|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
Âzib, bera, bin, değiştiğini, haber, kıblenin, sahabi, veren |
![]() |
Kıblenin Değiştiğini Haber Veren Sahâbî: Berâ Bin Âzib |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kıblenin Değiştiğini Haber Veren Sahâbî: Berâ Bin ÂzibBerâ bin Âzib, Resûlullahın hicretinden önce Medîne-i münevverede küçük yaşta iken Müslüman oldu ![]() ![]() ![]() Medîne halkının sevinci "Resûlullahın Eshâbından Medîne'ye ilk gelenler, Mus'ab bin Umeyr ile Abdullah İbni Ümmi Mektûm idi ![]() ![]() ![]() ![]() Nihayet Resûlullah efendimiz Medîne'ye hicret ettiler ![]() ![]() ![]() Berâ bin Âzib, Resûlullah ile beraber onbeş savaşta bulundu ![]() ![]() - Resûlullah efendimiz ben ve İbni Ömer küçük yaşta olduğumuz için bizi Bedir savaşına göndermedi ![]() Hazret-i Berâ, kıblenin Ka'be'ye çevrilmesini bildiren sahâbîdir ![]() Resûlullah efendimiz Medîne'ye teşrif ettikleri zaman onaltı veya onyedi ay kadar Mescid-i Aksâ'ya doğru namaz kıldı ![]() ![]() ![]() Peygamberimizle namaz kılanlardan birisi mescidden çıktı ![]() ![]() - Resûlullah efendimizle beraber Mekke'ye doğru namaz kıldığıma Allah için şehâdet ederim, deyince, namazlarını bozmadan oldukları gibi Ka'be-i Muazzamaya döndüler ![]() Peygamberimiz Mescid-i Aksâ'ya doğru namaz kılarken Yahûdîlerle diğer Ehl-i Kitâb bundan hoşlanırdı ![]() ![]() Kıble değişmeden önce Mescid-i Aksâ'ya doğru namaz kılıp, vefât eden kimseler vardı ![]() ![]() Önce Müslüman ol Hazret-i Berâ, Uhud harbinde meydana gelen bir hâdiseyi şöyle naklediyor: Uhud harbinde yüzü zırh ile örtülü bir kişi Peygamber efendimize gelerek arz etti: - Yâ Resûlallah! Şimdi harb edeyim de sonra mı Müslüman olayım, yoksa hemen mi? Resûlullah buyurdu ki: - Önce Müslüman ol, sonra harb et! O kimse Müslüman oldu ![]() ![]() - Az iş yaptı, fakat çok sevâb kazandı, buyurdu ![]() Berâ bin Âzib buyuruyor ki: Birgün Resûlullah efendimiz ile beraber Ensârdan bir zâtın cenâzesine gitmiştik ![]() - Yâ Rabbî! Kabir azâbından sana sığınırım, dedikten sonra şunları anlattılar: Bütün kapılar açılır Mü'min öleceği zaman Allahü teâlâ, yanlarında kefen ve güzel koku bulunan, yüzleri güneş gibi parlayan melekleri gönderir ![]() ![]() ![]() ![]() Rûhu Allahü teâlânın huzuruna çıktığı zaman, melekler derler ki: - Yâ Rabbî! Bu filân kulunun rûhudur ![]() Allahü teâlâ buyurur ki: - Onu geri çevirin ve onun için hazırladığım mükâfât ve ihsânları kendisine gösterin ![]() ![]() Rûh kabrine döner ve hattâ kendisini defnedip dağılanların ayak seslerini dahî duyar ![]() - Rabbin kimdir? - Rabbim Allahtır ![]() - Dînin nedir? - Dînim İslâmdır ![]() - Size doğru yolu göstermek üzere Allah tarafından gönderilen zât kimdir? - O zât Muhammed aleyhisselâmdır ![]() Bu cevabı verince birisi: - Doğru söyledin, der ![]() İşte bu, Allahü teâlânın buyurduğu, (Allah îmân edenlere dünya ve âhiret hayâtında o kararlı sözlerinde dâimâ sebât ihsân eder) [İbrahim: 27] sözün ma'nâsıdır ![]() Sonra karşısına yüzü, elbisesi ve kokusu güzel birisi gelir ve der ki: - Ni'metleri devamlı olan Allahü teâlânın Cennet ve