” diyerek bir kısmı geri dönmeye karar verdi Fakat Mekke’ye yaklaşıp da duydukları haberin asılsız olduğunu öğrenince hayâl kırıklığına uğradılar

Himâyeye girmediler
Mekke’ye, gelişigüzel girmek mümkün değildi Mekke’ye girmek demek, müşriklerin revâ görecekleri ezâ ve cefâları peşinen kabûl etmek demekti Böyle bir tehlikeyi savuşturmak için ekserîsi Mekke’de bulunan akraba ve yakınlarının himâyesine girmeyi düşündüler Böyle olunca bir çeşit mülteci gibi kabûl edileceklerdi Nitekim bir kısmı öyle yaptı

Ba’zıları da himâyeye girmediler ve Mekke’ye gizliden girerek uzun müddet geldiklerini sezdirmediler Fakat bunların bir kısmı, bir süre gizlendilerse de müşrikler tarafından yakalandılar İşte, Seleme bin Hişâm, Velîd bin Velîd, Hişâm bin Âs, Abdullah bin Süheyl ve daha birkaç sahâbî bu tutulup hapsedilen Müslümanlardandı

Uzun müddet en yakınları tarafından işkenceye tâbi tutulan ve zulmün her türlüsüne mâruz kalan Hazret-i Seleme, Iyaş ve Hişâm Medîne'ye hicret emri çıkınca bile esâret zincirinden kurtulamadı Hattâ bu yüzden Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına da katılamadı

Öz kardeşi Ebû Cehil, Hazret-i Seleme bin Hişâm'ı işkenceden işkenceye sokuyordu Yoruluncaya kadar dövüyor, türlü hakâretler ediyor, aç susuz bırakarak günlerce acı ve ızdırap içine atıyordu

Bütün bu zulümleri yapmasındaki maksadı, "Belki tahammülsüz kalır da, dîninden vazgeçer" düşüncesinden ortaya çıkıyordu Halbuki Hazret-i Seleme'de kâinâta meydan okuyacak kadar kuvvetli bir îmân; bitip tükenmez bir Resûlullah sevgisi vardı

İşkenceye aldırmadı
Uzun yıllar îmânında en ufak bir tereddüde kapılmadan, usanıp bıkmadan, sabır ve azim içinde, revâ görülen işkencelere aldırmadı

Bu îmân fedâîlerinin acıklı hâlini bilen, onların çektiği sıkıntıyı kendi rûhunda da hisseden Resûl-i ekrem efendimiz, bir ay müddetle her sabah namazında şu duâyı tekrar ederdi:
"Allahım, Velîd bin Velîd'i kurtar! Allahım, Seleme bin Hişâm'ı kurtar! Allahım, Iyaş bin Rebia'yı kurtar! Allahım, mü'minlerin zayıf olanlarını kurtar!"

Mekke müşriklerinin elinde bulunan bu üç sahâbî birbirlerinin amca çocuklarıydı Mugîre üçünün de dedesiydi Velîd bin Velîd, Müslüman olup Mekke'ye gidince hapsedilmiş, Iyaş bin Rebia hicret esnâsında Ebû Cehil tarafından kandırılarak götürülüp işkenceye tâbi tutulmuştu Bu üç sahâbî de bir aradaydı Üçünü birbirlerine bağlamışlardı

Hazret-i Velîd bir fırsatını bularak kaçıp Medîne'ye geldi Peygamber efendimiz, Velîd'e diğer kardeşleri Seleme ile Iyaş'ın durumunu sordu Hazret-i Velîd, onların ayaklarının birbirine bağlı bulunduğunu, şiddetli azâb ve işkence içinde kıvrandıklarını haber verdi

Kim kurtarır?
Peygamberimiz, bu mağdûr Müslümanları müşriklerin ellerinden kurtarmak istiyordu Bunun için bir defasında sordu:
- Bunları kim kurtarıp Medîne'ye getirir?

Hemen ayağa kalkan Hazret-i Velîd dedi ki:
- Onları ben kurtarıp size getiririm, yâ Resûlallah!

Mekke'ye giden Hazret-i Velîd gizlice şehre girdi Mahpuslara yemek götüren bir kadından Hazret-i Seleme ile Hazret-i Iyaş'ın bulundukları yeri öğrendi Geceleyin oraya varan Velîd, bağlandıkları ipi kesti, onları devesine bindirerek Mekke'den çıkardı

Mazlûmların kaçtıklarını öğrenen müşrikler peşlerine düştülerse de, onları ele geçiremediler Hazret-i Velîd kurtardığı iki arkadaşıyla birlikte Medîne'ye geldiğinde yürümekten ayak parmakları parçalanmış, kanlar içinde kalmıştı İki mümtaz sahâbînin kurtulduğunu öğrenen Peygamberimiz çok sevinmişti

Hazret-i Seleme artık rahattı Peygamberimizin vefâtına kadar Medîne'de kaldı Hazret-i Ebû Bekir'in hilâfetinde Suriye seferine katılan mücâhitler arasında yer aldı Hazret-i Ömer'in halîfeliği sırasında vuku bulan Mercu's-Sufr savaşında, Hicretin 14 senesi Muharrem ayında şehîd düştü



alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.