rahmeti ile sana müjdeler olsun ![]() Cennetten kapı açın Mü'min kimse sorar: - Allah sana hayırlı karşılıklar versin, sen kimsin? - Ben senin dünyadaki iyi amellerinim ![]() ![]() ![]() Bundan sonra birisi der ki: - Buna Cennetten bir döşek getirin ve Cennetten kabrine bir kapı açın ![]() Bir döşek getirilir ve Cennete doğru bir kapı açılır ![]() - Yâ Rabbi! Kıyâmeti çabuk getir de bir an önce âileme, çocuklarıma kavuşayım ![]() Kâfirler, dünyadan alâkasını kesip öleceği zaman, şiddetli azâb yapan melekler, ateşten elbise ve katrandan gömleklerle karşısında dururlar ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük azâbı gösterin! Melekler derler ki: - Yâ Rabbî! Bu falan kulunun rûhudur, yerler ve gökler bunu kabûl etmiyorlar ![]() Allahü teâlâ buyurur ki: - Onu geri çevirin ve ona hazırladığım büyük azâbı gösterin ![]() ![]() Sonra rûhu mezarına götürülür ![]() ![]() - Rabbin kim, Peygamberin kim ve dinin nedir? O kâfir kimse de der ki: - Bilmiyorum ![]() Bundan sonra çirkin elbiseli, pis kokulu ve vahşi yüzlü birisi gelip karşısına dikilerek der ki: - Allahın gadabı ve sonsuz azâbı sana müjde olsun ![]() - Sen kimsin? - Ben senin dünyada iken yaptığın çirkin amelinim ![]() ![]() ![]() Sonra gözleri görmeyen, konuşamayan ve kulakları duymayan bir melek onu yakalar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Buna ateşten iki demir levha getirin ve mezarından da Cehenneme doğru bir kapı açın! Hemen onun kabrine ateşten iki demir levha döşenir ve Cehennemden de bir kapı açılır ![]() Cennete götüren amel Berâ bin Âzib diyor ki: Bir köylü, Resûlullaha gelip dedi ki: - Yâ Resûlallah! Beni Cennete götürecek bir ameli bana öğret ![]() Peygamberimiz bunun üzerine buyurdu ki: - Aç kimseleri doyur, susuz olana su ver, emr-i ma'rûf ve nehy-i münker yap, ya'nî Allahü teâlânın emirlerini, iyi amelleri insanlara öğret, harâm ve yasak olan kötü şeyleri de insanlardan men et ![]() ![]() Berâ bin Âzib, Medîne'nin etrafına harb için hendek kazılırken, Resûlullahın hâlini şöyle anlatır: Resûl-i ekremi hendek kazıldığı esnâda bizimle birlikte toprak taşırken gördüm ![]() ![]() ![]() "Yâ Rabbî! Sen bize hidâyet etmemiş ve doğru yolu gösterip bize rahmet etmemiş olsaydın, biz muhakkak dalâlette kalırdık ![]() Su fışkırdı Yine Hazret-i Berâ, Peygamberimizin Hudeybiye'deki mu'cizesini şöyle bildiriyor: Hudeybiye'de bir kuyu vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Berâ buyurdu ki: Resûlullahı yatsı namazında Tin sûresini okurken dinledim ![]() ![]() Bir defasında Resûlullah efendimiz Berâ bin Âzib'e buyurdu ki: - Yatacağın zaman önce abdest al ![]() ![]() ![]() Yâ Berâ! Bunlar son sözün olsun ![]() ![]() Yedi şeyi emretti Berâ bin Âzib buyurdu ki: Resûlullah efendimiz bize yedi şeyi emredip, yedi şeyi de yasakladı ![]() Birincisi, cenâzeye katılıp kabre kadar gitmek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birincisi, gümüş kap kullanmak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Berâ bin Âzib hayatının son zamanlarında Kûfe'ye yerleşti ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
|